“DOKTORLAR DA” ANLAŞILMAK İSTER...
Dr. Feza Şen
28 Ağustos 2018 Salı 11:21
Hekim veya Tabip veya Doktor dediğimiz kişi tıp (Tababet) alanında çalışan, insan sağlığını koruyan ve bozulmuş sağlığı düzeltmek için çaba harcayan, şifa veren diplomalı profesyonel kişidir.
Doktor, Latince öğretmen demektir. Doktor kelimesi bin yıl önce, ilk üniversitelerin ortaya çıkmasıyla birlikte, akademik bir unvan olarak kullanılmıştır. Günümüzde, doktora sahibi olan kişilere verilmekle birlikte, genellikle Tıp Doktoru anlamında kullanılır ve kişilerin adlarından önce gelen Dr. kısaltmasıyla belirtilir.
► Kaç yılda “Doktor” olunur…
Altı yıllık okul hayatının sonunda Hekim veya Tabip veya Doktor olarak mesleğe başlanır. Ve altı yılın üstüne de 4-6 yıl daha eğitim tamamlayarak Uzman Tabip olunur.
Yetmez; Çocuk Kardiyoloğu, Medikal Onkolog ve diğer üst tıp dallarında görev yapan Doktor iseniz; 10 yılın üstüne tekrar eğitim tamamlayan, yaklaşık 15 yılını hastalıkları öğrenmeye adayan bir kişidir Tabip veya Hekim veya Doktor… Doğumdan sonra hiç ara vermeden ilkokul ile başlayan eğitim serüveni, en erken sizi 35 yaşlarında meslek sahibi yapmıştır.
Eğitimlerin bitmesi sizi iyi doktor yapmaz; iyi doktor özelliklerinin başında bilgili olmak, gelişmeleri takip etmek, yaptığı işlemlerde beceri kazanmış olmak gelir…
Öncelikle ayırım gözetmeksizin insanları sevmeden, alçakgönüllü, ön yargısız ve sorumluluk sahibi olmadan, sorunlara 360 derece bakış açısı ile bakmadan iyi doktor olmak mümkün değildir.
Ayrıca “Hekim veya Tabip veya Doktoru” güçlü kılan yanı; birçok bilgiyi bildiğini kabul etmeyecek kadar mütevazılığa sahip olan ve sürekli araştırmaktan, öğrenmekten kaçınmayan kişiliğidir. “Doktor” doğulmaz ama “Doktor” olunur.” Hayatındaki zamanları; sürekli eğitim ve öğretim ile geçirmek ana ilkedir, Doktorluk için…
Hekiminize, Tabibinize, Doktorunuzu anlamak isterseniz Avusturyalı yazar Stefan Zweig’in söylediğini aklınıza getirin, "Gerçek doktor, her hasta ile yaşayıp ölendir…."
► "Doktorlar" anlaşılmak ister...
Yazarlarımızdan Perihan Mağden tarafından birkaç yıl öncesine ait, hastanede geçirmek zorunda kaldığı zaman sonrasında kaleme aldığı “Doktorlar” ile ilgili güzel bir makale var… İşte bu makaleyi “Hekimleri veya Tabipleri veya Doktorları” daha iyi tanımaz ve anlamanız için sizlerle paylaşıyorum.
♦ “Hastanelerde 'hayat' öyle tuhaf ki. …Sürekli bir kampçılık durumu. Çay kaşıkları plastik, kupaların üstünde ilaç şirketlerinin isimleri var, her şeyin üstünde ilaç şirketlerinin isimleri var. Elinizi değdirdiğiniz her şey çirkin ve atılası. …Herkes, her an 'kampçılık' yapıyor. Bu duygu, bu mutlak göçebelik ve her an işbaşında olma duygusu, bende dehşet yaratıyor. Bu hayatın içinde bir de doktorlar var. İster istemez onları düşünüyorsunuz. Eşyalarıyla, koridorlarıyla, duvarlarıyla bu mekânlara nasıl tahammül ettiklerini. ..
♦ Doktorların bir de hastaları var. Her gün, her gece, birilerinin kolunu, bacağını, beynini, hayatını kurtarıyorlar. Ya da kurtaramıyorlar. Ama hep oradalar. O binalardalar ve böylesine ağır bir işleri var. Hayretle izliyorum: Kötü yemekler (zaten ne yiyip, ne yemediklerinin farkında olmayacak kadar çok çalışıyorlar) kötü eşyalar (neye dokunup nasıl bir kaptan içtiklerinin farkında olmayacak kadar çok çalışıyorlar) kötü renkler, mekânlar (bulundukları yerin nasıl döşendiğini fark edemeyecek kadar çok çalışıyorlar): Doktorlar habire ayaktalar, 'işlerinin' başındalar. Üstelik, inanmayacaksınız ama DUYGULANIYORLAR, ÜZÜLÜYORLAR, SEVİNİYORLAR; hastalar için yorulmadan savaşıyorlar.
♦ Doktorların habire bu 'işi' niye seçtiklerini düşünmemek, elimde değil. İnsan, bu denli ağır bir işi, hayatla ölüm arasında ellerinde gidip gelen insanlarla olmayı, onlar hayatla ölüm arasında sallanırken hayatta kalmaları için günler ve geceler boyu çalışmayı, nasıl seçer, neden seçer? Onlar bu tercihi yapmasalar, bizler sapır sapır dökülürüz bir kere.
♦ Onlara bu tercihi yaptıran bilinçaltı ve üstü dürtüler, onların 'üstün' insanlar olduğu anlamına mı geliyor? Egoları bizimkilerden daha mı büyük? Süper egoları daha mı güçlü? …..ve 'hayatın anlamı nedir' diye kıvranarak günler ve geceler geçirecek halleri yok. Buna ne vakitleri var, ne takatleri. …..Zira ellerinde insanların hayatları var ve onlar, bununla meşguller. İnsanların hayatını kurtarmakla..
♦ ….Hep iş başındalar ve hep yürekleriyle, beyinleriyle seferberlikteler. Bu episod esnasında tanıdığım bütün o olağanüstü doktorlara, ben nasıl teşekkür edeceğimi kestirebilmiş değilim. Nazik bir Çinli gibi habire teşekkür etmekteyim gerçi.
♦ Ama onların hayatlarını bizlere akıtmalarının karşılığı hangi teşekkürle mümkün, bunu kestiremiyorum. Aynen onları bu işi tercih etmeye itenin tam da ne olduğunu kestiremediğim gibi.
♦ Ama işte o inanılmaz mekânlarda, bir sürü imkânsızlıkla kuşatılmış olarak, başları dik ve üstelik her an size gülümsemeye, cevap vermeye hazır, gecenin üçünde dördünde dahi koşuşturarak, bizler için paralanan birileri var.
♦ “Bazen anlamadığımız, anlayamadığımız şeyler daha güzel ve özeldir.” Onlar da öyleler.”
Hekim olarak bizleri anlama gayreti gösterip anladığınız için “Teşekkürler Perihan Mağden…..”
Birde bu gözle bakalım Hekimlerimize, Tabiplerimize, Doktorlarımıza…
Saygılarımla…
Dr. Feza Şen
0 532 277 88 27
Mail: [email protected] & [email protected]
Web: www.fezasen.com
Sağlık Aktüel - www.saglikaktuel.com
YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Sağlık Aktüel’e (www.saglikaktuel.com) aittir. İzin alınmadan aktif bağlantı kurulsa bile içerik kullanılamaz. Yapılan alıntılar için 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 36. maddesi uyarınca yasal işlem uygulanacaktır.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2006 Sağlık Aktüel