23 Kasım 2024
  • Ankara10°C
  • İstanbul18°C
  • Bursa22°C
  • Antalya14°C
  • İzmir19°C

COVİD19 TANISI ALAN SAĞLIK ÇALIŞANLARI İŞ KAZASI MI,MESLEK HASTALIĞI MI?

Hukuk Köşesi

08 Nisan 2020 Çarşamba 04:35

 

 

COVID 19 TANISI ALAN SAĞLIK ÇALIŞANLARI

İŞ KAZASI MI? MESLEK HASTALIĞI MI?

umit-erdem.jpg

Sosyal Güvenlik Hakkı; temel insan haklarından olup, uluslararası hukuk normları ile Anayasa’da güvence altına alınmıştır. Bu hak bireyleri toplum içinde iktisadi bakımdan desteklemeyi, muhtaçlığa düşmesini önlemeyi, sosyo – ekonomik ve fizyolojik risklerin sonuçlarına karşı korumayı hedef alan bir haktır. Çalışanın mesleğini icrası sırasında sürekli tekrarladığı faaliyetlerden dolayı ya da icra edilen işin niteliği veya işin şartları nedeniyle mesleği ile bağlantılı olarak meydana gelen hastalıkları da sosyal güvenlik sistemi içerisinde bir sosyal risk olarak kabul edilmekte ve bu hastalıklar meslek hastalığı olarak nitelendirilmektedir. Meslek Hastalığı; gerek Dünya Sağlık Örgütü (WHO) gerekse Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO) belgelerinde ve diğer uluslararası kaynaklarda “zararlı bir etkenle insan vücudu arasında, çalışan işe özgü neden-sonuç, etki-tepki ilişkisinin ortaya konulabildiği hastalıklar grubu” olarak tanımlanmaktadır.

Mevzuatımızda ise Meslek Hastalığı’nın tanımı; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun “Meslek hastalığının tanımı, bildirilmesi ve soruşturulması” başlıklı 14. maddesinin ilk fıkrasında yapılmıştır. İlgili fıkraya göre; “Meslek Hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik hâlleri”dir. Ayrıca 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının “l” bendinde de Meslek Hastalığı, “mesleki risklere maruziyet sonucu ortaya çıkan hastalık” olarak tanımlanmıştır.

Gerçekten de “Meslek Hastalığı”; işin nitelik ve yürütüm şartları sonucu ya da işyerinin durumu dolayısıyla yavaş yavaş ortaya çıkan bir sağlık sorunudur.

Yine Meslek Hastalığı için aranacak şartlardan; ilgili Yönetmelik’te yer alması, belirtilen süre içerisinde meydana gelmesi ve Kurum Sağlık Raporu ile saptanmasıdır. 5510 sayılı Kanun’un 14. maddesinin son fıkrasında; “Hangi hâllerin Meslek Hastalığı sayılacağı, İş Kazası ve Meslek Hastalığı bildirgesinin şekli ve içeriği, verilme usûlü ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak Yönetmelik’te düzenlenir. Yönetmelik’te belirlenmiş hastalıklar dışında herhangi bir hastalığın meslek hastalığı sayılıp sayılmaması hususunda çıkabilecek uyuşmazlıklar, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu’nca karara bağlanır.” düzenlemesi getirilmiştir.

Çalışılan veya yapılan işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütümü sonucu Meslek Hastalığı’na neden olan etkilerle karşılaşması elbette Meslek Hastalığı’nın varlığı için yeterli değildir. Aynı zamanda geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik hâlinin de ortaya çıkması gerekmektedir.

Uyuşmazlığın çözülmesi yönünden bu sefer de hangi olay(lar)ın İş Kazası olduğunun saptanmasında başvurulacak yasal dayanakların ve uygulanacak ilkelerin ortaya konulmasında yarar vardır;

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 13. maddesine göre İş Kazası; “a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle, c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak iş yeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özüre uğratan olaydır.” şeklinde tanımlanmıştır.

5510 sayılı Kanun’da İş Kazası sayılan hallerden (b) bendi dışında kazanın yapılan işle ilgisini aranmamaktadır. İş Kazası kavramının Kanun’da bu şekilde geniş düzenlenmesinin sebebi Sosyal Güvenlik Hakkı’nın koruyucu kapsamının mümkün olduğunca genişletilmesinin amaçlanmasıdır.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 3. maddesine göre ise; “İş Kazası; işyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hâle getiren olayı” şeklinde tanımlanmış olup, bu tanım hem bireysel iş hukuku anlamındaki İş Kazası tanımından hem de sosyal güvenlik hukuku anlamındaki İş Kazası tanımından farklılık göstermektedir. 6331 sayılı Kanun ile getirilen İş Kazası tanımına göre; işin yürütümünden kaynaklanan kazaların yanında işyerinde meydana gelen kaza da “İş Kazası” olarak kabul edilmektedir.

Hal böyle iken; Meslek Hastalığı’nı İş Kazası’ndan ayıran en büyük özellik; İş Kazası’nda kazayı meydana getiren sebebin bir defada cereyanı iken, Meslek Hastalığı’nda bu sebebin devamlı olarak tekrarlanmasıdır. Bu nedenle Meslek Hastalığı, İş Kazası gibi aniden ve çok kısa bir zaman aralığında meydana gelmemekte, zamana yayılmaktadır.

Bu açıklamaların ışığında; Pandemi Hastanesi olarak kabul/İLAN edilen Hastaneler’de görev yapmakta iken, Covid-19 tanısı, hatta ön tanısı alan Sağlık Çalışanları için “İş Kazası Bildirimi” yapılması, Covid-19 tanısı alan Sağlık Çalışanları’nın sağlık hizmeti sunucularına başvurularında MEDULA üzerinden İş Kazası Provizyonu alınması (bizce) mevzuata ve Yargı Kararları’na uygun olacaktır.

Bu konudaki tereddütlerin giderilmesi ve işlemlerin hızlandırılması için; Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü Mevzuat İşleri Daire Başkanlığı’ndan Görüş beklenilmektedir.

Ayrıca belirtmek gerekir ki; özellikle Pandemi Hastaneleri’nde sadece Sağlık Personeli’nden numune alacak ayrı birimler açılması, acilen Sağlık Çalışanları’nın tümünün taramalarının yapılması, sonrasında da makul aralıklarla PCR kontrollerinin sağlanması önerilmektedir.

SONUÇ YERİNE;

Pandemi Hastanesi olarak kabul edilen Hastaneler’de görev yapmakta iken, Covid-19 tanısı, hatta ön tanısı alan Sağlık Çalışanları için; mevcut durum, olaylar, ilgili mevzuat ve emsal Yargı Kararları kapsamında “İş Kazası” kavram ve mevzuatının uygula(n)ması gerektiği yönündeki kanaatimizle birlikte; somut olayların yaratacağı soru ve sorunlar, pandeminin üreteceği yeni konu ve hususlar, şimdiden öngöremediğimiz tıbbi gelişme ve süreçler ile mevzuatta da olabilecek değişiklikler düşünüldüğünde, İş Kazası ile Meslek Hastalığı kavramları ve ihtilaflarının daha da içiçe gireceği ve bir dönem daha tartışılacağı öngörülebilir bir gerçekliktir.

Ayrıca da; ilgili Sağlık Çalışanı’nın görevi ve konumu ile birlikte Covid-19 tanılı hasta ile temas ihtimali ile ve ilgili Sağlık Kuruluşu’nun Pandemi Hastanesi sıfatını taşıyıp taşımadığı hususları, ayrı bir boyutta tartışma konusu yapılmalıdır.

Nasıl ki; Hekimlik uygulamasında “Hastalık Yoktur, Hasta Vardır.” ilke, kural ve prensibi ne kadar doğru ve yerinde ise; her bir olay, ihtilaf, dava içeriğinin farklı, hatta bambaşka olduğu bilinci ile, Covid-19 tanısı alan Sağlık Çalışanları’nın durumunu an itibariyle kısaca özetleyen Yazı’mız hakkında, bu çerçevede bir değerlendirme ve nitelendirme yapılmasını dilerim.

Sağlıklı Günler.

#EVDEKAL

Av. Arb. Ümit Erdem
av_umit_erdem@yahoo.com

Yorumlar