23 Kasım 2024
  • Ankara10°C
  • İstanbul18°C
  • Bursa19°C
  • Antalya14°C
  • İzmir19°C

BİRİM HİZMETİN BEDELİ NEYE MAL OLMAKTADIR?

Prof.Dr. Paşa Göktaş

11 Haziran 2008 07:21

Ülke kaynakları ve maliye yönünden özel ve kamu sağlık kuruluşlarında birim hizmetin bedeli neye mal olmaktadır? Yukarıda belirtilen konuda yeterince çalışıldığını ve özellikle de kamu sağlık kuruluşlarında gerçek bir maliyet hesabı ortaya konulduğunu söylemek oldukça zordur.

Bunun en iyi örneği, özel ve kamu sağlık kuruluşları arasında, bazı yöneticiler tarafından % 20 farkın yeterli olduğu konusundaki beyanlardır. En son olarak, bu fark % 30 olarak kabul edilmiştir.

Özel ve kamu sağlık kuruluşları arasında, maliyet farkının % 20-30 civarında olduğunu söylemek ya yeterince bilgiye sahip olmamaktan, ya da konuyu bildiği halde yanlış yönlendirmeye çalışmaktan kaynaklanmaktadır.

Kamu yöneticilerinin bir kısmının, bu konuda yeterli bilgiye sahip olamaması mümkündür. Çünkü mevcut sistemde çeşitli subvansiyonlar yapılmaktadır ve bu subvansiyonlar nedeniyle maliyet hesapları bir hayli karışıktır. Yine de iyi bir irdelemeyle, doğruya yakın sonuçlar elde edilebilecek durumdadır. Maalesef bu konuda, kamu kuruluşlarında şu ana kadar gerçekçi bir maliyet analizi yapılmamıştır. Devlet kapitalizmi tarzındaki mevcut sistem, bunu zorlaştıran nedenlerden birisidir.

Bir kısım yöneticiler ve bürokratlar ise, bu tür gerçekçi maliyet analizlerinin yapılmasından hoşlanmamaktadırlar. Çünkü, sistem irdelendiği zaman, sistemin hantallığı, verimsizliği ortaya çıkmakta ve mevcut sistemde hizmetin gerçekte ucuz değil, pahalıya mal olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, mevcut statükonun devamından yararlananlar, sistemin bu haliyle devamını istemektedirler.

 

Tartışma ve Şeffaflık Türkiye’ nin Lehinedir

Sağlık sisteminde maliyetler konusunun tartışılması Türkiye’ nin lehinedir. Bu konuda açık ve şefaf olunmalıdır. Sistemin verimliliği ve maliyetinin tartışılmaması, konuların oldu-bittiye getirilmesi Türkiye’ nin aleyhine olmaktadır. Böylelikle, birtakım gerçekler gizlenmekte, ağır maliyetler ödenmeye devam edilmektedir.

Bu nedenle, sağlık sisteminde gerçek maliyetleri ortaya çıkaracak çalışmalara ağırlık vermek ve değer vermek gerekmektedir. Ülke kaynaklarının gereksiz yere harcanmasına göz yummamak, daha etkin ve verimli sistemleri öne çıkarmak gerekiyor.

İyileşen kalitede hizmeti kim üretiyorsa, ona destek verelim. Bunu kamu kuruluşları yapıyorsa, onları destekleyelim. Eğer özel kuruluşlar yapıyorsa, ayrım yapmadan onlara destek olalım. Önyargısız.

 

Yapılan Araştırmalar

Yapılan araştırmalarda, özel sağlık kuruluşlarıyla, kamu sağlık kuruluşları arasında, sağlığın finansmanı yönünden önemli fark bulunduğu ortaya çıkmaktadır. Bilindiği gibi, özel sağlık kuruluşları, tüm maliyetleri kendileri karşılamak durumundadırlar. Kamu sağlık kuruluşlarında ise personel ücretleri genel bütçeden ödenmekte, kira alınmamakta, vergi ayrıcalıkları bulunmaktadır. Buna benzer destek ve subvansiyonların oranı, %52-%65 arasındadır. Bu oranı, daha yüksek bulanlar da vardır. Ancak, rahatlıkla söylenebilir ki, kamu sağlık kuruluşlarının giderlerinin en az yarısı, genel bütçeden karşılanmaktadır.

 

 

 

 

Bu desteğin ortalama % 58 olduğunu kabul edelim. Bu demektir ki, bir devlet hastanesi, 100 birim giderin 58 birimini devletin genel bütçesinden almaktadır. SGK’ dan hizmet karşılığı aldığı bedeller, kazancının yalnızca 42’ sidir.

Özel bir sağlık kuruluşu ise, eğer SGK ile sözleşmeli çalışıyorsa, aynı hizmet karşılığında yalnızca 42 birim almaktadır. Çünkü, SGK SUT fiyatları özel ile kamu kuruluşlarında aynıdır. Yeni çıkan karara göre, özeller ancak % 30 farkı hastadan alabilirler. Bu da, 42 yerine 54 birime karşılık gelmektedir.

Yani sonuçta 100 birimlik bir sağlık hizmetinin ülkeye maliyeti bir kamu sağlık kuruluşunda 100 birim iken (Genel Bütçe+Maliye desteği+SGK ödemesi), bir özel sağlık kuruluşunda 54 birimdir (SGK ödemesi+Hasta Ödemesi). Eğer özel sağlık kuruluşu fark almıyorsa, yalnızca SGK ödemesi olan 42 birimdir.

 

SORULAR VE SONUÇLAR

 

1. Maliye’ nin Yaklaşımı Nedir ?

Maliye, bu durumun farkında mıdır ? SGK ödemesi dışında, kamu sağlık kuruluşlarında personel ücretlerini ödemeyi, kira ve vergi ayrıcalıklarını sürdürmeyi ne kadar sürdürecektir ? Her kuruluş için, “Kendin kazan, kendin harca” formülünü düşünüyor mu ? Fazladan subvansiyonları ne ölcüde mantıklı ve verimli buluyor ?

 

2. Kamu-Özel Eşitliği Sağlanacak mı ?

Kamu sağlık kuruluşlarıyla, özel sağlık kuruluşlarının şu anda eşit koşullarda olmadığı gerçek. Kamu sağlık kuruluşları aynı hizmet için 100 birim destek alırken, özel kuruluşlar 42 (veya katkı payıyla 54) birim alabilecekler.

Bu eşitlik nasıl sağlanacaktır?

 

3. Özel Sağlık Kuruluşları, Kamuyla Yarışabilir mi ?

Yarışamayacağı apaçık ortadadır.

 

4. Özel Sağlık Kuruluşları İstenmiyor mu ?

Bunu söylemek zor. Bazı yönetim kademelerinde, özel kuruluşların varlığını istemeyenler olabilir. Ancak bu durum, genel bir politika olmamalıdır. Çünkü sistemin dinamizmi, gelişmesi, kalitenin artması için özel kuruluşların önünün tıkanmaması gerekmektedir.

 

5. Sağlıkta Devlet Kapitalizmine Devam mı ?

Sağlıkta şaşırtan bir gidiş var. Bir taraftan liberalizmden, özelleştirmenin hedeflendiğinden söz ediliyor, diğer taraftan getirilen önlemler ve müdahalelerle özel çalışma sınırlandırılıyor ve eskisinden de zor hale getiriliyor. Daha önce verimsiz olduğu suçlamasıyla yerden yere vurulan garip bir devlet kapitalizmi modeli daha da büyütülüyor.

Sağlık Bakanlığı yönetim ve denetim kurumu olacak deniliyor, ancak daha da büyüyen işletmeciye dönüşüyor. Temel hedeflerden sapma varmış izlenimi doğuyor.

 

 

 

 

 

 

 

6. Açık ve Şeffaf Tartışma Gerekmez Mi ?

Sağlık alanında, temel konuların şeffaf biçimde tartışılması, soruların yanıtlarının açıklıkla verilmesi gerekiyor. Bu yapılmadığı, oldu-bitti yöntemlerle katılıma kapalı yönetim tarzı sürdüğü takdirde, verimsiz ve ülkeye yükü ağır olan garip modellerin daha da zarar vermesi kaçınılmaz görünüyor.

Umarız daha diyaloğa açık ve katılımcı bir yola dönülür.

 

 

7. Kamu-Özel Eşitliği Nasıl Sağlanır ?

 

• Sağlık Bakanlığı, yönetici ve denetici bir fonksiyona dönüşmeli, hizmet sunucu özelliğini azaltmalıdır. Zaten söylem olarak da belirlenen temel hedef de böyleydi.

• Kamu sağlık kuruluşlarına sağlanan subvansiyonların sınırlandırılması, onların daha verimli işletmeler olarak çalışmalarına katkı sağlayacaktır. Subvansiyonlar, bu kuruluşların kendi ayakları üzerinde yükselen, verimli işletmeler haline gelmelerini engellemektedir.

• Özel kuruluşlara fark alabilme kısıtlaması getirmek, bu kuruluşların kalite geliştirmelerini önleyecektir. Aynı zamanda, liberal ekonomiye de aykırıdır. Vatandaş, tercihinde özgür olmalı, isterse fark almayan kuruluşa, isterse de farkı kendisi ödeyerek, fark alan kuruluşa başvurabilmelidir.

• Özel sağlık kuruluşları, ancak bu şekilde, kamu sağlık kuruluşlarının genel bütçeden aldığı subvansiyonun karşılığını gönüllü vatandaşlardan sağlayarak, ayakta kalabilirler. Yoksa, ayakta kalabilmeleri ve hizmet sunmaya devam etmeleri mümkün değildir.

 

Bu durum da, ülkenin sağlık sisteminin yararına olmayacak, kaliteyi geriye götürecektir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Doç.Dr. Paşa GÖKTAŞ
TıpLab

Yorumlar