AİLE HEKİMLİĞİ REÇETE ONAY MERKEZİNE DÖNÜŞTÜ
Sizden Gelenler
08 Kasım 2012 Perşembe 14:00
HÜKÜMETİN AMERİKA’YI YENİDEN KEŞFİ: “AİLE HEKİMLİĞİ REÇETE ONAY MERKEZİNE DÖNÜŞTÜ”
AKP hükümeti önce türlü oyunlarla sağlığımızı ticarileştirdi. Tüccar zihniyetli AKP hükümeti şimdilerde hiç çekinmeden halkın yüzüne baka baka kendi yaptıkları oyunun şikâyetçisi rolünü üstleniyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, aile hekimliğinin ilaç onay makamına dönüştüğünü ifade ediyor.
Bakanlar, bürokratlar ve bilcümle yetkililer kendi ellerinizle yarattığınız bu tablo SİZİN ESERİNİZDİR.
Sağlığımızı IMF ve Dünya Bankasının insafına bırakanlar yine hekimleri hedef olarak gösteriyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, basına verdiği demeçte ‘’ İngiltere, Hollanda gibi ülkelerde aile hekimleri koruyucu sağlık hizmetlerine önem verirken, Türkiye’de ise büyük bir bölümünün saha çalışması yapmayarak ailelere koruyucu sağlık hizmetleri vermek yerine ilaç onay makamı gibi çalıştıklarını ifade etmektedir. Son 3.5 ayda yazılan 82.6 milyon reçetenin yarısının aile hekimlerince yazıldığını beliren Faruk Çelik, “aile hekimliği reçete yazan sistem haline geldi. Reçete yazan bir sistem olmaktan çıkartılması gerekiyor. Aile hekimliği reçete, ilaç yazmak yarışı olmamalı" açıklamasını yapmıştır.
Dünya Bankasının finanse ettiği sağlıkta dönüşüm kapsamında sağlık kuruluşları işletmeye, hastalar ise müşteriye dönüştürülmüştür. Sağlık hizmetlerinin sunumu gereksinime göre değil müşteri memnuniyeti üzerinden ve tedavi odaklı bir sistem olarak ilerlemektedir. Doğal olarak kurdukları tüm mekanizmalar gibi aile hekimliği de dahil, iflas etmektedir. Biz bunu çok önceden defalarca dedik ama SAKALIMIZ YOK Kİ DEDİKLERİMİZİ DİNLESİNLER…!
Aile Hekimliği sistemini hayata geçirmek için Dünya Bankası elemanı olan dolar maaşlı koordinatörlerinizin savurdukları tehditleri henüz unutmadık!
Dünya Bankasının finanse ettiği sağlıkta dönüşüm projesinin bir parçası olan aile hekimliği uygulamalarının hayata geçirilmesi için Kemal Derviş’in yöneticisi olduğu UNDP ile sözleşme imzalayan ve aylık ücreti 7000 USD olan 15 saha koordinatörü atanmıştı. Saha koordinatörlerinin İzmir’de Mart 2007 de sağlık ocaklarını gezerek sağlık çalışanlarını özellikle de kadın arkadaşların masalarını yumruklayarak ‘’ister seçin ister seçmeyin biz diğer illerden buraya hekim yığmasını biliriz, sonrada onların geldiği yerlere sizleri göndeririz’’ diyerek baskı ve tehdit ile dilekçe vermeye zorlamalarını unutmadık.
DB finansmanı, Bakan Çelik’in karakaşı, Bakan Akdağ’ın fidan boyu için mi sağladı?
Dünya Bankası, sağlıkta dönüşüm programının finansmanını sağlama amacının, önleyici sağlık sistemi yerine tedavi edici sağlık sisteminin öncelenmesi ve kamu sağlık kuruluşlarının ticarileşliren bir sisteme geçmek olduğu ortadadır. Bu şekilde daha fazla tıbbi malzeme ve ilaç tüketerek, tıbbi cihaz ve ilaç tekellerinin daha fazla para kazanmasını sağlamak ana hedeftir. Bu politikaları uygulayan ülkelerde görüldüğü gibi kazananlar tıbbi malzeme ve ilaç tekelleri; kaybedenler ise halk ve sağlık çalışanları olmuştur.
Ülkemizde kullanılan ilaç ve tıbbi malzemenin büyük bölümü ithal edilmektedir. Sağlık harcamaları içinde ilaç ve tıbbi malzeme harcamaları gelişmekte olan ülkelerde %20-30 arasında iken ülkemizde bu oran yaklaşık %50-55 civarındadır. Bu oranlarda göstermektedir ki Çalışma Bakanı, aile hekimlerine kızıp hedef göstermesi aldatıcıdır. Eğer kızmak istiyorsa hedefine koruyucu ve önleyici sağlık sistemi yerine tedavi edici sağlık sisteminin öncelenmesini ve uygulanmasını sağlayan başta DB olmak üzere finans kuruluşlarını, mecliste el kaldırıp indiren AKP milletvekillerini koymalıdır!
Aynı hükümetin iki bakanı,..Açıklamalar ayrı ayrı: Hanginiz doğru söylüyor?
Sağlık Bakanı Akdağ, poliklinik, muayene, reçete, ameliyat, tetkik sayılarındaki belirgin artışın kaliteli sağlık hizmetinin iyi bir göstergesi olduğunu söylerken, Çalışma Bakanı Faruk Çelik ise poliklinik, ameliyat, tetkik sayılarındaki artışların gereksinme göre yapılmadığını, çoğu işlemlerin fatura şişirmek için gereksiz olduğunu ve SGK’unun bu şekilde zarara uğratıldığını söylemektedir.
Poliklinik, reçete, tetkik ve ameliyat sayılarındaki artış hiçbir bilimsel değerlendirmede hizmet kalitesinin artışı olarak değerlendirilemez. Özellikle birinci basamaktaki hizmetin kalitesinden bahsedilebilmek için, nüfusun ne kadarının hizmete erişebildiği, koruyucu, tedavi ve rehabilite edici hizmetlerin ne kadarının bir arada verildiği, diğer hizmet basamakları ile koordineli olup olmadığı gibi ölçütler göz önünde bulundurulmak zorundadır.
SONUÇ OLARAK; Aile hekimliği uygulaması ile koruyucu sağlık hizmetlerinden uzaklaşarak tedavi odaklı bir sağlık sisteminin ve müşteri memnuniyetini hedeflenmesi sonucunda poliklinik ve reçete sayısı ile ilaç tüketiminde artışlar olmuştur.
Reçete sayılarındaki artışın önemli nedenlerinden biri müşteri memnuniyetine bağlıdır. Aile hekimine müracaat edenlerin önemli bir kısmı ‘repete’ yaptırdığı, ‘repete’ yapmayan hekimlerin ‘müşterileri’ tarafından kaydımızı sileriz tehdidi,184 şikâyeti ve sonuçta Sağlık Bakanlığının soruşturma açma baskısı ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Artışın diğer bir nedeni ise daha önce yazılamayan uzman hekim reçetelerinin yazılabilir hale gelmesidir.
Sayın Bakan, öncelikle performans kriterleri ve sözleşme fesih tehditleri ile kontrol altında tutmaya çalıştığınız Aile hekimleri günde yaklaşık 60-80 hastaya bakmak durumunda iken aile planlaması, aşılama, bebek izleme,15-49 yaş kadın izlemi vs koruyucu sağlık hizmetlerine ve ev ziyaretlerine nasıl vakit ayıracağının cevabını vermelisiniz.
Sayın Bakan, koruyucu sağlık sistemi yerine tedavi edici sağlık hizmetlerini önceleyen, sağlık kuruluşlarını işletmeye hastaları müşteriye dönüştüren sistemi, Dünya Bankası finansmanı ile hükümetiniz uygulamaya koydu. Sağlık işletmelerinde müşteri memnuniyeti için poliklinik, reçete ve ilaç tüketimindeki artış tablosu SİZİN ESERİNİZDİR. Bunun için hekimleri hedef göstermekten vazgeçiniz, halkın sağlığı ile oynamayı bırakınız ve bu kutsal hakkı acilen iade ediniz.
HALKIN SAĞLIK HAKKINI HİÇE SAYAN BU ZİHNİYETİ NE HELAL EDİYORUZ NE DE TEBRİK EDİYORUZ…
Hazırlayan; Dr. Ergün DEMİR
Dr. Veli ATANUR
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2006 Sağlık Aktüel