01.10.2019 TARİHİNDE DEĞİŞEN ATT YÖNETMELİĞİNİN HUKUKİ DEĞERLENDİRİLMESİ
Av.Bülent Özer
30 Ekim 2019 Çarşamba 17:45
01 Ekim 2019 tarihinde değişen ATT Yönetmeliğinin hukuki değerlendirilmesi
1 Ekim 2019 tarihinde Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik yayımlanmıştır.
Yapılan Yönetmelik değişikliği Türkiye çapındaki 600 ‘den fazla Özel tıp merkezini yakından ilgilendirmekte olup bir çoğu için altından kalkılamaz maddi külfet ve mağduriyeti beraberinde getirmiştir.
Konunun önemi dolayısıyla TÜMSAD tarafından 12 Ekim 2019 tarihinde Sayın Sağlık Bakanlığı yetkililerinin ve Özel Tıp Merkezi yetkililerinin Türkiye çapından geldiği büyük katılımlı bir toplantı gerçekleştirilmiş ve toplantı sonrasında Sağlık Bakanlığı ile Yönetmeliğin – MEVCUT- Tıp Merkezlerini MAĞDUR EDEN MADDELERİ HAKKINDA GÖRÜŞMELERİN YAPILACAĞI VE EĞER SAYIN BAKANLIK TARAFINDAN YÖNETMELİKTE DEĞİŞİM YOLUNA GİDİLMEZ İSE KONUNUN HUKUKİ BOYUTA TAŞINACAĞI KARARLARI ALINMIŞTIR.
Bir çok Tıp Merkezi ve TÜMSAD ile yapılan görüşmeler sonrasında Mevcut Tıp Merkezlerini en çok mağdur eden ATT Değişikliğindeki maddelerin konu başlıkları aşağıdaki gibidir.
Ancak bu başlıkların içinde Mevcut Tıp merkezlerini en fazla mağdur eden ve bir an önce değişmesi yada hukuki olarak dava edilmesi gereken maddeler hakkında hukuki olarak düşünce ve yorumlarım şu şekildedir, saygılarımla sunarım.
Av.Bülent ÖZER
Özer Hukuk & Danışmanlık Ofisi
Adres : Toros Sokak No : 7 / 5 Sıhhiye / Ankara
Tel : 0312 229 20 76 Faks : 0312 229 20 96
GSM : 0535 260 61 97
[email protected]
01 Ekim 2019 tarihli
‘’Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’’
Dava Konusu Olabilecek Sorunlar
- Ek - 9 Cerrahi müdahale listesi ile ilgili sorunlar:
- (*) ile işaretli ameliyatların B ve C tipi tıp merkezlerinde yapılmasının engellenmesi
- P619930 Acil Sezaryen (*)(**) işaretli işlemin B ve C tipi tıp merkezlerinde yapılamaması
- P609235 Kolesistektomi, Laparoskopik
- P620370 Tıbbi nedenli tahliye (10 hafta ve daha üstü)
- P611810 Minör replantasyonlar
- P603640 Küçültme mammoplastisi, iki taraf
HUKUKİ YORUM : Bu değişiklik ile daha önceden B ve C tipi merkezlerde yapılabilmekte olan cerrahi işlemler kısıtlanmış veya bundan sonra yapılamayacağı bildirilmiştir.
TABABET VE ŞUABATI SAN'ATLARININ TARZI İCRASINA
DAİR KANUN(1)
Kanun Numarası : 1219
Madde 3 – Yukarki maddelerde zikredilen tabip diplomasını ve fenni, cerrahi veya şuabatında ihtısas sahibi olduğuna dair işbu kanunun tarifleri dairesinde vesaikı lazimeyi haiz olmıyan hiç bir kimse hiç bir ameliyei cerrahiye icra edemez. Cerrahii sağireye ait ameliyat ile sünneti her tabip yapabilir.(2)
BURADA ÖNCELİKLE HEKİMLERİN MESLEKİ OLARAK HAKLARI KISITLANMIŞ BULUNMAKTADIR ; A TİPİ BİR MERKEZDE VEYA HER HANGİ BİR HASTANEDE AYNI İŞLEMLERİ YAPABİLMEKTE OLAN HEKİMLERİMİZ B VE C TİPİ MERKEZLERDE AYNI İŞLEMLERİ NEDEN VE NASIL YAPAMAMAKTADIRLAR ?
Bu konu aynı anda Hasta haklarına da aykırılık teşkil etmektedir ;
HASTA HAKLARI YÖNETMELİĞİ
Sağlık Kuruluşunu Seçme ve Değiştirme
Madde 8- Hasta; tabi olduğu mevzuatın öngördüğü usul ve şartlara uyulmak kaydı ile, sağlık kurum ve kuruluşunu seçme ve seçtiği sağlık kuruluşunda verilen sağlık hizmetinden faydalanma hakkına sahiptir.
Personeli Tanıma, Seçme ve Değiştirme
Madde 9- Hastaya talebi halinde, kendisine sağlık hizmeti verecek veya vermekte olan tabiplerin ve diğer personelin kimlikleri, görev ve unvanları hakkında bilgi verilir.
Mevzuat ile belirlenmiş usüllere uyulmak şartı ile hastanın, kendisine sağlık hizmeti verecek olan personeli serbestçe seçme, tedavisi ile ilgilenen tabibi değiştirme ve başka tabiplerin konsültasyonunu istemek hakkı vardır.
İNSAN HAKLARI EVRENSEL BEYANNAMESİ
Madde 25
- Her şahsın, gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyim, mesken, tıbbi bakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkânlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI
A. Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması
Madde 56 - Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.
NİTEKİM DANIŞTAY 10.DAİRESİNCE DAHA ÖNCE AÇMIŞ VE KAZANILMIŞ OLAN BİR DAVA KARARINDA ŞÖYLE DENİLMEKTEDİR ;
1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun'un 1. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti dahilinde tababet icra ve her hangi surette olursa olsun hasta tedavi edebilmek için Türkiye Darülfünunu Tıp Fakültesinden diploma sahibi olmak ve Türk bulunmanın şart olduğu, 3. maddesinde, yukarki maddelerde zikredilen tabip diplomasını ve fenni, cerrahi veya şuabatında ihtisas sahibi olduğuna dair iş bu kanunun tarifleri dairesinde vesaiki lazimeyi haiz olmıyan hiç bir kimsenin hiç bir ameliyei cerrahiye icra edemeyeceği; cerrahi-i sağireye ait ameliyatı her tabibin yapabileceği, 8. maddesinde, Türkiye'de icrayı tababet için bu kanunda gösterilen vasıfları haiz olanların umumi surette hastalıkları tedavi hakkını haiz oldukları belirtilmiştir.
Yönetmeliğin "Poliklinik ve muayenehane" başlıklı 7. maddesinin 2. fıkrasında, "muayenehane; bir tabip tarafından mesleğini serbest olarak icra etmek üzere açılan, cerrahi ve girişimsel tıbbi işlemlerin yapılmadığı işyeri" olarak tanımlanmış; ancak muayenehanede yapılamayacak cerrahi ve girişimsel tıbbi işlemlerin neleri içerdiği yönetmelikte açıkça belirlenmemiştir.
Öte yandan, dava konusu Yönetmeliğin 38. maddesinin 1/b bendinde de, sağlık kuruluşunda gerçekleştirilebilecek cerrahi müdahaleler yönetmelikle belirlenmek yerine, davalı Bakanlıkça çıkartılacağı öngörülen Tebliğe bırakılarak dayanak alınan yasalara aykırı düzenleme yapılmıştır.
Muayenehanede yapılamayacak işlemlerin idarece belirlenebileceği doğal olmakla birlikte, bu belirlemenin, yukarıda belirtilen yasal düzenlemelerle idareye tanınan yetki çerçevesinde ve yasada belirtildiği şekilde, yönetmelikle yapılması gerekmektedir. Zira, genel olarak idarenin düzenleme yetkisi, sınırlı, tamamlayıcı ve bağımlı bir yetki olup; ancak yasalarda belirtildiği gibi kullanılabilir. Bu sebeple, davalı Bakanlığın, anılan yasal düzenlemelerden kaynaklanan düzenleme yetkisini, yasalarda belirtildiği gibi yönetmelik çıkarmak suretiyle kullanması zorunlu olup; belirtilen konuları yönetmelik dışında alt bir düzenlemeye bırakamayacağı da açıktır.
Yönetmeliğin 7. maddesinin 2. fıkrasında "muayenehane" tanımlanıp, düzenlenirken, cerrahi ve girişimsel tıbbi işlemlerin yapılmadığı işyeri olarak nitelenmek suretiyle, muayenehanede yapılamayacak işlemler de ifade edilmiş, dolayısıyla bir "yasaklama" da getirilmiştir. Ancak, "cerrahi ve girişimsel tıbbi işlemlerin" neler olduğunun Yönetmelikte gösterilmemiş olması, uygulamada belirsizlik yarattığı gibi, bunun tebliğ veya genelge gibi daha alt düzenlemelere bırakılması da yasaların yönetmelikle düzenlemeyi öngördüğü emredici kuralına aykırı olması nedeniyle hukuka aykırı bulunmaktadır…..”
- Mevcut devam eden Tıp merkezlerinin sorunları:
- Geçici Madde 3 (2) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Bakanlıkça ruhsatlandırılmış A tipi, B tipi ve C tipi tıp merkezleri bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihteki mevcut halleriyle faaliyetlerine devam ederler. Bu kuruluşlara mevcut halleriyle devam ettikleri müddetçe yeni ünite, birim ve uzman hekim kadrosu ilavesine izin verilmez.
- Geçici Madde 12 (5) Bu fıkrayı ihdas eden Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce yürürlükte bulunan bu Yönetmeliğin ek 1 inci maddesinin on sekizinci fıkrası kapsamında kurumsal sözleşme ile çalışanların sözleşmeleri en geç 30/6/2020 tarihinde sona erer.
- Kısa süre önce yatırım yaparak B tipi tıp merkezine dönüşen merkezlerin (*) ile işaretli ameliyatları yapamaması, yeni ünite ya da birim ilave edememesi gibi bir çok madde ile tüm yatırımlarının yok sayılması,
BU KONUDA DA YİNE DAHA ÖNCE ATT YÖNETMELİĞİNİN ÇEŞİTLİ MADDELERİNİN İPTALİNE YÖNELİK OLARAK AÇMIŞ BULUNDUĞUM DANIŞTAY 10.DAİRE KARARINA GÖRE ;
…….bu yönetmelikten önce açılmış bulunan sağlık kuruluşlarının faaliyetlerine devamını ve belli bir süre içinde yönetmelikle getirilen yeni düzenlemelere uyumunu öngörüp, kazanılmış hakların korunmasını amaçlamasına rağmen, anılan sağlık kuruluşlarında yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren tabip sayısında meydana gelebilecek eksilmelerin giderilmesine olanak sağlamak yerine, yönetmeliğin hukuka aykırı bulunan 38. maddesine, henüz çıkmamış tebliğ hükmüne, yine henüz Bakanlıkça yapılmamış olan plânlamaya yollamada bulunmaktadır.
Bu haliyle anılan Yönetmeliğin geçici 2. maddesinin 2. fıkrası, hukuka aykırı bulunan 38. maddeye yollamada bulunmasının yanı sıra daha önce ruhsat alıp, faaliyete geçmiş sağlık kuruluşlarında tabip sayılarındaki eksilmeleri gidermeye olanak tanımaması yönünden de hukuka aykırı görülmektedir.
Nitekim, Dairemizin E:2008/2416 esas sayılı dosyasında açılan davada, dava konusu Yönetmeliğin 38. maddesinin iptaline karar verilmiştir.
Öte yandan, 15.2.2008 tarih ve 26788 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özel Hastaneler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmelikle, özel hastanelerin faaliyette bulunacakları binanın "müstakil bina" olması şartı getirilip, hastanenin faaliyette bulunabilmesi için başka yeni şartlar aranmaya başlandığında, kazanılmış hakları korumak amacıyla Yönetmeliğe "istisnalar" başlıklı geçici 7. madde eklenerek, bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle ruhsatlı olan hastaneler, ön izin almış ve ön izin işlemleri devam eden müracaatlar bakımından, müstakil bina şartı ve yeni bazı şartların aranacağına ilişkin kuralların uygulanmayacağı öngörülmüştür. Dolayısıyla, 15.2.2008 tarih ve 26788 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikten önce, yürürlükte bulunan kurallara uygun olarak kurulmuş ve idarece ruhsatlandırılarak faaliyete başlamış olan ayakta teşhis tedavi kuruluşları yönünden, yeni getirilen "müstakil bina" şartını dört yılın sonunda yerine getirerek ruhsat almayan sağlık kuruluşlarının, uygunluk belgelerinin iptal edileceği yolundaki geçici 2.maddenin 2.fıkrasındaki kural, özel hastaneler yönünden yapılan düzenleme dikkate alındığında, orantısız ve eşitlik ilkesine aykırı olduğu gibi, kazanılmış hakların korunması ilkesine de aykırı bulunmaktadır….
- Yeni Tıp Merkezine dönüşüm ile ilgili sorunlar:
- Madde 6 (2) Tıp merkezleri en az iki farklı uzmanlık dalında olmak üzere en az on uzman hekim kadrosuyla açılır.
- 10 Kadro hangi kriterlere göre belirlenmiştir, neden 8 değil de 10 ?
- Madde 12 (1) Tıp merkezi müstakil binalarda kurulur. Ancak tıp merkezi binasının toplam kapalı alanı iki bin metrekareden küçük olamaz.
- Zaten asgari alanlar tanımlanmış (poliklinik, bekleme salonu, laboratuvar vb.) Bu asgari alanların sağlanmış olduğu bina 1.600 m2 de olabilir, 1.800 m2 de olabilir. 2.000 m2 hangi kritere göre belirlenmiştir.
- Madde 19 (4) Çalışan uzman tabip sayısı 10 (on)’un altına düşen tıp merkezinin üç ay içinde uzman eksikliğini giderememesi halinde üç ay daha ek süre verilir. Verilen ek süre sonunda uzman eksikliğinin giderilememesi halinde ruhsatnamesi en fazla iki yıl süreyle askıya alınır. Bu süre sonunda uzman eksikliğini gideremeyen tıp merkezinin ruhsatnamesi iptal edilir. Askı süresi içerisinde veya süre sonunda işletenin talebi halinde kuruluş polikliniğe çevrilebilir. Askıya alınma tarihinden itibaren iki yıl içinde uzman eksikliği giderilir ise tıp merkezi yeniden faaliyete geçirilir. Ruhsatın askıya alınması ve tekrar faaliyete geçirilmesi işlemi müdürlükçe yapılır ve Bakanlığa bilgi verilir.
- Dönemsel olarak hekim temininde sıkıntı yaşandığı bilinmektedir. Özellikle küçük şehirlerde bunu sağlamak imkansız olabilir.
- Özel hastaneler asgari 4 uzman hekim ile faaliyetine devam edebiliyor iken tıp merkezleri neden 9 kadro ile hizmet veremesin. 9 kadro nedeni ile 2.000 m2 lik yeni tıp merkezini 1.basamak polikliniğe çevirmek ne kadar adil bir karar olacaktır. Bu arada C tipi tıp merkezleri ve hastaneler 4 kadro ile hizmete devam etmektedir.
Bu madde ile ilgili olarak yine ATT Yönetmeliğinin çeşitli maddelerinin öncelikle YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASI VE ARDINDAN İPTALİ İÇİN AÇMIŞ BULUNDUĞUM Danıştay 15.Dairesinin vermiş olduğu bir kararın bazı kısımlarını takdirlerinize sunuyorum…
TÜRK MİLLETİ ADINA
Anayasanın 56. maddesinin 1. fıkrasında, herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu; 3. fıkrasında, Devletin, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenleyeceği; 4. fıkrasında da, Devletin, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getireceği hükme bağlanmıştır.
Sağlık hizmeti sunulmasına ilişkin olarak Devlete verilmiş olan görevler, dava konusu düzenleme tarihinde yürürlükte olan 181 sayılı Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile yapılandırılarak, görev ve yetkileri belirlenen Sağlık Bakanlığınca yürütülmektedir. Anılan Kanun Hükmünde Kararname'nin; 2. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, herkesin hayatını bedenen, ruhen ve sosyal bakımdan tam iyilik hali içinde sürdürmesini sağlamak için fert ve toplum sağlığını korumak ve bu amaçla ülkeyi kapsayan plan ve programlar yapmak, uygulamak ve uygulatmak, her türlü tedbiri almak, gerekli teşkilatı kurmak ve kurdurmak Sağlık Bakanlığı'nın görevleri arasında sayılmış, 43. maddesinde ise, Bakanlığın, kanunla yerine getirmekle yükümlü olduğu hizmetleri tüzük, yönetmelik, tebliğ, genelge ve diğer idari metinlerle düzenlemekle görevli ve yetkili olduğu belirtilmiştir.
3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nun; 3. maddesinin1/(a) bendinde, sağlık kurum ve kuruluşlarının yurt sathında eşit, kaliteli ve verimli hizmet sunacak şekilde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca, diğer ilgili bakanlıkların da görüşü alınarak plânlanacağı, koordine edileceği, mali yönden destekleneceği ve geliştirileceği; 1/(c) bendinde, bütün sağlık kurum ve kuruluşları ile sağlık personelinin ülke sathında dengeli dağılımı ve yaygınlaştırılmasının esas olduğu, sağlık kurum ve kuruluşlarının kurulması ve işletilmesinin bu esas içerisinde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca düzenleneceği, 1/(e) bendinde, tesis edilecek eğitim, denetim, değerlendirme ve oto kontrol sistemi ile sağlık kuruluşlarının tespit edilen standart ve esaslar içinde hizmet vermesinin sağlanacağı, 1/(i) bendinde, sağlık hizmetlerinin yurt çapında istenilen seviyeye ulaştırılması amacıyla; bakanlıklar seviyesinden en uçtaki hizmet birimine kadar kamu ve özel sağlık kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları arasında koordinasyon ve işbirliği yapılacağı, sağlık kurum ve kuruluşlarının coğrafik ve fonksiyonel hizmet alanlarının, verecekleri hizmetler, yönetim, hizmet ilişki ve bağlantıları gibi konularda tespit edilen esaslara uymak ve verilen görevleri yapmakla yükümlü oldukları belirtilmiştir.
Sağlık Bakanlığı tarafından, 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun, 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu ve 181 sayılı Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye dayanılarak, kaynak ısrafı ve atıl kapasiteye yol açılmaksızın ülke düzeyinde dengeli, verimli ve kaliteli sağlık hizmeti sunulmasını sağlamak üzere ayakta teşhis ve tedavi yapılan özel sağlık kuruluşlarının yapılandırılmaları, ruhsatlandırma işlemleri, faaliyetleri ve faaliyetlerine son verilmesi, denetimleri ve diğer hususlar ile ilgili usûl ve esasları düzenlemek amacıyla 15.2.2008 tarih ve 26788 sayılı Resmi Gazetede Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik yayımlanmıştır.
Dava konusu Yönetmeliğin 10.maddesiyle değişik esas Yönetmeliğin 38.maddesinin 1. ve 2.fıkraları ile 12.maddesiyle değişik esas Yönetmeliğin Geçici 2.maddesinin 1/a fıkrasının incelenmesi:
Anayasanın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin hukuk devleti olduğu vurgulanmakta ve 138. maddesinin son fıkrasında "Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez." kuralı yer almaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. maddesinin 4001 sayılı Kanunla değişik 1. fıkrasında da "Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiç bir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez" şeklindeki hükümle Anayasanın 2. maddesinde yer alan "hukuk devleti" ilkesine uygun bir düzenleme getirilmiştir.
Anayasanın 2. maddesinde yer alan "Hukuk Devleti" ilkesinin doğal sonucu olarak idarenin mahkeme kararlarını "aynen" ve "gecikmeksizin" uygulamaktan başka bir seçeneği bulunmamaktadır. Bu kural, idareye kararın tebliğ tarihinden başlayıp otuz günün dolmasına kadar geçen sürede yargı kararını uygulamama yetkisi tanıyan bir hüküm değildir. Aksine maddede, kararların derhal uygulanması ilkesi benimsenmiş olup, her durumda bu sürenin otuz günü aşamayacağı, kararların uygulanması için idarelerin gereksinim duydukları sürenin nihayet otuz günle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır. Diğer taraftan, Anayasanın 11. maddesinde; Anayasa hükümlerinin, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olduğu belirtilerek Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü vurgulanmış; bu bağlamda olmak üzere 129. maddenin 1. fıkrasında da, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlü oldukları hükme bağlanarak Anayasa hükümlerinin bağlayıcılığı ve üstünlüğü kamu görevlileri yönünden de teyit edilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, 15.02.2008 tarih ve 26788 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğin 38. maddesinde, a) Sağlık kuruluşlarının zorunlu tıbbi hizmet birimleri; bu birimlerin ve diğer mekanların fizik özellikleri; ısıtma, havalandırma ve aydınlatma özellikleri ve gerekli diğer hususların, b) Sağlık kuruluşunda gerçekleştirilebilecek cerrahi müdahalelerin, c) Temel laboratuvar ve radyolojik tetkiklerinin, ç) Bulundurulması zorunlu asgari tıbbi cihaz, araç gereçler ve ilaçların, d) Hasta tıbbi kayıt formlarının, e) Ekonomik ve mali yeterliliğe ilişkin belgelerin Bakanlıkça yayımlanacak tebliğ ile düzenleneceği hüküm altına alınmış iken, söz konusu 38. maddenin iptali ile yürütmelerinin durdurulması istemiyle açılan E:2008/2416 esas numaralı dava dosyasında Danıştay Onuncu Dairesi'nce; "... Bakanlığın, çıkaracağı yönetmelikte, ayakta teşhis ve tedavi yapılan özel sağlık kuruluşlarının tâbi olacakları usul ve esasları, bu kuruluşların niteliklerini belirlemekle görevli ve yetkili bulunduğu; ancak davalı Bakanlığın, anılan yasal düzenlemelerden kaynaklanan düzenleme yetkisini, yasalarda belirtildiği gibi yönetmelik çıkarmak suretiyle kullanmasının zorunlu olduğu; belirtilen konuların yönetmelik dışında alt bir düzenlemeye bırakılmayacağı; zira genel olarak idarenin düzenleme yetkisinin, sınırlı, tamamlayıcı ve bağımlı bir yetki olduğu ve yasalarda belirtildiği gibi kullanılabileceği; idarenin, belli bir konuyu düzenledikten sonra bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili genelge, tebliğ gibi alt düzenlemeler yapmasının mümkün olduğu; oysa dava konusu yönetmeliğin değişik maddelerinde de yollamada bulunulan 38. maddenin 1. fıkrasında belirtilen konularla ilgili yönetmelikte düzenlenme yapmak yerine, bu hususuların davalı Bakanlıkça çıkarılacağı öngörülen tebliğe bırakıldığı, böylece dayanak alınan yasalara aykırı düzenleme yapıldığı..." gerekçesiyle Yönetmeliğin 38. maddesinin yürütmesinin durdurulmasına karar verildiği; davalı idare tarafından söz konusu karar üzerine yürütmesi durdurulan maddelere ilişkin düzenleme yapılarak dava konusu 11.3.2009 tarih ve 27166 sayılı Resmi Gazetede Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin yayımlandığı; anılan Yönetmeliğin 10. maddesiyle değişik "muhtelif hükümler" başlıklı 38. maddesinde, "(1) Aşağıdaki konular bu Yönetmeliğin ekinde düzenlenir: a) Sağlık kuruluşlarının zorunlu tıbbi hizmet birimleri; bu birimlerin ve diğer mekânların fizik özellikleri; ısıtma, havalandırma ve aydınlatma özellikleri ve gerekli diğer hususlar, b) Sağlık kuruluşunda gerçekleştirilebilecek cerrahi müdahaleler, c) Temel laboratuvar ve radyolojik tetkikler, ç) Bulundurulması zorunlu asgari tıbbi cihaz, araç gereçler ve ilaçlar. (2) Bakanlıkça yapılacak planlamalarda ilan edilecek tıp merkezi yatırımları için birinci fıkranın (a) bendine göre belirlenecek kriterlere uyulması zorunludur. (3) Ayrıca, bu Yönetmeliğin uygulanması ile ilgili olarak Bakanlıkça alt düzenleyici işlemler yayımlanabilir. Bu Yönetmelikte hüküm bulunmayan hallerde, ilgili diğer mevzuat hükümleri uygulanır.” kurallarına yer verilmiş; Yönetmeliğin 12. maddesiyle değişik geçici 2. maddesinin 1/a fıkrasında da, "(1) 39 uncu maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ile yürürlükten kaldırılan Yönetmeliğe göre açılan sağlık kuruluşları; a)38 inci maddenin birinci fıkrasında öngörülen kriterlerin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç dört yıl içinde, tabip sayısı hariç olmak üzere bu Yönetmeliğe göre bina şartları ve fizik mekânlarını oluşturarak ruhsat almak zorundadır. Tabip sayısında yapılacak artışlarda 9 uncu maddeye göre yapılan planlamaya uyulması zorunludur. Dört yılın sonunda ruhsat almayan sağlık kuruluşlarının, uygunluk belgeleri iptal edilir." şeklinde düzenleme yapılmış, anılan Yönetmeliğin 14.maddesiyle değişik 40. maddesinin; 1/a fıkrasında, bu Yönetmeliğin 38'inci maddesinin birinci ve ikinci fıkrasının 31/12/2009 tarihinde, 1/b fıkrasının ise diğer hükümlerinin yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği öngörülmüş; diğer taraftan, 11.3.2009 tarih ve 27166 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile değiştirilen 38. maddesinin iptali ile yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay Onuncu Dairesi'nin E:2009/5713 sayılı dosyasında açılan davada Danıştay Onuncu Dairesi'nce, "... Dava konusu Yönetmelik hükümlerinin daha önce E:2008/2416 sayılı dava dosyasında 3.7.2008 tarihinde ve E:2008/2745 sayılı dosyasında da 24.7.2008 tarihinde yürütmenin durdurulması kararı verilen madde ve konulara ilişkin olduğundan, 9.6.2009 tarih ve E:2009/5713 sayılı ara kararı ile; davalı idareden, 1-Anılan kararlar üzerine ne yapıldığının ve yargı kararının nasıl uygulandığının, 2- 11.3.2009 tarih ve 27166 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 10. maddesiyle değişik 38.maddesinde; bu Yönetmeliğin ekinde düzenleneceği belirtilen hususları içeren eklerin ne zaman çıkartılıp yayımlanacağının sorulduğu, davalı idarenin cevap ve savunmasında, 11.3.2009 tarih ve 27166 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikle yargı kararı doğrultusunda düzenlemeler yapıldığının, 10. maddeyle yapılan 38. madde değişikliğinde, Daire kararında Yönetmelikle düzenlenmesi gerektiği ve Tebliğle düzenlenmesinin hukuka aykırı olduğu belirtilen konuların, "bu Yönetmeliğin ekinde" düzenleneceğinin belirtildiği, aynı Yönetmeliğin 40. maddesinde de, "Yönetmeliğin 38. maddesinin birinci ve ikinci fıkrasının 31/12/2009 tarihinde yürürlüğe" gireceğinin belirtildiği, böylece yargı kararından hareketle Sağlık Bakanlığınca ifası zorunlu düzenlemelerin yapıldığı, Yönetmelik eki çalışmaların halen devam ettiği, öte yandan, "halihazırda faaliyet gösteren sağlık kuruluşlarının ise, 9.3.2000 tarihli 23988 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yönetmelik hükümleri uyarınca açılışları gerçekleştiğinden, 38. madde hükümlerinde yer alan; (a)Sağlık kuruluşlarının zorunlu tıbbi hizmet birimleri; bu birimlerin ve diğer mekanların fizik özellikleri; ısıtma havalandırma ve aydınlatma özellikleri ve diğer hususlar bakımından, 2006/104 sayılı "Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Genelge"nin eki,(b)Sağlık kuruluşlarında gerçekleştirilebilecek cerrahi müdahaleler bakımından, 6.7.2009 tarih ve 26946 sayılı "Cerrahi Müdahale Birimlerinde Uygulanacak Cerrahi Müdahale Listesi Hakkında Genelge" nin, (c)Temel laboratuvar ve radyolojik tetkikler bakımından, 9.3.2000 tarihli 23988 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yönetmeliğin 30 ve 31. maddelerinin, (ç) Bulundurulması zorunlu asgari tıbbi cihaz, araç, gereçler ve ilaçlar bakımından ise, 2006/104 sayılı "Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Genelge" nin eki hükümlerin tatbik edilmekte olduğu, dolayısıyla Yönetmeliğin 38.maddesinin uygulanması yönünden herhangi bir belirsizlik bulunmadığı"nın belirtildiği; bu durumda, Dairemizin anılan yürütmenin durdurulması kararları üzerine, 2577 sayılı Yasanın 28. maddesi uyarınca, kararların tebliğinden itibaren en geç otuz gün içerisinde Yönetmelik veya ekinde düzenleme yapılması yoluna gidilmesi gerekirken, gerekli düzenlemelerin yapılmadığı; 11.3.2009 tarihinde çıkartılan Yönetmelikle, yargı kararının gereğinin yapılmasının ileri bir tarihe bırakılmak suretiyle hemen uygulanmasından kaçınıldığı, güncel bir boşluk yaratılarak, bu boşluğun geçmişte çıkartılan genelgelerin uygulanmasıyla doldurulduğu, dolayısıyla Yönetmelikle düzenlenmesi gereken söz konusu faaliyetlerde eski genelgelerin yürütülmesine yol açıldığı..."gerekçeleriyle 11.3.2009 tarih ve 27166 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile değiştirilen 38. maddenin yürütmesinin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, 11.3.2009 tarih ve 27166 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 10. maddesiyle değişik "muhtelif hükümler" başlıklı 38.maddesinde, aşağıdaki konuların bu Yönetmelik ekinde düzenleneceği belirtilmesine karşın, maddede belirtilen düzenlemeler 31.12.2009 ve 10.03.2010 tarihli Yönetmelik değişiklikleri ile yapılmıştır.
Bu durumda, Danıştay Onuncu Dairesi'nin yukarıda belirtilen yürütmenin durdurulması kararları üzerine, 2577 sayılı Kanunun 28. maddesi uyarınca, kararların tebliğinden itibaren en geç otuz gün içerisinde Yönetmelik veya ekinde düzenleme yapılması yoluna gidilmesi gerekirken, gerekli düzenlemelerin yapılmadığı; 11.3.2009 tarihinde çıkartılan Yönetmelikle, yargı kararının gereğinin yapılmasının ileri bir tarihe bırakılmak suretiyle hemen uygulanmasından kaçınıldığı, güncel bir boşluk yaratılarak, bu boşluğun geçmişte çıkartılan genelgelerin uygulanmasıyla doldurulduğu, dolayısıyla Yönetmelikle düzenlenmesi gereken söz konusu faaliyetlerde eski genelgelerin yürütülmesine yol açıldığından, dava konusu düzenlemelerde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Öte yandan, dava konusu maddenin 2.fıkrasında, "Bakanlıkça yapılacak planlamalarda ilan edilecek tıp merkezi yatırımları için birinci fıkranın (a) bendine göre belirlenecek kriterlere uyulması zorunludur." kuralı yer almakla birlikte, bu hükümde, yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca hukuka aykırı bulunan aynı maddenin 1.fıkrasına atıfta bulunulduğundan, dava konusu maddenin 2.fıkrasında bu gerekçe ile de hukuka uyarlık görülmemiştir.
Anılan Yönetmeliğin 12. maddesiyle değişik geçici 2. maddesinin 1/a fıkrasında da, yürürlükten kaldırılan Yönetmeliğe göre açılmış olan sağlık kuruluşlarının faaliyetlerine devamı, belli bir süre içinde yönetmelikle getirilen yeni düzenlemelere uyum sağlamak şartına bağlanmış olup, kazanılmış hakların korunması amaçlanmasına rağmen, yönetmeliğin hukuka aykırı bulunan 38. maddesine, dava konusu düzenleme tarihinde henüz çıkarılmamış ve içeriği belli olmayan Yönetmelik ekine, yine henüz Bakanlıkça yapılmamış olan plânlamaya yollamada bulunulması nedeniyle dava konusu düzenlemede de hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Kaldı ki, Dairemizin 09.05.2013 tarih ve E:2013/2550, K:2013/3375 sayılı kararı ile "dava konusu Yönetmeliğin 14. maddesiyle değişik 40. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, Yönetmeliğin geçici 2. maddesinin 1/a fıkrasında atıf yapılan ve Danıştay Onuncu Dairesi'nce yukarıda belirtilen E:2009/5713 sayılı dava dosyasında hukuka aykırı bulunan 38. maddeye yürürlük tarihi belirlendiği ve Danıştay Onuncu Dairesi'nin E:2008/2416 esas numaralı dava dosyasında verilen yürütmenin durdurulması kararlarının uygulanması kapsamında yapılması gerekip henüz yapılmamış olan düzenlemeye yürürlük tarihi belirlendiğinden, Yönetmeliğin 14. maddesiyle değişik 40. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde hukuka uyarlık bulunmadığı" gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
Görüldüğü üzere Sayın Danıştay Başkanlığı açmış olduğumuz bir çok davada lehimize kararlar vermiştir. Sayın Sağlık Bakanlığı’nın Türkiye çapındaki yüzlerce Tıp merkezini bir çırpıda silbaştan yeni çıkarmış olduğu ATT Yönetmeliği şartlarına uymaya zorlaması ve sanki hiçbir şey olmamış gibi düşünmesi “ KAZANILMIŞ HAKLAR VE HUKUK DEVLETİ İLKELERİ İLE BAĞDAŞMAMAKTADIR “ , Tüm ilgililere saygılarımla arz ederim.
YÖNETMELİK DEĞİŞİKLİĞİ İLGİLİ KONU BAŞLIKLARI :
1 Ekim 2019 tarihinde Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik yayımlanmıştır. Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik maddeleri açılacak tıp merkezlerinin taşıması gereken temel özellikleri, yapılabilecek işlemleri ve geçmişte açılan merkezlerin durumunu düzenlemektedir.
I. Tıp Merkezlerinin Açılış Standartlarına İlişkin Değişiklikler
1. Değişiklikle birlikte yeni açılacak tıp merkezlerinde A Tipi, B Tipi ve C Tipi sınıflandırmasına son verilmiştir. Mevcut merkezler geçmiş statüleri ile tanımlanmaya devam edecek değişiklikten sonra açılanlar ise “tıp merkezi” olarak ifade edilecektir.
2. Tıp merkezlerinin en az iki farklı uzmanlık dalında olmak üzere en az on uzman hekim kadrosuyla açılabileceği düzenlenmiştir. Değişiklik öncesinde A ve B tipi tıp merkezleri en az dört klinisyen uzman hekimle açılabilmekteydi.
3. Tıp merkezlerindeki sınıflandırmanın kaldırılması ile birlikte tüm merkezlerin müstakil binalarda kurulacağı, bu binanın toplam kapalı alanının iki bin metrekareden az olamayacağı belirtilmiştir. Değişiklikten önce müstakil bina şartı sadece A tipi tıp merkezleri için geçerli olup asgari iki bin metrekare şartı bulunmamaktaydı.
4. Çalışan uzman tabip sayısı 10 (on)’un altına düşen tıp merkezinin üç ay içinde uzman eksikliğini giderememesi halinde kuruma üç ay daha ek süre verileceği, verilen ek süre sonunda uzman eksikliğinin giderilememesi halinde ruhsatnamesinin en fazla iki yıl süreyle askıya alınacağı, bu süre sonunda uzman eksikliğini gideremeyen tıp merkezinin ruhsatnamesinin iptal edileceği belirtilmiştir. Askı süresi içerisinde veya süre sonunda işletenin talebi halinde kuruluşun polikliniğe çevrilebileceği ifade edilmiştir.
II. Hekimlerin Çalışma ve Özlük Hakları Yönünden Değişiklikler
1. Hekimin kadrolu çalıştığı özel sağlık kuruluşu dışında planlama kapsamındaki birden çok özel sağlık kuruluşunda çalışabileceği şeklindeki düzenlemeye sınır getirilmiş, hekimin iki özel sağlık kuruluşunda daha çalışabileceği ifade edilmiştir.
2. Hekimin kadrolu çalıştığı kurum dışında çalışabileceği iki özel sağlık kuruluşundan bir tanesinin il dışında olabileceği belirtilmiştir.
3. Hekimin kadrolu çalıştığı özel sağlık kuruluşu dışında diğer özel hastane veya özel sağlık kuruluşunda çalışması için öngörülen kurumsal sözleşme şartı kaldırılmıştır.
4. Özel sağlık kuruluşlarında çalışan tabip/uzman tabiplerin özel hastanenin acil servis, klinik servis ve ünitelerinde nöbet tutabileceği şeklindeki düzenlemede biçimsel değişiklik yapılmış, özü korunmuştur.
III. Merkezin Tıbbi Birimleri Yönünden Değişiklikler
1. Mevcut düzenlemede tıp merkezlerinde zorunlu tıbbi hizmet birimleri arasında yalnızca gözlem ünitesi bulunmaktayken değişiklikle birlikte gözlem ünitesi, gözlem odası, gözlem yatakları ayrı ayrı tanımlanmıştır. Gözlem yataklarının, ilgili dal uzmanının hastayı gözlem altına alarak takip edebileceği en fazla 25 yataklı olacak şekilde organize edileceği belirtilmiş, gözlem ünitesi değiştirilen düzenlemeyle benzer içerikte düzenlenmiştir. Tek yataklı gözlem odalarının en az dokuz metrekare, iki yataklı odalı gözlem odaların hasta yatağı başına en az yedi metrekare düşecek standartta olacağı ifade edilmiştir.
2. Tıp merkezlerinin bünyesinde Tıbbi Laboratuvarlar Yönetmeliği’ne göre açılmış asgari basit hizmet laboratuvarı bulunma zorunluluğu getirilmiş, numune alma oda birimi kaldırılmıştır.
3. Laboratuvar hizmetlerindeki hizmet satın almanın Tıbbi Laboratuvarlar Yönetmeliği hükümlerine göre olacağı düzenlenmiş, mevcut Yönetmelikteki hizmet satın almada dikkat edilecek hususlar bendi yürürlükten kaldırılmıştır.
4. Mevcut Yönetmelikteki A ve B tipi tıp merkezleri bünyesinde, kendi kadrolarında bulunan tabipler ile estetik amaçlı sağlık hizmetlerini sunmak amacıyla estetik birimi kurulabilir düzenlemesi tıp merkezleri bünyesinde, kendi kadrolarında bulunan deri ve zührevi hastalıklar ile plastik, rekonstrüktif ve estetik cerrahî dallarında uzman tabipler ile Bakanlıkça onaylı medikal estetik sertifikası olan tabiplerce estetik amaçlı sağlık hizmetlerini sunmak amacıyla estetik birimi kurulabilir, şeklinde değiştirilmiştir. Estetik biriminde EK-15’te tanımlanan işlemlerin yapılabileceği ifade edilmiş, estetik biriminin poliklinik odası için tanımlanmış fiziki mekân ve asgari tıbbi donanımda olacağı belirtilmiştir.
IV. Mevcut Tıp Merkezlerinin Durumuna Dair Değişiklikler
1. Değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce Bakanlıkça ruhsatlandırılmış A tipi, B tipi ve C tipi tıp merkezlerinin mevcut halleriyle faaliyetlerine devam edecekleri belirtilmiş, bu kuruluşlara mevcut halleriyle devam ettikleri müddetçe yeni ünite, birim ve uzman hekim kadrosu ilave edilemeyeceği düzenlenmiştir.
2. 1 Ekim 2019’dan önce ruhsatlandırılmış A tipi, B tipi ve C tipi tıp merkezlerine mevcut yerlerinde bu Yönetmelikte yer alan tıp merkezi için gerekli şartları sağlamak kaydıyla yeni tıp merkezi ruhsatı verileceği, bu kuruluşlar için en az iki bin metrekare toplam kapalı alana sahip olma şartının uygulanmayacağı belirtilmiştir.
3 Bu kuruluşların tıp merkezi sınıfına geçebilmesi için iki yıl içerisinde en az iki uzmanlık dalında on uzman hekim kadro şartını yerine getirmeleri gerektiği ifade edilmiş, gerekli asgari uzman tabip kadrolarını sağlamak için, aynı il içinde bulunan diğer özel sağlık kuruluşlarından ya da uzman tabip dağılımı yönünden daha yüksek yoğunluklu illerden daha az yoğunluklu illere olacak şekilde farklı bir ilden uzman tabip kadrosu devralabilecekleri düzenlenmiştir.
4. Değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce ruhsatlandırılmış B tipi ve C tipi tıp merkezlerinden en az ikisinin tıp merkezi için gerekli olan asgari bina ve personel şartlarını birleşerek sağlamaları durumunda tıp merkezine dönüşebilecekleri düzenlenmiştir.
V. Tıp Merkezlerinin Devrine İlişkin Değişiklikler
1. Tıp merkezlerindeki ünite, merkez ve kadroların başka bir tıp merkezine veya özel hastaneye devrine olanak tanınmıştır. Değişiklik öncesi devir; merkezin bütünüyle devri ya da teknoloji yoğunluklu cihazın devriyle sınırlıydı.
2. Ünite ve merkez devri ile karşılıklı kadro değişiminin iller arasında yapılabilmesine olanak tanınmış, bu devir Bakanlık planlamalarına ve iznine tabi kılınmıştır.
3. Sağlık Bakanlığı tarafından ilan edilen uzmanlık dallarına bağlı kadrolar ile tıp merkezinin bildireceği kadronun değiştirilebilmesine olanak tanıyan düzenleme kaldırılmış, Bakanlıkla tıp merkezin kendi aralarındaki kadro becayişine son verilmiştir.
4. Aktif olarak faaliyet göstermeyen özel sağlık kuruluşları devredilemezken değişiklikle birlikte ruhsatı askıda olan sağlık kuruluşlarının askı süresince bir kez devrine izin verilmiştir.
VI. Değişiklik Ekindeki Listeler Yönünden
1. Yönetmelik ekinde ayrıca;
- Tıp Merkezlerinde Yapılabilecek Cerrahi İşlemler Listesi (Liste 1)
- Tıp Merkezlerinde Yapılamayacak Cerrahi İşlemler Listesi (Liste 2 ve Liste 3)
- Tıp Merkezleri bünyesinde açılacak Estetik Birimlerinde Yapılabilecek İşlemler Listesi (Ek-15) yayımlanmıştır.
10 Ekim 2019 tarihli Resmi Gazete’de ise Liste 1, Liste 2 ve Liste 3 değiştirilmiş ve tekrar yayımlanmıştır.
2. SUT EK-2/C listesinde yer alan A, B ve C grubu işlemlerden Tıp Merkezlerinde yapılması uygun görülenler Liste-1'de belirtilmiştir. Bu listede yer alan (*) işaretli olan işlemlerin B ve C tıp merkezlerinde yapılamayacağı ifade edilmiştir.
3. SUT EK-2/C listesinde yer alan D ve E grubu işlemlerden, Tıp Merkezlerinde yapılması uygun görülmeyenler Liste-2'de belirtilmiştir. Bu liste dışında kalan D ve E grubu cerrahi işlemler ise yapılabilecektir.
4. SUT EK-2/B listesinde yer alıp EK-2/C listesinde yer almayan işlemlerden Tıp Merkezlerinde yapılması uygun görülmeyenler Liste-3'de belirtilmiştir. Bu liste dışında kalan EK-2/B listesinde yer alıp EK-2/C listesinde yer almayan işlemler tıp merkezlerinde yapılabilecektir.
5. Ek 15’te ise Tıp Merkezleri Bünyesinde Açılacak Estetik Birimlerinde Yapılabilecek İşlemler Listesine yer verilmiştir
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2006 Sağlık Aktüel