TEMPORAL BÖLGE NEDİR ?
Bellek, öğrenme, duygusal denge ve sosyalleşme konuları temporal bölgenin çalışması sonucu ortaya çıkan özelliklerdir. Burası deneyimlerin ana merkezidir (Bellek bölgesi olan hipokampus, temporal bölgenin içinde gömülü olarak bulunur). Belleğin görsel, işitsel, duygusal gibi tüm özellikleri, komşuluğunda bulunan limbik sistem yapılarının da desteği ile ortaya çıkar. Dolayısıyla temporal bölgeden gelen bellek akımı ile davranışlarımız şekillenir.
Bu bölgenin çalışmasında çıkan sorunlar, bellek bozukluğuna yol açabilir. Yaşantımız süresince elde edilen yeni bilgiler bu bölgede eski bilgilerle harmanlanarak belleğin tekrar tekrar işlenmesine ve değişmesine yol açar. Temporal bölge sorunlu ise bu olay gerçekleşemediğinden bellekteki bilgiler yenilenemez, sabit kalır ve kişinin sabit fikirli olmasına neden olur. Örneğin, temporal bölge, bir olay ya da bir kişi hakkında bir zamanlar bir karar vermiştir. Sonradan gelen bilgiler, o olay ya da kişinin değiştiğini belirtse de; bu bilgiler işlenemediğinden eski düşüncesi kalıcı olacak ve kararını ona göre verecektir.
Konuşma dili, insan ilişkilerini sağlayan ve geleceğe yön veren önemli bir araçtır. Konuşulanları anlama, önemseme, içinde yer alan duygusallığı yorumlama, okuduklarımızın ve yeni bilgilerin yorumlanıp depolanması temporal bölgede gerçekleşir. Uygun sözcükleri bulamamak, iletişimin sağlanamaması ve okuma zorlukları bu bölgenin çalışmasında bozulma olduğunda ortaya çıkar.
Duygusal denge, kişiliğin özelliğidir. Günlük yaşamın iniş ve çıkışları, duygusal yapımızı etkiler. İyi işleyen temporal bölge, duyguların dengeli olmasını sağlar. Bozukluğunda duygu durum ve davranışlar etkilenir.
İnsan yüzlerinin tanınması, konuşma tonunun ayarlanması, seslerin işitilmesi, müzik ve görsel öğrenmenin sağlanması bu bölgede gerçekleşir. Sosyal ilişkiler açısından yüzleri tanımak, yüz ifadelerini değerlendirmek, konuşulanların yorumunu yapmak ve bunlara bağlı olarak yüz mimik ve dil ifadelerimizi belirlemek önemlidir. Temporal bölge sorunlarında sosyal ilişkiler önemli ölçüde bozulabilir.
Temporal bölge özellikleri
1.Konuşmayı anlama ve işleme
2.Beyin ön bölgesiyle eşgüdümlü çalışarak belleğin sağlanması
3.Uzun süreli bellek (hipokampus temporal bölgenin derinliklerinde yer alır)
4.İşitsel öğrenme
5.Görsel öğrenme
6.Görsel ve işitsel bilgi işleme
7.Duygusal dengenin korunması
8.Yüzü tanımak
9.Ses tonunu anlama
10.Ritm
11.Müzik
Temporal Bölge Duyarlılıkları Sonucu Gelişen Yakınmalar
1. Unutkanlık (özellikle geçmişle ilgili bir zaman diliminin unutulması)
2. Deja vu (daha önce bulunmadığı yerle ilgili bulunmuş hissi),
3. Jamais vu (bildik yerleri tanıyamama),
4. Ara ara gelen ve nedensiz olan panik ve korkular,
5. Boşluğa düşme duygusu,
6. Kulağa gelen ses ve seslerin yorumlanması ile ilgili sorunlar (çınlama, hışırtı, sinek uçması vb. bazen anormal algı nedeniyle seslerin değişik işitilmesi),
7. Görme ile ilgili anormallikler; görme alanının kenarında gölge görülmesi, cisimlerin büyüklük ya da şekillerinin yanlış algılanması,
8. Olmayan kokunun duyulması,
9. Tat duyusunda değişikliklerin olması,
10. Deri üstünde böcek geziyor hissi,
11. Okumayı öğrenme zorluğu,
12. Sonradan gelişen okuma zorluğu,
13. Gergin kişilik hali (kolay gelişen öfke nöbetleri, sinirlenme, aklına nereden geldiğini bilmediği şiddet düşünceleri ve bunlardan dolayı korku ve tedirginlik yaşanması),
14. Hafif kuşkucu düşünce hali (bu durum ılımlı paranoya olarak ifade edilebilir, benim hakkımda konuşuyorlar, bana gülüyorlar gibi... sosyal ilişkileri olumsuz etkiler),
15. Saygısızlık ya da değer vermeme,
16. Yazma ya da konuşma sırasında sözcük bulmada zorluk,
17. Duygusal dengesizlik,
18. Dini düşüncelerde artış, sürekli ibadet etme, metafizik konularına aşırı ilgi,
19. Baş ağrıları,
20. Mide ağrıları,
21. Aşırı yazı yazma,
Ayrıca, çocuklarda görülen ve öğrenme zorlukları içinde yer alan disleksi, işitme duyusunu değerlendirme zorluğu, konuşma bozuklukları, dispraksi, disgrafi, diskalkuli gibi durumlar beynin ön, temporal ve paryetal bölümlerinin birlikte oluşturduğu çalışma bozuklukları sonucunda gelişir. Bu tablolara sıklıkla dikkat eksikliğinin eşlik ettiği görülür.
Temporal Bölge Duyarlılığı Örnekleri
1. Örnek:
Sinirlenen kadın mutfağa koşuyor. Çekmeceden eline ilk gelen bıçağı alıp karnına saplıyor. Sonra bir daha! Aşırı sinirin etkisiyle salgılanan hormonların uyuşturduğu beyni, karnından yükselen acıları hissettirmiyor.
Gazetelerin 3. sayfalarında sıkça görmeye alıştığımız bu cinnet haberlerini kanıksar olduk. Neden insanlar bu hale geliyor?
10 yıl önce çabuk sinirlenme ve tahammülsüzlük başlamış. Sinirleniyor ama çabuk yatışıyormuş. Son 5 yıldır unutkanlık ve uykuya dalmada zorluk olmuş. Onu sinirlendiren kocasıymış. Çok kavga ediyorlarmış. Evliliğinin ilk yılları defalarca kocasından dayak yemiş. Hep kafasına vururmuş. Çocuklar büyüdükçe dövmeler azalmış ancak kendisinde ortaya çıkan aşırı sinir nedeniyle hiç geçinemez olmuşlar. Son yıllarda kocasına saldırmak istemiş, gücü yetmeyince çocuklarını dövmeye başlamış. Evde duramaz olmuş. Sık sık nefesi daralıyor, terliyor, çarpıntı ve göğüs ağrıları oluyormuş. Birkaç kez doktora gitmişler. Verilen ilaçlar onu uyutmuş, düzenli kullanamamış.
Son aylarda eşiyle tartıştıktan sonra eşyaları kırıp dökmeye başlamış. Son ay içinde de şiddeti kendine yöneltmiş.
Annesinde, babasında, 5 kardeşinde ve akrabalarında, benzeri bir olay görülmemiş. O zaman genetik bir hadise olmadığı söylenebilir. Doğum sırasında herhangi bir sorun olmamış. Bebekliği ve çocukluğu da sorunsuz geçmiş. 18 yaşında evlenmiş. Şimdi 30 yaşında ve 3 çocuğu var. Beyin MR sonucu normal olarak rapor edilmiş. Kan tahlilleri ve çekilen EEG (beyin grafiği) de anormallik saptanmamış.
Beyin çalışması ile ilgili sorunları gösteren QEEG (beyin haritalama) çekiminde, şakak (temporal) bölgelerinde 6 Hz'de sağ temporal, 7 ve 8 Hz'lerde de her iki temporal alanlarda beyin çalışmasıyla ilgili duyarlılıklar olduğu saptandı.
2.Örnek:
Baş, boyun, sırt ve bel ağrıları olan 30 yaşındaki kadın hasta. Çok sinirli olduğunu, hiçbir şeye tahammül edemediğini, çok fazla konuştuğunu söylüyordu. 15 yıl önce istemediği bir evlilik yapmış, 5 yıl önce ayrılmıştı. Eşinden dayak yediğini, özellikle evliliğinin son yıllarında şiddetli ağrıları olduğunu, boşanmanın ardından sonraki bir yıl kendisini çok iyi hissettiğini, hiç ağrılarının olmadığını ancak son 4 yıldır giderek artan yakınmalarının ortaya çıktığını söylüyordu. Son 1 yıldır sürekli doktorlara gittiğini, birçok ilaç kullandığını ve fayda görmediğini anlatıyordu.
Hastam, kafasının temporal bölgelerine aldığı darbeler sonucu yaygın vücut ağrıları, duygusal dengesizlik, aşırı konuşma yakınmaları gelişmiştir. Çekilen beyin haritasında, sol temporal alanlarda hemen tüm frekanslarda amplütüd artışı gözlende de özellikle 1-6 ve 13-15 Hz dalga boylarında belirgin bozukluklar saptanmıştır.
3. Örnek: Evli, 3 çocuk annesi hastam; baş ağrısı, sinirlilik hali, sabah yorgun uyanma-uykusunu alamama, mide ağrısı, tat ve koku almada zorluk, baş dönmesi ve gözlerde kararma yakınmalarıyla geldi. 8 yıldır evli olduğunu, yakınmalarının son 3 yıl içinde ortaya çıktığını ve giderek arttığını, evliliğinin ilk yıllarında eşinden şiddet gördüğünü söylüyordu. QEEG raporunda sağ 4 ve 5 Hz'de daha belirgin olmak üzere amplütüd artışıyla giden duyarlılıklar görülüyor. Ayrıca 7 Hz'den itibaren genel ve ılımlı amplütüd artışı söz konusudur.
4. Örnek: 25 yaşında erkek hastam. Askerden geldikten birkaç ay sonra çevresine karşı ilgisiz olmaya, içine kapanmaya başlamış. Sonraları işini bırakmış. Tüm gününü odasında geçiriyor, yemek istemiyor, dini kitaplar okuyormuş. Son aylarda sürekli ibadet ediyor, uyanık iken rüya görüyor, gördüğü kişilerle konuşuyormuş.
Babasından, askerde kafa darbesi alıp almadığının araştırılmasını istedim. Hastamın askerde şakak bölgesine darbe aldığı öğrenildi.
5. Örnek: Motosiklet kazası geçiren 40 yaşındaki hastam. “Ne yerdeyim, ne gökte” diyordu.
- İçinde bulunduğum boşluğu anlatamam. Sanki bu beden benim değilmiş gibi geliyor bana. Ayda birkaç kez krizler halinde başağrılarım tutuyor. Bazen cisimleri olduğundan daha küçük görüyorum, bardak dibinden bakıyorum sanki dünyaya.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2006 Sağlık Aktüel