23 Aralık 2024
  • Ankara2°C
  • İstanbul7°C
  • Bursa6°C
  • Antalya10°C
  • İzmir10°C

YAZİN ALERJİK HASTALİKLAR ARTİYOR!

“Yüzme sporu, göğüs kafesi çevresindeki solunum kaslarını güçlendirdiğinden astımlı hastalar için tavsiye edilir. Ancak astımı olanlar, açık havuz veya denizi tercih etmelidir. Çünkü kapalı alanlardaki ...

Yazin alerjik hastaliklar artiyor!

13 Ağustos 2010 Cuma 11:05

“Yüzme sporu, göğüs kafesi çevresindeki solunum kaslarını güçlendirdiğinden astımlı hastalar için tavsiye edilir. Ancak astımı olanlar, açık havuz veya denizi tercih etmelidir. Çünkü kapalı alanlardaki yüzme havuzları temizliğinde kullanılan kimyasal maddeler duyarlı astımlılarda solunum zorluğu doğurabilir.”

 

Yaz aylarının gelmesiyle birlikte alerjik hastalıklarda artış görülüyor. Bu hastalıklardan, özellikle astımlılar ve bünyesi alerjenlere zayıf olanlar etkileniyor. Bahar aylarında başlayıp, yaz ortasına kadar devam eden dönem alerjik astım ve rinit tanılı kişilerde öksürük nefes darlığı, hapşırık krizleri, gözlerde sulanma gibi yakınmaların oluşmasına neden oluyor.

 

Polenler:

Polen veya daha sık bilinen ismiyle çiçek tozları üreme amacıyla rüzgar veya böceklerle diğer bitkilere taşınır. Alerjik hastalıklar açısından asıl önem taşıyan 20-60 mikron büyüklüğündeki rüzgar ile çok uzak yerlere ulaşabilen tipleridir. Polenler kapı ve pencerelerden evin içine de girebilir. Astımdan daha çok alerjik rinit yakınmalarını şiddetlendirir. Yüksek binalarla çevrili oturum alanlarında deniz kenarına göre daha yoğun bulunurlar. Bu yüzden şehir içi yaşamı polenlere maruziyet açısından daha risklidir.

Bu dönemde önerdiğimiz korunma yolları ise ev kapı ve pencerelerinin kapalı olması, ev ve arabanızda polen filtresi bulunması, polenlerin havada yoğun olduğu sabahın erken saatlerinde dışarı çıkmamak, deniz kıyısında tatil yerlerini tercih etmek, güneş gözlüğü kullanmak, dış ortamdan ev ortamına geçince saçınıza yapışmış olabilecek polenlerden arınmak için saçlarınızı yıkamak ve kıyafetlerinizi yatak odanızın dışında bekletmek...

 

Küf mantarları:

Küf mantarları sıcak ve nemli ortamlarda üreyen bir türdür. Genel olarak yaz ve sonbaharda üremeleri artar. Ev içinde nemli, havalanmayan ve karanlık odalarda sık gözlenir. Pencere kenarları, duş ve musluk yakınlarında daha çok üreyebilirler. Ev dışında nemli ortam ve çok ağaçlıklı alanlardan uzak durmalı, ahır, kümes gibi havasız ortamlara girmemeli ve evinizin yakınındaki işlevsiz su birikintisi ve kanalları kaldırılmalıdır. Ev içindeki önlemler ise ev içi nem %50’nin altında tutulmalıdır. Nemli duvarlar seyreltilmiş çamaşır suyu ile yıkanmalıdır, ev içinde fazla saksı bitkisi tutulmamalı ve banyo, tuvalet ve duş alanları ıslak ve kirli bırakılmamalıdır.

 

Bunların yanı sıra yaz mevsimi, astımlı hastalar için en uygun olan ve önerilen yüzme sporu için ideal bir dönemdir. Yüzme göğüs kafesi çevresindeki solunum kaslarının güçlendirdiğinden oldukça faydalıdır. Astımı olan hastalar özellikle açık havuz ve denizde yüzmeyi tercih etmelidir. Çünkü kapalı alanlardaki yüzme havuzları temizliğinde kullanılan kimyasal maddeler duyarlı astımlılarda solunum zorluğu doğurabilir.

 

Kurdeşen ve egzama:

Kurdeşen, ürtiker olarak tanımlanan deride hafif kabarık, pembe-kırmızı renkte ve genellikle kaşıntılı lezyonlardır. Üzerine basıldığında ise renk solar. Vücudun herhangi bir yerinde tek tek veya birleşmiş olarak oluşabilir. Ürtiker her yaş grubunda görülebilir. Bu hastaların kendileri veya aile öykülerinde alerji varlığı saptanır. Pek çok nedene bağlı gelişebilen ürtiker yaz aylarında sıklıkla güneş alerjisi olarak karşımıza çıkar. Bu durum güneş ışınlarına maruz kalınınca gelişir. Önce kaşıntı ve ardınan kızarıklık ve deride kabarma gözlenir. Tedavisinde güneşten sakınmak çok önemlidir. Antihistaminik ilaçlar kullanılır.

 

 

 

Atopik dermatit – egzema – ise alerji öyküsü olduğu bilinen kişilerde kronik ve yinelenen bir durumdur. Genellikle çocuk yaşlarda sıktır ve temel özelliği gün içinde başlayıp gece şiddetlenen kaşıntıdır. Erişkinlerde sıklıkla deride tahriş yapabilen losyon, parfümlü sabun, deterjan gibi maddelerin kullanımıdır. Yaz aylarında da güneşten koruyucu ürünlerde fazla katkı maddesi olması, deniz veya havuz suyunun soğukluğu bu durumu tetikleyebilir.

 

Koruyucu önlemler arasında terlemeyi önlemek, uzun kollu, bol ve açık renkte giysileri tercih etmek, ani ısı değişiklerinden kaçınmak, katkı maddesi yoğun olan vücut ürünlerinden kaçınmak, gerektiğinde yakınmaları kontrol etmek için antihistaminik ilaçlar, kortizonlu pomatlar veya deri kuruluğunu azaltacak yağlar kullanılmalıdır. Yaz aylarında deniz ürünleri, kabuklu deniz ürünleri, değişik soslar ve mayalı içkilerin tüketiminde de dikkatli olmalıyız.

 

Arı sokması:

Yaban arıları veya bal arılarının sokması sonucu o alanda ağrı, kızarıklık ve şişme gibi kendiliğinden gerileyen lokal bir reaksiyon gelişebildiği gibi, anaflaksi denilen ve sokulan kişinin ölümüne yol açabilen bir reaksiyon da doğabilir. Anaflaksik reaksiyonlarda deride yaygın şişlik, deri altında ödem, nefes darlığı ve dolaşım bozukluğuna bağlı şok tablosu gelişir. Özellikle baş ve boyundan arı sokmalarında anaflaksi gelişme olasılığı daha yüksektir.

 

Arı soktuğunda yapılması gerekenler deriye takılı kalan iğnenin ezilmeden özenle çıkarılması, sokulan bölgenin bol su ve sabunla yıkanması, sulandırılmış amonyak ile dezenfekte edilmesi, sokulan yere buz uygulanması, gerektiğinde kortizon ve antihistaminik veya adrenalin içerikli ilaçların uygulanmasıdır. Anaflaksi benzeri bulgular gösteren kişilerin ise en kısa zamanda bir sağlık kurumuna ulaştırılması gerekir.

 

Yaz aylarında sık gözlenen arı sokmalarından korunmak için ise arıların bulunabileceği yerlerde uzun kollu gömlek ve pantolon tercih edin, parlak ve canlı renkte giysilerden kaçının, açıkta yemek yemeyin ve açıkta yemek bırakmayın, çöplerinizi evin dışına alın, bahçe işleri yapacaksanız eldiven kullanın ve bahçeye yalınayak basmayın, parfüm kullanmayın, arabanıza bindiğinizde arı olmadığından emin olun.

Yorumlar
SON DAKİKA