22 Aralık 2024
  • Ankara6°C
  • İstanbul7°C
  • Bursa7°C
  • Antalya17°C
  • İzmir13°C

YAKLAŞIK 40 BİN KİŞİDEN ELDE EDİLEN VERİLER, TÜRKİYE'NİN AKCİĞER KANSERİ RİSK HARİTASINI OLUŞTURACAK

Türk Tıbbi Onkoloji Derneği (TTOD), AstraZeneca Türkiye'nin koşulsuz desteği ile 2020 yılında "Akciğerimizi Okuyoruz" internet platformunu akciğer kanseri risk faktörleri hakkında toplumu bilgilendirmek amacıyla hayata geçirdi.

Yaklaşık 40 bin kişiden elde edilen veriler, Türkiye'nin akciğer kanseri risk haritasını oluşturacak

16 Kasım 2022 Çarşamba 21:06

Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Murat Dinçer: "Sosyal sorumluluk projelerimiz kapsamında halkı kanser hakkında bilgilendirmek, Türkiye'de yaşayan tüm vatandaşların en iyi tedaviye ulaşması için gereken çabayı göstermek, hem hekime hem tedaviye ulaşımı hızlandırmak gibi misyonumuz var"

AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı Ecz. Serkan Barış: "Özellikle akciğer kanseri tarafında, hem tarama hem tanı hem tedavi basamaklarında olabildiğince derneklerimizle, bilim insanlarımızla birlikte hastalarımıza servis sunmaya çalışıyoruz"

"Akciğerimizi Okuyoruz" platformu üzerinden bugüne kadar yaklaşık 40 bin kişiden elde edilen ve akciğer kanserinde erken teşhis konusunda toplumda farkındalık yaratacak veriler, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Murat Dinçer, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Özlem Sönmez, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gül Ergör ve AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı Ecz. Serkan Barış'ın katılımları ile düzenlenen basın toplantısında kamuoyu ile paylaşıldı.

- "Akciğer kanserinin erken tespiti başarılı tedavi olasılığını artırır"

Toplantıda konuşan Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Murat Dinçer, "Sosyal sorumluluk projelerimiz kapsamında halkı kanser hakkında bilgilendirmek, Türkiye'de yaşayan tüm vatandaşların en iyi tedaviye ulaşması için gereken çabayı göstermek, hem hekime hem tedaviye ulaşımı hızlandırmak gibi misyonumuz var." dedi.

Uzun yıllar süren eğitimler sonunda onkoloji uzmanı olunabildiğini belirten Dinçer, "Şu anda sayımız yavaş yavaş arttı. Belki de Türkiye'ye yetecek seviyeleri ulaştı. Biz bu dernek kapsamında siyasi otoriteyle, Sağlık Bakanlığıyla, zaman zaman ortak çalışmalar yapıyoruz. Organik görüşler, öneriler, sunmaya çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.

Dinçer, akciğer kanserinin küçükken ve yayılmadan önce, erken bir evrede tespit edilmesinin, başarılı bir şekilde tedavi edilme olasılığını artırdığına vurgu yaparak, şunları kaydetti:

"Genellikle akciğer kanseri belirtileri, hastalık ileri bir evreye gelene kadar ortaya çıkmaz. Akciğer kanseri bazı belirtiler gösterse bile, enfeksiyon ya da sigaradan kaynaklanan etkiler olarak düşünüldüğü için atlanır ve tanı gecikir. Akciğer kanserinin ileri evrelere gelmeden erken teşhis edilmesi için şimdiye kadar düz akciğer filmleri (röntgenogram), balgamda tümör hücrelerinin aranması (sitoloji) ve yüksek riskli insanlarda bronkoskopi denilen bir araç yardımıyla solunum yollarının incelenmesi gibi yöntemlerin kullanıldığı birçok çalışma yapılmıştır. Bunların hiçbiriyle akciğer kanserine bağlı ölümlerin azaltılamadığı görülmüştür."

"Akciğerimizi Okuyoruz" projesinin önemine vurgu yapan Dinçer, şu ifadeleri kullandı:

"Bir web sitesi oluşturuldu. Kişiler anketlerle, kişisel verileri, sigara içip içmedikleri, kaç yıldır içtikleri, yaşları, yaşadıkları iller gibi pek çok veriyi girdiler. 40 binin üzerinde bu sitede giriş var. 81 ilden gelen tüm Türkiye'yi temsil eden ve çok geniş tabanlı bir veri tabanımız oluştu. Alışkanlıklarınıza göre bir kanserdeki riskiniz nedir? Bu konuda bilgi sahibi olabiliyorsunuz. Sigara içme alışkanlıklarının dökümünü bu platformdan görmeye çalışıyoruz. Başlama yaşları, içme miktarları içen kişilerin yaşları mevcut olan riskler gibi pek çok veriye ulaşılabiliyor. Katılımcılarda kendi riskini görebiliyor bu konuda. Bu toplumsal farkındalığı artırmak amacıyla yapılmış bir çalışma. Biz bu sayede kişilerin kanser hakkında daha bilgili, bilinçli olmaları ve tercihlerini ona göre gözden geçirmelerini arzu ediyoruz."

-"Bilim çok hızlı ilerliyor. Onkoloji alanındaki ilerlemeler biraz daha fazla"

Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Özlem Sönmez ise konuşmasında özellikle onkoloji alanında bilimin çok hızla ilerlediğini belirterek, "Bunu geç fark eden kişilerin 'Son evreymişim, benim için yapılacak bir şey yokmuş demesini istemiyoruz. Bilim çok hızlı ilerliyor. Onkoloji alanındaki ilerlemeler biraz daha fazla. Her geçen gün yeni bir ilaç bizim pratiğimize giriyor." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'deki tedavi imkanlarının çok yüksek olduğuna dikkati çeken Sönmez, onkoloji tedavisi için farklı ülkelere gidilmesine gerek olmadığını söyledi.

Sönmez, akciğer kanserinin en önemli sebebinin sigara olduğuna vurgu yaparak, şunları kaydetti:

"Sigara, akciğer kanserinin tartışmasız en önemli sebebidir ve akciğer kanserlerinin yüzde 90’ından sorumludur. Sigaraya başlama yaşı, günlük tüketilen sigara sayısı, kaç yıldır sigara içildiği önemlidir. Akciğer kanserinin diğer bir önemli sebebi ise hava kirliliğidir. Hava kirliliği Dünya Sağlık Örgütü tarafından mutlak kanserojen olarak kabul edilmiştir. Asbest (fren tamiri, izolasyon, gemi inşaatı gibi iş ortamlarında çalışanlarda maruziyet artar), radon gazı (toprakta doğal olarak bulunur, iyi havalandırılmayan ev ve iş yerlerinin altındaki toprakta bulunan miktara bağlı olarak kapalı mekan havasındaki radon miktarı artabilir) maruziyeti de akciğer kanseri riskini artıran nedenlerdendir. Bunların yanı sıra ailede 50 yaşından önce akciğer kanseri teşhisi konmuş yakınları olanlarda da risk iki katına çıkmaktadır."

-"Türkiye'de her yıl 41 bin kişiye yeni akciğer kanseri tanısı konuluyor"

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gül Ergör ise erkeklerde akciğer kanseri görünme sıklığında Türkiye'nin dünyada 1'inci olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"2020 yılında GLOBOCAN veri tabanında yayımlanan bilgilere göre Türkiye'de her yıl 41 bin kişiye yeni akciğer kanseri tanısı konuluyor. Bu kişilerin 34 binini erkek 7 binini ise kadınlar oluşturuyor. Türkiye Kanser İstatistikleri 2018 yılı sonuçlarına göre ise akciğer kanseri tanısı alanların yüzde 19’u bölgesel, yüzde 28’i yakın dokulara yayılım (metastaz) ve yüzde 53’ü ise uzak dokulara yayılım (metastaz) yapmış durumdadır. Konulan tanıların maalesef yarısından çoğunun geç tanı olması oldukça üzücü. 2040 yılına kadar yılda 75 bin kişinin akciğer kanseri hastası olacağı tahmin ediliyor."

"Akciğerimizi Okuyoruz" projesi kapsamında farkındalık oluşturulduğunu belirten Ergör, "Çalışmaya katılan kişilerin cevaplarının paylaşılması ikinci bir farkındalık. Önemli olan, burada tekrar tekrar vurgulanması gereken özellikle sigara konusu. Sigara mücadelesi uzun soluklu bir mücadele. Öyle çabuk pes edilecek bir şey değil. Hemen başarılacak bir şey değil. Sürekli mücadeleye devam etmemiz gerekiyor. Gençlerin başlamasını engellememiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.

- "Kanseri ölüm nedeni olmaktan çıkarma hedefiyle iş birlikleri yapıyoruz"

Projeye koşulsuz destek veren AstraZeneca Türkiye'nin Ülke Başkanı Ecz. Serkan Barış, kanseri ölüm nedeni olmaktan çıkarma hedefiyle iş birlikleri yaptıklarına dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:

"Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre Türkiye'de kanser ölümlerinin yüzde 18’i akciğer kanseri nedeniyle gerçekleşiyor. Bu gerçek, toplumda akciğer kanseri ile ilgili bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmalarının önemini daha da artırıyor. AstraZeneca olarak biz de dünya çapında 40 yılı aşkın bilgi birikimiz ile tanı, tarama, tedavi ve erken erişim programları olmak üzere her aşamada hastaların yanında olabilmek için iş birlikleri gerçekleştiriyor, projeler geliştiriyor ve paydaşlarımıza destek veriyoruz. Kanseri ölüm nedeni olmaktan çıkarma hedefiyle hocalarımız, derneklerimiz ve bilim dünyası ile iş birliği halinde çalışıyoruz. Bu kapsamda akciğer kanserinde erken teşhis konusunda toplumda farkındalık yaratacak verilerin oluşmasına katkıda bulunan ‘Akciğerimizi Okuyoruz’ platformuna da koşulsuz destek olduk. AstraZeneca olarak sağlığa erişim hedefimiz doğrultusunda bilinçlendirme projelerimiz ile milyonlarca insana ulaşmayı desteklemeye ve toplumda hastalıklar hakkında farkındalık yaratmayı önceliklendirmeye devam edeceğiz."

Barış, yapılan çalışmanın toplumdaki bir kişide bile farkındalık oluşturmasının önemli olduğuna vurgu yaparak, "AstraZeneca olarak, özellikle akciğer kanseri tarafında hem tarama hem tanı hem tedavi basamaklarında olabildiğince derneklerimizle, bilim insanlarımızla birlikte hastalarımıza servis sunmaya çalışıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

- Çalışmaya 81 ilin tamamından katılım sağlandı

Toplantıda edinilen bilgilere göre, dünya genelinde kanser hastalıkları arasında ilk sıralarda yer alan akciğer kanserinin başlangıç evresinde ortaya çıkan belirti ve bulguları çoğunlukla fark edilmiyor. Özellikle sigara kullanan kişilerde öksürük gibi önemli belirtiler de büyük oranda dikkate alınmadığından bu durum akciğer kanserinin çok geç evrelerde fark edilmesine neden oluyor ve tedavi sürecini oldukça zorlaştırıyor.

"Akciğerimizi Okuyoruz" internet platformu üzerinden Türkiye genelinde 81 ilde yaşayan 38 bin 623 kişiden anonim şekilde veri elde edilirken, katılımcıların yüzde 63,4'ü erkeklerden, yüzde 36,6’sı ise kadınlardan oluştu. Katılımcıların yüzde 52,5’ini 30-49 yaş arası kişiler oluştururken bu grubu sırasıyla yüzde 31,5 ile 50-69 yaş arası, yüzde 13 ile 18-29 yaş arası ve yüzde 3 ile 70 yaş üzeri kişiler takip etti. Katılımcıların yaşadığı illere göre dağılımda ilk sırada yüzde 24,6 ile İstanbul yer aldı. Ankara yüzde 10,8 ile ikinci olurken İzmir yüzde 9,4 ile üçüncü oldu.

- Akciğer hastalığı erkeklerde daha fazla görülüyor

Platform üzerinden bilgilerini paylaşanların yüzde 6,3'ü kronik obstrüktif akciğer hastası (KOAH) ve yüzde 0,8'i akciğer kanseri hastası olduklarını söyledi. Akciğer kanseri varlığının cinsiyete göre dağılımında katılımcı erkeklerin yüzde 1'i akciğer kanser hastası olduklarını ifade ederken kadınların yüzde 0,6'sı akciğer kanseri hastası olduklarını söyledi. KOAH varlığının cinsiyete göre dağılımında ise erkek ve kadın oranları birbirine yakın çıktı. Buna göre erkeklerin yüzde 6,5'i kadınların ise yüzde 6,3'ü KOAH hastası olduklarını belirtti.

Yaş gruplarına göre akciğer kanseri varlığında yüzde 3,6 ile 70 yaş üzeri kişiler ilk sırada. Bunu yüzde 1,4 ile 50-69 yaş arası, yüzde 0,4 ile 30-49 yaş arası ve yüzde 0,7 ile 18-29 yaş arası kişiler izledi. KOAH’ın ise en çok yüzde 19,5 ile 70 yaş üzeri kişilerde görüldüğü ortaya çıktı. Bunu yüzde 11,3 ile 50-69 yaş arası, yüzde 3,5 ile 30-49 yaş arası ve yüzde 2,2 ile 18-29 yaş arası kişiler takip etti.

Katılımcılarda hastalık öyküsüne bakıldığında ise her dört kişiden biri (yüzde 25,3) ailede akciğer kanseri olduğunu belirtti.

- Erkeklerde sigara içenlerin oranı daha fazla

Neredeyse her iki kişiden biri (yüzde 48,4) sigara içtiğini belirtirken içmeyenlerin oranı yüzde 26,5 oldu. Sigarayı bıraktığını söyleyenlerin oranı ise yüzde 18,2. Erkeklerde sigara içtiklerini söyleyenlerin oranı yüzde 51,7 olurken kadınlarda bu oran yüzde 42,8 oldu. Ortaya çıkan bir diğer önemli sonuç ise kadınların erkeklere kıyasla çok daha fazla pasif içici konumda olması. Erkeklerin yüzde 4,8'i pasif içici olduğunu ifade ederken kadınlarda bu oran yüzde 10,3'e çıkıyor.

- Sigarayı bırakmadan önce içme süresi ortalama 20 yıl

Halen sigara içenlerin içme süresini de ortaya çıkaran sonuçlara göre katılımcıların yüzde 31,3'ü 20-29 yıldır sigara içtiğini söyledi. Yüzde 26,8’i 10-19 yıl, yüzde 16,7'si 30-39 yıl, yüzde 14,6'sı ise 1-9 yıl sigara içtiklerini belirtti. 40 yıldan fazla süre sigara içtiklerini söyleyenlerin oranı ise yüzde 10,6. Katılımcıların yüzde 80,1'i günde 1-20, yüzde 18,3'ü ise 21-40 adet sigara içtiğini söylerken toplam sonuçlara göre günde ortalama 15 sigara içiliyor. Sigarayı bırakanlarda ortalama bırakma süresi 5 yıl oldu. Bırakmadan önce içme süresi ise ortalama 20 yıl olarak belirlendi.

- Sigara haricinde hava kirliliği risk faktörlerinin başında geliyor

Verilere göre, sigara haricinde akciğer kanseri hastalığına neden olabilecek çeşitli risklere maruz kalım durumunda ilk sırada yüzde 7,1 ile hava kirliliği yer aldı. Bunu sırasıyla yüzde 3,3 ile verem, yüzde 2,9 ile elementler (ağır metaller, petrol ürünleri vb.) ve radyoterapi, yüzde 1,4 ile asbest ve yüzde 0,6 ile radon takip etti.

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA