Bir hastalığımdan dolayı İlker Çelikcan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi’ne gittim.
Yapılan muayenelerim sonrasında idrar tahlili de istendi. İdrarımı vermek için koridorda bulunan tuvalete yönlendirildim.
Tuvalete geldiğimde kapının fotoselli ve oldukça da şık görünümlü otomatik kapı olduğunu görünce çok şaşırdım açıkçası…
Böyle bir kapı Bursa’da hizmet vermekte olan özel hastanelerde bile yok! Tuvalate girince de şaşkınlığım on kat birden arttı!
Çünkü bu yaşıma geldim böylesine mükemmel temiz, bakımlı, kokmayan ve ekipmanları kırık dökük olmayan bir tuvalete rast gelmiş olmam beni şaşkına çevirmişti.
Üstelik de bu tuvalet bir devlet hastanesindeydi hem de! Yine yineliyorum böylesi harika bir tuvalete ilk rast geldim.
Bi’ara kendimi İstanbul Nakkaştepe’de bulunan Koç Holding yönetim merkez binasında bulunan tuvaletlere girdim sandım!
Çünkü hayatım boyunca en bakımlı ve çok temiz tuvalete sadece orada rast gelmiştim. Neyse; idrar numunemi alıp ilgili bölüme teslim edince aklım halen o çok ama çok temiz tuvalette kalmıştı. Şöyle bir soru oluştu kafamda…
Acaba sağlık bakanı hastaneye ziyarete geldi de ondan mı bu böyle diye sormadan kendi kendime edemedim!
Etrafıma bakındım; ne eskort kalabalığı vardı ne de farklı bir telaşe! Ama kafayı taktım bir kez bu tuvalete!
Üşenmedim bu sırrı çözme amaçlı olarak alt ve üst katlarda bulunan tuvaletlere de girdim görme amaçlı olarak…
‘Sır’ diyorum çünkü cidden sır bir durumdu bu! Gördüğüm tuvaletler de aynı mükemmellikte ve temizlikteydi. Yani numune vermek için girdiğim tuvalet özel bir tuvalet değilmiş! İşin bir güzel yanı da her kabinde kaliteli tuvalet kâğıdı yedekli halde ve lavabolarda da sensörlü kağıt havlu makineleri vardı…
Hem makineler; bozuk, kırık, çatlak, patlak ve kapaksız değildi. Hem de boş değillerdi. Hepsinin kağıt havluları vardı!
Şimdi… Onlarca yıl ulusal ve yerel basında, ajanslarda şikayet köşesi yönettim. Yani vatandaşlarımızın şikayetlerini paylaştım. Yetkililere hesap sordum! Yani bi’manada olumsuzlukların adamı oldum! Tarafıma yollanan şikayetlerin arasında da ilk sırayı umumi tuvaletlerimizin rezilliği, çevremizin ve doğamızın rezil insanlarca kirletilmesi acısı vardı!
Bu sebeple İlker Çelikcan Hastanesi’nin tuvaleti ve devamında tuvaletlerinin mükemmelliği beni şok etti sanırım!
Hastanenin genel temizliği de on üzerinden on puanlıktı… On, on, on…İlk kez gittiğim bir hastaneydi bu…
Ben iddia ediyorum! Böylesi bir temizliğe özellikle de tuvaletlerindeki zor üstü temizliğin başarısını özel hastanelerde bile görmek mümkün değil. Benim abarttığımı sananlar varsa hastane Bursa’nın Çekirge Mahallesi’nde hizmet veriyor. Gidin ve bakın lütfen.
Heeee, bu esnada… Sizler de ‘acaba sağlık bakanı mı geldi de bu temizlik var’ diyebilirsiniz! Ama siz öyle demeyin; ‘ben bakan mı oldum?’ Deyin! Diyeceğim o ki hep şikayet, hep şikayet ve hep mi olumsuzluk yazım olacaktı!
Güzeli ve iyiyi görmezden gelmek ve yapılan bu zor işi takdir etmemek çok büyük ayıp olurdu bence. Konu hastene yani sağlık olunca keyifle takip ettiğim ve sağlık denince aklıma ilk gelen site - ajans, Türkiye’nin en büyük sağlık haber kaynağı olan Sağlık Aktüel geldi.
Dolayısıyla Türkiye’deki sağlık çalışanlarına sağlıkla ilgili en doğru ve en hızlı haberleri sunan Sağlık Aktüel aracılıyla bu mükemmel örneği sunmak istedim. Demek ki böyle bir zor işi de 1926 yılında kurulan yani 98 yıllık bir binada başarmak mümkün olabiliyormuş. Elbette ki bu mükemmellik bir kaptan ile olur. Yani hastane başhekimiyle…
Mürettebat olmasa o gemi gitmez! Ancak buz dağının görünmeyen kısmında gemiyi çarpmadan götüren kişi de kaptandır. Kaptan gevşerse gemi ya batar ya da yara alır.
Bu sebeple adının Zübeyde Kurtoğlu olduğunu öğrendiğim kaptanı yani hastane başhekimini candan tebrik ediyorum. Elbette mürettebatı olan kıymetli sağlık çalışanlarını da unutmuyorum.
Kaptanın talimatlarına uyan ve bu sebeple geminin görünmeyen buz dağlarını aşmasını sağlayan sizlere de sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Ve burası da bir devlet hastanesi! Darısı diğer devlet hastanelerimizin başına diyorum…
Muhammet Kösle/Bursa
