28 Kasım 2024
  • Ankara3°C
  • İstanbul13°C
  • Bursa12°C
  • Antalya18°C
  • İzmir14°C

UYUŞTURUCU BAĞIMLILIĞI BİR SUÇ DEĞİL

Uyuşturucu Bağımlılığı Bir Suç Değil, Tedavi edilebilen ciddi bir sağlık sorunudur!

Uyuşturucu Bağımlılığı Bir Suç Değil

26 Haziran 2010 Cumartesi 11:46

Uyuşturucu Bağımlılığı Bir Suç Değil, Tedavi edilebilen ciddi bir sağlık sorunudur!


Türkiye Psikiyatri Derneği(TPD), 26 Haziran “Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı İle Mücadele Günü” dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada,Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanan 2010 Dünya Uyuşturucu Raporu’na göre; gelişmekte olan ülkelerde amfetamin tipi uyarıcılar ve reçeteli ilaçlar başta olmak üzere uyuşturucu madde kullanımının artmakta olduğunu bildirdi.

 
TPD Alkol Madde Kullanım Bozuklukları BÇB Koordinatörü Doç. Dr. Kültegin Ögel ve TPD Merkez Yönetim Kurulu adına Yrd. Doç. Dr. Ayşe Devrim Başterzi’nin yaptığı açıklamada; Afganistan, And Ülkeleri gibi afyon ve kokain üreticisi ülkelerde bu maddelerin kullanımında azalma gözlenirken, Avrupa ülkelerinde kokain kullanımı son on yıl içinde 2 milyon kişiden 4,1 milyon kişiye çıkarak ikiye katlandığı belirtildi. Açıklamaya şöyle devam edildi; “Aynı rapora göre; amfetamin benzeri uyarıcı maddelerin kullanım oranı dünya çapında 30-40 milyon kişiye ulaşmıştır. Ekstazi kullanımı Kuzey Amerika ve Asya ülkelerinde artış göstermektedir. 2010 Dünya Uyuşturucu Raporu’nun en altı çizilmesi gereken verilerinden biri; zengin ülkelerde yaşayan zengin insanlar bağımlılık tedavisine ulaşabilirken, yoksul ülkeler ve yoksul insanlar tedavi olanağına sahip olamamakta ve büyük bir sağlık sorunu ortaya çıkmaktadır. Rapora göre geçen yıl dünya çapında 20 milyon uyuşturucu bağımlısı bağımlılık tedavisi alamamıştır. Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığını İzleme Merkezi’nin (EMCDDA) raporuna göre 1990’lardan itibaren uyuşturucu kullanımının dramatik bir artış gösterdiği, günümüzde tüm Avrupalı yetişkinlerin neredeyse dörtte birinin en az bir kez uyuşturucu kullandığı aktarılmaktadır. EMCDDA’ ya göre genç yetişkinlerin yaklaşık %2 ila %2,5’inin her gün veya neredeyse her gün esrar kullandığı, erkeklerde bu oranın çok daha yüksek olduğu tahmin edilmektedir. Esrar kullanımında yaşam boyu yaygınlığın yetişkinlerin yaklaşık %22 si olduğu, bu oranın yaklaşık 74 milyon kişiye karşılık geldiği tahmin edilmektedir. Bu oranlar kokain için %3,9 (13 milyon kişi), ekstazi için %3,1 (10 milyon) ve Amfetaminler için ise %3.5 (12 milyon)’dur. Sorunlu opioid (afyon ve türevleri) kullanıcılarının sayısının 1,2 ila 1,5 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. Avrupa’da 15-39 yaşındaki Avrupalılar arasındaki tüm ölümlerin %4’ünden uyuşturucu kaynaklı ölümlerin sorumlu olduğu ve bunların yaklaşık üçte birinin de opioidlere bağlı olduğu belirtilmektedir. Tüm tedavi taleplerinin %50’den fazlasında birincil uyuşturucunun opioid (afyon) türevleri olduğu, 2007 yılında yaklaşık 650.000 opioid kullanıcısı tedavisi gördüğü bildirilmektedir. Bu rapor Avrupa’nın uyuşturucu sorunun kalbinde bulunan iki madde olan eroin ve kokain kullanımında durumun iyileştiğine ilişkin bir işaretin bulunmadığının altını çizmektedir.” denildi.
 
Açıklamada ayrıca, Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Madde İzleme Merkezi’nin verilerine göre; Türkiye İstatistik Kurumu tarafından 2006 yılında Türkiye genelinde 60 ilde 26.000 okullu genç üzerinde yapılan araştırmaya göre, gençlerin %2,9’u son üç ay içinde uyuşturucu/uyarıcı madde kullandıkları belirtilerek; “2006-2007 yılları içinde Türkiye’de yatarak tedavi imkânı bulan 2853 kişinin %43,6’sı afyon ve türevleri, %36,3’ü ise esrar kullanımı nedeniyle tedavi görmüştür. Uyuşturucu madde kullanımının ve madde kullanımına bağlı ölümlerin yıllar içinde artış gösterdiği gözlenmektedir. Tüm bu verilere karşın, Türkiye’de alkol ve madde bağımlılığı tedavisinde özelleşmiş kamu ve özel sağlık kuruluşu sayısı son derece azdır” denildi.
 
 
TÜRKİYE NARKOTİK TİCARETİNDE TRANSİT ÜLKE KONUMUNDA
 
Ögel ve Devrim Başterzi açıklamalarına şöyle devam etti: “Ticareti yapılan, alınıp satılan sadece uyuşturucu maddeler değil; bireylerin ve toplumların sağlığı, refahı, moral değerleri ve bilinçleridir. Teknolojinin gelişmesinden uyuşturucu ticareti yapanlar da yararlanmaktadır. Maddenin taşınması, hedef kullanıcılara ulaştırılması konusunda, haberleşmeden, seçilen güzergâhlara, kullanılan yöntemlere varıncaya değin, daha “teknolojik” ve rafine yöntemler kullanılmaktadır. Yıllardır, ülkemizin narkotik ticaretinde bir “transit” ülke konumunda olduğu söylenmektedir. Ama unutulmamalıdır ki, madde, geçerken, geçtiği ülkede de “soluklanmakta”, geçtiği ülkelere de yüklüce bir miktar “bırakılmakta” ve bu uluslararası ticaretin yerli işbirlikçilerince, “geçişten” arta kalan maddeler, ülkemizde “iç piyasaya”, insanımıza sunulmaktadır. Sorun sadece bir ülkenin değil; dünyanın sorunudur! Dolayısıyla, sadece bir ülkenin uygulamaya sokacağı önlemlerle değil, ulusların işbirliği içerisinde çözebileceği bir sorundur” diye konuştular.
 
UYUŞTURUCU KULLANIMI İNSAN SAĞLIĞI İÇİN CİDDİ BİR TEHDİTTİR!
 
Uyuşturucu kullanımı, ölümlerin yanı sıra, yeti yitimlerine, yaşamların dramatik bir şekilde kararmasına, bireyin ve toplumun refah düzeyinin düşmesine; madde ile ilintili suç ve kazaların, enfeksiyon hastalıklarının artmasına yol açmaktadır denilen açıklamaya şöyle devam edildi: “Ülkemizde uyuşturucu kullanımın önlenmesi ve azaltılmasına yönelik önlemlerin daha ciddiyetle ve samimiyetle ele alınması gereklidir.” Bu amaçla; 
 
·         Madde bağımlılığı tedavi merkezlerinin sayısı ile bu kurumlarda çalışan personelin sayısı ve çeşitliliği artırılmalı ve eğitimli personellerin bu kurumlarda çalışması sağlanmalıdır. Madde bağımlılığı merkezlerinin tüm yurtta yaygınlaşması sağlanmalıdır.
 
·         Dünyada uygulanan tüm ilaç ve tedavi yöntemlerinin ülkemizdeki madde kullanıcılarının hizmetine sunulması ve kullanılması sağlanmalıdır.
 
·         Madde kullanımını bırakamayan kullanıcılara yönelik zarar azaltma programları devreye sokulmalıdır.
 
·         Bilimsel temeli olan önleme etkinliklerinin sayısı artırılmalı, bu etkinlikler hazırlanırken bilimsel kuruluşların ve meslek örgütlerinin görüşleri alınmalıdır.
 
·         Önleme etkinliklerin etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmalıdır. Önleme etkinliklerini yürütecek kuruluşlara destek verilmelidir.
 
·           Uyuşturucu bağımlılığı bir suç değil, bir sağlık sorunudur. Tüm uyuşturucu bağımlılarının tedaviye ücretsiz ve hızla ulaşması sosyal devletin bir sorumluluğu olarak kabul edilmelidir.
Yorumlar
SON DAKİKA