23 Aralık 2024
  • Ankara2°C
  • İstanbul6°C
  • Bursa5°C
  • Antalya11°C
  • İzmir9°C

TÜRKİYE'NİN BÜYÜK HACİMLİ İLK LABORATUVARI!

İstanbul Anadolu Kuzey Kamu Hastaneleri Birliği'nce hayata geçirilen Merkezi Laboratuvar ile birliğe bağlı 11 hastanede alınan kan örnekleri tek merkezde inceleniyor.

Türkiye'nin büyük hacimli ilk laboratuvarı!

22 Kasım 2014 Cumartesi 11:24

Aralarında, Haydarpaşa Numune, Ümraniye, Medeniyet Üniversitesi Göztepe eğitim ve araştırma hastanelerinin de bulunduğu 11 sağlık kurumuna ayaktan tedavi için gidenlerin kan örnekleri, kuryeler vasıtasıyla merkeze ulaştırılıyor.

Süre ve ısı takibinin de yapılabildiği izole bir çantayla merkeze getirilen numunelerin sonuçları, ilgili hekim tarafından online görülebiliyor. Ayrıca, hastaların birçok tetkiki için en fazla iki tüp kan alınmasını sağlayan merkezden çıkan sonuçlar, kişinin birliğe bağlı diğer hastanelere gitmesi halinde de ilgili hekim tarafından da incelenebiliyor.

Böylece tekrar numune alınmasını engelleyen sistemle hasta güvenliğinin arttırılması, maliyetlerin düşürülmesi ve klinik destek verecek tahlil sonuçlarının çıkartılacağı standartların sağlanması hedefleniyor. Sistemle uzun bekleme süresi gerektiren testlerin de sonuçlarına kısa sürede ulaşılırken, hastanın tedavisine hızlı bir şekilde başlanabiliyor.

Sistemdeki mantığı değiştiriyoruz

İstanbul Anadolu Kuzey Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Doç. Dr. Kemal Memişoğlu, yaptığı açıklamada, dünyada iyi gelişmiş birçok ülkedeki gibi hastaların tetkiklerinin sonuçlarının en iyi, ideal ve doğru şekilde yapılmasına imkan sağlayan Merkezi Laboratuvar projesini hayata geçirdiklerini söyledi.

Memişoğlu, "Bu laboratuvarın en önemli özelliği, Türkiye'de bu kadar büyük hacimli ilk laboratuvar olmasıdır. Laboratuvarla Beykoz dahil birliğimize bağlı hastanelerin numune sonuçlarının büyük kısmını 2 saat içinde hazırlayabilir hale geldik" dedi.

Laboratuvarın, hem taşıma hem bilgisayar sistemi hem de alt yapısıyla örnek olduğunu vurgulayan Memişoğlu, merkezin şu anda Anadolu yakasındaki bütün hastane laboratuvar numunelerini tetkik edebilecek kapasitede olduğunu anlattı.

Kemal Memişoğlu, laboratuvarın Türkiye'de ilk olması dolayısıyla sistemdeki mantığı da değiştirdiklerini belirterek, şunları kaydetti: "Çünkü her hastanede ayrı ayrı olan laboratuvarlar geniş tahlil yapma imkanlarını azaltıyor. Numunelerin bir merkezde toplanması, her türlü tetkiki de yapabilme olanağı sağladı. Burada uç testler dediğimiz testleri bile yapabilir hale geldik. Çok daha büyük avantajlardan biri de Şile'deki hastanede istenen bir kanı, Haydarpaşa'daki doktor anında görebiliyor. Böylece bir daha tekrar teste gerek kalmıyor. Bu da maliyetleri düşürürken, doğru tanıyı çabuklaştırıyor. Ben bu işin örnek teşkil ettiğini düşünüyorum."

Günde 12 bin tüp numune alabiliyoruz

Merkez Laboratuvar Koordinatör Yardımcısı Kalite Komisyonu Başkanı Uzm. Dr. Pınar Eker de yeni sistemle ciddi kazanımlar elde ettiklerini dile getirerek, şu değerlendirmede bulundu:

"Amacımız, hem zamandan hem personelden hem maliyetten kazanım sağlamanın yanı sıra, genel laboratuvarcılık uygulamaları adına birtakım gelişmeleri de burada faaliyete geçirmekti. Bu kapsamda bütün testlerimizin büyük bir çoğunluğunu tek tüpten çalışabilir duruma getirdik. Metotlarımızı standardize ettik. Bir standardizasyon yakalamaya çalıştık ve sağladık. 11 hastane numuneleri için aynı metotlar, aynı referans aralıkları kullanarak hasta sonuçlarımızı oluşturuyoruz. Uzmanlarımız da sonuçlara uluslararası bir kod sistemi aracılığıyla ulaşabiliyor. Merkezin hasta açısından da ciddi kazanımları var. Hastane acilleri artık gerçekten acil olan testlerin yapılması amacıyla kullanılabilir hale geldi. En önemli kazanımı bu. Ayaktan hastaların tahlillerinin buraya yönlendiriliyor olması, acil olmayan testlerin, acil laboratuvarlarda yazılımsal olarak çalışılmasını engelleyen bir sistem aracılığıyla yönetiliyor. Bu sayede acilleri sadece aciller için kullanılabiliyoruz."

Eker, bazen hayat kurtarıcı olan ve nadir istenen uç test grubunun da merkezde rahatlıkla yapıldığını, hekimlerin testleri kolayca isteyebildiklerini, bu sayede de hastanın ciddi bir eziyetten kurtarıldığını dile getirerek, laboratuvara günlük 12 bin tüp numune geldiğini, bunun 6-7 bin civarını klinik kimya, immunoassay, makro elisa gibi testlerin, 5 bininin ise hematoloji numunelerinden oluştuğunu ifade etti.

Numune transferinde süre ve ısı takibi yapıyoruz

Ortalama bir gün içerisinde 65 bin testin sonucunu üretebildiklerine işaret eden Eker, şunları kaydetti: "Bu zorlu bir süreç. Biz bu zorluğun farkında olarak yola çıktık. Hayal ettik, çok çalıştık, başardık. Koyduğumuz hedefler vardı. Klinik kimya testleri için 240 dakika gibi hedef süre belirlemiştik. Şu anda 98 dakikadayız. Hormon test grubunda 360 dakika belirlemiştik ancak onda da 138 dakikalardayız. Bunlar 7 ay boyunca alınan ortalama verileridir. Hemogramda da 89 dakika civarında bir ortalamamız var. Yani kendi koyduğumuz hedefleri de aşmış durumdayız. Zor bir süreci yönetme düşüncesiyle yola çıktığımız için süreci çok iyi takip edip ölçme zorunluluğu hissettik ve ölçüm kültürü bizim her süreci daha iyi yönetmemizi sağladı. Aynı zamanda bu sistem klinisyenlerin laboratuvarcılık farkındalığını da arttırdı. Çünkü onlar da kurgu gereği hangi testin ne aciliyette olduğunu, ne sıklıkta istemesi gerektiğini, istem ekranlarının merkezi yönetimi sayesinde öğrenmiş oldu. Genel laboratuvarcılık adına her paydaşı için çok ciddi kazanımları olduğunu düşünüyorum."

Pınar Eker, numunelerin merkezi laboratuvara transferini hastanelerin misyonuna göre değişmek suretiyle günlük 5-6 sefer yapan kuryelerle gerçekleştirdiklerini, bu süreci de özel yazılımlar kullanarak takip ettiklerini vurgulayarak, herhangi bir sıkıntılı duruma anında müdahale için her zaman yedek bir kurye bulundurduklarını dile getirdi.

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA