TÜRKİYE KENDİ AŞISINI ÜRETMEYE HAZIRLANIYOR

Bazı programlara katılmak üzere geldiği Antalya'da gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gümüş, yerli aşı ve ilaç üretimine yönelik, 10. Kalkınma Eylem Planı'nda Türkiye'de sağlık endüstriyellerinin geliştirilmesinin de olduğunu söyledi.

Bununla ilgili sağlık endüstri yönlendirme kurulu oluşturulduğunu belirten Gümüş, şu değerlendirmede bulundu:

"Amaç sağlıkta tükettiğimiz malzemelerin üretilmesi. Ciddi bir kaynak oluşturuyoruz ithalatta, cari açık oluşturuyor bunlar. Başta tıbbi cihaz, aşılar, tıbbi ilaç ve tıbbi sarf geliyor. Birinci planda plazma ürünlerinin yerelleştirilmesini karara bağladık. Bu, kandan elde edilen ürünler, özellikle birtakım ameliyatlarda kullandığımız ilaçlar, Türk Kızılayı iş birliğiyle Türkiye'ye toplanan kandan, bu kan ürününün imalatı Türkiye'de yapılacak. Uluslararası firmaların yerli firmalarla iş birliğiyle şu anda Sosyal Güvenlik Kurumumuz, bu alım yönetimini gerçekleştiriyor. Yaklaşık 7 veya 10 yıl alım garantisiyle Türkiye'de bu fabrikalar kurulacak ve Kızılay'ın elinde bulunan kandan elde edilen plazmadan bu ilaçlar yapılmış olacak. Bu çalışma tamamlandı."

Gümüş, MR, tomografi, ultrason gibi cihazlarının alımında da yerelleşmeyi dikkate aldıklarını, uluslararası firmalarla görüşürken, "Tomografinin şu kadarını Türkiye'de üreteceksin, Türkiye'deki firmalarla ürettireceksin ve yüzde 50'sini yerli yapacaksın. O zaman biz senden on sene boyunca bu cihazı alırız." dediklerini anlattı.

Aşıda da benzeri bir yöntem izlediklerine değinen Gümüş, şöyle devam etti:

"Türkiye her yıl yaklaşık 300 milyon dolarlık aşı alıyor. Bu aldığımız aşıların Türkiye'de üretilmesi, sadece dolum, montaj değil, aynı zamanda esas hammaddenin üretilmesi konusunda görüşme yapıyoruz. Burada Ar-Ge, inovasyon, Türkiye'deki bazı bilim adamlarımızın bu konuda yetişmesi iş birlikleri önemli. Görüşme yapıyoruz. Bu alım gücümüzü kullanarak, bu sektörü geliştirmeyi hedefliyoruz."

- Kronik hastalıklar artıyor

Gümüş, diyabetin kronik hastalıkların önemli bir grubunu oluşturduğunu, nüfus yaşlandıkça ve hareketsiz yaşamla birlikte obeziteyle arttığını anlattı.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de kronik hastalıkların arttığını dile getiren Gümüş, bu kapsamda Bakanlığın sağlıkta dönüşüm vizyonunu çalıştığını ifade etti. Diyabetin en önemli sebebinin beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz yaşam olduğunu anlatan Gümüş, "Bununla mücadele edeceğiz. Türkiye, diyabete bağlı komplikasyonların tedavisi için büyük bir gayret gösteriyor, bütçe ayırıyor bununla ilgili." diye konuştu.

Gümüş, diyabetin önlenmesi için sağlıklı yaşam kültürünün teşviki programında hareketli yaşam, doğru beslenme, özellikle kötü alışkanlıklardan korunma noktasında mücadele vereceklerini söyledi. Sadece diyabette değil, kanserle ilgili de önemli avantajlar sağlayacağının altını çizen Gümüş, Türkiye'nin özellikle tütün, akciğer ilişkisinde önemli bir mesafe kazandığını ifade etti.