28 Kasım 2024
  • Ankara0°C
  • İstanbul8°C
  • Bursa6°C
  • Antalya8°C
  • İzmir7°C

TÜP BEBEKTE ‘GENETİK TEST’ GÜVENLİĞİ GELİYOR

Sağlık Bakanlığı, tüp bebek merkezlerinde tedavi gören çiftlerin hücre ve dokularının ömür boyu saklanmasını öngören ‘genetik test’ uygulaması başlatıyor.

Tüp bebekte ‘genetik test’ güvenliği geliyor

11 Mart 2013 Pazartesi 11:16

Tüp bebek tedavisinden sonra ‘çocuğun kendisine ait olup olmadığı’ gibi tereddütler yaşayan aileler olduğuna dair duyumlar alan Bakanlık, bu sistemle bütün verileri elektronik ortamda kayıt altına alacak. Anne ve babadan alınan hücre ve dokuların bebekle eşleşmesini ilk adımda aileler görebilecek. Bakanlık, elektronik kayıt sistemi ile merkezden verileri değerlendirebilecek. Yönetmeliğe aykırı bir şekilde evli olmayan çiftlere tedavi uygulayan merkezler de bu sayede tespit edilebilecek.

Türkiye genelinde 133 adet tüp bebek tedavi merkezi bulunuyor. Bu merkezlerin 59’u özel, 6’sı kamu, 24’ü üniversite, 2’si askerî hastanelerde, 34’ü müstakil, 8’i de özel tıp merkezlerinin çatısı altında faaliyet gösteriyor. Sağlık Bakanlığı’nın ayrıca tüp bebek tedavisine ilişkin 16 adet eğitim merkezi var. Sektörde çalışan toplam sağlık personeli sayısı ise 1.327. Türkiye tüp bebek tedavisinde dünyada iyi bir konuma sahip. 2010 yılında çıkan yönetmelikle tüp bebek tedavisi detaylı bir şekilde düzenlendi. Ancak, yönetmeliklere aykırı şekilde bazı suistimallerin yaşandığına dair duyumlar alınması üzerine Bakanlık harekete geçti. Bu kapsamda tüp bebek tedavisi uygulayan hastane ve tıp merkezlerine, ‘genetik test’ yapma zorunluluğu getiren Sağlık Bakanlığı, testle birlikte çiftlerin, dünyaya gelen çocuklarının kendilerine ait olduğunu tedavinin ilk aşamasında görmelerini sağlayacak. Genetik test, çiftlerden alınan hücrenin ‘nüfus kâğıdı’ hükmünde olacak. Eşlerden alınan hücre ve dokular bebekle eşleştirilecek ve ilk aşamada ailelerin akıllarındaki tereddütler giderilecek. Anneden alınan yumurtanın o anneye, babadan alınan spermin de o babaya ait olduğu tedavinin ilk basamağında belli olacak. Kişinin rızası dışında yapılabilecek her türlü girişim de bu şekilde önlenecek. Yasak olmasına rağmen bazı merkezlerde çiftlerin anlaşarak ‘donör’ bulduğuna ve bu şekilde tedavi gördüğüne ilişkin duyumlar alan Bakanlık ‘genetik test’ ile bütün verileri tek bir merkezden inceleyebilecek. Çocuğun genetik dokuları ile anne ve babanın dokularının uyuşmaması halinde söz konusu merkezin ruhsatı süresiz olarak iptal edilecek. Genetik test 50 TL’ye yaptırılabilecek.

İllegal tüp bebek uygulamaları cezalandırılamıyor

Tüp bebek tedavisine ilişkin düzenleme 6 Mart 2010 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelikle yürürlüğe girdi. Yönetmelikle tüp bebek tedavisinin sadece evli çiftlere uygulanması zorunluluğu getirildi. ‘Soy bağının korunmasına’ vurgu yapılarak ‘herhangi bir şekilde donör kullanılması, donör kullanılarak embriyo elde edilmesi, adaylardan alınan yumurta ve spermler ile elde edilen embriyoların başka adaylarda, aday olmayanlardan alınanların da adaylarda kullanılması ve uygulanması’ yasaklandı. Ancak bazı turizm firmaları, tüp bebek yönetmeliğine aykırı uygulamaların olduğu Girit ve Kıbrıs adasına özel tedavi turları düzenliyor. Özellikle Girit adasında ‘donasyon’ yöntemi ile tedavi uygulanıyor. Yani yumurta ya da sperm alıcısı, vericiyi bilmiyor. Türkiye’de her yıl yüzlerce annenin bu şekilde çocuk sahibi olduğu belirtiliyor. İlahiyatçılar bu şekilde yapılan tüp bebek uygulamalarının dinen kesinlikle haram olduğunu belirtiyor. Konuyu inceleyen Sağlık Bakanlığı geçen yıl bir firmayı yakın takibe aldı. Firmanın görünürde turizm şirketi olarak faaliyet gösterdiği ancak Girit adasında ‘donasyon’ yöntemi ile tüp bebek tedavisi uygulanmasına aracılık ettiği belirlendi. Yönetmeliğin 18. maddesinde yer alan ‘bu uygulamayı yapan, hasta sevk eden veya aracılık eden kişiler ile gebe kalan kişi ve donör cumhuriyet savcılığına bildirilir’ hükmü uyarınca ilgili firmaya suç duyurusunda bulunuldu. Savcılık iki ay önce Sağlık Bakanlığı’na bir yazı göndererek firmanın suçsuz olduğunu belirtti. Kanunda ‘donasyon’un yasak olduğuna dair bir tanımlama olmadığını belirten Bakanlık yetkilileri bu tür işleri yapanlara cezai müeyyide uygulanması için Adalet Bakanlığı’na yazı yazdı. Adalet Bakanlığı, yazıya hâlâ bir cevap göndermedi. Bakanlık kaynaklarına göre internette bu tür illegal uygulamalara aracılık eden 30’a yakın turizm firması var. Fakat herhangi bir cezai müeyyide olmaması Bakanlık yetkililerinin elini kolunu bağlıyor.

İlyas Koç / Zaman

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA