TÜP BEBEK UYGULAMALARINDA YAŞANAN SIKINTI
Kadının ve tabiatın aynı sıfatta buluşabilmesini sağlayan güç, değişim ve dönüşüm yeteneğidir.
06 Haziran 2010 Pazar 09:26
Bu kabiliyet kadının bütün hayatına yayılmıştır. Çocukluktan genç kızlığa, genç kızlıktan kadınlığa geçerken, çocuklarını doğurarak türünün devamını korumaya çalışır. Sağlık Bakanlığı, doğal yoldan çocuk sahibi olamayacaklara yönelik, üremeye yardımcı tedavi uygulamalarıyla ilgili yönetmelikte 06 Mart 2010 tarihinde düzenlemeler yaptı. Bu yönetmeliğe tıp otoritelerince olumlu, olumsuz çeşitli eleştiriler getirilmekte.
Öncelikle böyle bir yönetmeliğe neden ihtiyaç duyuldu? Bakanlığın gerekçesi genel olarak, son derece pahalı olan bu uygulamayı zorlaştırarak devlet desteğini azaltmak ve çok haklı olarak sistemin istismar edilmesini engellemeye çalışmaktadır. Öyle ki bazı durumlarda normal yollardan gebe kalabilecek hastalar, kimi doktorlar ve çeşitli sağlık kuruluşlarınca, ticari yaklaşımlarla Tüp Bebeğe yönlendirilmeye çalışılmaktadırlar. Artık insanlar neredeyse yatakta değil ayakta gebe kalıyorlar. Halbuki doğal yöntemler tüketildikten sonra bu yöntem tercih edilmelidir. Bununla birlikte, Sağlık Bakanlığı bu yönetmeliği hazırlayan komisyonun oluşturulmasından, yürürlüğe sokulan kimi yönetmelik maddelerine kadar pek çok konuda akıllarda soru işaretleri oluşmasına yol açmıştır.
Konuya ilişkin görüşlerine başvurduğumuz İ.Ü. Cerrahpaşa Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Sayın Prof Dr. Sezai Şahmay, Yönetmeliği hazırlayan komisyonun yapısına eleştiride bulunmakta. “Komisyonun bağımsız üniversite hocalarından, Tüp Bebek Merkezi yetkililerinden, bilim insanlarından oluşması gerekiyordu” diye belirtiyor.Yine Türk Tabipler Birliği(TTB) bize yaptığı açıklamada bu komisyonda kendilerinden, ilgili uzmanlık derneklerinden temsilcilerin ve Tıp Etiği Uzmanlarının da yer alması gerektiğini vurguluyor. Konuya ilişkin Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği(TJOD) 2. Başkanı Prof.Dr. Bülent Tıraş, bu yönetmelik hazırlanmadan önce, bazı Tüp Bebek Merkezleri yetkililerinin ve Sağlık Bakanlığı ilgililerinin bir araya geldiğini ve ortak kararlar alındığını, buna rağmen yayınlanan yönetmeliğin bu ortak kararlarla örtüşmediğini, Sağlık Bakanlığı’nın sonunda "bildiğini okuduğunu" belirtti.
Yönetmelik sadece evli çiftler bakımından uygulanacak teknikleri içermesine TTB itiraz getirmiştir."Yönetmeliğin 18. maddesi hukuki anlamda “eş” dışındaki kimselerin spermlerinden oluşacak embriyoların kullanılmasını yasaklamıştır." Bu anlamda evli olmayan kadınların yurtdışındaki “sperm bankaları”na yönlendirilmeleri, hatta hiç yumurtası ya da spermi olmayan ailelere doktorun donör alternatifinden bahsetmesi bile yasaklanmıştır. Böyle bir durum ortaya çıktığında yurt dışındaki donörün de savcılığa bildirilmesi zorunluluğu var. Prof. Dr . Sezai Şahmay bu yasakların kişilerin yasal olmayan yöntemlere başvurmalarına neden olduğunu, kısacası yasakların kısıtlayıcı olmadığını belirtiyor. Kontrol altında yapılmayan bu tür işlemler nedeniyle de aynı donöre ait çocukların yani iki kardeşin bile birbiriyle evlenmesi gibi kötü durumlar yaşanabileceğini, genetik rahatsızlıkların bu nedenle artabileceğinin altını çiziyor. Yine TTB konuyu basında tartışıldığı gibi “Türk soyunun korunması” ile ilişkilendirmenin anlamlı olmadığını, “nesebin doğru belirlenebilmesi, çocuğun soybağı üzerinde oynanmaması “gibi kaygılardan çok, hukuki nesep bakımından değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Prof Dr. Tıraş ise “Hastanın Yurtdışına sevki ile ilgili olarak da savcılığa bildirmenin anlamsızlığını dile getirmiştir. Hiçbir ülkede bu anlamda devlet hırsız-polisçilik oynamamaktadır.
Genel olarak Hekimlerin ve TTB’nin yeni yönetmelikte olumlu karşıladığı nokta, “Embriyo sayısını sınırlamak” konusudur. Hastaya verilecek embriyo miktarı azaltılarak çoğul gebeliklerin önü kesilmeye çalışılmıştır. İki gebelikten fazla çoğul gebeliklerin esasen anomali olarak kabul edildiği ve riskli olduğu savunulmaktadır. Bu tarz çoğul gebeliklerde hem erken doğum riski hem de doğum sonrası komplikasyon riski vardır. Örneğin göz rahatsızlıkları oluşması gibi. Zaten Bakanlık Tüp bebek Merkezlerine bir “Yeni Doğan Ünitesi” açma zorunluluğu getirmiş, doğum sonrası oluşan neredeyse tüp bebek kadar maliyetli olan durumların önünü kesmeye çalışmıştır. Fakat Prof Dr. Bülent Tıraş devletin yalnızca iki Tüp Bebek denemesinin maliyetini karşılamasına itiraz ediyor, bunun gebelik oranlarını düşüreceğini vurguluyor ve bu yönetmeliğin Türkiye şartlarına uygun olmadığını belirtiyor.
Burada tartışılması gereken bir diğer konu 35 yaş sınırı. Yeni yönetmeliğe göre 35 yaş altı kadınlara verilen embriyo denemesi, eskiden üç kere tekrarlanırken, şimdiki değişiklikle bir denemeyle sınırlı tutulmuştur .Bu uygulamanın başarısını ve kadının gebe kalma ihtimalini düşürmektedir. Ayrıca 35 yaş altı kadınlar arasında da menopoza girme tehlikesi olduğu için ve Türkiye’de yumurtalık dondurmak da yasal olmadığı için bu kadınlar gebe kalma şanslarını kaybetmektedir. Mevcut durumda, 35 yaş altı kadınların çoğu Tüp bebek uygulamasından yararlanmak için yaş büyütmek gerektiğinden mahkemelere başvurmaktadırlar. Yine zorunlu “Aşılama” uygulamalarının bazı hallerde, hastanın cevap vermeyeceğini bile bile, kurallar gereği yapılmakta olduğunu belirten Sezai Şahmay, bu uygulamanin zaman ve para kaybını engellemek amacıyla hekimin inisiyatifine bırakılması gerektiğini vurgulamakta, “Bundan başka uygulamalarda sadece yaş faktörünü kriter olarak almak, bazı hallerde hastanın aleyhine sonuçlanabilmektedir. Böyle hallerde yumurta rezervinin değerlendirilmesi önem kazanmaktadır.” şeklinde belirtmektedir.
TJOD, Danıştay’a yönetmelik ile ilgili beş ayrı dava açmış durumda. Avusturya da Türkiye'ye de örnek olacak benzer bir konu üzerinde tartışıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, kısırlık tedavisi görmek isteyen bir ailenin başvurusunu değerlendiren 1 Nisan 2010 tarihli kararına göre, evli çiftlerin çocuk sahibi olmasıyla ilgili engellemeleri aile hakkına aykırı bulunmuştur. Türkiye’de de yargıya intikal eden bu konuyla ilgili şu an sonuç bekleniyor. Yüce Türk Adaleti bu konuda da en doğru kararı verecektir. Tıp alanının kendi ahengine, düzenine karışmak, dışarıdan ahkam kesmek kimsenin haddine olmamalıdır, bunun özellikle farkındayım. Bu yazımızda yoruma girmeden düşünceleri olduğu gibi sizlerle paylaştım. Çünkü bütün ilimlere ama en başta tıbba büyük saygı duymaktayım. Yeryüzünde yüzbinlerce, milyonlarca sağlık çalışanı, birkaç gün daha fazla yaşayalım, neslimizi çoğaltalım, koruyalım diye yaklaşık 6.8 milyar insana, hastanelerde, laboratuarlarda gece gündüz hizmet ediyorlar. Başımız sıkışınca hemen onlara koşuyoruz.
Saygımızı, dediklerini harfine harfine yerine getirerek göstermeliyiz. Anlayacağınız onların eli tanrının eli, akılları tanrının aklı gibidir. Onlara karşı kusur etmemeliyiz. Burada Kanuni Sultan Süleyman’ın o ünlü özdeyişini hatırlatmakta yarar var, “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi. “Buradan TTB’ye , Prof Dr. Sezai Şahmay’a, Prof Dr. Bülent Tıraş’a katkılarından dolayı teşekkürlerimi sunuyorum.
Sadık Çelik
- Sağlık Bakanı Memişoğlu, TÜSEB Başkanı Kervan ve beraberindeki heyetle bir araya geldiSağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Türkiye Sağlık Enstitüleri (TÜSEB) Başkanı Prof. Dr. Ümit Kervan ve Türkiye Aşı Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ateş Kara, BioNTech kurucu ortağı Prof. Dr. Özlem Türeci ile bir araya geldi.21 Kasım 2024 Perşembe 18:38SAĞLIK BAKANLIĞI
- Sağlık Bakanı Memişoğlu, 3. Uluslararası Anadolu Ebeler Derneği Kongresi'nde konuştu:Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, yenidoğan çetesine ilişkin, "Çeteyi ortaya çıkartan, onu takiple delillendiren, bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa istenir? Onları yakalattığımız için mi?" ifadesini kullandı.21 Kasım 2024 Perşembe 17:53KONGRE VE KONFERANSLAR
- Ödemiş'te Diyabet Farkındalık Sempozyumu düzenlendiDünya Diyabet Günü etkinlikleri kapsamında Ege Üniversitesi Ödemiş Sağlık Bilimleri Fakültesi'nde 2. Uluslararası Diyabet Farkındalık Sempozyumu gerçekleştirildi.21 Kasım 2024 Perşembe 17:38DİYABET
- Edirne 112 Acil Çağrı Merkezi 10 ayda 54 bin çağrı cevapladıEdirne Sağlık Müdürü Mustafa İshak Yıldırım, 112 Acil Sağlık Merkezinin 10 ayda 54 bin çağrı cevapladığını belirtti.21 Kasım 2024 Perşembe 17:23SAĞLIK BAKANLIĞI
- "Yenidoğan çetesi" davasının duruşması sanık savunmalarıyla devam ediyorİstanbul'da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddia edilen 47 sanığın yargılandığı davanın duruşması sanık savunmalarıyla sürüyor.21 Kasım 2024 Perşembe 17:18BASIN HABERLERİ
- Beypazarı Aile Yaşam Merkezi'nde Ağız ve Diş Sağlığı Semineri düzenlendiBeypazarı'nda "Toplum Ağız ve Diş Sağlığı Haftası" dolayısıyla "Ağız ve Diş Sağlığı Semineri" gerçekleştirildi.21 Kasım 2024 Perşembe 16:53AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI
- Niğde'de 12 günlük bebeğin kalbinde iki büyük atardamar arasındaki açıklık ameliyatla kapatıldıNiğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 12 günlük bebeğin kalbinde iki büyük atardamar arasındaki açıklık ameliyatla kapatıldı.21 Kasım 2024 Perşembe 16:53KALP VE DAMAR CERRAHİSİ
- Muğla'da ambulansın çarptığı kadın öldüMuğla'nın Seydikemer ilçesinde ambulansın çarptığı kişi hayatını kaybetti.21 Kasım 2024 Perşembe 16:43BASIN HABERLERİ
- Van Eğitim Araştırma Hastanesi Tüp Bebek Merkezi çocuk hayali kuranların hizmetindeVan Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde çocuk sahibi olmak isteyenlere hizmet vermek amacıyla kurulan Tüp Bebek Merkezinde ilk aşılama çalışması yapıldı.21 Kasım 2024 Perşembe 16:33SAĞLIK BAKANLIĞI
- Medipol Sağlık Grubunca "Ağız ve Diş Sağlığı Festivali" düzenlendiMedipol Sağlık Grubunca düzenlenen Ağız ve Diş Sağlığı Festivali'nde, ağız ve diş sağlığının önemi vurgulandı.21 Kasım 2024 Perşembe 16:23AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2006 Sağlık Aktüel