22 Kasım 2024
  • Ankara13°C
  • İstanbul7°C
  • Bursa7°C
  • Antalya14°C
  • İzmir18°C

TRAVMATİK VE CERRAHİ DOKU HASARI TEDAVİSİNE YÖNELİK HAZIRLANAN PROJEYE TÜBİTAK DESTEĞİ

Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi (MDBF) Biyomühendislik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gökçe Taner'in yürütücülüğünü yaptığı

Travmatik ve cerrahi doku hasarı tedavisine yönelik hazırlanan projeye TÜBİTAK desteği

15 Ağustos 2023 Salı 18:03

"Travmatik ve Cerrahi Doku Hasarı Tedavisi İçin Yara Örtüsü Geliştirilmesi Projesi" TÜBİTAK-ARDEB 2023 Yılı 1. Dönem 1001 Projeleri kapsamında desteklenmeye hak kazandı.

Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, BTÜ Biyomühendislik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emel Tamahkar Irmak ve Bursa Uludağ Üniversitesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilgen Osman'ın araştırmacı olarak yer aldığı projede ayrıca biyoteknoloji doktora programı öğrencileri Çiğdem İnci Aydemir, Ayşegül Özlü ve Araştırma Görevlisi Elife Kıldalı ile bir yüksek lisans öğrencisi de bursiyer olarak yer alacak.

Açıklamada değerlendirmelerine yer verilen Doç. Dr. Gökçe Taner, projede travmatik ve cerrahi ciddi doku hasarlarının tedavisi için hücre kültüründen hücresizleştirme yoluyla elde edilen hücre dışı matriks (ECM) katkılı, hemostatik (kanama durudurucu) özellikli multifonksiyonel katmanlı biyoaktif yara örtülerinin geliştirilmesinin planlandığını ifade etti.

Taner, yara bakımı için bugüne dek çok çeşitli malzemeler geliştirildiğini ancak gazlı bez, pamuk ve polimer bandajları içeren geleneksel yara örtülerinin etkili hemostatik etkiye sahip olmadığını belirtti.

Klinikte ciddi yaralarda öncelikle kan kaybının önlenmesi için kanamanın olabildiğince hızlı bir şekilde durdurulması gerektiğinin altını çizen Taner, klasik yara örtülerinin yara yüzeyinde nemli bir ortam sağlayamadığına, çıkarılmaları sırasında yeni oluşan dokuya zarar verebildiklerine ve bakteriyel enfeksiyonu önleyemediklerine vurgu yaptı.

- "Çalışmamız bu alanda ilk yerli çalışma olacak"

Yaralanmalar, kopmalar, parçalanmalar, kesikler, cerrahi veya spontan girişimler neticesinde oluşan majör ve minör kanamaların durdurulmasında ve vücudun kendi başına yetersiz kaldığı durumlarda hemostatik ajanların kullanılması gerektiğine dikkati çeken Taner, şunları kaydetti:

"Bu aşamada uygun yara örtüleri de kan pıhtılaşmasına yardımcı olabilir. Ancak bu yapıların tasarımları hem farklı biyolojik süreçleri hedeflemektedir hem de içerdikleri aşırı bileşenlere rağmen yetersiz aktiviteleri, yüksek maliyet ve potansiyel toksisiteleri gibi dezavantajları kliniğe yönelik dönüşümlerini sınırlandırıyor. Kronik ve ciddi yaraların iyileşmesi için öncelikle kanamayı hızlı durdurabilen, hücre davranışını, inflamasyon ve damarların yeniden oluşumu dahil olmak üzere yara mikroçevresindeki biyolojik aktiviteleri güçlü bir şekilde modüle edebilen ve ciltteki karmaşık ancak düzenli süreci devam ettirmek için bakteriyel enfeksiyonu ortadan kaldırabilen çok yönlü bir pansuman malzemesini hassas bir şekilde tasarlamak çok önemli. Bu projede hedefimiz özgün bir yaklaşımla mevcut hemostatik malzemelerin ve yara örtülerinin üstün özelliklerini birleştiren, klinikteki tüm ihtiyacı ele alacak iki katmanlı biyoaktif biyopolimerlerin geliştirilmesidir."

Proje kapsamında geliştirilecek olan çok fonksiyonlu biyoaktif ürünün de özellikle büyük cerrahi vakalarda hem kanama problemlerine yenilikçi bir bakış açısı getiren hem de etkili doku rejenerasyonu sağlayan bir ürün niteliğinde olacağını aktaran Taner, şu ifadeleri kullandı:

"Literatürde bu tasarımda, farklılaşmış hücre kaynaklı, doğal hücre dışı matriksi içeren, hibrit hidrojel üretimi bulunmuyor. Ülkemizde yapılmış olan başka bir çalışmaya da rastlanmadığımızdan çalışmamız bu alanda ilk yerli çalışma olacak. Projenin başarı ile sonuçlanması ile ortaya çıkacak prototip ürünümüzün ticarileşme potansiyeli yüksek. Biyoteknolojik medikal ürün geliştirme süreci zor bir süreç olmakla birlikte, uygun yöntem ve ekipmanlarla ülkemizde de geliştirilebileceği, uluslararası nitelikte ürün ve eser çıkarma noktasında farklı araştırmacılara da örnek teşkil edeceğini düşünüyoruz. Ülkemizin bu alanda dışa bağımlılığını indirgemek için maliyeti yüksek ancak yapılabilir niteliği yüksek ürün tasarımlarına yönelme oranı da artacak."

- Bursiyer öğrencilerin akademik gelişimlerine katkı sağlanacak

Taner, projede yer alacak yüksek lisans ve doktora öğrencisi bursiyerlerin, planlanan deneysel metodları uygulamaları sayesinde akademik gelişimlerine önemli katkı sağlanacağını, projeyle ülkede özellikle eksikliği bulunan disiplinlerarası alanlarındaki akademisyenlerin sayısının arttırılmasının öngörüldüğünü de bildirdi.

Projenin temel amacının, 11. Kalkınma Planı hedefleri ve politikalarında belirtildiği şekilde sağlık alanında yüksek katma değerli ürün ve hizmetleri destekleyecek nitelikte Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerinin artırılması olduğunu vurgulayan Taner, "Sağlık bilimlerinin gelişimiyle biyoteknolojik ürün kullanımının yaygınlaştırılmasını ayrıca hedefliyoruz. Projemiz Biyoteknoloji ve ileri malzeme teknolojisi gibi genel amaçlı teknolojilerin kullanımıyla ortaya çıkacak yeniliklerin, üretim yapısı ve değer zincirlerindeki dönüşüm ile üretkenlik artışlarının ana kaynaklarından olması ayrıca ana hedefimizdir." değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA