23 Kasım 2024
  • Ankara12°C
  • İstanbul19°C
  • Bursa22°C
  • Antalya16°C
  • İzmir19°C

TAMAMLAYICI SAĞLIK SİGORTASI OLMAZSA AB KARŞISINDA ZOR DURUMA DÜŞERİZ

Sigorta Şirketleri Birliği Danışmanı Dr Haluk Özsarı, Avrupa Birliği'nin, tüm Hastalara Serbest dolaşım hakkı tanıyan düzenlemesine dikkat çekerek, tamamlayıcı sağlık sigortasıyla Genel Sağlık Sigortası'nın desteklenmemesinin AB'ye karşı Teknik Açıdan çel

Tamamlayıcı sağlık sigortası olmazsa AB karşısında zor duruma düşeriz

24 Temmuz 2009 Cuma 09:56

Sigorta Şirketleri Birliği Danışmanı Dr Haluk Özsarı, Avrupa Birliği'nin, tüm Hastalara Serbest dolaşım hakkı tanıyan düzenlemesine dikkat çekerek, tamamlayıcı sağlık sigortasıyla Genel Sağlık Sigortası'nın desteklenmemesinin AB'ye karşı Teknik Açıdan çelişkili, Politik Açıdan savunulması imkânsız bir Durum olduğunu savundu.

Sigortacıların gündeminden özel sağlık sigortası hiç düşmüyor. Daha doğrusu devletin sağlıkta uygulamaya soktuğu modellerle özel sağlık sigortasının birleştirilmesi konusunu sigortacılar sürekli gündeme getiriyor.
İstenense çok net... Özel sağlık sigortasını, tamamlayıcı sağlık sigortası haline getirmek. Haliyle neyin tamamlayıcısı diyeceksiniz. Elbette, uygulamaya giren Genel Sağlık Sigortası'nın. Fakat bu konuda gelişme sağlanamaması da bir gerçek.
Geçenlerde, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği (TSRŞB) Danışmanı Dr. S. Haluk Özsarı'yla yine bu konu üzerinde konuşuyoruz.
Haluk Özsarı, Türkiye'de "tamamlayıcı sağlık sigortası"nın yıllardır konuşulup tartışıldığını ve kamu yönetiminin böyle bir uygulamaya inandığını belirterek, nedense Genel Sağlık Sigortası'na destek olacağı ifade edilen tamamlayıcı sağlık sigortasının bir türlü uygulama alanı bulamadığından yakınıyor.
Peki, nedir bu tamamlayıcı sağlık sigortası? Haluk Özsarı, Genel Sağlık Sigortası'nın temel teminat paketi üstüne, dileyenlerin satın alabildiği, özel sağlık şirketlerince sunulan, hem risk paylaşımına hem maliyet kontrolüne olumlu etkiler yapan bir model olarak tanımlıyor.
Haluk Özsarı'ya göre sağlık hizmetlerinin finansmanı, ister vergiyle ister primle sağlansın, hiçbir sistem tüm sağlık risklerini karşılayamaz. Bu durumun, karşılanmayan ya da kişilerin beklentileri karşısında yetersiz kalan alanlarda iki yöntemi gündeme getirdiğine değinen Özsarı, "Bunlardan birincisi, riskin gerçekleşmesi halinde doğrudan cepten ödeme yapılmasıdır. Yani finansal risk, sağlık hizmetini kullanan vatandaş tarafından alınmış olur. İkinci yöntemse ödenebilir primler karşılığında finansal riskin özel sigorta havuzlarında paylaşılmasıdır. Böylece, sağlık hizmetini kullananların hizmete kesintisiz erişimi sürdürülmüş olur" diyor.

Fark ödeme uygulaması
Haluk Özsarı, sosyal sigortanın ana ilkesinin, kişilerin temel yaşama koşullarını garanti etmesi olduğunu belirterek, azami koşullarınsa tamamlayıcı sağlık sigortası yoluyla karşılanması gerektiğinin altını çiziyor. Özsarı, bu noktada ilginç bir tespitte daha bulunuyor:
"Sosyal sağlık sigortacılığında, ‘Zorunlu prim ödersin ama sadece benim istediğim yerden hizmet alırsın' yaklaşımı yerine, ‘Primini öde ama benim kurallarımla ve her yerden hizmet al' yaklaşımı daha doğru olarak değerlendirilmektedir. Aksi halde hizmete erişemeyen kitlenin bir yandan prim ödemeye devam ederken diğer yandan da sağlık harcamalarını kendi cebinden karşılaması idari, teknik ve sosyal açıdan yönetilmesi riskli bir süreç haline gelecektir. Bu çerçevede Sosyal Güvenlik Kurumu fiyatlarının üstüne fark alınması uygulamasının da bu bağlamda düşünülmesi gerekir."
Buraya kadar Haluk Özsarı'nın bahsettikleri, olayın bilinen boyutu. Ancak madalyonun bir de diğer tarafı var ki işte bu tarafı kamuoyu tarafından pek de bilinmiyor. O da Avrupa Birliği boyutu. Haluk Özsarı, konuşmasında bu konuya da değinerek, üyelik müzakerelerinin sürdüğü Avrupa Birliği'nin, bugüne kadar olduğu gibi sadece acil hastalara değil artık tüm hastalara da "serbest dolaşım" hakkı tanıyan ve parlamentosunda yasalaşması beklenen düzenlemesine dikkat çekiyor.

Politik hata yapılıyor
Bu aşamadan bakıldığında, tamamlayıcı sağlık sigortası konusunun daha da önemli hale geldiğini ifade eden Özsarı, sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Bu düzenlemeye göre Avrupa Birliği üyesi ülkelerin vatandaşları, kendi ülkesi dışındaki üye ülkelerden birinde hastalanarak tedavi görmesi durumunda; kendi ülkesindeki bedel üzerinden faturalandırılacaklar. Bu durumda, bir AB ülkesinde tedavi gören Sosyal Güvenlik Kurumu üyesi vatandaşımıza Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) bedeli kadar geri ödeme yapılıyor olmasına rağmen; benzeri durumda Türkiye sınırları içindeki anlaşmasız sağlık kurumunun kullanımı halinde hiç geri ödeme yapılmayacak olması teknik açıdan çelişkili, politik açıdan savunulması imkânsız bir durum. Yerli sağlık yatırımcısı açısındansa haksız rekabet doğuracak bir tablodur."
Haluk Özsarı, tamamlayıcı sağlık sigortasına bir de sağlık harcamaları boyutuyla değiniyor. 1960-2000 yılları arasında OECD ülkelerinde toplam sağlık harcamalarının 40 yılda ortalama 3 kat artış gösterdiğini ifade eden Özsarı, Türkiye'deyse bu değişimin 1992-2008 yılları arasında 6.48 milyar dolardan, 50.91 milyar dolara ulaşarak 8 katı bulduğuna dikkat çekiyor. Özsarı, "Dolayısıyla Türkiye'de sağlık harcamalarının 2000-2008 yılları arasında, sadece sekiz yıllık süredeki artış oranı 4 katı aşmıştır. Halen genç olan nüfus yapımız da düşünüldüğünde, bu artış sadece sağlık hizmetleri kullanımındaki artış ile kolayca açıklanamayacak bir konu olmaktadır" diyor.

Genel Sağlık Sigortası
Haluk Özsarı, konuşmasının sonunda, yapılması gereken noktalara da dikkat çekiyor. 40 yıldır neredeyse devlet politikası haline gelmiş Genel Sağlık Sigortası Yasası'nın çıktığını ve uygulandığını belirten Özsarı, artık aynı şeyleri tartışmanın bir anlam ifade etmediğinin altını çiziyor. Özsarı'ya göre artık uygulamaya geçmenin tam zamanı.
"Bu tartışmaları yaparken de ‘Biz bir şeyi eksik mi yaptık ki siz tamamlayacaksınız' türünden siz, biz ayrımına gerek yok" şeklinde konuşan Özsarı, tamamlayıcı sağlık sigortasının sadece sağlık finansman sisteminin sürdürülebilirliği için değil, aynı zamanda Türkiye'de herkesin her yerden sağlık hizmeti alabilmesinin önünü açmak adına gerektiğini vurguluyor. Haluk Özsarı, son olarak da sözlerine şunları ekliyor:
"Ülkemiz kaynaklarının ister vergi ister prim temelinde olsun, maliyet etkili ve sürdürülebilir bir tasarımla yönetilmesi zorunluluğundan yola çıkılarak, Genel Sağlık Sigortası ile birlikte uygulanacak bir tamamlayıcı sağlık sigortasının, Genel Sağlık Sigortası'nın da sigortası olacağı unutulmamalıdır."


Referans

Yorumlar
SON DAKİKA