28 Kasım 2024
  • Ankara0°C
  • İstanbul8°C
  • Bursa6°C
  • Antalya8°C
  • İzmir7°C

TAM GÜN YASASI’NA YÖK YORUMU?

Tam Gün Yasası’na yönelik uygulama yönetmeliğini hazırlayan ekibin başında YÖK üyesi Sait Bilgiç bulunuyor. Bilgiç, dekan ve rektörlerinin, tepki gösterdiği yönetmelikle ilgili görüşlerini gönderdi. Karşı çıktığı noktalar da var, haklı buldukları da.

Tam Gün Yasası’na YÖK yorumu?

08 Şubat 2011 Salı 08:00

Tam Gün Yasası’na yönelik uygulama yönetmeliğini hazırlayan ekibin başında YÖK üyesi Sait Bilgiç bulunuyor. Bilgiç, dekan ve rektörlerinin, tepki gösterdiği yönetmelikle ilgili görüşlerini gönderdi. Karşı çıktığı noktalar da var, haklı buldukları da. İşte YÖK’ün Tam Gün’e bakışı:

Doktorları küstürmeyiz

“Yazınızı ‘Sağlık konusu dayatmaya gelmez!..” diye bitiriyorsunuz. Çok da doğru söylüyorsunuz. Doktorluk oldukça ağır sorumlulukları olan zor bir meslektir. Sevmeden, fedakârlık yapmadan ve görev yaptığınız her an heyecan duymadan ve stres yaşamadan yapılabilen bir meslek değildir.

Doktorlarımızı bu sevgiden dolayı pişman ettirmek de kimseye bir şey kazandırmaz.

Bu kadar zorlu bir süreçten sonra doktorların bir kısmı akademik hayatı seçip hastalarıyla ilgilenmenin yanında bir yandan da yeni doktorlar yetiştirmeyi, araştırmalarıyla bilime ve insanlığa katkı sağlamayı tercih ederler?

Bu grup, doktorluk unvanlarının önünde doçent, profesör yazanlardan oluşur. Akademisyenliği tercih edenlerin sadece yüzde 10’u yarı zamanlı çalışmayı tercih ederken yüzde 90’ı tam gün çalışmayı tercih ediyor.

Bakanlığın, devletin kurumlarında görev alan doktorların, bütün mesaisini ve dikkatini, çalıştığı kuruma vermesini istiyorum düşüncesini de saygıyla karşılıyorum. Bu bir tercihtir, doğruluğu ve yanlışlığı kişilere ve şartlara göre de değişmektedir.

Aslında Tam Gün Yasası ile üniversitelerde neler değişecek neler değişmeyecektir ona bakmak lazım:

Neler değişecek?

1- Üniversitelerin bütün birimlerinde çalışan öğretim üyeleri, tam zamanlı olarak görev yapacaklar( yüzde 90 zaten bu şekilde çalışmaktaydı).
2- Üniversitelerimiz hastanelerinde saat 14.00’ten sonra öğretim üyelerine fark ödenerek muayene olunabilmekteydi, 31 Ocaktan itibaren bu uygulama son buldu.
3- 2547 sayılı Kanunun 36. maddesinde mesai dışında, dışarıda çalışılamayacağını düzenleyen hususların Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmesi ve yerine yeni bir düzenleme henüz yapılmamış olduğundan mesai sonrası kurum dışında çalışmanın mümkün olacağı görüşü vardır.
4- Kurum dışı danışmanlık, eğitim vs faaliyetlerle sağlanan gelirlerden yararlanma oranları yükseltilmiştir
5- Öğretim üyelerinin mesleki faaliyetleriyle elde edilen döner sermaye gelirlerinden yararlanma oranlarında bir değişiklik yapılmamıştır. Yani şimdi de gelir durumunun uygun olması halinde, dün olduğu gibi aynı tavan oranında ek ödeme dağıtılabilecektir.
6- “Çalışmayanı değil, çalışanı cezalandıran bir sistem getirilmek isteniyor. Hocalar memur haline getiriliyor
. Hekimlik sanatı ve etiği yemin yok sayılıyor” iddiaları, gerçeği de yansıtmamaktadır. 

Araştırmaya öncelik!

Çalışan ve işini iyi yapan için değişen bir şey yok. Bilakis çalışanlar dün sadece ancak baktıkları özel hasta oranında farklı olarak döner sermayeden yararlanabilir iken bugün hazırlanan yönetmelikle eğitime ve bilimsel faaliyetlere katkılarına göre de döner sermaye gelirlerinden yararlanabilecektir.

“Üniversitelerdeki yetişmiş akademik kadronun özel sektöre kaçacağı, üniversite hastanelerinde akşam 5’ten sonra hasta bakma ve ameliyat özendirici olmaktan çıkartılırken, özel hastanelere gitme adeta özendiriliyor”, iddiaları ise boş iddialar olarak görülemez.

Özellikle 2547 sayılı Kanunun 36. maddesinde yapılması düşünülen değişiklik taslağı, bu şekilde gerçekleşirse, bu iddiaların haklılık payı kazanması mümkün olabilir. Özel hastanelerde mesai sonrası üniversite döner sermayesi üzerinden yapılması düşünülen faaliyetler yerine bunun üniversitede yapılmasının daha doğru olacağı düşünülmektedir.

Şu anda en önemli sorun mali kaynaktır. Eğer döner sermaye kaynaklarını güçlendirecek tedbirler alınırsa önemli sorunlar yaşanmayacaktır. Ayrıca sabit bütçe uygulamasından vazgeçilmeli aksi halde performans uygulamasıyla sabit bütçe uygulaması gerçekleştirilemez.

Tıp fakültelerinin sadece bir hastane gibi görülmesinden de vazgeçilmeli, eğitim ve araştırma faaliyetlerinin öncelikli görevleri olduğu unutulmamalıdır.

Performans sisteminin başarısını yükseltmek ve tam gün uygulamasını kolaylaştırmak için tıp fakültelerinde eğitim ve bilimsel faaliyetlerin genel bütçeden desteklenmesinde yarar vardır.”

Özetin özeti: Bu tartışma daha çok su kaldırır.

Abbas Güçlü - Diyalog

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA