22 Kasım 2024
  • Ankara11°C
  • İstanbul7°C
  • Bursa8°C
  • Antalya14°C
  • İzmir17°C

"ŞOFÖRDEN DOKTORA HERKES BEYNİNE BAKTIRMALI"

Canınızı emanet ettiğiniz şoförünüzün herhangi nörolojik bir hastalığı olup olmadığını biliyor musunuz? Çalışanlarınıza beyin check-up’ı yaptırarak bunu öğrenebilirsiniz

"Şoförden doktora herkes beynine baktırmalı"

12 Kasım 2016 Cumartesi 10:47

Son günlerde ünlülerin de yaptırmaya başladığı beyin check-up'ını özellikle büyük şirketler çalışanlarına yaptırıyor. 'Çocuğunu her gün okula taşıyan servis şoförü epilepsi yani sara hastası mı, okuldaki anaokulu öğretmeni pedofili mi, yüzlerce kişinin çalıştığı bir şirkete alınan yöneticide kişilik bozukluğu var mı?' bilmek isteyenler soluğu nöro checkup'da alıyor. Doktorlar Merkezi Kurucusu ve Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Dağ, merak konusu olan beyin check-up'ı hakkındaki sorularımızı yanıtladı...

Beyin check-up'ı niçin yapılır?

Son yıllarda beyin damarlarının tıkanmasına veya kanamasına bağlı felç kalanların sayısı, istatistiki verilere göre nerdeyse birinci sırayı almıştır. Özellikle genç yaşta geçirilen beyin kanamasının en sık nedeni olan anevrizma, genellikle hasta felç olduktan sonra çekilen ilk beyin MR'ında tespit edilmektedir. Halbuki anevrizma, tespit edildiği takdirde küçük bir müdahale veya yapılan operasyonla önlenebilir. Bunun dışında aktif olmayan MS plakları, kas hastalıklarının erken dönemleri, epilepsi, bel, boyun fıtıkları, beyin ve boyun damar hastalıkları gibi hayatı olumsuz yönde etkileyen hastalıklar erken tespit edilirse büyük oranda önlenir. Davranışlarımızı ve duygularımızı idare eden beyin ve sinir sisteminin bu işlevi gören bölümlerinin işleyişi bozulursa, depresyon, kişinin kontrol edemediği ve hayatı çekilmez hale getiren takıntı, aşırı sinir, uykusuzluk, aşırı uyku gibi duygu durum bozuklukları oluşur. Yapılan testler ve görüşmeler sayesinde kişinin bu tür gizli kalmış duygu bozuklukları tespit edilir ve tedavisi yapılır.

DİŞ ETİNE KADAR BAKILIYOR 

Beyin check-up'ı nasıl yapılır?

Bu kontrol ikiye ayrılır. Birincisi; beyin ve sinir sisteminin görüntüleme ve laboratuvar yöntemleriyle incelenmesidir. Beyin, sinir ve hastalıklarını tespit etmeye yönelik kan tetkikleri, beyin MR'ı, gerekirse beyin elektrik dalgalarını tespit eden EEG, kas ve sinir hastalıklarını tespit etmede kullanılan EMG; bu incelemeleri yapmamızı sağlar. Beynin uzantısı olan gözün ve göz dibinin kontrolü birçok beyin hastalığı hakkında bilgi verir. Damarsal hastalıklara zemin hazırlayan, vücutta halsizliğe sebep olan diş eti ve başta baş ağrısı olmak üzere birçok ağrıyla bağlantılı olan diş çürükleri için diş ve dişeti kontrolü, check-up için vazgeçilmez muayenedir. İkinci olarak ise, içinde bulunduğumuz ruhsal halimiz veya farkında olmadığımızruh hastalıklarını belirlemek için psikolojik testler ve görüşmeler yapılır.

Beyin check-up'ı ne kadar sıklıkla yapılmalıdır?

Tüm beyin ve sinir sistemi detaylı incelendikten sonra çıkan sonuca göre ilk inceleme kadar kapsamlı olmasa da her yıl yaptırmanızda fayda vardır.

Şirketlerin elemanlarını işe almadan önce veya şirkette çalışırken bedensel ve ruhsal değerlendirmeden geçirmesi etik midir?

Çocuğunuzu her gün okula taşıyan servis şoförü epilepsi yani sara hastası mı, okuldaki anaokulu öğretmeni pedofili yani sübyancı mı, yüzlerce kişinin çalıştığı bir şirkete alınan yöneticide kişilik bozukluğu var mı, alınan muhasebecide çalma hastalığı olan kleptomani var mı?.. İşe alımlarda bu testler yapılmadığı için bu soruların cevabını tabii ki bilemiyoruz. Bu testlerin amacı, kişinin özelini deşifre etmek değil; tüm şirket çalışanlarını, şirketin hizmet ettiği tüm kişileri, kısaca hepimizi ilgilendiren sorunları tespit etmektir. Ayrıca kişinin farkında olmadığı, henüz belirti vermemiş beyin ve sinir sistemi hastalıklarının bu testler sayesinde önceden tespit edilmesi kişi açısından da önemlidir. Örneğin büyük bir beyin anevrizması, yani baloncuğu olan bir şirket yöneticisinin anevrizmasının patladığını ve kişinin yaşamını kaybettiğini ya da sakat kaldığını düşünün. Bu hastalığı tespit etmenin etikle bir ilgisi olabilir mi? Yine önemli bir göreve getirdiğiniz kişinin suç işlemeye meyilli, psikopat kişilikli olup olmadığının ya da çalma hastalığının tespit edilmesinin etikle ilgisi olabilir mi?

DOKTORLARA DA YAPILMALI

Check-up sonuçları önce şirket patronları ile mi, yoksa insan kaynakları birimi ile mi paylaşılıyor?
Beyin check-up'ı sonucunda ortaya çıkan sonuçlar neticede bir sağlık değerlendirmesidir. Patronlarla paylaşılmasında sakınca olmaz. Ancak insan kaynaklarında çalışanlar da neticede birer çalışandır. Şirket sahibinin veya insan kaynakları bölümünün isteği ile yapılan bazı psikolojik testlerin ise gizli kalmasında fayda vardır.

Sizce bu check-up'ın en çok yapılması gereken meslek grubu hangisidir?

Beyin check-up'ı özellikle çok sayıda kişiye hizmet eden meslek gruplarına yapılmalıdır. Pilotlar, hostesler, şoförler, öğretmenler, silah kullanan güvenlik güçleri ve büyük şirketlerdeki müdürleri sıralayabiliriz. Ayrıca toplum sağlığı ve toplumun her kesimi ile ilgilenen doktorlar da bu check-up'ı kesin yaptırmalıdır.

CİNNET GEÇİRMEK NORMAL BİR DURUM DEĞİL

Toplum olarak zor zamanlardan geçiyoruz, toplumda yaşanan istenmeyen olayların (öfke patlamaları, tacizler, tecavüzler, cinayetler vb.) önceden engellenebilmesi bu check-up sayesinde mümkün olabilir mi?

Normal kişilik yapısındaki bir kişi bilinçli suç işlemez. Ancak aşırı öfkelenirse, bu sinir ve öfke davranışlarına hakim olmayı önlerse; kişi karşı tarafa zarar verebilir. Bunun adı halk tabiri ile cinnet geçirmektir. Bu ruh yapısı da normal değildir. Bu yüzden yapılan beyin checkup'ı, işlenme olasılığı olan suçları büyük oranda önler.

HER 90 DAKİKADA BİR, BİR DİYABETLİ KÖR OLUYOR

Diyabet, dünyada ve Türkiye'de giderek daha ciddi bir sorun haline gelen çağımızın en önemli sağlık problemlerinden biri. 2013 yılında Türkiye'de, yaklaşık 7 milyon olan diyabetli hasta sayısının, 2035 yılında 12 milyon kişiye yükseleceği tahmin ediliyor. Bu hastalığın etkilediği organlardan biri de göz. Diyabet hastalarında, 50 yaş altında görme kaybı son yıllarda hızla artarken, diyabetik retinopati ismiyle anılan hastalık yüzünden 90 dakikada bir yeni körlük vakası yaşanıyor. Bu nedenle Türk Oftalmoloji Derneği, halk arasında bilinen adı 'şeker hastalığına bağlı görme kaybı' olan diyabetik retinopati konusunda, Türk Diyabet Vakfı ve Türk Diyabet Cemiyeti ile iş birliği içerisinde bir farkındalık kampanyası başlattı. İş alanlarıyla insanlığa 'daha iyi bir yaşam' sunmayı taahhüt eden Bayer de bu projeye koşulsuz destek veriyor.


Didem SEYMEN
SABAH

 

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA