25 Aralık 2024
  • Ankara8°C
  • İstanbul8°C
  • Bursa10°C
  • Antalya9°C
  • İzmir11°C

ŞİMŞEK: SAYIŞTAY'A 25 MİLYON MUHASEBE KAYDINI VERDİK

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, muhalefetin Sayıştay denetimi konusunda yarı doğruları yarı yanlışları birleştirip, kasıtlı olarak vatandaşın kafasını karıştırdığını belirtti.

Şimşek: Sayıştay'a 25 milyon muhasebe kaydını verdik

27 Ekim 2013 Pazar 14:58

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Kanal 7'de katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Aldığı "Yılın Maliye Bakanı" ödülünün hatırlatılması üzerine Şimşek, bu tür ödüllerin çok abartılmaması gerektiğini, önemli olanın vatandaş nezdindeki itibar ve hayır duası olduğunu söyledi.

Bütçeye ilişkin değerlendirmeler de de bulunan Şimşek, 2014 bütçesinde de istikrarı önceliklendirdiklerini, cari açığın azaltılması, tasarrufların artırılması gibi konulara dikkat ettiklerini ifade etti. Bunların genel politika eksenleri olduğuna işarete eden Şimşek, detaylara bakıldığında ise 2014 bütçesinin insan odaklı olduğunun görüldüğünü kaydetti.

Maliye Bakanı Şimşek, bu kapsamda bütçeden en yüksek payı eğitime, sonra da sağlığa ayırdıklarını belirterek, "Bunlar hep insana yönelik yapılan yatırımlardır" dedi.

- "Gelir Vergisinde, Kurumlar Vergisinde, KDV'de, genel anlamda oranlarda bir artış öngörmüyoruz"

Vergilere ilişkin soruyu da yanıtlayan Şimşek, her yıl bütçeyi yaparken tedbirleri de çalıştıklarını ve uygulamaya koyduklarını söyledi.

Vatandaşı kandırmanın doğru bir şey olmadığını ve asla böyle bir şeye başvurmayacaklarını vurgulayan Şimşek, "Şu an itibarıyla bu yıl bütçe performansı oldukça iyi. Gelecek yıl da küresel şartlarda ciddi bir bozulma olmazsa ilave tedbir ihtiyacımız yok" diye konuştu.

Sadece her yıl yapılan, maktu vergilerin yeniden değerleme oranı kadar artırılmasının söz konusu olduğunu belirten Şimşek, oransal vergilerde ise bir artışın gündemlerinde olmadığını bildirdi. Şimşek, "Yani biz Gelir Vergisinde, Kurumlar Vergisinde, KDV'de, genel anlamda oranlarda bir artış öngörmüyoruz" dedi.

- "Ne doğal gazda ne de elektrikte bir fiyat artışı gündemde değil"

Bakan Şimşek, "doğal gaz ve elektriğe zam düşünülüyor mu?" sorusu üzerine de bunun Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın alanında olduğunu söyledi. Konuya ilişkin de Bakan Taner Yıldız'ın gerekli açıklamayı yaptığını anımsatan Şimşek, şu anda ne doğal gazda ne de elektrikte bir fiyat artışının gündemde olmadığını bildirdi.

- "Sayıştay denetiminin en geniş manada önünü açan bu hükümet"

Sayıştay raporlarına ilişkin getirilen eleştirilere de cevap veren Şimşek, şunları kaydetti:

"Öncelikle milletimizin şunu bilmesi lazım. Sayıştay denetiminin en geniş manada önünü açan bu hükümet. Sayıştay Kanunu ne zaman geçti? 2011'in sonunda tüm yönetmelikleriyle birlikte uygulamada. Birincisi bu. Bunun önünü açan AK Parti. Daha önemlisi ise reform niteliğinde, kamu mali yönetimine, kontrolüne yönelik olarak 5018 sayılı Kanunu çıkaran, uygulamaya koyan yine biz. Birinci husus bu. Sayıştay'ın denetiminden kaçan hükümet daha kapsamlı denetimin, uluslararası standartlarda denetimin önünü açar mı?

Biz Sayıştay'a 25 milyon kayıt vermişiz. Tüm giderler, gelirler, borçlanmalar... Sayıştay'a bilgi vermemek gibi bir şey mümkün değil. Sayıştay'ın harcama denetimi yapması için ne gerekiyorsa tüm her şeyi vermişiz. Bu denetimler sonucu kamuda tazmin edilmesi gereken bir zarar çıktıysa, Sayıştay bunu ilgili savcılıklara iletecek."

- "Sayıştay, tüm harcama denetimini yapmış, kendisi söylüyor"

Sayıştay raporlarında bir çok eleştiri de olduğunu belirten Şimşek, kendisinin de bunlardan mutlu olduğunu söyledi.

Bir idareci olarak bu eleştirileri dikkate aldığını ve eksikliklerin giderilmesi için çalışmaları başlattığını anlatan Şimşek, şöyle devam etti:

"Mesela, 'Türkiye'deki Hazine mülklerinin tamamının tespit edilmesi, değerlemeye tabi tutulması ve bunların sistem üzerinden kayıtlara yansıtılması... Bu konularda Maliye Bakanlığı'nın eksiklikleri var' diyor. Biz de çok hızlı bir şekilde gerekli tespitleri tamamladık, sistem yatırımlarını yapıyoruz ve 2014 sonuna kadar tüm bu eksiklikleri yerine getireceğiz. Dolayısıyla biz 25 milyon muhasebe kaydını vermişiz. Sayıştay, tüm harcama denetimini yapmış, kendisi söylüyor. Bunlarla ilgili bir usulsüzlük, yolsuzluk varsa zaten ilgili savcılıklara gönderiyor, gönderecek.

Peki bu tartışmalar nereden çıkıyor? Muhalefet yarı doğruları yarı yanlışları birleştirip, kasıtlı olarak vatandaşın kafasını karıştırıyor. Sayıştay diyor ki bize, 'Devletin tüm mizanının, bilançosunu bize verdiniz. Burada bir eksiklik yok ama her idare bazında bana mizan, bilanço bunları verdin ama bunlar tutarlı değil' diyor. Biz de Sayıştay'a 'Türkiye Cumhuriyeti devletinde Hazine birliği var' diyoruz. İdareler kendi başlarına borçlanamaz, vergi toplayamaz, mülk edinemezler. Çünkü bu idarelerin bir tüzel kişiliği yok. Yani Sayıştay bizden şunu istiyor; sanki devlet bir holding ve devletin şubeleri, her bakanlık her birim ayrı bir şirket. Her şirket için ayrı bilanço, mizan istiyor. Biz de 'devlet böyle değil, devletin mevcut yapısı böyle değil. Tüm borçlanmaları Hazine yapar, tüm gelirleri Maliye Bakanlığı toplar. Tüm Hazine mülkleri, hepsi Maliye'dedir' diyoruz. Yani Sayıştay, devletin her birimi ayrı bir şirketmiş gibi bilanço vs. istiyor. Biz de 'Bu mevcut devlet düzeninde bunlar üretilemez, üretmemizi isterseniz de bunlar anlamlı olmaz' diyoruz."

- "Denetimin engellenmesine yönelik zerre kadar bir çaba yok"

Bu konuları defalarca Sayıştay'a bildirdiklerini anlatan Şimşek, Sayıştay'ın ise uluslararası bazı uygulamaları karşılarına koyduklarını söyledi. Bunun üzerine uluslararası uygulamalara da baktıklarını aktaran Şimşek, bir kaç ülkenin dışında böyle bir uygulamanın olmadığını ifade etti.

Bakan Şimşek, son noktada ise Sayıştay'a ortak bir çalışma grubu kurma teklifinde bulunduklarını belirterek, "Dedik ki, 'Ortak bir çalışma grubu kuralım. Bu çalışma grubu otursun, tüm bu argümanlara, devletin bu yapısına baksın. Eğer sonunda siz illa da raporları bu formatta istiyorsanız biz tüm kanuni değişikliği yaparız, devletin denetim anlamındaki bu yapısını değiştiririz, size uyarız' dedik. Yani işin özü bu. Denetim yapılmış, 25 milyon kayıt paylaşılmış. Denetimin engellenmesine yönelik zerre kadar bir çaba yok" şeklinde konuştu.

- "Yerindelik denetimini millet yapsın"

Avrupa Birliği'nin (AB) de Sayıştay'a ilişkin eleştirileri olduğunu hatırlatılması üzerine de Şimşek, bunun yerindelik denetiminden kaynaklandığını söyledi. Çıkarılan ilk Sayıştay Kanunu'nda yerindelik denetiminin önünü açacak bazı düzenlemelerin olduğunu anımsatan Şimşek, şunları kaydetti:

"Yani yol nereden geçecek, havaalanı nereye yapılacak vs. Bunlar hükümetin vermesi gereken kararlardır. Bunlar performans denetimi değil, yerindelik denetimidir. İlk çıkardığımız kanunda bunun önünü açan düzenlemeler vardı. Sonra ne yaptık, yerindelik denetiminin önüne geçecek bazı düzenlemeler yaptık veya şu anda bir tasarı var Mecliste. AB'nin eleştirdiği konu bu. Ancak AB ile bizim farkımız şu; AB'de gerçekten yargı da siyaset de hükümet de alanını çok iyi biliyor. Bu konuda çok uzun süreli bir gelenek var. Bir takım dar yaklaşımlarla bu konular istismar edilmiyor. Yıllarca bu ülkede yerindelik denetimi yapıldı. Özelleştirmelerde, atamalarda dahi ne sıkıntılar yaşandı. Şimdi AB, bu değişikliği söylüyor. Biz de 'Türkiye'de yerindelik denetimi yapılmaz. Performans denetimi yapılsın. Usulsüzlük, kanunsuzluk, yolsuzluk varsa bunların hepsinin denetimi yapılsın ama yerindelik denetimini millet yapsın' diyoruz."

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ekim ayında yabancıların borsaya net olarak 466 milyon dolar getirdiğini belirterek, "Haziran, Temmuz, Ağustos'taki çıkışlar durdu, tekrar para girişi başladı. Eğer Türkiye'de çok ciddi yapısal, temelden sıkıntılar olsa bu gelir miydi? Çıkış devam ederdi. Türkiye'nin temelleri sağlam" dedi.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın geçtiğimiz günlerde dile getirdiği, "Doların kıt olacağı bir döneme giriliyor" açıklamasının hatırlatılması üzerine Şimşek, küresel krizin başlamasının üzerinden neredeyse 5,5-6 yıl geçmesine rağmen dünyada hala sıkıntıların olduğunu söyledi. Gelişmiş bir çok ülkenin bu krizden çıkabilmek için para musluklarını açtıklarını ve açıktan para bastıklarını anlatan Şimşek, "Şimdi bu açıktan para basma döneminin sonuna geliyoruz. Bugün, yarın, 3, 6 ay sonra olur ama böyle bir beklenti var. Bu da tabi global likiditeyi bir miktar olumsuz etkileyecek" diye konuştu.

Buna karşın, gelişmiş ülkelerdeki faizlerin yükselmesi için ise henüz erken olduğunu dile getiren Şimşek, şunları kaydetti:

"Global likidite bol iken neyi etkilemiş? Bir, varlık fiyatlarını yükseltmiş. Bu fiyatlar eskisi gibi artmayabilir, hatta düzeltme olabilir ki nitekim oldu son bir kaç aydır. İki, faizler çok düşmüştü. Türkiye'de de yakın döneme kadar negatif reel faiz vardı. Şimdi o dönemi geride bırakacağız, nominal faizler biraz yükselecek, reel faizler negatif olmaktan çıkacak, pozitife dönüşecek. Bir çok para birimi de değerlenmişti, şimdi bir düzeltme oldu. Bundan sonra eskisi gibi değer kazanmayabilir. Türkiye'de de bu dönemde diğer gelişmekte olan ülkelere paralel bir gelişme oldu. Şimdi şunu bekliyorum, küresel likidite azalacaksa, bu varlık fiyatlarını etkiler. Yani varlıkların yeniden fiyatlanması gerekir. Nitekim son bir kaç ay içinde bu etkileşimi gördük. Ancak Türkiye bu dönemde diğer ülkelerden negatif bir şekilde ayrışmadı. Halbuki bunun için çeşitli sebepler vardı. Nedir mesela? Türkiye'nin çok ciddi cari açığı var fakat Türkiye'deki siyasi istikrar, doğru politikalar, özellikle de mali disiplin, bankacılık sisteminin sağlıklı olması gibi faktörler, cari açıktan kaynaklı riski telafi etti."

- "Güneş balçıkla sıvanmaz"

Türkiye'nin, küresel ekonominin bir parçası olduğunu dile getiren Şimşek, dolayısıyla etkileşimin olmasının normal olduğunu söyledi. Negatif yönlerine göre, Türkiye'nin güçlü olduğu yönlerinin çok fazla olduğunu vurgulayan Şimşek, uluslararası bazı medya kuruluşlarının tutumunu da eleştirdi.

Bir süredir küresel medyada Türkiye'ye ilişkin yorumların maalesef olumsuz olduğuna işaret eden Şimşek, söz konusu kuruluşların Türkiye'yi itibarsızlaştırma, son 10 yıldaki kazanımlarını gölgede bırakma çabalarını hissettiklerini ifade etti. Şimşek, "Bizim için önemli olan şey şu. Güneş balçıkla sıvanmaz. Biz doğruları yapmaya devam edersek, eninde sonunda Türkiye'nin bu olumlu kısımlarını herkes görecektir. Ekim ayında yabancıların borsaya net olarak 466 milyon dolar getirdiğini görüyoruz. Yani o Haziran, Temmuz, Ağustos'taki çıkışlar durdu, tekrar para girişi başladı. Eğer Türkiye'de çok ciddi yapısal, temelden sıkıntılar olsa bu gelir miydi? Çıkış devam ederdi. Türkiye'nin temelleri sağlam" diye konuştu.

- "İsrafa ve gücün ötesinde borçlanmaya karşıyız"

Kredi kartlarına ilişkin yapılan düzenlemelere de değinen Şimşek, gerek devletin gerekse de vatandaşların verimli alanlarda tüketmesini teşvik ettiklerini, buna karşın israfa ve gücün ötesinde borçlanmaya karşı olduklarını söyledi.

İhtiyatlı olmanın önemini vurgulayan Şimşek, son yıllarda faizler düştüğü ve vadeler uzadığı için vatandaşın çok aşırı borçlanma içinde olduğunu ifade etti. Şimşek, "Vatandaşımızın, şirketlerimizin veya bankacılık sektörümüzün kendilerini ileride zor duruma sokacak riskleri almalarını istemeyiz. Bu risklerin kontrol altında olması lazım, biz bununla mükellefiz. Gerektiğinde bundan sonra da bu düzenlemeleri yaparız, tedbirleri alırız" dedi.

Öğretmen atamalarına ilişkin bir soru üzerine de Şimşek, son 11 yıl içinde yaklaşık 400 bin öğretmenin atandığını belirterek, öğretmen atamadıkları yönündeki iddiaların doğru olmadığını ifade etti.

- "Ben uzlaşma müessesesinin kaldırılmasından yanayım"

"İktidar yandaşlarının vergi borçlarının silindiği" iddialarına da cevap veren Şimşek, şunları kaydetti:

"Bir kere Türkiye'de üretim yapan, istihdam yapan, katma değer üreten her şirket bizim yandaşımızdır, bizim şirketimizdir. Vatandaşımızın asıl sorusu şu sanırım. Gelir İdaresi Başkanlığı'nda bir uzlaşma müessesesi var. Vergi denetimi yapıldıktan sonra bu raporlar vergi dairelerine gider. Vergi dairelerinde eğer mükellef isterse gelip uzlaşabilir. O vergi denetim raporunda bazen eksiklikler, yanlışlıklar olabiliyor. Bakın biz mükemmel değiliz. Onlar dikkate alınıyor. Böyle bir durum varsa faiz ve ceza silinebiliyor ama ben bir Maliye Bakanı olarak ilk kez söylüyorum bunu. Ben uzlaşma müessesesinin kaldırılmasından yanayım. Diyorlar ya yandaş, bilmem ne... Yok öyle bir şey. Keşke Vergi Denetim Kurulu'ndan çıkan raporlar, hepsi yüzde 100 sağlam, sağlıklı olsa. Keşke biz o noktaya varsak ve uzlaşma müessesesini kökünden kaldırsak diyorum. Ben bundan çok mutlu olurum. Çünkü benim nezdimde yandaş diye bir şirket yok. Türkiye'de taş taş üstüne koyan, katma değer üreten, ihracat yapan, vatandaşımıza istihdam sağlayan her şirket benim yandaşımdır." 

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA