"SİGORTA ŞİRKETLERİ BU YIL DA ZARAR EDECEK"

Sigorta şirketlerinin zarar etme sebeplerini anlatan Gürkan Ateş, “Avrupa Birliği'ne uyum sağlamak adına düzenlenen Kaza Tespit Tutanağı (KTT) uygulaması tamamen yolsuzluklara yol açtı. Eskiden kaza yapınca polis geliyordu, suçluyu suçsuzu ayırıyordu. Bu KTT uygulamasında, kaza yapan tutanağı kafasına göre dolduruyor sigorta şirketine yolluyor. Resimlere bakarak sigorta şirketi para ödüyor. Şimdi kaza yapan herkes kafasına göre doldurmaya başladı. Mesela biri kendi başına kaza yapıyor ama kendisi yüzde yüz suçlu olduğu için bir arkadaşını çağırıp kafa kafaya çarpışmış iki araç süsü veriyor. Bu şekilde tüm masraf trafik sigortasına yıkılıyor.” dedi.

‘KTT uygulamasıyla trafikte alkollü sürücü kalmadı’ esprisini yapan Gürkan Ateş, “Trafiğe alkollü çıkıp, kaza yapan sürücüler, olay yerine polis gelmeden kaza tespit tutanağı hazırladıkları için alkollü olduklarını gizliyorlar ve kendilerini yüzde yüz mağdur gösteriyorlar. Bu nitelikli dolandırıcılıktır.” diye konuştu.

"BU SUÇUN CEZASI YOK, YAPTIRIM GÜCÜ YOK"

Trafikte kendi kusuruyla kaza yaptığı halde, farklı fotoğraflarla sigorta şirketlerini kandırmaya çalışan sürücüleri tespit ettiklerinde, sürücünün hiçbir şekilde ceza almadığını vurgulayan Ateş, “Yaptırım yok yakalandığında sümen altı ediliyor. Ağır yaptırımlar yok. Biz Avrupa müktesebatına uyduralım diyoruz ama cezalarını Avrupa’ya uydurmuyoruz. Orada bu yolsuzluk tespit edildiği zaman cezası çok ağır. Ama burada her şey sümen altı ediliyor.” ifadelerini kullandı.

"SİGORTACILIK YASASI NET DEĞİL"

Yapılan yolsuzlukları tespit etmek için şirketlerin denetimciler kullandıklarına değinen Euro Sigortacılık Yönetim Kurulu Başkanı, sigortacılıkla ilgili yasa çerçevesinin net olmadığını kaydetti. Gürkan Ateş, “Trafik sigortasıyla ilgili kanun çerçevesi net değil. Kaza yaptığında sizin yaptığınız aktüel hesap, diyelim ki sürücü sakatlandı iş görememezlik raporu aldı. Bize dava açıyor. Destekten yoksun kaldığı için, biz bu tazminatı ne aralıkta ödememiz gerektiğini bilmiyoruz. Benim kullandığım hesaplama yöntemini, yargı kullanmıyor. Ben belli çerçevede bir hesap yapıp, davayı açan tarafa bir ödeme yapıyorum ama yaptığım ödeme az görülüyor, mahkeme beni tekrar bir ödemeye tabi tutuyor. Yani bunun çerçevesi belli değil.” dedi.

Sigorta şirketlerinin risk analizi yaparken arabanın değil kişinin incelenmesi gerektiğine dikkat çeken Ateş, sürücünün ikametgahına göre risk analizi yapılması gerektiğini vurguladı. “Örneğin, sürücü trafiğin yoğun olduğu bir yerde ikamet ediyorsa, kaza riski yüksektir. Ama trafiğin çok az olduğu yerde ikamet ediyorsa kaza riski düşüktür.” diyen Gürkan Ateş, risk analizi yaparken sürücünün en çok geçtiği caddenin tespit edilmesi gerektiğini kaydetti.

"TRAFİKTE ZORUNLU SİGORTASI OLMAYAN ARAÇLARIN ORANI YÜZDE 25"

Gürkan Ateş, trafikte, zorunlu trafik sigortası olamayan yüzde 25 oranında araç olduğunu bildirdi. Ateş, 50 cc’lik motorun altındaki araçların zorunlu trafik sigortası kapsamında olmamasının sigorta şirketlerini mağdur ettiğini şöyle anlattı: “Lokantacıların dışarıya servis amaçlı kullandığı motorlar, zorunlu trafik sigortasına tabi değil. Ancak bu yemek servisinde kullanılan motorlar, trafikte bomba gibiler. Sürücüler en çok bu tip motorlar nedeniyle kaza yapıyor. Bu motorların trafikte nerede ve ne zaman karşınıza çıkağını kestiremiyorsunuz. Hal böyle olunca burada en çok sigorta şirketleri mağdur oluyor.”