28 Kasım 2024
  • Ankara3°C
  • İstanbul9°C
  • Bursa8°C
  • Antalya16°C
  • İzmir14°C

SİGARA BAĞIMLILIĞI TÜP BEBEK TEDAVİSİNDE BAŞARI ORANINI AZALTIYOR

Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Yasemin Çekmez halk sağlığı sorunu olan sigara bağımlılığının tüp bebek tedavisinde başarı oranını azaltan bir faktör olduğunu söyledi

Sigara bağımlılığı tüp bebek tedavisinde başarı oranını azaltıyor

01 Şubat 2019 Cuma 10:58


Medicana Kadıköy Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Yasemin Çekmez, sigaranın tüp bebek tedavisindeki olumsuz etkilerini açıkladı. Sigaranın tüp bebek tedavisinde başarı oranını azaltan faktör olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Çekmez, oosit (yumurta hücresi) ve sperm sayı ve kalitesini azalttığını belirtti.

Tüp bebek tedavisinde başarıyı etkileyen faktörlerin önemine dikkat çeken Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Yasemin Çekmez, "Sigara bağımlılığı tüp bebek tedavisinde başarıyı azaltan bir faktör. Sigara kullanımı oosit (yumurta hücresi) kalitesini ve sayısını azalttığı gibi benzer şekilde sperm sayı ve kalitesini de azaltmakta dolayısıyla elde edilecek embriyoların sayı ve kalitesi düşmektedir. Sigara içicisi olan kadın ve erkek durumunda tedavi başarısı düşecek ve canlı doğum oranları azalacaktır" şeklinde konuştu.

Günümüzde en çok tercih edilen kısırlık tedavilerinin başında tüp bebek olduğunu ifade eden Dr. Çekmez, "Teknolojinin hızla ilerlemesi ve bu konudaki deneyimin de artmasıyla tüp bebek tedavileri pek çok infertil çiftin bebek sahibi olması için umut ışığı oldu. Özellikle son yıllarda sıkça uygulanmaya başlanan mikroenjeksiyon yöntemi ile sperm sayısının çok düşük olması ve hatta menisinde hiç sperm olmamasına karşın, testisinde sperm bulunan erkeklerin tedavisinde yüksek gebelik oranlarıyla bir devrim olarak nitelendirilebilir" diye konuştu.

"Başarı oranı hastanın klinik özelliğine göre değişkenlik gösteriyor"

Başarıyı etkileyen önemli faktörlerden birincisinin hasta yaşı olduğuna vurgu yapan Doç. Dr. Çekmez, "30 yaşın altındaki hastalar için bu oran yüzde 60'a çıkarken, 35 yaş civarında yüzde 40'a, 40'lı yaşlarda ise yüzde 15'e düşüyor. Ancak bu oranlar tedaviyi yalnızca bir kez deneyenler için geçerlidir. Toplam oranlara bakıldığında ise tedaviyi 4 kez yaptıranlarda başarı oranı yüzde 90'ın üzerine çıkıyor. İlk siklusta yüzde 50 olan başarı oranı, bir yılda yapılan 4 siklus sonrasında yüzde 90'a çıkmaktadır" dedi.

Tüp bebek başarı şansını etkileyen bir diğer kriterin over rezervi olduğunu belirten Doç. Dr. Çekmez, sözlerine şöyle devam etti: "Over rezervi (yumurta sayısı) azaldıkça başarı şansı ve canlı doğum oranı giderek azalmaktadır. Bu nedenle 35 yaşın üzerinde evli olmayan, evli olup gebelik planını ertelemiş olan ya da ailesinde erken yaşta menopoz öyküsü olan kadınlara tüp bebek uzmanına başvurarak anne olma şanslarını kaybetmemeleri için yumurtalık rezervlerini kontrol ettirmelerini öneriyoruz. Böylelikle rezervi düşük olan evli bayanlar vakit kaybetmeden tüp bebek tedavisine başlayarak, evli olmayan kadınlar da yumurtalarını dondurarak ilerde gebe kalarak anne olabileceklerdir" açıklamasında bulundu.

"Kişiselleştirilmiş tedavi tüp bebekte başarıyı arttırıyor"

Kişiselleştirilmiş tedavinin tüp bebekte başarıyı arttırdığına dikkat çeken Dr. Çekmez, "Tüp bebek tedavisinde başarı oranlarını belirleyen bir diğer konuda hastaya göre kişisel tedavinin belirlenmesi ve tek çeşit tedavinin tüm hastalara uygun olmayacağını bilinmesidir. Her hastanın ilaçlara dolayısıyla tedaviye yanıtı farklılık arz eder. Bu nedenle tüm hastalara aynı tedaviyi uygulamak doğru olmaz. Bunun için kişinin yaşına, yumurtalık rezervine, vücut kitle indeksine, daha önceki tedavilere verdiği yanıta bakarak uygun tedavi protokolü belirlenir. Kişiye özel tedavinin planlanması başarının anahtarıdır. Ayrıca, tüp bebekte diğer hastalıklardan farklı olarak buna bir de sabır eklemek gerekir. Kadının ve erkeğin içinde bulunduğu duruma göre tedaviyi birden fazla kez tekrarlamamız gerekebilir. Sabırlı olunduğunda eve bebek götürme oranları oldukça yüksek olan tüp bebek tedavilerinde hastanın yılmadan tedaviye devam etmesi, vazgeçmemesi en önemli noktadır" dedi.

 

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA