23 Aralık 2024
  • Ankara1°C
  • İstanbul7°C
  • Bursa5°C
  • Antalya10°C
  • İzmir10°C

SEBEPSİZ AĞRILARINIZ MI VAR?

İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Özkan Üyesi toplumda sık rastlanan kronik ağrıların temelinde depresyon ya da içteki öfke olduğunu belirtiyor.

Sebepsiz ağrılarınız mı var?

15 Eylül 2011 Perşembe 13:25

İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Özkan Üyesi toplumda sık rastlanan kronik ağrıların temelinde depresyon ya da içteki öfke olduğunu belirterek “Araştırmalar, kronik ağrılı hastaların yüzde 43'ününün depresyon kaynaklı olduğunu ortaya koyuyor. Öfke ve kızgınlığın, kronik ağrının gelişmesi ve devam etmesinde önemli olduğu biliniyor. Çatışma ve öfke yaratan durumlarda ağrı daha fazla yaşanır” diyor.

Toplumda çok sık görülen kronik ağrılara özellikle kadınlarda daha fazla rastlanıyor. İstanbul Tıp Fakültesi Liyezon Psikiyatri Bölüm Başkanı ve Humanite Psikiyatri Merkezi Kurucusu Prof. Dr. Sedat Özkan, "Ağrıların gelişmesi ve devam etmesinde öfkenin önemli bi faktör olduğunu biliyoruz” diyor. Özkan, özellikle ev kadınlarında kronik ağrının daha yaygın olduğunun altını çizerek şunları söylüyor: “Kadınlar daha fazla psikolojik ağrı çeker. Kadının psikolojik sorunlarını, sorunlarını kendine yönelmesini, değersizlik hissini, suçluluk duygularını, çatışmalarını ve ifade edemediği öfkesini bedenindeki ağrılarla ifade etmesi daha fazla hissedilir. Duygularını, öfkelerini, beklentilerini ifade edemeyen kadınlarda ağrı daha fazla görülür. Özellikle de baş ağrısı en sık rastlanan ağrı çeşididir. Baş ağrılarının sebebi ne olursa olsun, kişiyi bezdirir, yaşam kalitesini bozar, verimliliğini aksatır, zamanla depresyona yol açar.”

Kadınların ağrı eşiğinin erkeklerden daha yüksek olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sedat Özkan, "Her üç kadından biri regl ağrısı çeker. Ağrının günlük aktiviteyi aksatması ve gece uykudan uyandıracak nitelikte olması önemli bir kriterdir. Ağrı şikayetiyle başvuran kadının bütüncül değerlendirilmesi gerekir.

Kadınlarda psikolojik kökenli ağrı bozukluğu daha yaygındır. Jinekolojik ağrılar, 'disparoni' yani; cinsel ilişki sırasında ağrı, baş ağrıları, eklem, bel, boyun, yaygın vücut ağrıları ve şiddete maruz kalma; psikiyatrik bozuklukların belirtisi olabilir.”

İçine atan ağrıya daha yatkındır

Prof. Dr. Sedat Özkan’ın için atan insanların daha risk altında olduğunu vurgulayarak “Çok konuşan daha az risklidir. Genellikle gözlemlerimize göre içe dönük öfke, kronik ağrı hastalarında sağlıklı kontrollere göre daha yaygındır. Bir çalışmada, ağrı şiddetini belirleyen en önemli etkenin; öfke gibi olumsuz duyguları açıklama konusunda kişinin yaşadığı ketlenme olduğunu gösterilmiştir. Ülkemizde yapılan bir çalışmadaki bulgular da; kronik ağrı hastalarının bir kişilik özelliği olarak daha fazla öfke taşıdıklarını gösteriyor. Ruhumuzda biriken gerilimler ve öfkelere psikolojik çözüm üretilemezse bir süre sonra irademiz dışında sinir sistemimiz bozulmaya başlar. Baş ağrısı da bunun sembolik yansıması olur. Psikolojik kökenli ağrılar içinde en sık rastlananı baş ağrılarıdır” diyor

Suçluluk duygusu ağrıları artırıyor

Özkan, kronik ağrılı hastaların yüzde 43'ünde depresyon tanımlandığını belirtiyor:  “Bu oranın yarısından çoğunda hastalık öyküsü vardır. Kronik ağrılı hastalarda depresyon görülme sıklığı ve yaygınlığı normal nüfusa göre fazladır. Depresif hastalarda da ağrı yakınması sıktır. Ünlü psikiyatrist Freud'a göre psikolojik ağrı, bilinçdışına vuran suçluluk duygusuna bağlıdır. Kronik ağrı hastalarında; acı ve öfkeyle oluşan yaşam öyküsü, çocuklukta ihmal edilmişlik, ortaya konmamış agresiflik vardır.”

Psikolojik ağrıların dili…

* Çene ağrısı:  Çene ve ağız bölgesinin sembolik anlamı çoktur. Bu bölgelerdeki ağrılar daha çok sevgi nesneleri ile ilgili sorunlardan kaynaklanır. Çiğnerken, konuşurken insanın ağzında 15-20 kiloya eşdeğer bir basınç oluşur. 'Birisini çiğ çiğ yiyecek' kadar öfkelenen bir insanda; bu basınç 100 kilonun üzerine çıkar. Diş gıcırdatmasında da, duygusal stres tetikleyicidir. Psikiyatrist yardımı gerektirir.

* Baş ağrısı: Psikolojik baş ağrısında; başını ağrıtan kişilerle ilgili, ikilemli sevgi, öfke ve bağımlılık ilişkisi sorgulanmalıdır.

* Mide ağrısı: Psikolojik kökenli mide ağrısı özellikle erkeklerde görülür. Bağımlı kişilik yapısı ve psikolojik doyum, beslenme ile ilişkilendirilebilir.

* Kalp ağrısı: Heyecanların ve duyguların ifadesi ile kalp arasında bağlantı kurulur. Kişi, karşı cins ile ilgili gereksinim ve çatışmalarını, kalp bölgesi ile daha kolay ifade edebilir.

* Karın ağrısı: Psikolojik karın ağrısı; karşılanmayan, doyurulmayan ebeveyn ya da onlar yerine geçen sembolik kişilerden sevgi ve ilgi beklentisini ifade edebilir.

* Bel ağrısı: Bel bölgesindeki psikolojik ağrı; cinsellik ve güç algısı ile ilgili olabilir.

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA