SAVAŞ NEDENİYLE ÜLKELERİNDE YAŞAYAMADIKLARI ÇOCUKLUKLARINI TÜRKİYE'DE MUTLU GEÇİRDİLER
İç savaş yüzünden çocuk yaşta sığındıkları Türkiye'de güvenli bir ortamda büyüyen Suriyeli Nurşen Mistikalo ve Abdulrahim Agha, aldıkları eğitimlerle yeni hayatlarını kuruyor.
17 Temmuz 2021 Cumartesi 11:23
Üniversite öğrencisi 20 yaşındaki Abdulrahim Agha: "Benim çocukluğum burada başladı diyebilirim. 'Bir sonraki gün yaşamaya devam edebilecek miyim' diye düşüncelerim kalmadığı için çocukluğumu burada yaşadım"
İzmir'de kuaförlük yapan 21 yaşındaki Nurşen Mistikalo: "Burada şu an hiç yabancı hissetmiyorum. Her kurala uyuyorum. Kendimi geliştirmeye çalışıyorum"
Ülkelerinde can güvenliği kalmadığı için aileleriyle çocuk yaşta sığındıkları Türkiye'de büyüyen ve gençliğe adım atan Suriyeliler, güvenle geçirdikleri yılların ardından yaşadıkları topraklara katkı sağlayarak yeni bir gelecek kurmak için çalışmaya devam ediyor.
Suriye'de 2011 yılında başlayan iç savaş 10 yılı geride bıraktı.
Savaşın başlamasıyla hayatları tehlikeye giren Suriyelilerin bir kısmı Türkiye'ye göç etti. Yaklaşık 10 yıldır Türkiye'de olanlardan bazıları ilk kez burada okula gitti, yükseköğrenim imkanı buldu ya da çalışma hayatına atıldı.
Küçük yaşta gelenler, can güvenliği riski yaşamadıkları, eğitim ve sağlık hizmetlerinden yararlanma imkanı buldukları Türkiye'de gönüllerince çocukluklarını yaşadı.
- "Burası bana çok şey kattı"
İç savaşın başında ailesiyle Afrin'den önce Gaziantep'e ardından İzmir'e sığınan 21 yaşındaki Nurşen Mistikalo, AA muhabirine, 11 yaşında geldiği Türkiye'de yeni bir hayat kurduklarını anlattı.
Gaziantep'te yaşıtlarıyla oyun oynarken öğrenmeye başladığı Türkçeyi geliştirmek için Türk Kızılay İzmir Toplum Merkezinde eğitim gördüğünü, mesleki eğitim kurslarına katıldığını ifade eden Mistikalo, çalışma hayatına atılarak 4 yıldır kuaförlük yaptığını söyledi.
Çocukken ülkesinden ayrılmanın garip bir duygu olduğunu, kendilerine yardım eden iyi insanlar sayesinde çok zorluk çekmediklerini aktaran genç kadın, "İlk geldiğimizde hiç bilmediğim yerdeydim ama oradaki çocuklarla kaynaştım. Kolay uyum sağlıyordum. Aynı dili kullanmıyordum ama beden dili ile anlaşıyorduk. Onları çat pat anlıyordum. Onlar sayesinde Türkçeyi öğrenmeye başladım." diye konuştu.
Mistikalo, annesi ve ablasının da çalıştığını, ailesinin Türkiye'ye uyum sağlamakta zorlanmadığını ifade ederek, "Burada şu an hiç yabancı hissetmiyorum. Her kurala uyuyorum. Kendimi geliştirmeye çalışıyorum." dedi.
Suriye'de savaşın başlamasıyla çocukluğunu yaşayamadığını dile getiren Mistikalo, burada sokaklarda güvenle oynadığını, gezebildiğini, yeni yerler görebildiğini, bir çocuk olarak yapmak istediklerini yapabildiğini vurguladı.
Mistikalo, hayatını Türkiye'de düzene koyduğunu belirterek, "Türkiye'de çok şey öğrendim. Burada daha önce gezemediğim yerleri geziyorum, yapamadığım şeyleri yapıyorum. Artık kendimi buraya ait hissediyorum. Geleceğimin burada olduğunu düşünüyorum. Burası bana çok şey kattı. İyi bir kuaför olmak istiyorum. İzmir'de yaşamaya devam etmek ve kendim gibi kuaförlüğe meraklı kişileri yetiştirmek istiyorum." ifadesini kullandı.
- "Çocuk parklarına gittim"
Rakka şehrinden 2015'te gelen 20 yaşındaki Abdulrahim Agha da liseye İzmir'de başladığını, Türkçeyi de okulda öğrendiğini anlattı.
Türk arkadaşlar edindikçe dilinin geliştiğini aktaran Agha, lise sonrasında Yabancı Uyruklu Öğrenci Sınavı'na girdiğini Ege Üniversitesi İktisat Bölümüne yerleştiğini söyledi.
Agha, İzmir'de hat sanatı ve İngilizce kurslarına da katıldığını belirterek şöyle devam etti:
"Zorlandık. Dil bilmiyorduk, kültürü bilmiyorduk. Etrafımıza akrabamız da yoktu. Bunun için kendimizi yalnız hissettik. Okula başladıktan sonra Suriyeli arkadaşlarla tanıştım ve işim daha kolaylaştı. Türk arkadaşlar edindik. Çevremizde komşularımız oldu. Buranın dilini, adetini, her şeyini öğrendikten sonra buranın parçası olduk. İzmir'in bir parçası olarak hissediyorum kendimi. 6 yıl oldu İzmir'de."
Agha, zaman zaman "İyi ki de geldik" dediği anlar olduğunu dile getirerek şöyle devam etti:
"İlk geldiğimde özgürlüğüm oldu. Orada ne yaptığımızı, ne oynadığımızı bilemiyorduk. Benim çocukluğum burada başladı diyebilirim. Suriye'de savaş nedeniyle yaşayamadım. Orada istediğim şeyler olamıyordu. Buraya geldikten sonra okulum da vardı, rahat rahat yaşayabiliyorum. Korku olmadan. 'Bir sonraki gün yaşamaya devam edebilecek miyim' diye düşüncelerim kalmadığı için çocukluğumu burada yaşadım. Çok iyi Türk arkadaşlar edindim. Orada çocuk parkları yoktu. Buraya geldiğimizde çocuk parklarına gittim. Denize gidebildim. Suriye'de deniz bizden uzaktı, savaş dönemi de olduğu içi gidemedim. Denizi ilk Türkiye'de gördüm."
- Uyum politikaları ve toplumsal hoşgörü
Yaşar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı ve UNESCO Uluslararası Göç Kürsüsü Yürütücüsü Doç. Dr. Ayselin Yıldız da Suriyelilerin birlikte yaşam ve uyumu konusunda Türkiye'nin uyum politikaları ve toplumsal hoşgörünün genel anlamda başarılı olduğunu ifade etti.
Türkiye'deki Suriyelilerin yaklaşık 1,1 milyonunun 15-30 yaş arası genç nüfustan oluştuğunu aktaran Yıldız, 1,4 milyon civarında da 0-14 yaş arası Suriyeli olduğunu kaydetti.
Yıldız, çocuk ve gençlerin Türkiye'deki Suriyeli sayısının önemli bir kısmını oluşturduğunu ifade ederek, "Dolayısıyla Türkiye'de doğan ve hatta Suriye'de bulunmamış bu yüksek nüfusu da düşünürsek politikalarımızı genç nüfusun entegrasyonuna yönelik düzenlememiz gerektiği çok aşikar." dedi.
Uyum konusunda bazı sıkıntıların bulunduğunu ancak bunların birlikte yaşamı ciddi anlamda etkilemediğini belirten Yıldız şu değerlendirmelerde bulundu:
"Önemli olan bu sıkıntıları hem Türk hem de Suriyeli nüfusu çözüm süreçlerine dahil ederek ele alabilmek. Örneğin iş yaşamındaki kayıt dışı çalışmayı veya çocuk işçiliğini sadece Suriyeli topluma özgü bir sorunmuş gibi ele almak değil, yine insan hakları yaklaşımı çerçevesinde daha bütüncül bir yaklaşımla yerel toplumu dahil ederek çözümler üretmek daha anlamlı olacaktır. Uluslararası iş birliğinde ülkemize sunulan hibe desteklerini de kendi toplumumuzun hassasiyetlerini ve ihtiyaçlarını gözeterek ilgili alanlara sadece Suriyelilere özgü değil birlikte yaşamı destekleyecek projelerle desteklemek önemli."
- Lübnan Sağlık Bakanı, Sayda'daki Türk Hastanesinde yeni bölümlerin açılacağını duyurduLübnan Sağlık Bakanı Firas el-Abyad, İsrail saldırılarının sürdüğü Lübnan'ın Sayda şehrindeki Türk Hastanesinde yarın yeni bölümlerin hizmet vermeye başlayacağını duyurdu.04 Kasım 2024 Pazartesi 16:53DÜNYADA SAĞLIK
- Diyarbakır'da "Çocukla Adli Görüşmeci" sertifikalı eğitim programı başladıDiyarbakır'da İl Sağlık Müdürlüğü koordinasyonunda "Çocukla Adli Görüşmeci" sertifikalı eğitim programı başladı.04 Kasım 2024 Pazartesi 16:23BASIN HABERLERİ
- Batman'da Cudi Sağlık Kompleksi için temel atma ve çivi çakma töreni yapıldıBatman'da kurulacak Cudi Sağlık Kompleksi için temel atma ve çivi çakma töreni düzenlendi.04 Kasım 2024 Pazartesi 15:48SAĞLIK BAKANLIĞI
- İzmir'de organ bağışı ve nakli paneli düzenlendiİzmir'de Organ Bağış Haftası kapsamında panel düzenlendi.04 Kasım 2024 Pazartesi 15:38KONGRE VE KONFERANSLAR
- Bursa'da organ bağışına dikkati çekmek için yürüyüş düzenlendiBursa İl Sağlık Müdürlüğü tarafından 3-9 Kasım Organ ve Doku Bağışı Haftası dolayısıyla dikkati çekmek yürüyüşü düzenlendi.04 Kasım 2024 Pazartesi 15:13BASIN HABERLERİ
- Niğde İl Sağlık Müdürü İnan'dan organ bağışı çağrısıNiğde İl Sağlık Müdürü Doğan Bahadır İnan, Organ Bağış Haftası dolayısıyla mesaj yayımladı.04 Kasım 2024 Pazartesi 14:48SAĞLIK BAKANLIĞI
- Gelibolu'da Diyabet Okulu eğitimini tamamlayan hastalara sertifikaları verildiÇanakkale'nin Gelibolu ilçesinde Diyabet Okulu eğitimini tamamlayan hastalara sertifikaları verildi.04 Kasım 2024 Pazartesi 14:43İÇ HASTALIKLARI
- Eskişehir Yunus Emre Devlet Hastanesinde "mikrodalga ablasyon" tekniğini uygulanmaya başlandıEskişehir'de, Yunus Emre Devlet Hastanesinde Girişimsel Radyoloji Biriminde görevli doktorlar tarafından "mikrodalga ablasyon" olarak adlandırılan yakma tedavisinin uygulanmaya başlandığı bildirildi.04 Kasım 2024 Pazartesi 14:43İÇ HASTALIKLARI
- Bakan Memişoğlu, organ bağışı için düzenlenen futbol etkinliğine katıldı:Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Türkiye'nin 76 böbrek, 52 karaciğer, 15 kalp ve 2 akciğer nakil merkeziyle dünyaya ve çevreye hizmet ettiğini bildirdi.04 Kasım 2024 Pazartesi 14:18SAĞLIK BAKANLIĞI
- Tokat'ta organ bağışı bilgilendirme çadırı açıldıTokat İl Sağlık Müdürlüğü tarafından Organ Bağışı Haftası dolayısıyla organ bağışı bilgilendirme çadırı oluşturuldu.04 Kasım 2024 Pazartesi 13:43SAĞLIK BAKANLIĞI
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2006 Sağlık Aktüel