23 Aralık 2024
  • Ankara2°C
  • İstanbul6°C
  • Bursa5°C
  • Antalya11°C
  • İzmir9°C

SANATÇI KEİTA, TÜRKİYE'NİN AFRİKA YAKLAŞIMININ TAKDİRE DEĞER OLDUĞUNU SÖYLEDİ

"Afrika'nın altın sesi" olarak bilinen sanatçı Salif Keita, "Türkiye’nin Afrika yaklaşımı takdire değer. Türkiye’nin ismini insani yardımlar konusunda çok kez duydum. Dünyanın her yerinde özellikle de Afrika’da." dedi.

Sanatçı Keita, Türkiye'nin Afrika yaklaşımının takdire değer olduğunu söyledi

04 Haziran 2022 Cumartesi 15:08

Afrika topraklarında Albino (Albinizm) hastalığı nedeniyle bembeyaz bir siyah olarak doğan ve Mali İmparatorluğunu kuran Soundjata Keita'nın torunu olan sanatçı, 1949'da dünyaya geldi.

Deri, göz ve saçta çok az renk pigmentinin olduğu veya hiç renk pigmentinin olmadığı genetik bir hastalık olarak tanımlanan albino olan Keita, daha önce yaptığı açıklamalarda hayatının çok zor geçtiğini dile getirmişti.

Keita, hem albino hastalığı hem de soyluların yapmadığı müziğe ilgi duyması nedeniyle ailesinden dışlandıktan sonra Bamako, Abidjan ve Paris gibi kentlerde müzik alanında çalışmalar yaptı.

Afrika'nın en bilinen sanatçılarından biri olan Keita, albino ile mücadelede aktif rol oynadı ve bunun için "Salif Keita Global Foundation" isimli vakfı kurdu. Keita, ayrıca 2009'da çıkardığı La Difference albümünü de albino hastalığıyla mücadele çalışmalarına adadı.

Keita, Ankara'da verdiği konser öncesi Afrika El Sanatları Pazarı ve Kültür Evi'ni ziyaret etti. Afrika El Sanatları Pazaro ve Kültür Evi'ni gezen Keita, burada sanat yaşantısı, albinoyla mücadele gibi çeşitli konularda AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Albino olanların toplum tarafından iyi karşılanmadığını ve dünyanın bu kişileri zorladığını belirten Keita, "Albino olmak (sorunlarla) doğmak anlamına geliyor, hem sağlık anlamında hem sosyal anlamında." diye konuştu.

- "Albino olanlar dışlanıyor, hedef gösteriliyor"

Afrika'da geçmişe oranla albino konusunda değişiklikler olduğunu dile getiren Keita, şunları söyledi:

"Eskiden bu 'sorun' olarak tanınmıyordu, ancak bugün, albinoların karşılaştığı problemler daha çok biliniyor ve insanlar gittikçe bu konuya ilgi duyuyor. Çok büyük bir değişim yaşandığını düşünüyorum. Mesela, eskiden, albinolar ciltlerini korumak merhem kullanmazdı, bugün bunu kullanıyorlar ve mutlular. Diğer taraftan sosyal hayata uyum sağlamakta büyük sorunlar yaşıyorlardı hem okulda hem toplum içinde. Çok fazla dışlanıyorlardı. Bu anlamda pozitif gelişmeler olduğunu düşünüyorum."

Albino ile mücadeleye çok fazla katkısının olduğunu düşündüğünü ve sanatçıların bu konulara çok daha fazla ilgilenmesi gerektiğini kaydeden Keita, şöyle devam etti:

"Onlar dışlanıyor, hedef gösteriliyor, zulme uğruyorlar, kurban ediliyorlar. Çok fazla kurban edilen var. Bu sene Mali’de 5 albino kurban edildi. Bu da seçim olmadığı için böyle. Seçimin olduğu gün ne gerekiyorsa yapıp onları korumalıyız. Bu meseleye bir çözüm getirmek gerekiyor çünkü önemli bir şahsiyet bir albinonun kurban edilmesini istediğinde bu dosya gereken yerlere ulaşmaz, bir noktadan sonra tıkanır. Toplum bu konuyu sahiplenmeli ki albinoları kurban edenler gereken cezaları alsınlar."

Türkiye'nin Afrika politikası ve Afrika'ya bakışına ilişkin soruya Keita, "Türkiye’nin Afrika yaklaşımı takdire değer. Birçok kez Türkiye’nin ismini insani yardımlar konularında duydum, Dünyanın her yerinde, ama özellikle Afrika’da. Bu benim Türklerle ilk iletişimim değil. Mali'de yaşayan ve çalışmalar yürüten çok sayıda Türk'le tanıştım." değerlendirmesinde bulundu.

- "Muhammd Ali'yle kanımız aynı"

ABD'li ünlü boksör Muhammed Ali'nin hayatını anlatan ve 2001 yapımı "Ali" filmi için "tomorrow" isimli parçayı hazırlayan Keita, Muhammed Ali'nin siyahiler için büyük gurur kaynağı olduğunu ve onun ırkçılığa karşı mücadelesine destek verdiklerini ifade etti.

Muhammed Ali filmi için müzik yapması için teklif geldiğinde büyük aşk ve cesaretle hazırladığı parçanın seçilmesinden çok mutluğu olduğunu dile getiren Keita, ABD'li ünlü boksör için şunları söyledi:

"Ben beyaz değilim, kendimi siyahi hissediyorum. (Muhammed Ali) ile kanımız aynı. Tabii mücadele anlamında benzerliklerimiz var. O dışlanmış ve ırkçılığa maruz kalmış bir toplum için mücadele ediyordu, ben albinolar için mücadele veriyorum. (Muhammed Ali'nin ) en çok asi ruhunu seviyorum. Ve tabii ki çok iyi bir boksör"

Soylu bir aileden gelmesi dolayısıyla müzik yapmasına pek iyi bakılmayan Keita, o günlere ilişkin "Kolay olmadı. Kolay değildi, çünkü geleneklerimizi ezmiş oldum. Umarım böylece sonraki nesillere kapıları açmış oluruz." ifadelerini kullandı.

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA