27 Kasım 2024
  • Ankara2°C
  • İstanbul10°C
  • Bursa7°C
  • Antalya16°C
  • İzmir15°C

SAĞLIKTA GÖSTERGELER DÜZELİYOR

Sağlık sektöründe sessiz ve derinden giden gelişmeler yaşanıyor. Bu başarıda, Sağlık ile Çalışma ve Sosyal Yardım Bakanlıkları'nın özgün çalışmalarının imzasını görmeliyiz. Hizmet çıtası AB standartlarını ...

Sağlıkta göstergeler düzeliyor

22 Ağustos 2010 Pazar 02:12

Sağlık sektöründe sessiz ve derinden giden gelişmeler yaşanıyor.

Bu başarıda, Sağlık ile Çalışma ve Sosyal Yardım Bakanlıkları'nın özgün çalışmalarının imzasını görmeliyiz. Hizmet çıtası AB standartlarını yakalıyor. Yani "önce insan" anlayışı yerleşiyor. Şüphesiz, daha noksanlarımız var. Uygulamalar kesintiye uğramadığı sürede bu noksanlıklar da giderilecektir.

Kamuoyu, bu gelişmeleri kendine dönük değişimlerde gözlerken, bir de olayın öbür yüzü olduğunu ve perde arkası gelişmeleri, çoğu kez atlıyor. Bu anlamda kişisel beklentilerinin ötesine geçen bu "sıçramaların" farkına varmıyor.
Bu konuda sektördeki başarılı gelişmelerin bir yönü, TEPAV (Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı) adlı sivil toplum kuruluşunun araştırmacısı Selin Arslanhan tarafından hazırlanan "Artan Sağlık Harcamaları Temel Sağlık Göstergelerini Nasıl Etkiliyor" başlıklı değerlendirme notunda yer almış.

Söz konusu çalışmada, son 30 yılda sağlık harcamalarının ve temel sağlık göstergelerinin AB'nin gelişmiş ülke düzeyindeki 15 üyesine göre nasıl bir değişim izlediği incelenmiş. Araştırmacı, 1980 yılında Türkiye'nin kişi başına sağlık harcamalarının AB ortalamasının yüzde 9'u olduğunu hesaplamış. 1985 sonrasında ise her yıl kişi başına sağlık harcamaları artış hızı, AB ortalamasının üzerinde olmuş. 1995-2000 dönemi ise sağlık harcamalarının en hızlı arttığı bir dönem olarak çalışmada yer almış. 2000-2003 arasında artış hızı yavaşlamış, 2003'ten sonra ise tekrar hızlanmış. 2007 yılında ise Türkiye'de kişi başına sağlık harcamaları, AB ortalamasının yüzde 26'sına çıkmış. Yani 9 dan 26'ya 17 basamaklık bir sıçrama sağlamış.

Ölüm yaşı yükseliyor, bebek ölümleri azalıyor
TEPAV'ın değerlendirmesinde, yaşam beklentisinin arttığı da yer almış.
Çalışmaya göre 1980 yılında AB'nin 74.2 yıl olan ortalama yaşam sınırı, Türkiye'de 58.1 olmaktaymış.1980-2008 döneminde ise bu sınır hızla artarak, 72.1 yıla yükselmiş.
Öte yandan, 1980'den itibaren bebek ölüm oranı da hızla düşüşe geçmiş. 1980-2007 döneminde sağlık harcamaları ve bebek ölüm oranı AB ortalamasını yakalamış.

Aile hekimliğindeki sorunlar
Bu arada sırası gelmişken bazı bürokratik eksikliklerin de sektörde "lekeler" yarattığını dile getirmek isterim. Önemli bir reform olarak kabul ettiğim "aile hekimliği" çalışması başlatıldı ancak henüz teknik ve bürokratik işlemler hazır olmadığından, sağlık merkezlerine giden vatandaşlar eskiye göre daha fazla vakit kaybediyor, yönlendirecek yetkili bulamıyor ve kargaşa yaşıyorlarmış. Öncelikle bağlı oldukları sağlık merkezleri ve aile hekimleri eskiye göre adreslerine çok farklı uzaklıkta tespit edilmiş. Yani dağıtımlar rastgele belirlenmiş. Aile hekimlerine bilgisayarla reçete derleme eylemi tam oturmadığından, bir hastanın hekimle sadece ilaç yazdırma eylemi en iyimser 10 dakikayı buluyormuş. Bu nedenle hekim kapılarında uzun kuyruklar oluşuyormuş. Emekli ve yaş ortalaması yüksek hastalar yeni stres baskısı yaşıyor, tansiyonları yükseliyormuş. Bunlar da güzelliklere gölge düşüren lekeler oluyor...

Çakma demokratlar
Daha çok demokrasi amaçlayan Anayasa değişikliğine ilişkin referandum yaklaştıkça "hayır" cephesinde "antidemokratik" baskı şiddetini artırıyor. CHP Milletvekili Eşref Erdem "Benim oyum evet olacak" deyince parti disiplin kuruluna verildi. Anlaşılmaz bir mantık. Hem de "en demokrat benim" iddiasında bulunan bir siyasi kurumun akıllara özür bir tutumu. Sayın Erdem de haklı olarak yüreğini verdiği partisinden, yüreğini parçalayanlar yüzünden istifa etti. Benzer bir durumda DP'de yaşanıyor. Eski Genel Başkan Süleyman Soylu da "evetçi" kervanına dahil olacağını açıkladı. Buna çok sinirlenen parti yönetimi Soylu'yu disiplin kuruluna vereceklerini belirtti. Bu durumda Soylu da istifa eder. Özgür düşüncesine "perde" çekenlere tıpkı Erdem gibi ders verir. Bu durum aynı şekilde "evet" cephesi için de geçerlidir. Bu arada yapılan bir araştırmaya göre, CHP ve DP'nin yüzde 7-8 oranındaki partilisi de, "Anayasa değişikliğine evet" diyecekmiş.

GÜNÜN SÖZÜ: Evvelden görmek, hakim olmak demektir. Pascal

Ömer Faruk GÜNEL

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA