SAĞLIK PERSONELİ İŞ GÜVENCESİ İSTİYOR

Sendikadan yapılan yazılı açıklamada, 22–28 Kasım tarihlerinin ''Ağız ve Diş Sağlığı Haftası'' olarak kutlandığı bu günlerde diş hekiminden hemşiresine, diş teknisyeninden, taşeron işçisine kadar tüm çalışanların ''isyan noktasına geldiği'' ileri sürüldü. Ağız ve diş sağlığının önemli halk sağlığı sorunlarından biri olmasına rağmen koruyucu hizmetlerin yok denecek kadar az olduğu vurgulanan açıklamada, ağız ve diş sağlığının diğer sağlık hizmetlerinde olduğu gibi piyasa koşullarına terk edildiği kaydedildi.

Vatandaşların, personel ve fiziki mekan yetersizliği, zamanında muayene olamama, çok sıra bekleme, tedavisini zamanında yaptıramama gibi ciddi sorunlar yaşadığı belirtilen açıklamada, şunlar ifade edildi: ''Hükümetin istihdam politikaları çalışanları; 4-A, 4-B, 4924'lü sözleşmeliler, taşeronlar olarak farklılaştırmıştır. Aynı işi, aynı koşullarda yapanlar arasında ciddi ücret farklılıkları vardır. Hekim başına günde 30–80 hasta düşmekte ve sağlıklı hizmet verilmesi zorlaşmaktadır.

Yoğun tempo, hekimi ve tüm sağlık personelini yıpratmaktadır. Diş hekimi, hemşire, temizlik personeli, veri elemanı, hasta ve hasta yakınları ile birlikte aynı ortamda, yetersiz polikliniklerde çalışılmaktadır. Özel diş laboratuvarlarından alınan hizmetlerde kalite sorunu yaşanmasına rağmen, hekime laboratuvar seçme özgürlüğü tanınmamaktadır. Yataklı tedavi yapılmadığı gerekçesi ile çalışanların öğle yemeği ücretlendirilmektedir. Radyoloji teknisyen-tekniker yetersizliği nedeniyle radyoloji birimlerinde, sterilizasyon birimlerinde taşeron işçiler çalıştırılmaktadır. Temel ücretler düşük tutularak, çalışanlar emekliliğe yansıtılmayan ek ödemeye (döner sermaye) mahkum edilmektedir.''

Diş teknisyenlerinden, 22 iş günü içinde 33 parça protez, 22 parça tamir ve besleme yapmasının istendiği belirtilen açıklamada, Avrupa standartlarında bu sayının 25 parça olduğu belirtildi. Diş protez laboratuvarlarında kullanılan kimyasal maddelerin, uykusuzluk, aşırı yorgunluk, konsantrasyon bozuklukları, boyun ve bel fıtıkları, işitme ve görme bozuklukları, bileklerde sinir sıkışması, ileri derecede göğüs hastalıkları (Silikozis, akciğer kanseri), çeşitli cilt problemlerine yol açtığına dikkat çekilen açıklamada, buna rağmen birçok birimde önleyici tedbirlerin yeterince alınmadığı kaydedildi.

Öneriler
Ağız ve diş sağlığı konusunda koruyucu hizmetlerin öncelikli olarak ve kamu hizmeti şeklinde sunulması gerektiği ifade edilen açıklamada, diş hastanelerinde, ağız ve diş sağlığı merkezlerinde hizmet sunan tüm personelin tek statüde ve iş güvenceli olarak çalıştırılması istendi. Açıklamada yer alan diğer öneriler şöyle:

''Tüm çalışanlar tek statüde ve iş güvenceli çalıştırılmalı, personel eksikliği kadrolu personel alımı ile giderilmelidir.
Temel ücretler yükseltilmeli, ücret ve döner sermaye adaletsizliğine son verilmelidir.
Çalışma ortamları iyileştirilmeli, hekim başına düşen hasta sayısı azaltılmalıdır.
Hizmet verilen tüm birimlerin fiziki koşulları ve hijyeni sağlığa uygun hale getirilmeli ve çalışma koşulları iyileştirilmelidir. Özellikle diş protez laboratuvarlarındaki düzenlemeler acilen hayata geçirilmelidir.

Koruyucu diş hekimliği hizmetleri için ayrı birimler oluşturulmalıdır.
Kullanılan sarf malzemelerinin alımında tabiplerin ve teknisyenlerin görüşleri alınmalı, ucuz sarf malzemesi değil, kaliteli sarf malzemesi temin edilmelidir.
Çalışma koşulları, yoğunluğu ve çalışma süreleri göz önüne alınarak, yemekler kaliteli ve ücretsiz olmalıdır.''