05 Kasım 2024
  • Ankara-1°C
  • İstanbul10°C
  • Bursa6°C
  • Antalya14°C
  • İzmir9°C

SAĞLIK BAKANI’NI EN ÇOK ÜZEN İKİ KONU SEZARYEN VE ANTİBİYOTİKLER

Bakan Müezzinoğlu, başlarını önlerine eğmelerine neden olan iki konunun sezaryen doğumları ve antibiyotik kullanımındaki artış olduğunu söyledi.

Sağlık Bakanı’nı en çok üzen iki konu sezaryen ve antibiyotikler

03 Nisan 2015 Cuma 17:51

Diyalog / Abbas Güçlü

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu önceki gece Genç Bakış’ta Medipol Üniversitesi öğrencilerinin sorularını yanıtladı. Sağlık çalışanlarına mayısta atama müjdesi veren Bakan Müezzinoğlu, başlarını önlerine eğmelerine neden olan iki konunun sezaryen doğumları ve antibiyotik kullanımındaki artış olduğunu söyledi. İşte programdan satır başları:    

Grip ölümleri?

Geçen hafta grip sebebiyle günlük 60 civarında hasta yatırırken, bu hafta yarı yarıya düştü. Kaybettiğimiz hastalarımızın üçte biri 65 yaş üzeri. Diğer üçte biri kronik rahatsızlığı olan ve enfeksiyona direnci az olan hastalarımız. Diğer üçte biri ise tamamen genç ve sağlıklı. En önemli şey hijyen. El hijyeni, bir de yorgunluk ve kırgınlığı hissettiğimiz an bol sulu gıdalar alarak kendimizi yüzde 70 güvence altına alırız.

Aile hekimleri

Aile hekimliği uygulamamızda bütün sıkıntılarına rağmen vatandaşımızın yüzde 85 memnuniyeti var. Türkiye’nin son 7 yıldır başarılı sağlık hizmetlerinin yürümesinde aile hekimleri çok önemli bir fonksiyon üstlendi. Aramız onlarla bir nedenden dolayı açıldı. O da cumartesi hizmet vermeleriyle ilgili düzenleme yap tık. Orada onlar o uygulamada zorlanıyorlar. Şu an en önemli sorun aile hekimlerinin sayısındaki yetersizlik. 2500 vatandaşımıza 1 aile hekimi vermemiz gerekirken biz şu anda 3750, 3800 vatandaşımıza 1 aile hekimi verebiliyoruz.

İlaç kullanımı

Döviz yükseldi diye ilaç bulunmuyor değil. Biz Türkiye’de bulunmayan ilaçları veya SGK’nın geri ödemesinin olmadığı ilaçları, reçete edildiğinde, Türkiye Eczacılar Birliği kanalıyla yurtdışından getiriyoruz. 2008’de bu şekilde Türkiye’de bulunmayan ilaçlar için ödediğimiz para 50 milyon TL iken, 2014’te ödenen para 1 milyar 250 milyon TL.    

Bilinçli ilaç kullanmayı toplumumuza yerleştirmemiz gerekiyor.

220 yeni hastane

Şu anda devlet olarak 36 bin yatak kapasiteli 220 tane hastane yapıyoruz. Dünyanın hiçbir ülkesinde 36 bin yatak kapasiteli 220 tane hastane yapan ülke yok. Geçtiğimiz 10 yılda 40 bin kapasiteli hastane yaptık.

Yalnız hastaya bakmıyoruz. Hasta yakını bizim için daha büyük sorun. Hasta yakını hastadan daha meraklı ve daha heyecanlı, daha gergin oluyor. Dolayısıyla, hasta yakınını tedavi etmemiz ve yönetmemiz gerekiyor. Her gün 1 milyon 100 bin kişiye sağlık hizmeti sunuyoruz. Hiçbir gelişmiş ülke Türkiye’yi bu anlamda yakalayamamıştır.

Evde bakım

510 bin civarında evde bakım hizmeti alanında hastamıza hizmet veriyoruz. Evde sağlık hizmeti verirken evin hizmeti, evin hijyeni orada yerel yönetimlere ihtiyacımız var. Ailenin sosyal desteğe ihtiyacı var. Evde hijyenle ilgili ihtiyaç varsa belediyelerimizin desteği, sosyal bir desteğe ihtiyacı varsa, Sosyal Politikalar Bakanlığı ile bir bütüncül hizmeti sunmanın adımlarını da atıyoruz. Önümüzdeki 2 yıl içinde 510 bin sayısını 1 milyona çıkarmayı planlıyoruz. Hükümetimize bunu sunduk. 7 ilde pilot uygulamalara girildi.

Elektrik kesintisi olduğunda, sağlık alanında hiçbir sıkıntımız olmadı. Ne aşılarla ilgili ne de başka bir şey. Evde sağlık hizmeti verdiğimiz 182 veya 186 hastayı, evde solunum cihazlarından dolayı hemen hastaneye transfer ettik.     

30 bin yeni personel

Sağlık Bakanlığı olarak biz 14 bin 500 civarında hekim dışı hemşire, ebe, sağlık elemanı, laboratuvar uzmanı memur kadrosuna alacağız. 10 bin 200 civarında mayıs ayında alınacak. Yıl itibarıyla dağılımı olacak. Hizmet alımıyla 11 bin küsur alacağız. Toplamda 26 bin civarı sağlık çalışanını istihdam edeceğiz. 4 bin civarında da hekim alırsak 30 bin kişi sağlık personeli olacak.

Sezaryen doğumlar?

Mahcup olduğunuz, başımızı öne eğdiğimiz iki alan ne diye sorarsanız; ilki sezaryen oranları, diğeri de antibiyotik ve bilinçsiz ilaç kullanımı. Sezaryen oranlarında artışın durduğunu ama düşme başlamadığını görüyoruz. Önümüzdeki günlerde müeyyideler de uygulamaya başlayacağız. İşin doğal olanı, tabii olanı normal doğumdur. Sezaryeni ne hekim teşvik etmeli ne de hasta talep etmeli. Uzman ebeliği getiriyoruz. Doğumu onlarla yürütmeyi düşünüyoruz. Normal doğumların birçoğunu ebeler yapabilir.

Sezaryenle ilk doğumunu yapan 2 yıl sonra normal doğum yapabilir. Antibiyotik kesinlikle doktor reçetesiyle verilmeli. Daha çok bilinçlenmeyle bunun önüne geçebiliriz.    

Ruh sağlığımız?

Dünyanın ruh sağlığı uzun süredir bozuldu. İnsanlar bir bütündür. Matematiksel değildir. Ruhen gelişim için toplum ve birey olarak yatırım yapmak gerekir. Kadınların duygu dünyaları daha geniştir. O nedenle ruhsal sorunları daha yoğun yaşarlar. O yüzden onlarda antidepresan ilaç kullanımı daha fazla oluyor.

Kanser riski?

Türkiye son 10 yılda 70 olan yaşam süresini 76’ya uzattı. Teşhis alanlarını ve imkânlarını çoğalttı. Erken teşhis ve tedavi alanında gelişmeler oldu. Kanser teşhis sayılarında artış var. Tütün, sağlıksız beslenme yani obezite ve hareketsiz yaşam kanser riski anlamında büyük bir yere sahip. Bunlardan uzak durduğumuz takdirde kanser riski azalmış olur.
2 bin 200 civarında tiryakimiz sigarayı bıraktı. Tütünle mücadelemizde çok büyük başarıya ulaşacağız.    

Hemşirelik zorlaşıyor

Ülke olarak hemşire açığımızı kapatabilmek için ikinci defa sağlık meslek liselerine hemşire olabilme hakkını tanıdık. 50 bin hemşire açığımız vardı. Sonra talep fazlası oluştu. 2014’ten itibaren lisans mezunu olmayan hiç kimse hemşire olamayacak. Sağlık meslek lisesine kayıt olup mezun olanlar da sağlık alanında yardımcı personel olacak.

Özetin özeti: Sağlıkta çok yol kat edildi ama alınacak daha çok yol var...

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA