SAĞLIK BAKANI AKDAĞ, NEW YORK'TA: ÖZELLERE YÜZDE 30 SINIRI

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Türkiye'de 112 acil yardım sistemini, yardım talebine "itfaiye, sağlık ve polis ekiplerinin" aynı anda yanıt verebilmelerine imkan sağlayacak şekilde tek merkezli yapmayı planladıklarını söyledi.

AA-Bakan Akdağ, New York'ta Türkevinde tıp, biyoloji, eczacılık ve mühendislik alanlarında çalışan Türk toplumu üyeleriyle buluştu, Türkiye'deki sağlık sistemini anlattı ve onların sorularını yanıtladı.

New York'taki temasları çerçevesinde ABD'deki acil arama servisi olan 911 sistemini yardımcılarıyla birlikte incelediklerini belirten Akdağ, Türkiye'de 112 sisteminde de çok ciddi mesafe aldıklarını ve sistemi oldukça yaygınlaştırdıklarını anlattı. Akdağ, Türkiye'de 112 sisteminin kırsal alanlara da yayıldığını belirterek, paletli kar araçları sayesinde ve köy yollarının son 5 yılda son derece iyiye gitmesi dolayısıyla artık Doğu Anadolu'dakiler dahil ulaşılamayan köy kalmadığını söyledi. Akdağ, bu kapsamda hava ambulans sistemi de kuracaklarını belirterek, "2 yıl içinde 20 helikopterlik bir filoya sahip olacağız, buna 3-4 tane de uçak ekleyeceğiz" dedi.

Bakan Akdağ, bir soru üzerine New York'taki acil yardım sisteminin eksik yanları olduğunu da gördüklerini, Türkiye'de 112 sisteminin hastaların nakillerinde "tek merkez ve tek patron" haline getirilmesini amaçladıklarını anlattı. Akdağ, Antalya'da uyguladıkları pilot projeyi Türkiye'ye yaymayı amaçladıklarını da belirterek, acil yardım araması durumunda başvuruya "itfaiye, sağlık ve polis ekiplerinin aynı anda yanıt vermesini" amaçladıklarını, Türkiye'de sistemin şu an 3 dalda ayrı ayrı işlediğini söyledi.

Akdağ, New York'ta ise acil yardım talebine ilkin itfaiyenin cevap verdiğini, itfaiye ekiplerinin daha sonra sağlık ve polis ekiplerini aradığını, bunun da zaman kaybına yol açtığını söyledi.

Acil yardım sistemi incelemeleri dışında New York'ta bazı hastaneleri ziyaret edeceklerini, sigorta sistemleri ve aile hekimliğinin işleyişini yerinde göreceklerini söyleyen Akdağ, kendisine eşlik eden ekipteki bazı uzmanların da Türkiye'deki bazı hastanelerin kampüs tasarımları konusunda Amerikalı bir firmayla görüştüklerini, bu çerçevede söz konusu tasarım projelerinin Ankara'da Bilkent ve Etlik ile İstanbul ve Kayseri'de uygulanacağını söyledi.

Bakan Akdağ, Türkiye'de son 5 yılda sağlık alanında son derece ciddi bir sistem değişikliğinin meydana geldiğini, bu kapsamda son 3 yıldır sosyal güvenlik kurumunun artık özel sektörden yaygın biçimde hizmet aldığını anlattı.

Koruyucu sağlık hizmetlerine büyük önem verdiklerini anlatan Akdağ, Türkiye'de anne ölümlerini yüz binde 22'lere, bebek ölümlerinin de binde 20'lerin altına düştüğünü belirterek, zengin bir ülke olan ABD'de bebek ve anne ölümlerinin Avrupa'dan daha yüksek olduğunu söyledi.

Türkiye'de sistemi aile hekimliğine çevireceklerini belirten Akdağ, 16 milyon nüfusta uygulamalara başladıklarını, bu yıl içinde 35 milyona ulaşacaklarını, 2010 yılında ise tüm nüfusta aile hekimliği sistemine geçeceklerini söyledi.

"Artık Türkiye'de hastane kapısına gidip de oradan dönen insan hemen hemen yok" diyen Akdağ, sağlığa çok büyük para harcamadıklarını da vurguladı. Sağlığa harcanan paranın Türkiye'nin gayrisafi yurt içi hasılasının yüzde 6'sına denk geldiğini söyleyen Akdağ, bunun ABD'de ise yüzde 15'lere ulaştığını söyledi.

"Ancak parayı iyi kullanmaya başladık" diyen Akdağ, kişi başına sağlığa harcanan paranın Türkiye'de ortalama 500 dolar, ABD ise 6000 dolar civarında olduğunu, buna rağmen Amerikalıların hastane kapılarında kalabildiklerini söyledi. Akdağ, bu kapsamda bir örnek de vererek, Türkiye'de MR çekimlerinin 50 dolar olduğunu, ABD'de ise 600-800 dolar arasında değiştiğini söyledi. Akdağ bu kapsamda Türkiye'de yüksek teknolojinin kullanımı açısından hastanelerde Avrupa'daki gibi "bekleme listelerinin" bulunmadığını söyledi.

Sağlık Bakanı Akdağ, Türkiye'de yetişmiş elaman ve doktor sıkıntısının olduğunu belirterek, ultrason çeken radyologlar yerine teknisyenlerin bu işi yapmalarına ya da gözlük reçetesi veren teknisyenlerin yetişmesine önem vermeyi düşündüklerini belirtti.

-"DOKTOR SAYISI OLMASI GEREKENİN YARISI KADAR..."-

Akdağ, yine bu çerçevede Türkiye'de "doktor sayısının olması gerekenin yarısı kadar, hemşire sayısının da olması gerekenin beşte biri kadar" olduğunu vurgulayarak, hem ABD'de uzmanlık yapmış Türk doktorların denkliklerinin Türkiye'de kabul edilmesine hem de yabancı doktorların Türkiye'de doktorluk yapabilmelerine önem verdiklerini ve bunun yakında gerçekleşeceğini söyledi.

Bakan Akdağ, bir soru üzerine, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından geri gönderilen yasa tasarısını yeniden gündeme getireceklerini, ancak yabancı doktorların Türkçe bilmelerine ve eğitim durumlarının son derece iyi olmasına özel önem vereceklerini söyledi. Akdağ, "Türkiye'de Türkçe bilmeyen doktorluk yapamaz" dedi ve bu kapsamda dünyada tüm ülkelerde yabancı doktorların görev yaptıklarını kaydetti.

"Türkiye'de kamu hastaneleri herkese açık" diyen Akdağ, doktorlar ve sağlık görevlileri olmak üzere kamu hastanelerinde çalışanların ücretlendirme politikasını da iyi yönde değiştirdiklerini ve ücretleri ek ödemelerle birlikte yeni sistem dahilinde verimlilik esasına göre epey artırdıklarını belirtti. Akdağ, bu kapsamda hastanelere de kurumsal kalite puanı verdiklerini söyledi.

Akdağ, özel hastanelerin hastalardan aldıkları ücretleri de sınırlayacaklarını belirterek, yeni hazırladıkları kanun tasarısına göre hastalardan alınacak paranın sosyal güvenlik kurumu tarafından belirlenen rakamın en fazla yüzde 30 kadar üzerine çıkmasına izin verileceğini söyledi.

Akdağ, Türkiye'de hem kamu hem de özel sektörde çalışan doktorların artık iyi paralar kazandıklarını da belirterek, "Artık buradaki Türk doktorların yurda dönme vakitleri geldi, Türkiye çok cazip" dedi.

Sağlık Bakanı Akdağ, "Türkiye'de doğum kontrolüyle yapılanlarla" ilgili soru üzerine, artık literatürde "doğum kontrolü" yerine "üreme sağlığı" ve onun alt başlığı olarak da aile planlaması kavramlarının kullanıldığını anımsattı. Bu alanda Türkiye'de çok güzel işlerin yapıldığını anlatan Akdağ, Türkiye'de 2003 rakamlarına göre doğurganlık hızının yüzde 2.1 olduğunu, 2008 rakamlarının da yakında açıklanacağını söyledi. "Türkiye bu hususta tam kıvamını bulmuş bir ülkedir" diyen Akdağ, doğurganlık oranının bunun aşağısına düşmemesi gerektiğini söyledi. Avrupa'da nüfusun korkunç bir şekilde yaşlandığına dikkat çeken Akdağ, gelişmiş ülkeler içinde bir tek ABD'de doğurganlık hızının iyi olduğunu ve bu sıkıntının yaşanmadığını belirtti. Akdağ, bu kapsamda nüfus kontrolüne değil, anne ve bebek sağlığına özel önem verdiklerini söyledi.

Akdağ, "Türkiye'de ilaçların fazla verilmesiyle" ilgili soru üzerine ise bu konuda son dönemde ciddi önlemler alındığını, almaya devam edeceklerini, bu sorunun tüm ülkelerin sorunu olduğunu söyledi. Akdağ, ABD'den örnek vererek, ABD'nin 650 milyar dolarlık dünya ilaç pazarının 250 milyar dolarını kendisinin kullandığını, yani dünyadaki ilaçların bedel olarak yüzde 40'ının ABD'de kullanıldığını vurguladı. Türkiye'de aile hekimliği uygulanmasının fazla ilaç verilmesi ve kullanımını da engelleyeceğini söyledi.

Akdağ, bir soru üzerine Sağlık Bakanlığı olarak değişik ülkelerdeki sağlık sistemleri incelediklerini, farklı örneklerin akılcı olanlarından yararlandıklarını, ancak sonuçta kendi sistemlerini kendi şartları içerisinde kendilerinin oluşturduklarını vurguladı.