22 Kasım 2024
  • Ankara9°C
  • İstanbul9°C
  • Bursa9°C
  • Antalya16°C
  • İzmir17°C

PSİKOLOJİK DESTEK KANSER TEDAVİSİNİN ÖNEMLİ BİR PARÇASI

Medicana International İstanbul Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Gürbüz: Günümüzde sadece fiziksel değil psikolojik ve psikiyatrik desteğin sağlandığı ruhsal mücadele de kanser tedavisinin bir parçası olmuş durumda

Psikolojik destek kanser tedavisinin önemli bir parçası

21 Kasım 2017 Salı 14:57


Medicana International İstanbul Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Murat Gürbüz, sadece fiziksel değil psikolojik ve psikiyatrik desteğin sağlandığı ruhsal mücadelenin de kanser tedavisinin bir parçası olduğunu bildirdi.

Gürbüz, kanser tedavisi gören hasta ve yakınlarının psikolojik yol haritasına ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Kanserin modern tıptan daha eski bir hastalık olduğuna değinen Gürbüz, yaygınlığı giderek artan kanserin tanı ve tedavisinde çok yol alındığını, artık birçok kanser türünün tamamen tedavi edilebildiğini dile getirdi.

Ancak halen kanserin hafızalarda hep korku verici, ağır bedensel kayıplara ve fiziksel acılara neden olan, ölümcül bir hastalık olarak yer almaya devam ettiğini aktaran Gürbüz, "Günümüzde sadece fiziksel değil psikolojik ve psikiyatrik desteğin sağlandığı ruhsal mücadele de kanser tedavisinin bir parçası olmuş durumda. Çünkü kanserde psikiyatrik hastalıkların yaygınlığı yüzde 50 civarında. Bunların çoğu kanserin kendisine ya da tedavilerine bağlı gelişiyor. Yani her iki kanser hastasından birinin aslında bir psikiyatrik desteğe ihtiyacı var." ifadelerini kullandı.

- "Psikososyal destek çok önemli"

Depresyon, üzüntü ve yoğun stres yaşamanın ya da bazı kişilik özelliklerinin kansere daha yatkın olduğu yönünde yanlış inanışlar bulunduğunu anlatan Gürbüz, ancak yapılan bilimsel çalışmalarda bu gözlemlerin bilimsel bir dayanağı olmadığının tespit edildiğini belirtti.

Murat Gürbüz, kansere uyum sağlamada rol oynayan faktörlere ilişkin şu bilgileri verdi:

"Kişilik özellikleri, bireyin başa çıkma becerisi, benlik gücü, kişinin kanser tanısı aldığı dönemdeki gelişimsel düzeyi ve o gelişimsel düzeyde kanser tanısı almanın o birey için anlamı, algılanan sosyal destek ve sosyoekonomik düzey kansere uyum sağlamada rol oynayan bireysel faktörleri oluşturuyor. Örneğin 20'li yaşlarda meme kanseri tanısı alma, 60 yaşından sonra meme kanseri tanısı almadan farklı anlamlar taşıyabilir. İlkinde evlilik, üretkenlik, üreme ve beden algısıyla ilgili kaygıların daha yoğun yaşanacağı beklenebilir. Kanser hastasının tanısı, kanserin yerleşim yeri ve evresi, hastalık belirtilerinin özelliği ve şiddeti, hastalığın gidişi, uygulanan tedavi ve yan etkileri, hastalığın hastada yeti yitimine neden olup olmaması kansere uyum yapmada hastalıkla ilişkili faktörlerdir."

Gürbüz, psikososyal desteğin neredeyse hastaların tamamı için çok önemli olduğunu vurguladı.

Bu konuda hem Türkiye Psikiyatri Derneği hem de Psiko-Onkoloji Derneği gibi önemli kurumların çalışmalarının, tüm ruh sağlığı profesyonellerine kılavuzluk ettiğini aktaran Gürbüz, hasta ve yakınlarını bilgilendirme, destekleme ve yönlendirmenin kanserle mücadelenin ruhsal ayağında önemli olduğuna işaret etti.

- Hasta, kanser tedavisinde kendine nasıl davranmalı?

Medicana International İstanbul Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Murat Gürbüz, kanser tedavisi gören kişinin kendisine nasıl davranması gerektiğine ilişkin, şunları kaydetti:

"Hastanın kendini umursama hakkı var. Bu bencillik değildir. Hastalığı atlatabilmesi için kendine iyi davranması lazım. Gücünün sınırlı olduğunu bilerek diğer insanlardan yardım isteme hakkı var. Kızgın olmaya, depresif olmaya, kızgınlığını, zorlandığını, duygularını açıklama hakkı var. Hastalığı ile ilgili olan kısım dışında kendi yaşamının diğer bölümlerini de sürdürme hakkı var. Bazı şeyleri sadece kendi için yapma hakkı var. Çevresindekilerin ona kendini suçlu ya da kızgın hissettirme girişimlerini reddetme hakkı var. Hastalığı için yaptıklarıyla ilgili geri bildirim isteme, affedilme, kabullenilme, sevilme, bağlanma, önemsenme hakkı var. Yapabildikleriyle gurur duyma, hastalığıyla ilgili ihtiyaçlarını karşılayabildiğinde kendini alkışlama hakkı var. Tam gün yardıma ihtiyaç duymadığı zamanlarda kendini ayakta tutabilecek bir yaşama ve bireyselliğini koruma hakkı var."

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA