PROF. DR. MİKDAT KADIOĞLU, KURAKLIKLA GELEN TEHLİKELERİ VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİ ANLATTI:
"Önümüzdeki yaz döneminde orman yangını ihtimali yüksek olacak öngörüsüyle ihale yapmak, orman işçisi kadrosu oluşturmak, uçak kiralamayı planlamak lazım"
06 Nisan 2022 Çarşamba 11:10
''Madem ki su para kadar kıymetli ve önemli, o zaman para gibi suyun da bütçesi yapılmalıdır. Nasıl ki mali yılın başı 1 Ocak ise su yılının başı da 1 Ekim olmalı"
"2050-2080 yılına kadar tropikal hastalıkların tüm Avrupa'ya yayılması, yani küresel ısınmayla beraber haşere, böcek ve hayvanlardan insanlara geçen hastalıklarda çok fazla bir artış bekleniyor"
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, kuraklıkla birlikte orman yangınları, susuzluk ve hayvanlardan insanlara geçen hastalıklardaki artışın nedenlerini ve çözüm önerilerini anlattı.
Küresel ısınmayla birlikte yaşanan iklim değişikliği, doğal afetlerin sayısını ve şiddetini artırırken, kuraklığı ve kuraklığa bağlı problemleri de tetikliyor.
Kuraklık, tarımda verimsizliğe neden olmasının yanında, orman yangını, susuzluk ve hayvanlardan insanlara geçen hastalıkların da sorumlularından.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Kadıoğlu, orman yangınlarının hava sıcaklığıyla yakından ilişkili olduğunu hatırlatarak, özellikle yüksek basınç merkezlerinin oturduğu zamanlarda riskin arttığını söyledi.
Orman yangınlarının kış aylarından itibaren anlaşıldığını aktaran Kadıoğlu, "Daha doğrusu ekim ayında anlaşılıyor çünkü ekim ayı su yılının başıdır. Su yılının başından itibaren kuraklığı ve yağışları takip edeceksiniz. Bir yerde ekim, kasım, aralık, ocak ve şubatta çok fazla yağmur yağmıyorsa, normalin bekleneninden aşağıda yağmur yağıyorsa, kuraklık var demektir. Bu bölgeler yazın yanmaya açık yerlerdir, durumu önceden görmek gerekiyor." dedi.
Kadıoğlu, "Önümüzdeki yaz döneminde orman yangını ihtimali yüksek olacak öngörüsüyle bu kapsamda ihale yapmak, orman işçisi kadrosu oluşturmak, uçak kiralamayı planlamak lazım." önerisinde bulundu.
Orman yangınlarından sonra başlayan ağaçlandırma projelerinin çok önemli olduğunu vurgulayan Kadıoğlu, ağaçlandırma yaparken yangınlara dayanıklı ağaç türlerine yönelinmesi gerektiğini bölgeye uygun olan karma ağaçların tercih edilebileceğini ifade etti.
Kadıoğlu, 2012'de Birleşmiş Milletler (BM) Kalkınma Ajansına yazdığı "Türkiye'de İklim Risk Yönetimi" isimli raporda Türkiye'de afetlerin sayısına ilişkin çalışma yaptığını anımsatarak, "Bu raporda gördük ki Türkiye'deki meteorolojik afetlerin sayısı, dünyada olduğu gibi artış gösteriyor." dedi.
Her türlü doğa afetlerinde olduğu gibi orman yangınlarından önce gerekli önlem alınması gerektiğine dikkati çeken Kadıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünyaya paralel olarak iklim değişikliğinin meteorolojik afet sayısındaki artışını Türkiye'de de görebiliyoruz. En önemli artış ise dolu yağışları ve orman yangınlarında var. Orman yangınları ve dolu gibi hadiselerin erken uyarı sistemleri geliştikçe afetlerin sayılarındaki artışa rağmen yaptıkları hasar ve yıkım azalıyor. Yani daha çok insan uyarıları dikkate alıp uyum sağladığı zaman daha az can kaybı oluyor ama mal kayıplarında önlem alınamıyor. Bağ, bahçe ve araba gibi malımızı ve ormanlarımızı maalesef afetlerden kaçıramıyoruz."
- "Yerel yönetimlerin su bütçesi yapması lazım"
Kuraklıkla birlikte beliren susuzluk tehlikesi hakkında da konuşan Kadıoğlu, dünyanın 2/3'nün su ile kaplı olduğunu, yerkürede bulunan suyun yüzde 97.5'inin okyanuslarda bulunan tuzlu sulardan oluştuğunu, geriye kalan yüzde 2,5 oranındaki tatlı suyun büyük bir kısmının kutuplarda buzul ve çok derin jeolojik tabakalarda yeraltı suyu olarak bulunduğunu belirterek, Türkiye ve dünyada tatlı su oranının az olduğunu vurguladı.
Türkiye'de sularla şehirlerin yerlerinin farklı olduğuna dikkati çeken Kadıoğlu, şunları kaydetti:
"Su olan yerlerde yerleşim yok, su olmayan yerlerde de büyük kentler var. Tatlı su Türkiye ve dünyada zaten çok az. İstanbul'daki barajların sayısı belli, küçücük bir yer, üç tarafı deniz ama 20 milyona yakın nüfusu olduğu için suyu temin etmek zorlaşıyor. Bu nedenle Türkiye'nin farklı bölgelerinden İstanbul'a su taşıyoruz. Böylece su çok pahalı bir hale geliyor çünkü büyük bir enerji ve pompalarla suyu getiriyoruz, sorun daha da büyüyor çünkü su getirdiğimiz bölgedeki insanlar susuz kalıyor."
"Paradigmaları değiştirmemiz lazım"
"Taşıma suyla kentler dönmez, kentleşmeyi de su kaynaklarına göre yapmak gerekiyor çünkü bu anlayışı yıkmamız lazım" ifadelerini kullanan Kadıoğlu, şöyle devam etti:
"Yani biz suyu yönetmiyoruz, su bizi yönetiyor. Daha doğrusu suya olan talep yönetiyor. O yüzden bilimsel olarak olaya yaklaşmak gerekiyor. Çeşit kuraklıklar var, bunlardan en önemlisinin zihniyet kuraklığı olduğunu görüyorum. Zihniyet kuraklığı var, yeni bir şey yapamıyor ve farklı yöntemler geliştiremiyoruz. Hep ezberlerden gidiyoruz, aynı yanlışları yaparak doğru sonuca ulaşmayı bekliyoruz ki ulaşamıyoruz. Sorumsuz bir duruma girdik, çözümsüz bir hale gidiyoruz onun için paradigmaları değiştirmemiz lazım."
Kadıoğlu, yerel yönetimlere tavsiyelerde bulunarak, "Madem ki su para kadar kıymetli ve önemli o zaman para gibi suyun da bütçesi yapılmalıdır. Nasıl ki mali yılın başı 1 Ocak ise su yılının başı da 1 Ekim olmalı. Nasıl ki 1 Ocak'ta bütçe devreye sokulur, 1 Ekim'de de İSKİ gibi yerel yönetimlerin kuruluşları, su yılının başında su bütçesini devreye sokmalı. Gördüğüm kadarıyla her sene hazırlanan bir su bütçesi yok, 'Su yılı başı' diye bir kavram kullanılmıyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye'de büyükşehir belediyelerinde meteoroloji mühendisleri bulunmuyor. Belediyelerin meteoroloji mühendisleri ile ilgili bir birim oluşturması lazım ve burada 'Ne kadar yağmur yağdı, toprağın nemi nedir, ne kadar su buharlaşıyor, ne kadar yağmur yağacak, yeraltı suları nedir, akışlar nelerdir?' gibi konuların takip edilmesi gerekiyor." diyen Kadıoğlu, şunları kaydetti:
"Kuraklıkla ilgili karşılaştığımız bir durum olursa örneğin baktık ki 'Yerel yönetimlerin ekim ayı su yılının başı, kasım ayına geldik meteorolojide yüzde 10 oranında kuraklık var. Bu sefer meteorolojik kuraklıkta, 'Kuraklık ile mücadele planımızın bütün paydaşlarla oluşturulması önemli. Yani su bütçesine bakılıp, 'Kimler ne kadar su kullanıyor?' sorusunun ortaya çıkarılması ve kuraklık olduğu zaman suyu nereden sağlayabilirim, hangi sektörden suyu kesebilirim?' gibi kuraklıkla mücadele planlarının devreye girmesi gerekiyor. Ayrıca yerel yönetimlerin yağmur suyu hasadı yapması, vatandaşın çatılardan gelen suları biriktirmesi ve bu çalışmaların teşvik edilmesi gerekiyor. Mesela çeşme suyunu kullanım suyu olarak kullanmaktan vazgeçmemiz, içme ve kullanım suyu olarak ayrıştırmamız gerekiyor."
Türkiye'de iklim değişikliğine uygun arazi planlaması yapılması ve iklim değişikliği ile beraber hangi ürünlerin hangi bölgelerde yetiştirilebileceğinin araştırılması gerektiğini ifade eden Kadıoğlu, "Ürünler bir bölgede yetişiyorsa 10-20 sene sonra aynı bölgede yetişmeyebilir, bunun için nereler tarım alanı olarak kullanıma devam edecekse, oraları koruma altına almamız gerekiyor. Tarım alanlarına bina ve ev yapmamamız gerekiyor. Türkiye'de ezbere gidiyoruz. Su olmayan yerde şeker pancarı yetiştirmek, yalak sularına hücum etmek veya başka yerden büyük masraflara su taşımak sürdürülebilir değil" dedi.
"2050-2080 yılına kadar tropikal hastalıkların tüm Avrupa'ya yayılması bekleniyor"
İklim değişikliği ve kuraklıkla birlikte hayvanlardan insanlara geçen zoonoz hastalıklarda ciddi bir artış beklendiğine dikkati çeken Kadıoğlu "Bunların başında sivrisinek başı çekiyor ki bu hastalıklara tropikal hastalıklar adı veriliyor. Diğer bir önemli konu ise kene gibi hayvanlardan bulaşan hastalıklarda giderek büyük bir artışın olacağı yönünde. Bu durum ise Türkiye'de ileriki yıllarda hayvanlardan insanlara geçen hastalıklarda uzman doktorlara çok ihtiyacımız olacağını gösteriyor." diye konuştu.
İklim değişikliği ile birlikte ısınan havada parazit, sivrisinek ve böceklerin daha erken ortaya çıktığını dile getiren Kadıoğlu, parazit, sivrisinek ve böceklerin larvalarının uzun süre yaşayabildiğini, böylece hayatta kaldıkları sürenin arttığını anlattı.
"Bir de polenler, böcekler sıcaklıkla beraber biraz daha yukarı yani dağlara doğru tırmanıyor. Böylece orman köylüleri ilk defa böcek ve çiçekle karşılaşabiliyor." ifadelerini kullanan Kadıoğlu, şunları söyledi:
"Kene eskiden bir zarar vermezken şimdi Kırım Kongo virüsü veya Lyme hastalığı gibi değişik hastalıklara neden oluyor. Sivrisineği çok küçük bir şey olarak görüyoruz ama dünyanın en tehlikeli hayvanı çünkü yılda 1 milyon insanı öldürüyor. Bu nedenle sivrisineklerin yaydığı tropikal hastalıkları Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından, Güney Doğu Anadolu'da yoğun olduğu gösteriliyor. 2050-2080 yılına kadar tropikal hastalıkların tüm Avrupa'ya yayılması, yani küresel ısınmayla beraber haşere, böcek ve hayvanlardan insanlara geçen hastalıklarda çok fazla bir artış bekleniyor."
- Sağlık Bakanı Memişoğlu, TÜSEB Başkanı Kervan ve beraberindeki heyetle bir araya geldiSağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Türkiye Sağlık Enstitüleri (TÜSEB) Başkanı Prof. Dr. Ümit Kervan ve Türkiye Aşı Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ateş Kara, BioNTech kurucu ortağı Prof. Dr. Özlem Türeci ile bir araya geldi.21 Kasım 2024 Perşembe 18:38SAĞLIK BAKANLIĞI
- Sağlık Bakanı Memişoğlu, 3. Uluslararası Anadolu Ebeler Derneği Kongresi'nde konuştu:Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, yenidoğan çetesine ilişkin, "Çeteyi ortaya çıkartan, onu takiple delillendiren, bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa istenir? Onları yakalattığımız için mi?" ifadesini kullandı.21 Kasım 2024 Perşembe 17:53KONGRE VE KONFERANSLAR
- Ödemiş'te Diyabet Farkındalık Sempozyumu düzenlendiDünya Diyabet Günü etkinlikleri kapsamında Ege Üniversitesi Ödemiş Sağlık Bilimleri Fakültesi'nde 2. Uluslararası Diyabet Farkındalık Sempozyumu gerçekleştirildi.21 Kasım 2024 Perşembe 17:38DİYABET
- Edirne 112 Acil Çağrı Merkezi 10 ayda 54 bin çağrı cevapladıEdirne Sağlık Müdürü Mustafa İshak Yıldırım, 112 Acil Sağlık Merkezinin 10 ayda 54 bin çağrı cevapladığını belirtti.21 Kasım 2024 Perşembe 17:23SAĞLIK BAKANLIĞI
- "Yenidoğan çetesi" davasının duruşması sanık savunmalarıyla devam ediyorİstanbul'da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddia edilen 47 sanığın yargılandığı davanın duruşması sanık savunmalarıyla sürüyor.21 Kasım 2024 Perşembe 17:18BASIN HABERLERİ
- Beypazarı Aile Yaşam Merkezi'nde Ağız ve Diş Sağlığı Semineri düzenlendiBeypazarı'nda "Toplum Ağız ve Diş Sağlığı Haftası" dolayısıyla "Ağız ve Diş Sağlığı Semineri" gerçekleştirildi.21 Kasım 2024 Perşembe 16:53AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI
- Niğde'de 12 günlük bebeğin kalbinde iki büyük atardamar arasındaki açıklık ameliyatla kapatıldıNiğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 12 günlük bebeğin kalbinde iki büyük atardamar arasındaki açıklık ameliyatla kapatıldı.21 Kasım 2024 Perşembe 16:53KALP VE DAMAR CERRAHİSİ
- Muğla'da ambulansın çarptığı kadın öldüMuğla'nın Seydikemer ilçesinde ambulansın çarptığı kişi hayatını kaybetti.21 Kasım 2024 Perşembe 16:43BASIN HABERLERİ
- Van Eğitim Araştırma Hastanesi Tüp Bebek Merkezi çocuk hayali kuranların hizmetindeVan Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde çocuk sahibi olmak isteyenlere hizmet vermek amacıyla kurulan Tüp Bebek Merkezinde ilk aşılama çalışması yapıldı.21 Kasım 2024 Perşembe 16:33SAĞLIK BAKANLIĞI
- Medipol Sağlık Grubunca "Ağız ve Diş Sağlığı Festivali" düzenlendiMedipol Sağlık Grubunca düzenlenen Ağız ve Diş Sağlığı Festivali'nde, ağız ve diş sağlığının önemi vurgulandı.21 Kasım 2024 Perşembe 16:23AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2006 Sağlık Aktüel