24 Kasım 2024
  • Ankara0°C
  • İstanbul5°C
  • Bursa3°C
  • Antalya6°C
  • İzmir7°C

PEHLİVAN: “SAĞLIK BAKANLARI DOKTOR OLDU DA NE OLDU?”

Kartal Harman'ın hazırlayıp sunduğu “Ayaküstü 1 Saat” programının konukları gazeteci ve televizyon yorumcuları Çiğdem Aydın ile Alihan Pehlivan oldu.Pehlivan: “Sağlık bakanları doktor oldu da ne oldu?”

Pehlivan: “Sağlık bakanları doktor oldu da ne oldu?”

16 Mayıs 2016 Pazartesi 09:57

Özge Kizir

Gazeteci Alihan Pehlivan, her meslekten kişilerin farklı bakanlıklar yapabileceğini belirterek, “Örneğin en sıkıntılı sektör sağlıktır. Bugüne kadar doktorun dışında bir bakan gördük mü? Peki en kötü hangi sektör? İşte sektörün içinden gelenler. İlle doktor olan bir kişinin Sağlık Bakanlığı yapması bence problemdir. Bakan sporcu, çevreci, şoför veya gazeteci olabilir” dedi.

Kartal Harman'ın hazırlayıp sunduğu “Ayaküstü 1 Saat” programının konukları gazeteci ve televizyon yorumcuları Çiğdem Aydın ile Alihan Pehlivan oldu.

Gelişmeleri basın mensubu gözüyle değerlendiren Aydın, “Hükümet zaten yeni kuruldu ve aynı zamanda beklenmedik bir hükümet olduğunu düşünüyorum. Çünkü Ulusal Birlik Partisi (UBP) ve Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) hükümetinin, en geniş tabanlı hükümet olarak ülkemizde kendini göstermesi için bir şanstı. Fakat bu şansı iki parti de kullanmadı. CTP ve Demokrat Parti (DP) önce hükümetteydi. Ardından bozuldu UBP ve CTP kuruldu. Onun hemen ardından UBP ve DP kuruldu. UBP ve CTP, yani geniş tabanlı bir hükümetten beklentiler çok fazlaydı. O nedenle ‘beklenmedik’ diyorum, çünkü başarılı olmaları halk tarafından bekleniyordu” şeklinde konuştu.

“Bu hükümeti Türkiye istedi diye mi kurdunuz?”

Hükümetin tavanda kurulup tabanda kurulamadığına dikkat çeken Aydın şöyle dedi: 

“Siyasilerin dediği gibi amaç, halk ve ülke için çalışmaksa ve kendileriyle bu yolu yıllardır yürüyenlere herhangi bir menfaat sağlamak amaçlı değil iseydi ki onlar öyle olduğunu söylüyor, kendi tabanları gerçekte bu şekilde düşünmüş olsaydı zaten istenilen noktaya gelecekti. Belli ki o istenilen noktaya gelemedi. Yani hükümet tavanda kurulup tabanda kurulamadı. Son günlerde CTP gündemi buradaki hükümetin Türkiye üzerinden bozulmasına getiriyor. İster istemez okları birazda Türkiye’ye döndürülmeye çalışıldığını görüyorum. Bu hükümeti Türkiye istedi diye mi kurdunuz? Bu gibi durumda bunu da sorgulamak gerekiyor.” 

“CTP, fiili olarak bozmamış gibi görünebilir ama sürdürülebilir olması için ne yaptığına bakmak gerekir”

CTP ve UBP hükümetin bozulması konusunda değerlendirmede bulunan Aydın, “CTP, fiili olarak bozmamış gibi görünebilir ama sürdürülebilir olması için ne yaptığına bakmak gerekir. Siz fiilen ‘ben bozmuyorum devamlılığını istiyorum’ diyebilirsiniz, ama sürmesi için hiçbir şey yapmazsınız. Hatta bozulması için bir şeyler yaparsınız ve kendiliğinden bozulur. O nedenle bu hükümeti UBP’nin bozduğu konusunda aklımda şüpheler var” dedi. 

“Vatandaştan gelen talebi yerine getirmek için siyasi olarak vatandaşın ne istediğini bilmelisin”

Bakanların yaptığı işte uzman olup olmamasını değerlendiren Aydın, “Bakan yönetir ve koordine eder. Vatandaştan gelen talebi yerine getirmek için siyasi olarak vatandaşın ne istediğini bilmelisin. Ülkenin havasını, insanını ve coğrafyasını doğru tanıyarak, doğru tespitler ve doğru projelerin yürürlüğe girmesi için bakanların aslında bir nevi koordinatör gibi görev yapması gerektiğini düşünüyorum. Bakanlıklar değişebilir veya herhangi bir bakan olabilir ama altında kadroları zaten yıllardır çalışmış teknik ekipleri vardır. Onlar onun devamlılığını sağlayarak doğru yönlendirecek” dedi.

“O kabineyi halk seçecek”

Değişim isterken değişime direnç gösteren bir toplum halinin oluştuğunu vurgulayan Aydın, “Mevcut sistemin sürdürülemez olduğunu tartışıyorsak eğer konu buysa, gazeteciler olarak belki şunu önerebiliriz: siz halkın karşısına siyasi parti olarak çıktığınız zaman kabinenizde hazır olacak. O kabineyi halk seçecek. Seçilen seçilecek ve halkın karşısına çıkarken diyeceksin ki, benim 10 kişilik kabinem budur diyeceksin” ifadesini kullandı. 

“Başımıza ne geldiyse partizanlık yüzünden geldi”

Partide olmasından dolayı iş bekleyenlerin partili olmadığına değinen Aydın, “Başımıza ne geldiyse partizanlık yüzünden geldi. Siyasi parti bayraklarını taşıyanlardan geldi. Bu insanlar başka sebeplerle istifa etmiş. CTP’ye baktığımız zaman Güzelyurt’ta gençlik örgütü ‘istihdamlar bizden yapılmadı’ diye istifa etti. Fakat UBP’de bugün bu istifa gerçekleştiğinde ben UBP’nin genel başkanı olmuş olsaydım partiden men ederim. Çünkü bunlar gerçek partili değiller. Eğer partili oldukları iddiasıyla bu gerekçeyi sunuyorsa demek ki sen partili değilsin” dedi.

Pehlivan: “Vatandaş bunu talep ediyor”

Ülkede yaşanan sistemsizlik sorununa değinen Alihan Pehlivan, “Örnek vermek gerekirse vatandaş geliyor, ‘buyurun sorununuzu çözelim’ diyoruz. ‘Yok ben o kadar yol geldim bakanla görüşeceğim’ diyor. Vatandaş bunu talep ediyor. En yakın örnek Türkiye’ye bakmak gerekirse, orada da böyle bir sıkıntı vardır. Bakanların üzerindeki iş mesaisi çok artıyor. Türkiye bu işin formülünü buldu. Bakan Yardımcısı diye bir konum ortaya attı. Bakan rutin devletin işlerini yaparken, bakan yardımcısı da bölgelerden gelen vatandaşların işlerini koordine etmekle yükümlü oldu” şeklinde konuştu.

“Yaptığı doğru bir şeye ‘bravo’ demek yanlış anlaşılıyor”

Yapılan doğru davranışı tebrik etmenin yanlış anlaşıldığını ifade eden Pehlivan,  “İki gün önce bir yazı yazdım. Kıbrıs konusunda Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay’ın dışında konuşan kimse kalmadı. ‘Bakanlar ve milletvekilleri konuşmuyor bir tek Özersay konuşuyor’ dedim. Hemen ‘Alihan HP’ye geçti, HP’li oldu’ dediler. Adamın yaptığı doğru bir şeye ‘bravo’ demek yanlış anlaşılıyor” ifadesini kullandı.

“Bakan sporcu, çevreci, şoför veya gazeteci olabilir”

Bakanlığın her meslekten gelebileceğini belirten Pehlivan şöyle konuştu: “Örneğin en sıkıntılı sektör sağlıktır. Bugüne kadar doktorun dışında bir bakan gördük mü? Faiz Sucuoğlu, Salih İzbul, Ahmet Gülle, Nuri Gökşin, Ahmet Kaşif veya Mustafa Arabacıoğlu hepsi doktordur. En kötü hangi sektör? İşte sektörün içinden gelenler. İlle doktor olan bir kişinin Sağlık Bakanlığı yapması bence problemdir. Bakan sporcu, çevreci, şoför veya gazeteci olabilir. Bakanın altındaki işi yapacak olan ekip iyi olacak ve bakan sadece karar verecek. Biraz modernleşmek ve kurumsallaşmak gerekiyor. Evet, bakanlar halkın içinde olacaklar. Halk onları seçecek milletvekili ve ardından da bakan olacaklar” 

“Hep bölgeci olmasın ve ülkeyi tanıyan biri olsun olarak konuşuldu. İşin hiç perde gerisi konuşulmadı”

Tek bölgeli seçim sistemi konusunda değerlendirmede bulunan Pehlivan, “Bizim meclisimiz yasa çıkarttı ve Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı tarafından geri döndü. Tek bölgeli seçim sistemi dediler. Hep bölgeci olmasın ve ülkeyi tanıyan biri olsun olarak konuşuldu. İşin hiç perde gerisi konuşulmadı. Mesela şuanda 550-560 tane milletvekili adayı tek bir listede olacak. Bunun yaşlısı veya ihtiyarı var. Bizim ülkemizde seçim sandıkları bellidir. Bunun pratik hale getirilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

“İnsanlar bir tercih yaptı. Bol aday vardı ve herkes bir pozisyon aldı”

Kurultaylara da değinen Pehlivan, “İnsanlar bir tercih yaptı. Bol aday vardı ve herkes bir pozisyon aldı. Herkes bu pozisyonu alırken de umutlandı ve bir beklentiye girdi. Şimdi bu beklentiler çatışıyor.  Neden? Örneğin Girne’de Ünal Üstel, Hüseyin Özgürgün’ün karşısındaydı. Şimdi atanan birkaç kişi Ünal Üstel’e yakın isimler olunca Girne kaynadı. Örneğin, ben Ünal Üstel’i karşısına geçtim, savundum ve kurultayda karşısında oldum. Fakat şimdi görüyorum ki Ünal Üstel, Hüseyin Özgürgün’ün yanında benim kavga ettiğim adam seçmenim oldu. Kaynamanın nedeni budur. Bu bir gerçektir” dedi.

Gündem Kıbrıs

Yorumlar
    SON DAKİKA