22 Kasım 2024
  • Ankara15°C
  • İstanbul18°C
  • Bursa19°C
  • Antalya17°C
  • İzmir19°C

PANİK ATAK KADINLAR İÇİN KAÇIŞ MI?

Kadınlar iddia edildiği gibi panik atağı bilinçli yaşamıyor. Kimi zaman ilgi görme ihtiyacıyla gündeme getiriyorlar.

Panik atak kadınlar için kaçış mı?

13 Ekim 2011 Perşembe 10:14

Panik atak en kısa ve öz tabiri ile ani olarak ortaya çıkan endişe-kaygı nöbetidir. Bu endişe ve kaygı nöbeti kişinin vücudunda bazı fiziksel belirtilerle kendini gösterir, bu yüzden de çoğu zaman kişide yoğun bir korku ve rahatsızlık duygusu yaratır. Bu yoğun korku duygusu içinde kişi, çok kötü birşey olacağını, onun için sonun geldiğini, öleceğini veya kalp krizi geçireceğini düşünür.

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Konsültasyon-Liyezon Psikiyatrisi Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sedat Özkan, panik atağın temelinde kendini güvende hissetmeme ve kontrol kaybı endişesi olduğunu belirterek 'Korkan insan bedeniyle ve içgüdüleriyle tepki verir, ya kaçar ya da korktuğu nesneyle, durumla savaşır ya da donakalır' diyor. Prof. Dr. Sedat Özkan merak edilenleri yanıtlıyor:

Panik atak hastaları neler hissediyor?
Panik atakları için tedavi arayışında olanlar genelde korkularını çok yoğun olarak tanımlarlar; öleceğimi hissettim, kontrolümü kaybettim, kalp krizi ya da felç geçirdiğimi düşündüm. Tüm bu belirtiler kişide endişe, dehşet, tedirginlik, gerginlik, sinirlilik ve çaresizlik gibi duyguların yaşanmasına neden olur. Hemen hemen herkesin yaşamında paniklediği, heyecanlandığı anlar olur.

Ne zaman hastalıktan endişe duymalı?
Kaygı, her insan tarafından yaşanan bir duygu. Yaşamın sürdürülmesi, değişimlere uyum sağlamakta kaygı, önemli rol oynar. Bir yerde sağlıklı olan bu duygu eğer kişinin yaşamını, ilişkilerini ve işlevselliğini olumsuz yönde etkiliyorsa bu durum panik atağı işaret ediyor olabilir.

Neler bu hastalığa neden oluyor?
Panik atağın temelinde kendini güvende hissetmeme ve kontrol kaybı endişesi yatar. Günümüz insanı yeni durumlara uyum sağlamada zorlanıyor. Biyolojik varlığımız binlerce yıldır aynı olmasına karşın günümüz insanı çok sayıda yeni uyaranla muhatap. Son yıllarda yaşanan depremlerden ekonomik krize, ikiz kulelerin bombalanmasından nükleer savaş riskine, bulaşıcı hastalık riskinden domuz gribine kadar uzanan olaylar bireyin ruhsal ve bedensel sağlığını bozuyor. Dış dünyadan gelen bir tehlikeye karşı ilk gelen tepki korkudur.

Ekonomik durumu iyi olan kişilerde daha mı sık görülür?
Hayatta kaybedecek şeylerin artmasıyla birlikte panik bozukluğun da görülme riskinin artacağını düşünüyorum.  Kırsal kesim de modern dünyanın tehdidi altında, bu nedenle salgın hastalıklar, ekonomik kriz gibi tüm dünyayı etkileyen her faktör aynı zamanda kırsal kesimi de tehdit ediyor. Bazı meslek gruplarında da rekabetçi ortamın yanı sıra  paylaşım ve hoşgörü azaldıkça panik atağa daha sık karşılaşıyoruz.

Eşler arasındaki ilişkiyi nasıl etkiliyor?
Panik atak kadınlarda daha sık görülüyor. Panik atak hasta kadın ise bu durum erkekte koruyuculuk duygusunu teşvik edebilir. Panik atak kronikleşirse, yıllara yayılırsa kadında tükenmişlik, erkekte ise yılgınlık gelişebilir. Panik atak bozukluğu olan erkek ise işler genel olarak zorlaşıyor. Erkeğin yardım-bakım isteyen rolünde olması ilişkiyi zorluyor.  Geleneksel yapıda olanlarda bu zorlamayı daha net görüyoruz. Erkek hastalarda alkol, agresif patlamalar gibi yan yol olarak isimlendirdiğimiz farklı yollara sapma ortaya çıkıyor.
 
Yaşam kalitesini bozan bir sorun
Ev kadınları panik atağı bilinçli olarak bahane olarak ileri sürmüyor. Kimi zaman ilgi görme destek alma ihtiyacıyla gündeme getirebilirler. İş hayatında sosyal ilişkilerde ya da ailede bazı görevlerden uzaklaşma isteği ile de hastalar günlük panik bozukluğu olduğunu sıkça gündeme getirebilirler. Panik atak hastasının ölmesi, sakat kalmasına neden olmaz ancak yaşam kalitesini ileri derecede bozabilir.

Regl, hamilelik, doğum sonrası dönemde risk artar mı?
Hormonlarla beyin kimyası ve psikolojisi arasında çift yönlü bir ilişki vardır. Hormonal değişiklik ya da bozukluklar düzenleyici mekanizma olarak beyni dolayısıyla da psikolojiyi etkiler. Ruhsal gerginlik ve çatışmalar da beyin kimyasını değiştirerek hormon ve iç salgı bezlerini etkiler. Psikiyatrik bozukluların birçoğu adet görme ile ilişkilidir. Kadınlarda ruhsal hastalıklar bu dönemde yüzeye çıkar. Panik atakta hamilelik ile azalma olabilir. Hamileliğin getirdiği hormonal değişiklik, psikolojik mutluluk hali hastalar üzerinde olumlu yönde etkileyebiliyor. Riskli gebelikte ise kaygı bozukluğu biraz atar.

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA