22 Kasım 2024
  • Ankara15°C
  • İstanbul18°C
  • Bursa19°C
  • Antalya17°C
  • İzmir19°C

OT DEYİP GEÇMEYİN!

Türkiye'de yemek yapılabilir ot sayısı 90'a kadar ulaşıyor, ama ilaç olarak kullanılabilecek otların sayısı binlere ulaşıyor.

Ot deyip geçmeyin!

02 Nisan 2011 Cumartesi 09:40

Türkiye'de yemek yapılabilir ot sayısı 90'a kadar ulaşıyor, ama ilaç olarak kullanılabilecek otların sayısı binlere ulaşıyor. Keten tohumu ise bitkisel bir hormon olmasıyla bunlar arasında öne çıkıyor. 

Sağlığımızın temel direği olan dengeli beslenme ve özellikle de organik, hatta 'vahşi' beslenmenin ürünleri son zamanlarda çok gözde. Bugün ve yarın Ege'nin çeşitli yerlerinde ot şenlikleri düzenlenecek. Foça'da Slow Food'un Zeytindalı Birliği, ilk ve ortaöğrenim öğrencilerine yaşadıkları coğrafyanın otlarını Foçakarası Şarabı Grubu Lideri Volkan Sucukçu'nun önderliğinde kırları gezip öğretirken, Alaçatı'da. geçen yıl ilki yapılan Ot Şenliği'nin ikincisi gerçekleşecek. Ayvalıklılar ve Cundalılar için zaten her hafta sonu ot şenliği demek...

Anadolu'da otları yemek ya da tıbbi amaçla kullanmak hayli eski bir gelenek ama ottan halen yemek yapan kadınlar Ege Bölgesi, İnegöl-Sinop ile Malatya-Sivas bölgelerinde toplanmış. Türkiye'de yemek yapılabilir ot sayısı 90'a kadar ulaşıyor, ama ilaç olarak kullanılabilecek otların sayısı binlerle ölçülüyor. .

DİKKATLİ KULLANILMALI

Günümüzde stres kaynaklı sağlık ve erken yaşlanma problemleri için insanlar çeşitli bitkilerden medet umuyor. Elbette yabani otlar erken yaşlanmaya karşı çarelerden biri, Giritlilerin 90'ı, 100'ü sağlıklı görmelerinin bir nedeni de vahşi hayatm içinden çıkıp gelen otlar... Son yıllarda kullanımı yaygınlaşan yabani bir tohumdan söz etmek istiyorum bu hafta sizlere. Nisan ayı ot toplamak için ideal bir ay ama öte yandan doğada bulunan keten tohumlarına ulaşmak için de güzel bir zaman... Doğada bulamazsanız, aktarlarda emrinize hazır bir sağlık iksiri keten tohumu. Aktardan alınan bütün tedavi edici ürünlerde olduğu gibi keten tohumunu da dikkatli kullanmak şart.

ZAYIFLATICI ETKİSİ VAR

Keten tohumu kıştan çıkıp yaza girdiğimiz şu günlerde zayıflatıcı etkisi ile dikkat çekiyor, yağı bir çok cilt hastalığının tedavisinde kullanılıyor, kabızlık gibi barsak problemlerine de iyi geliyor. Kabuğundan ayrılmış ve çok küçük yuvarlak parçalara bölünerek sindirilebilir bir içerik kazanmış olan keten tohumu çok yararlı. Yararların başında insanın bozuk moralini bile düzelttiği artık kanıtlanan folik asit ve B12 vitamini var. Tohumun karbonhidrat yapısında bulunan bir madde ise bağışıklık sistemini koruyor. Kadınların keten tohumunu bir başka tercih nedeni de hormonları dengelemesi. Keten tohumu aslında bitkisel bir hormon. Saçların dökülmesinden pek çok etkiye kadar geniş bir kullanım alanı olan ve aktarların yanı sıra eczanelerin çoğunda bulunan keten tohumu, Türkiye'de daha çok kabızlıkta ve menopoz belirtilerinin azalmasında destek olarak kullanılıyor. Ama keten tohumunun Romalılar döneminde de müshil olarak kullanıldığını unutmayın. Tabii ki müshil bağırsağı boşaltan bir madde, eğer tohumu ezerek lapa gibi yerseniz tahriş edici müshil etkisi yapıyor. Ancak geçici kabızlık problemlerinde, kısa süreli kullanılması sorun yaratmaz. Hekimler, "birkaç kez kullanmakla sorun geçmemiş ise başka bir sorun vardır ve araştırılmalıdır" diyorlar.

HER YAŞLANMA ERKENDİR

Hekimler keten tohumunun yanı sıra keten yağının da ölçülü şekilde kullanılabileceği kanaatindeler. Yağı şöyle anlatıyorlar: "Her yaşlılığı erken olarak tanımlayabiliriz. Çünkü insanlardaki kök hücreler ortalama 130 yıl yaşayabilecek nitelikteyken bizler ortalama 60 yaşında yaşlanmış oluyoruz. Bunu önlemek için öncelikle sağlıklı beslenilmeli ve almamız gereken temel besin öğelerinde eksik olmamalı. Bunun yanı sıra keten yağını belli ölçüde çiğ olarak her gün salata ya da soğuk yemeklerle tükettiğinizde yapısal destek görevi üstlenerek hücrelerin ve dokuların canlılığını sağlıyor."

YAĞINI ASLA ISITMAYIN!

Zeytinyağının asıl yararının çiğ oluşundaki iddia, keten yağı için de geçerli. Keten yağının içinde, omega yağ asitlerince zengin alfa linolenik asit kaynağının bulunduğuna dikkat çeken hekimler uyarıyor: "Yağ asla ısıtılmama», çünkü ısıda çok çabuk bozulup zararlı hale gelir" diyorlar. Bitkisel kökenli bir yağ olduğu için peroksit daha az ve daha dayanıklı bir yağ. Kaynatıldığında ya da yüksek ısılara maruz kaldığında çabuk okside olur ve bezir yağına dönüşür. Çok çabuk kuruduğu ve iyi bir çözücü olduğu için bu tür yağlar yağlı boya ve cila sanayinde kullanılır. Gıda, ilaç ye kozmetik amaçlı kullanılmaları zararlı olup kansere yol açabildikleri belirlenmiş. Bu yüzden yaygın qlarak bilinen kaynatılma işlemi kesinlikle yanlıştır ve yağı mutlaka çiğ, hiç işlem görmemiş olarak tüketilmelidir."

Nedim Atilla

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA