OBEZİTE HAKKINDA BİLİNMEYENLER
İnsanların yarısından fazlası obezite etkilerine maruz kalıyor.
21 Aralık 2010 Salı 14:59
Bunu bütün dünyayı tehdit eden bir salgın olarak değerlendiren uzmanlar, bu hastalığın artış hızının ürkütücü olduğunu dile getiriyor.
Türkiye’de obeziteyle ilgili son yapılan çalışmalar şişmanlığın kadınlarda yüzde 30’un üzerine çıktığını, erkeklerde ise yüzde 20’lere ulaştığını gösteriyor. Fazla kilolu insan oranının yüzde 50’leri aşması ise içinde bulunduğumuz durumun ürkütücülüğünü gözler önüne seriyor.
Obez kişiler, bu gerçekler ışığında çok sayıda sağlık riskinemaruz kalıyor. Bunlar arasında; diyabet, tansiyon ve kalpdamar hastalıkları ilk sıralarda yer alıyor. “ABD, dünyada obez nüfusun en yoğun olduğu ülkelerden biridir” diyen İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Endokrinoloji veMetabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Obezite Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Taner Damcı, Türkiye’deki kadın obezite rakamlarının Amerika’ya yakın olduğunu, erkek obezitesi vemorbit obezite (aşırı şişmanlık) rakamlarında ise ABD’nin açık farkla önde gittiğini söylüyor.
Obezite ve şişmanlık aynı anlama gelmekle birlikte, halk arasında farklı iki kavramgibi algılanıyor. Prof. Dr. Damcı, insanlar arasında bu iki kavramın aynı olmadığı inancının hâlâ aşılamadığına dikkat çekiyor. Damcı’ya göre insanlar ‘obez’ dendiğinde bir hastalığı, ‘şişman’ dendiğinde ise görüntü farklılığını algılıyor ve bunların ikisinin bambaşka şeyler olduğunu düşünüyor.
BEDEN KİTLE İNDEKSİNİZİ HESAPLAYIN
‘Beden kitle indeksi’ şişmanlığın sınırlarını belirlemede en etkili yöntem olarak değerlendiriliyor. Beden kitle indeksi hesaplaması kilogram cinsinden vücut ağırlığının,metre cinsinden boyun karesine bölünmesiyle elde ediliyor. Çıkan sonucun 18.5-25 arasında olması hali normal kabul ediliyor. Sonucun 18.5’in altında olması ise kişinin zayıflığına işaret ediyor ve bu da hastalık belirtisi olarak kabul ediliyor.
Bedan kitle indeksi 25-30 arasında olan kişiler fazla kilolu, 30-40 arasındakiler obez (şişman), 40’ın üzerinde olanlar isemorbit obez (aşırı şişman) olarak nitelendiriliyor. Prof. Dr. Damcı, riskin 25’ten itibaren başladığını ve dünyanın değişik ülkelerinden bildirilen hastalık başlangıç rakamlarının 25 ve üzeri olduğunu dile getiriyor.
Bunu bütün dünyayı tehdit eden bir salgın olarak değerlendiren uzmanlar, bu hastalığın artış hızının ürkütücü olduğunu dile getiriyor.
Türkiye’de obeziteyle ilgili son yapılan çalışmalar şişmanlığın kadınlarda yüzde 30’un üzerine çıktığını, erkeklerde ise yüzde 20’lere ulaştığını gösteriyor. Fazla kilolu insan oranının yüzde 50’leri aşması ise içinde bulunduğumuz durumun ürkütücülüğünü gözler önüne seriyor.
Obez kişiler, bu gerçekler ışığında çok sayıda sağlık riskinemaruz kalıyor. Bunlar arasında; diyabet, tansiyon ve kalpdamar hastalıkları ilk sıralarda yer alıyor. “ABD, dünyada obez nüfusun en yoğun olduğu ülkelerden biridir” diyen İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Endokrinoloji veMetabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Obezite Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Taner Damcı, Türkiye’deki kadın obezite rakamlarının Amerika’ya yakın olduğunu, erkek obezitesi vemorbit obezite (aşırı şişmanlık) rakamlarında ise ABD’nin açık farkla önde gittiğini söylüyor.
Obezite ve şişmanlık aynı anlama gelmekle birlikte, halk arasında farklı iki kavramgibi algılanıyor. Prof. Dr. Damcı, insanlar arasında bu iki kavramın aynı olmadığı inancının hâlâ aşılamadığına dikkat çekiyor. Damcı’ya göre insanlar ‘obez’ dendiğinde bir hastalığı, ‘şişman’ dendiğinde ise görüntü farklılığını algılıyor ve bunların ikisinin bambaşka şeyler olduğunu düşünüyor.
BEDEN KİTLE İNDEKSİNİZİ HESAPLAYIN
‘Beden kitle indeksi’ şişmanlığın sınırlarını belirlemede en etkili yöntem olarak değerlendiriliyor. Beden kitle indeksi hesaplaması kilogram cinsinden vücut ağırlığının,metre cinsinden boyun karesine bölünmesiyle elde ediliyor. Çıkan sonucun 18.5-25 arasında olması hali normal kabul ediliyor. Sonucun 18.5’in altında olması ise kişinin zayıflığına işaret ediyor ve bu da hastalık belirtisi olarak kabul ediliyor.
Bedan kitle indeksi 25-30 arasında olan kişiler fazla kilolu, 30-40 arasındakiler obez (şişman), 40’ın üzerinde olanlar isemorbit obez (aşırı şişman) olarak nitelendiriliyor. Prof. Dr. Damcı, riskin 25’ten itibaren başladığını ve dünyanın değişik ülkelerinden bildirilen hastalık başlangıç rakamlarının 25 ve üzeri olduğunu dile getiriyor.
TOPLUMA KARIŞMAKTAN KAÇIYORLAR
Obezler arasında sıklıkla sorunlarıyla yüzleşmek yerine kaçmayı tercih edenlerle karşılaştıklarını söyleyen Damcı’ya göre, çözüm sürecinde çok sayıda olumsuzluk yaşanıyor. Obez hastalar arasında bilimsel olmayan yöntemler ilemucize olduğu iddia edilen ürün ve diyetlerden zarar görüp inançlarını kaybedenler bulunuyor. Bir bölüm hasta da sahip oldukları sorunla yüzleşmekten ve bu sorunun adını telaffuz etmekten bile korkuyor. Bu kişilerin büyük bölümünün toplumiçine çıkmak istememeleri ise dikkat çekici bulunuyor. Bu konuda yapılan kapsamlı bir araştırma, obez kadınların büyük bölümünün sinema ve restoranlara gitme oranının diğerlerine göre çok daha az olduğunu gözler önüne seriyor.
PROF. Dr. Taner Damcı, obezite konusuna odaklı çalışmayan hekimlerin hastayı değerlendirip yönlendirmede bazı eksiklikler yaşadıklarına dikkat çekiyor. Kalp doktoruna giden bir hastaya doktor, “Kilo vereceksin” dediğinde, hasta aynı şeyi ortopedistinden ya da kadın doğumcusundan da duyuyor ve alışılagelen “Kilo vermeden sakın karşıma çıkma” cümlesi olumsuz bir algılama yaratıp mücadeleyi bırakma sürecini hızlandırıyor. Doktorun hastaya zayıflama sürecinin üstesinden nasıl geleceğini açıklamaması hastayı tedaviden uzaklaştırmakla kalmıyor moralini bozarak başarısızlık hissi yaşamasına da yol açıyor.
ABD’de ilkokul öğrencilerine iki fotoğraf gösteriliyor. Bunların biri şişman, diğeri normal kiloda olan kişilere ait. Çocuklara fotoğraflarda gördükleri kişilerin özellikleriyle ilgili düşünceleri sorulduğunda, ortaya çarpıcı bir sonuç çıkıyor. Çocukların yüzde 60’ı obez kişinin fotoğrafıyla ilgili olarak ‘aptal’ yorumunda bulunuyor. Toplumda böyle bir mesaj olmadığı halde böyle bir algılama bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Damcı, “Çocuklara bu algıyı erişkinler veriyor” diyor. Obezliğin okul ve aile içinde bile alay edilmeyi gerektiren bir özellik olarak görülmesi, kalıcı travmaya yol açıyor.
PROF. Dr. Taner Damcı, ABD’de, obezlerin toplumda negatif ayrımcılığa uğradıklarını gösteren çok sayıda araştırma yapıldığını ve bunların çok çarpıcı sonuçları olduğunu söylüyor. Bu konudaki en önemli örneklerden biri obez çocukların okullarında kötü muamele görmeleri. Obez çocukların arkadaşları arasında alay konusu olup küçümsenmeleri, onların gelecekteki yaşamlarını olumsuz şekilde etkiliyor. Bu durum çocuklarda içe kapanma ve toplumdan uzaklaşma gibi reaksiyonlara neden olup, ömür boyu taşınacak bir yüke dönüşüyor. Yapılan araştırmalar, obezlerin üniversiteye girme oranlarının, üniversite başarılarının ve meslek gelirlerinin daha düşük olduğunu gösterirken; işe alınma konusunda da ciddi bir eşitsizlikle karşı karşıya kaldıkları ortaya çıkıyor. Bu konunun sadece sağlık boyutunda ele alınmasının eksik olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Damcı’ya göre, işin sosyal ve psikolojik boyutunun göz ardı edilmemesi gerekiyor.
Haberturk
Obezler arasında sıklıkla sorunlarıyla yüzleşmek yerine kaçmayı tercih edenlerle karşılaştıklarını söyleyen Damcı’ya göre, çözüm sürecinde çok sayıda olumsuzluk yaşanıyor. Obez hastalar arasında bilimsel olmayan yöntemler ilemucize olduğu iddia edilen ürün ve diyetlerden zarar görüp inançlarını kaybedenler bulunuyor. Bir bölüm hasta da sahip oldukları sorunla yüzleşmekten ve bu sorunun adını telaffuz etmekten bile korkuyor. Bu kişilerin büyük bölümünün toplumiçine çıkmak istememeleri ise dikkat çekici bulunuyor. Bu konuda yapılan kapsamlı bir araştırma, obez kadınların büyük bölümünün sinema ve restoranlara gitme oranının diğerlerine göre çok daha az olduğunu gözler önüne seriyor.
PROF. Dr. Taner Damcı, obezite konusuna odaklı çalışmayan hekimlerin hastayı değerlendirip yönlendirmede bazı eksiklikler yaşadıklarına dikkat çekiyor. Kalp doktoruna giden bir hastaya doktor, “Kilo vereceksin” dediğinde, hasta aynı şeyi ortopedistinden ya da kadın doğumcusundan da duyuyor ve alışılagelen “Kilo vermeden sakın karşıma çıkma” cümlesi olumsuz bir algılama yaratıp mücadeleyi bırakma sürecini hızlandırıyor. Doktorun hastaya zayıflama sürecinin üstesinden nasıl geleceğini açıklamaması hastayı tedaviden uzaklaştırmakla kalmıyor moralini bozarak başarısızlık hissi yaşamasına da yol açıyor.
ABD’de ilkokul öğrencilerine iki fotoğraf gösteriliyor. Bunların biri şişman, diğeri normal kiloda olan kişilere ait. Çocuklara fotoğraflarda gördükleri kişilerin özellikleriyle ilgili düşünceleri sorulduğunda, ortaya çarpıcı bir sonuç çıkıyor. Çocukların yüzde 60’ı obez kişinin fotoğrafıyla ilgili olarak ‘aptal’ yorumunda bulunuyor. Toplumda böyle bir mesaj olmadığı halde böyle bir algılama bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Damcı, “Çocuklara bu algıyı erişkinler veriyor” diyor. Obezliğin okul ve aile içinde bile alay edilmeyi gerektiren bir özellik olarak görülmesi, kalıcı travmaya yol açıyor.
PROF. Dr. Taner Damcı, ABD’de, obezlerin toplumda negatif ayrımcılığa uğradıklarını gösteren çok sayıda araştırma yapıldığını ve bunların çok çarpıcı sonuçları olduğunu söylüyor. Bu konudaki en önemli örneklerden biri obez çocukların okullarında kötü muamele görmeleri. Obez çocukların arkadaşları arasında alay konusu olup küçümsenmeleri, onların gelecekteki yaşamlarını olumsuz şekilde etkiliyor. Bu durum çocuklarda içe kapanma ve toplumdan uzaklaşma gibi reaksiyonlara neden olup, ömür boyu taşınacak bir yüke dönüşüyor. Yapılan araştırmalar, obezlerin üniversiteye girme oranlarının, üniversite başarılarının ve meslek gelirlerinin daha düşük olduğunu gösterirken; işe alınma konusunda da ciddi bir eşitsizlikle karşı karşıya kaldıkları ortaya çıkıyor. Bu konunun sadece sağlık boyutunda ele alınmasının eksik olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Damcı’ya göre, işin sosyal ve psikolojik boyutunun göz ardı edilmemesi gerekiyor.
- İsrail saldırılarından kaçan Gazzelilerin sığındığı çadırlarda bir haftada 3 çocuk soğuktan öldüİsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana soykırım suçu gerçekleştirmeye devam ettiği Gazze Şeridi'nde, zorla yerinden edilen Filistinlilerin sığındığı çadırlarda bir hafta içinde 3 çocuk soğuktan öldü.26 Aralık 2024 Perşembe 16:38DÜNYADA SAĞLIK
- Sakarya'da sağlık personelinin yaralandığı silahlı saldırıya ilişkin 3 zanlı yakalandıSakarya'nın Kocaali ilçesinde sağlık personelinin yaralandığı silahlı saldırıya ilişkin 3 zanlı gözaltına alındı.26 Aralık 2024 Perşembe 15:53BASIN HABERLERİ
- Danıştay kararı ile ilgili SGK duyurusu-26.12.2024Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından Danıştay kararları ile ilgili duyuru yayımlandı.26 Aralık 2024 Perşembe 15:47DİĞER DUYURULAR
- DSÖ'nün Suriye'de dağıtacağı 50 ton tıbbi malzeme Türkiye'ye ulaştıSuriye'deki sağlık tesislerine ulaştırılmak üzere Avrupa Birliği (AB) tarafından finanse edilen 50 ton tıbbi malzeme, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından İstanbul'a getirildi.26 Aralık 2024 Perşembe 15:33BASIN HABERLERİ
- Çukurca'da sağlık yatırımlarıyla çevre il ve ilçelere sevkler azaldıHakkari'nin Çukurca ilçesinde yapılan sağlık yatırımlarıyla çevre il ve ilçelere yapılan hasta sevkleri en düşük seviyeye geriledi.26 Aralık 2024 Perşembe 15:18SAĞLIK BAKANLIĞI
- Bursa'da 6 öğrenci gıda zehirlenmesi şüphesiyle hastaneye kaldırıldıBursa'nın Orhangazi ilçesinde bir okulda düzenlenen etkinlikte yediklerinden rahatsızlandığı öne sürülen 6 öğrenci, hastanede tedaviye alındı.26 Aralık 2024 Perşembe 14:48BASIN HABERLERİ
- Emekli hemşirenin bağışlanan organları 6 kişiye umut olduSamsun'da tedavi gördüğü hastanede beyin ölümü gerçekleşen 53 yaşındaki Emine Görgülü'nün bağışlanan organları 6 kişiye umut oldu.26 Aralık 2024 Perşembe 14:43GENEL CERRAHİ
- Nizip Kaymakamı Uğurlu, ilçedeki kamu kurumlarını ziyaret ettiNizip Kaymakamı Osman Uğurlu, ilçedeki kamu kurumlarını ziyaret etti.26 Aralık 2024 Perşembe 14:23BASIN HABERLERİ
- Irak'taki 122 yaşındaki Emşe Aslan tanıklık ettiği Osmanlı dönemini hasretle yad ediyor:Irak'ın Musul kentine bağlı Telafer ilçesinde oğlu ile yaşayan 122 yaşındaki Emşe Aslan, Osmanlının son dönemlerine ve Irak'ın İngilizler tarafından nasıl işgal edildiğine tanıklık ettiğini anlattı.26 Aralık 2024 Perşembe 14:13BASIN HABERLERİ
- Sahte alkol zehirlenmelerinde ilk 24 saat hayati önem taşıyorProf. Dr. Alper Şener: - "Maalesef 24 saati geçen periyotlarda eğer müdahalede bulunamazsak bu kişileri kaybediyoruz, ölüyorlar"26 Aralık 2024 Perşembe 13:43ENFEKSİYON HASTALIKLARI VE KLİNİK MİKROBİYOLOJİ
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2006 Sağlık Aktüel