27 Aralık 2024
  • Ankara5°C
  • İstanbul8°C
  • Bursa9°C
  • Antalya9°C
  • İzmir11°C

OBEZİTE CİLDİ BOZUYOR!

Güneşli ve sıcak günlerin yaklaştığı, kat kat giysilerimizi çıkarmaya başladığımız şu günlerde gözümüz daha fazla aynalara ve aynadaki vücut hatlarına takılmaya başlar.

Obezite cildi bozuyor!

11 Mayıs 2010 Salı 19:40

Yaz yaklaştıkça kısa sürede ve zahmetsizce kışın aldığımız kilolardan nasıl kurtulacağımızı kara kara düşünmeye başlarız. Hepimizin bildiği bir gerçek var ki; Temelde sağlıklı olmak için değil, güzel görünmek için sıkı, formda bir vücut yapısına kavuşmak isteriz. Görüntümüz bizi, iç organlarımızın durumundan çok daha fazla ilgilendiriyor.

Biz kendimizi cildimizle ve cildin altında barındırdığı yağ depomuzla çevremize gösteririz. Buna göre giyinir, süslenir, en ağır diyetleri en zor spor programlarını ve hatta en zorlu cerrahi operasyonları yaptırırız. Mikro-Gen Arge Direktörü Dr. Özgür Göknel, en büyük sosyal iletişim aracımız cildimizde, obezitenin yol açtığı sorunları ve çözümlerini daha iyi bilmek zorunda olduğumuzu söylüyor. Dr. Göknel, obezitenin cildi nasıl bozduğunu ve bu durumda yapılabilecekleri de şöyle sıralıyor;

Cildin temel fonksiyonlarını bozuyor;
Obezite, cildin temel fonksiyonları olan bariyer fonksiyonlarını, yağ bezi aktiviteleri ile yağ yapımını, ter yapımını, lenf sisteminin akışını, cildin kollajen yapısını ve fonksiyonlarını, yara iyileşmesini, hem ince kılcal damarlardaki hem de kalın damarlardaki kan dolaşımı ile cilt altı yağ dokusunu çok ciddi bir şekilde bozmaktadır.

Kırışıklık ve sivilceye yol açıyor;

Bu kişilerde cildin bariyer ( geçirgenlik ) fonksiyonları bozulmakta ve cilt nem kaybettiği için kurumakta ve bu kurumaya bağlı olarak tahrişler, kızarıklıklar, çatlamalar, dışarıdan uygulanan kozmetik bakım ürünlerine aşırı hassasiyet meydana gelebilmektedir. Kuru ciltlerde kırışıklıklar daha belirgin bir şekilde görülmeye başlar. Obezitenin cildin dokusunda oluşturduğu çöküntü, kırışıklık gibi pek çok deformasyonun hızla ortaya çıkması ile ciltte hızlanmış yaşlanma oluşur. Ayrıca, ciltte yaraların zor iyileşmesine, kollojen yapı bozukluklarına ve uygunsuz kollojen depolanmalarına da neden olur. Bu kişilerde gerek vücut metabolizmasının bozulmasından gerekse gıda rejimindeki hatalardan kaynaklanan ciltte aşırı bir yağ yapımı oluşur. Bu da başta akne yani sivilce olmak üzere cildin görüntüsünün bozulmasına sebep olur.

Aşırı terleme problemi oluşturuyor;
Kilo sorunu yaşayan kişiler aynı zamanda aşırı terlemeden de yakınırlar çünkü onların ter bezleri daha aktif ve daha büyüktür.

Ciltte ülsere ve enfeksiyona yol açıyor;
Obezlerin lenf damarlarında akış sistemi de zamanla bozulur ve bu akımın bozulmasına bağlı olarak; lenf ödem, ciltte oksijenlenme bozukluğu ve buna bağlı ciltte ülserleşmeler, yara oluşumları, enfeksiyonlar görülür.

Dolaşım sistemini bozuyor,
damar tıkanıklığı ve selülite yol açıyor; Obezite ciltte mikro dolaşımı da bozmaktadır. Mikro dolaşım bozukluğu ileri boyutlara ulaştığında özellikle erkeklerde bacak tüylerinde bölgesel dökülmeler görülür ve genellikle yürüyüşte ortaya çıkan ağrılardan yakınırlar. Bu durum ileri boyutta bir damar tıkanıklığının göstergesidir. Cildin rengi bozulur ve sağlıksız görünür. Tıkanıklıklarda selülit gibi cilt altı bozuklukları da görülür. Masaj ile mikro dolaşım arttırılmaya ve selülit görüntüsü giderilmeye çalışılır.

Saçları döküyor,
vücuttaki diğer kıllanmaları artırıyor; Obezite ya da kilo alımı sonrasında karşılaşılan ancak çoğu zaman hiç üstünde durulmayan bir diğer önemli sorun vücutta aşırı kıllanma ve saçlarda dökülmedir. Aşırı kilolu olan erkeklerde saç kayıpları fazladır, vücutlarında ise tüylenme artmıştır. Kadınlarda daha az olmak üzere benzer sorun yaşanabilir. Çok geç kalınmadan kilo verilmesi bu gidişata dur diyebilecek en önemli yaklaşımdır. Bu tür durumlarda yeşil çaydan elde edilen EGCG, kilo kaybı sağlayarak hem saç dökülmesi ve vücutta kıllanmaya yol açan erkeklik hormonlarının ciltteki aktivitelerini baskılar hem saç gelişimini arttırabilir hem de vücuttaki aşırı kıllanmaya dur diyebilir. EGCG bu özellikleri olan yegane doğal terapi metodudur. Tablet olarak alabilirsiniz ya da yeşil çay ekstresi bulunan içeceklerden günlük en az 8 – 10 büyük fincan olacak şekilde de içebilirsiniz ama artmış kafein alımına dikkat etme şartıyla...

Onarılmaz çatlaklara yol açıyor;
Ayrıca hızlı kilo alımında, cilt çatlakları meydana gelir. Ne yazık ki günümüzde bu tür çatlakların medikal tedavisi son derece başarısızdır. Yüksek dozda cilde uygulanan aktif C vitamini ile birlikte A vitamini uygulamaları yeterli olmamaktadır. Lazer tedavisi koyu ten rengine sahip kişilerde lekelenmelere neden olabilmektedir.

Varis yapıyor;

Obezite, varislerin ortaya çıkmasını da arttırmaktadır. Varisler bacaklarda ağrıya, zaman zaman tıkanıklıklara, enfeksiyonlara, ciltte renk bozukluklarına, kabuklanmalara ya da sadece kozmetik görüntü kusurlarına yol açabilmektedir. Varis için özellikle Avrupa’da üzüm çekirdeği ekstresi tüketilir. Günde 300 mg standardize üzüm çekirdek ekstresi varislerde belirgin iyileşme sağlamaktadır. Son yıllarda yapılan araştırmalar üzüm çekirdek ekstresinin kilo vermede de etkili olduğunu ve krom ile birlikte kullanıldığında kan şekerini iyileştirdiği, kan yağlarını düşürdüğü ve metabolik sendromda çok etkin bir tedavi olduğunu göstermiştir. Bu nedenle varisi olan obez kişilerin günden en az 300 mg üzüm çekirdek ekstresi ile 600 mikrogram krom almaları uygun bir öneridir. Bu şekilde de Sağlık Bakanlığı’nın onayladığı hazır tabletler bulunur.

Mantar ve sedef hastalığına sebep oluyor;
Obezite cilt enfeksiyonlarının da daha sıklıkta görülmesine yol açmaktadır. Özellikle koltuk altı, meme altı, kasık gibi bölgelerde mantar enfeksiyonlarına çok sık rastlanır. Ayrıca koltuk altı ya da kasık bölgesindeki ter bezlerinin tıkanması ve enfeksiyon hastalıkları da obezlerde daha sıklıkla görülür. Sedef hastalığı da obezite ile yakın bir ilgi göstermektedir. Obezite ile birlikte sedef hastalığı da şiddetlenebilir.

Çözüm;
Mikro-Gen Arge Direktörü Dr. Özgür Göknel, Tüm bu sorunlardan kurtulmanın ya da bu sorunlar ile daha az karşılaşmanın yolunun sağlıklı bir şekilde kilo vermekten geçtiğini ifade ediyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor;

Geçtiğimiz ay sentetik kilo verdirici olan sibutramin içeren ilaçlar tüm Avrupa da ve ülkemizde kalp – damar hastalıklarına yol açtığı için yasaklanmıştır. FDA içinde orlistat bulunan zayıflama ilaçları Zenical ve Alli’ yi karaciğerde toksisite yapabileceği gerekçesi ile yakın takibe almıştır. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı orlistat içeren ilaçların sadece doktor kontrolünde kullanılmasına izin vermiştir. Doğal olduğu söylenen ve acı kırmızı biber ekstresi ihtiva ettiği ifade edilen bir kapsül geçtiğimiz aylarda ölüme yol açtığı gazetelerde çok sık olarak konuşulmuştur. Bu tür ithal gelen ilaç formuna sokulmuş ve Sağlık Bakanlığı onayı olmayan kapsül ya da tabletlerden uzak durulmalıdır. Dünyada da bu tür içinde ne olduğu net bilinmeyen kapsüllere bağlı ölüm çok sayıda bildirilmiştir. Bu nedenle ya gıda formunda çay ya da içecek olarak yeşil çay tüketilmeli, mümkün ise L-karnitin, hidroksi sitrik asit krom ya da üzüm çekirdek ekstreleri içeren kalorisiz içecekler tüketilmelidir. Unutulmamalıdır ki yiyerek zayıflanmaz. Zayıflama rejimlerinde su ya da kalorisiz sıvılar bolca tüketilmelidir. Bu seçeceğiniz sıvıların içinde yeşil çay ve benzeri metabolizma hızlandırıcı gıda bileşenlerinin olması işinizi kolaylaştıracaktır. Ayrıca yeşil çay ve üzüm çekirdek ekstresinin ciltteki mucize etkileri de göz ardı edilmemelidir.
 

Yorumlar
SON DAKİKA