22 Kasım 2024
  • Ankara14°C
  • İstanbul7°C
  • Bursa8°C
  • Antalya15°C
  • İzmir17°C

NİKAHTAN ÖNCE DOĞURGANLIK CHECK-UP’I YAPTIRIN

Üreme sağlığını olumsuz etkileyen pek çok hastalık mevcut. Eğer siz de evlenmeden önce doğurganlık testlerinizi yaptırırsanız, ileride karşınıza çıkabilecek sorunların önüne vakit kaybetmeden geçebilirsiniz

Nikahtan önce doğurganlık check-up’ı yaptırın

24 Nisan 2017 Pazartesi 12:46



Her beş çiftten biri kısırlık sorunu yaşıyor. Uzmanlar ise anne-baba olmanın asla ertelenmemesi gerektiği görüşünde. Kariyer uğruna annebaba olmayı ertelemek, ileride geri dönülmez sorunlara yol açabiliyor.

Her ne kadar tıp ve teknoloji her geçen gün gelişse de; anne ve babanın yaşı, tedavinin başarısında en önemli faktör.

Ferti-Jin Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi Klinik Direktörü, Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir, özellikle çocuk sahibi olma planlarını erteleyen yeni evli çiftlere tavsiye edilen doğurganlık check-up'ı hakkında önemli bilgiler verdi...


MADDİ KAYIPLARI ENGELLER


Evlilik öncesi hem kadına, hem de erkeğe yapılacak olan 'Evlilik öncesi check-up'ı' neden önemli?
Üreme sağlığını olumsuz etkileyen pek çok sorun ve hastalık mevcut.

Açıklanamayan, sebepsiz infertilite (kısırlık) olarak bilinen durumun görülme sıklığı yüzde 10-15 civarında. Yeni evlenen ve çocuk planlarını erteleyen çiftlere, olası problemlerini önceden öğrenme imkanı veren 'doğurganlık checkup'ı'; ilerleyen dönemde neler ile karşılaşabilecekleri konusunda fikir verir.


KİŞİYE ÖZEL


Doğurganlık check-up'ı'nda çiftlere hangi testler uygulanır?

Testlerin detayı anne veya baba adayına özgü olarak planlanır ve çiftin durumuna göre değerlendirilir.
Yeterli ve ihtiyaç duyulabilecek testlerin yapılması; hem çiftlerin çocuk sahibi olma şansını ortaya koyacak, hem de maddi olarak yıpranmalarının önüne geçecektir. Aynı zamanda tedaviye ışık tutacak bilgilerin toplanmasını sağlayacaktır.

Üroloji ve jinekoloji muayeneleri, hormon testleri, sperm analizi, enfeksiyon testleri sonrasında gebelik için uygun zaman ortaya konabilir. Bu testlerde anne ve babanın öyküsünün alınması faydalı olur. Muayene ve sonrasında sperm analizi, kan testleri ile gerekirse biyopsi, laparoskopi, histeroskopi, rahim filmi gibi daha ileri tetkikler yapılabilir. Doğurganlık check-up'ı, gereksiz zaman ve ekonomik kayıplardan çiftleri korur.

Kısırlık da kanser gibi modern yaşamın bize kötü bir hediyesi mi, bu yüzyılın hastalığı mı?

Kısırlık sorunu eskiden de vardı. Ancak günümüzde kısırlık oranları artış gösterdi. Eskiden oran yüzde 10 iken, bugün yüzde 15'lere çıktı. Bu artışa paralel olarak günümüzde teşhis ve tanı yöntemleri de gelişti. Önceki yıllarda insanlar kısırlığı kader kabul edip kabulleniyor veya ikinci evlilikle çözüm üretmeye çalışıyorlardı. Kadın faktöründe, kuma gibi evliliklerle çözülmeye çalışılıyordu. Halbuki günümüzde kişiler tıbbın imkanlarından faydalanıp çocuk sahibi olabilmenin yollarını arıyorlar ve birçoğu da başarıyor.

Kısırlık neden bu kadar artış gösterdi?

Erkek ve kadın cephesinde yapılan geç evlilikler, stres, çevre kirliliği, sigara-alkol gibi alışkanlıklar, şişmanlık, beslenme bozuklukları, elektronik kirlenme, sanayi ortamında, özellikle kimyasal sanayinde çalışma; kadın ve erkek üreme hücrelerinin olumsuz etkiliyor.

Bu nedenle de kısırlık, her geçen gün hızla artış gösteriyor

Sizce kadınların kariyer yapması ve geç evlenmesi de önemli bir faktör mü? Erken yaşta yapılan evlilikler desteklenmeli mi?

Bu, çok önemli bir faktör. Tüp bebekte başarıyı belirleyen en önemli nokta; kadının yaşı ve yumurtalarının sağlıklı olmasıdır. Çok genç yaşta yapılan evlilikler de doğru değil; ideal doğurganlık zamanı 25-33 yaş aralığıdır.


 


 

ÇEVRESEL FAKTÖRLER ÇOK ETKİLİ


Yaş faktörü önemli mi, kısır bir kişi gençken de zaten kısır değil midir?

Tabii ki kısırlığa neden olan faktör, genç yaşta da kısırlığa neden olur. Özellikle genetik faktörler gibi kısırlığa neden olan ana problemin üzerine bir de kadının yaşı ve çevresel faktörler de eklenince, çözüm çok zorlayabilir. Örneğin insanın sonradan kilo alması, kimyasal sanayide çalışma, sigara-alkol tüketimi gibi etkenler de eklenince tedavi zorlaşıyor.

Tüp bebek tedavisinde bunca gelişme ve yenilik varken; neden kısırlık hâlâ tarih olmuyor?

Çünkü tüp bebek yapabilmemiz için kadından yumurta, erkek eşten de olgun gelişmiş sperm elde etmemiz gerekiyor.

Sonuç olarak kadından sağlıklı yumurta, erkekten de sperm elde edemezsek tüp bebek yapamayız.


KISIRLIK BABADAN OĞULA MİRAS


Kısırlığın babadan oğula geçtiği hakkında bazı araştırmalar mevcut. Kısırlık genetik bir hastalık mı? 
Brüksel Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada, yaşları 18-22 arasında olan 54 erkek incelendi. Bu grup, aynı yaşlardaki 57 erkekle karşılaştırıldı. ICSI tedavisiyle doğanların sperm sayısının ve hareketliliğinin, doğal yöntemlerle dünyaya gelenlere göre yarı yarıya daha düşük olduğu görüldü. Tedaviyle doğanların, Dünya Sağlık Örgütü'nün tavsiye ettiği normal değer olan bir mililitrede 15 milyon spermin altında sperme sahip olma ihtimalinin üç kat daha fazla olduğu belirtildi. Cinsiyet kromozomlarından Y kromozomu, bilindiği gibi erkek olma özelliğini kazandırır ve yalnızca babadan geçer. Dolayısıyla bu kromozomda oluşabilecek genetik özellikler babadan oğula geçiyor.


ÇOCUK İSTEĞİNİZİ ASLA ERTELEMEYİN!


OP. Dr. Seval Taşdemir'in gençlere tavsiyeleri şöyle:

Evlenmeden önce veya evlendiğinizde, bu konuda uzman bir merkezde kontrol olun. Böylelikle en azından kısırlık problemi var mı yok mu öğrenilir, yoksa bilinçli korunma yöntemi uygulanabilir.

Kısırlık problemi varsa, erken yaş kadın ve erkek açısından çok önemlidir. Örneğin erken menopoz riski olan hastalar, erken yaşta tedaviye girdiklerinde çocuk sahibi olabilirler. Erkeklerde otoimmün hastalıklarda yaşla alakalı sperm sayısı azalabiliyor. Tamamiyle azosperm olan ve mikrotesede sperm elde edilemeyen hastalar mevcut.

Hormonal kontroller, jinekolojik ve ürolojik muayenelerinizi yaptırın.
Karbonhidrattan ve hazır gıdalardan uzak durun.
Sigara, alkol, nargile ve son yıllarda yaygınlaşan elektronik sigaralardan kullanmayın.
Çocuk sahibi olmak isiyorsanız, bunu ileri yaşlara ertelemeyin.
Dar kot ve dar iç çamaşırı gibi sıkı giyecekler giymeyin.
Kişisel hijyene önem verin.
Korunma yöntemlerini bilinçli uygulayın.
 

İKİ YUMURTANIN KROMOZOMLARINDAN EMBRİYO ELDE EDİLECEK


Artık cep telefonlarımızdan sperm testi yapılabiliyor, saçtan doğurganlık oranına bakılabiliyor. Başka ne tür yenilikler söz konusu? 

Özellikle tüp bebekte, laboratuvar ortamında kullandığımız teknik donanımda çok gelişme oldu. Bu nedenle zor hastalarda gebelikler elde edebiliyoruz. Sperm mıknatısı, embriyoskop, IMSI mikroskopları, embriyoların geliştirilmesinde kullanılan kimyasal solüsyonlar gibi alanlarda yenilikler oldu. Genetik tanı tedavisi (PGD) yöntemiyle, her geçen gün tedavi edilen hastalık sayısı artıyor. Son yıllarda iki yumurtanın kromozom yapıları birleştirilerek embriyo elde edilmesi çalışmaları, laboratuvar ortamında devam ediyor.


Didem SEYMEN

 

 

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA