23 Aralık 2024
  • Ankara1°C
  • İstanbul7°C
  • Bursa5°C
  • Antalya10°C
  • İzmir10°C

NEDEN DEPRESYONA GİRERİZ?

Teşhisi çoğunlukla kadınlara konuyor... Araştırmalar, depresyonun oluşmasında genlerle birlikte çevresel faktörlerin etkisine dikkat çekiyor. Eğer bir kadının ...

Neden depresyona gireriz?

25 Eylül 2011 Pazar 13:59

GENETİK
Araştırmalar, depresyonun oluşmasında genlerle birlikte çevresel faktörlerin etkisine dikkat çekiyor. Eğer bir kadının genlerinde depresyon geçmişi varsa, hastalanma riski yüksek. Fakat bu değişmez bir kaide değil.

KİMYASALLAR VE HORMONLAR
Beyin kimyası depresif bozuklukların belirleyici bir etkeni olarak gözüküyor. Modern beyin tarama teknikleri sayesinde, depresyondaki kişilerin beyinlerinin sağlıklı bireylerden farklı gözüktüğü tespit edildi. Beynin, ruh halini, düşünmeyi, uykuyu, iştahı ve davranışı düzenleyen bölümlerinin depresyon sırasında normal çalışmadığı ortaya çıktı. Bununla birlikte, beyin hücrelerinin iletişiminde aktif olan nörotaşıyıcı kimyasalların dengesini kaybettiği anlaşıldı. Ama ne yazık ki bu belirtiler, depresyonun neden ortaya çıktığını açıklayamıyor.

Ayrıca bilim adamarı, hayat boyunca değişiklik gösteren kadın hormonlarının etkileri üzerine çalıştı. Araştırmalar hormonların, duygu ve ruh halini kontrol eden beyin kimyasalları üzerinde direkt etkisi olduğunu gösterdi.

Regl öncesi disforik düzensizlik
Kadınların regl öncesi dönemde hassaslaşmaları ve duygusallaşmaları, regl öncesi disforik düzensizlik (RDD) diye adlandırılıyor. RDD yaşayan kadınlarda genellikle depresyon, kaygı ve asabiyet gözleniyor. Her RDD sırasında beklenmedik hormonal değişimler meydana gelmese de yaşanan değişime karşı beden farklı tepkiler gösterebiliyor.

Regliye bağlı hormonal değişimler, beyin kimyasında ruh halini değiştirecek etkiler yaratıyor.

Doğum sonrası depresyonu
Kadınlar özellikle doğum sonrasında, hormonların, fiziksel değişikliklerin ve çocuk sahibi olmanın getirdiği yeni sorumlulukların ağırlığının etkisiyle, depresyona eğilimli oluyor. Birçok yeni anne loğusa sendromu olarak da bilinen kısa dönemli bir ruh hali değişimi yaşıyor. Bazı kadınlar ise doğum sonrası (postpartum) depresyonu olarak adlandırılan, çok daha ağır etkileri olan ve aktif tedaviyle birlikte duygusal destek de gerektiren bir hastalık geçiriyor. 2006’da Danimarka’da yapılan bir araştırmaya göre doğum ertesi kadınlarda depresyon dahil birçok ruhsal bozuklukluğun ortaya çıkma riski artıyor. Aynı araştırmada doğum sonrası depresyonu yaşayan kadınların hamilelik döneminde de sıklıkla depresif dönemler geçirdikleri ortaya çıktı.

MENOPOZ
Menopoz öncesiyle menopoz arasındaki dönemde hormonal hareketlilik artıyor. Bazı kadınlar bu dönemi sorunsuz atlatabilirken bazılarında depresyon belirtileri gözleniyor. Menopoz sonrasında ise kadınlarda depresyon daha nadir ortaya çıkıyor. Stress Travma, sevilen birinin kaybı, zor bir ilişki veya gergin bir olaydan sonra sıklıkla depresyon gözleniyor. Ek iş, evdeki sorumluluklar, çocukların ve yaşlıların bakımı, yoksulluk depresyonu tetikleyebiliyor.

Michigan Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre kadınlar, depresyon riskini artıran stres altındayken erkeklere göre daha fazla reaksiyon gösteriyor.

YAN HASTALIKLAR
Depresyon ve diğer hastalıklar arasındaki etkileşim insandan insana, durumdan duruma farklılıklar gösteriyor. Özellikle kadınlar arasında depresyon, birçok kez anoreksiya nervosa, bulimia nervosa gibi beslenme bozukluklarıyla bir arada yaşanıyor. Kadınların erkeklere oranla anksiyete hastalığına yakalanma riski daha fazlayken, depresyon sırasında erkekler arasında alkol ve madde kullanımı veya bağımlılığı kadınlardan daha fazla rastlanan bir durum.

Depresyonla birlikte görülen hastalıklar arasında çoğu zaman kalp rahatsızlığı, kanser, HIV/AIDS, diyabet, parkinson, tiroid problemleri ve multipl skleroz gibi tıbbi hastalıklar da yer alıyor. Üstelik depresyon, bu tip hastalıkları daha ciddi bir hale sokabiliyor. Bu kişiler tedaviye zor adapte oluyor. Seattle’daki Washington Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre depresyonu, ona eşlik eden hastalıklarla aynı zamanda tedavi etmek, iki hastalığın da düzelmesini kolaylaştırıyor.

YARDIM NEREDEN ALINIR?
Nasıl ve nereden yardım alacağınıza emin değilseniz aile doktorunuza danışabilirsiniz. Size yardımcı olabilecek diğer adreslerin başında psikyatr, psikolog gibi ruh sağlığı uzmanları geliyor. Acil servis doktorları da aynı zamanda geçici destek sağlama ve yönlendirme konusunda yardımcı olabilirler.

KENDİNİZE YARDIM ETMENİN DİĞER YOLLARI
* Depresyonda olduğunuzu kabul ettiğiniz zaman tedavi etkisini gösterecektir. Karamsarlık ise sizi çuvallatır.
* Kendinizle uğraştığınız bu dönemde hafif aktiviteler yapın. Sinemaya, maça veya sizi bir zamanlar eğlendiren yerlere gidin.
* Çevrenizden kopmayın, katılımcı olun. İnsanların sizinle ilgilenmesine izin verin.
* Gerçekçi hedefler belirleyin. Büyük görevleri unutun. Elinizden geldiğince yapacağınız işler edinin.
* Ruh halinizin bir anda düzeleceğini veya depresyondan hemen kurtulacağınızı sanmayın. Süreç kademe kademe işleyecek. Depresif haliniz düzelmeden önce uyku ve yemek alışkanlıklarınız düzene girecektir.
* Evlilik, ayrılık veya iş değiştirme gibi ciddi konuları konuşmayı kendinizi daha iyi hissedene kadar erteleyin. Kararlarınızı sizi iyi tanıyan, hakkınızda objektif görüşlere sahip kişilerle tartışın.
* İyimserliğe her zaman güvenin.

ALİHAN MESTCİ- GAZETE HABERTURK- HT CUMARTESİ
 

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA