25 Kasım 2024
  • Ankara0°C
  • İstanbul8°C
  • Bursa5°C
  • Antalya7°C
  • İzmir7°C

MR DİKKATE ALINMAMALI MI?

ABD’li doktor James Andrews’in açıklamaları tıp camiasını karıştırdı. 31 “sağlıklı” beyzbolcunun omuz MR’ını çektiğini, ...

MR dikkate alınmamalı mı?

16 Kasım 2011 Çarşamba 08:48

ABD’li doktor James Andrews’in açıklamaları tıp camiasını karıştırdı. 31 “sağlıklı” beyzbolcunun omuz MR’ını çektiğini, çekilen MR’ların yüzde 90’ında “anormallik” saptadığını ve “ameliyatlık” çıkardığını söyleyen Andrews’e göre gereğinden fazla MR çekiliyor. Tartışma yaratan açıklama New York Times Gazetesi’nde yayınlandı.

Habere göre Dr. Andrews ve bir grup meslektaşı, çoğu doktorun, kendi MR cihazına sahip olduğu için, her fırsatta hastalarının MR’ını çekerek para kazandığına dikkat çekti. MR çektirmek, doktora bu beklentiyle gelen sporcuları psikolojik olarak rahatlatıyor. Ancak MR’ın yanlış okunmasıyla yanlış teşhisler konulabiliyor ve bunun sonunda sporcuya yararından çok zararı olan tedaviler uygulanabiliyor.

Washington Üniversitesi’nden Ortopedist Prof. Dr. Bruce Sangeorzan bu durumu şu örnekle açıklıyor: “Sağlıklı bir insan koştuktan sonra MR çektirirse diz kemiğinde sıvı saptanır. Bu önemsiz bir şeydir. Ancak sakatlanmış bir sporcuda böyle bir sıvının saptanması tedaviyi gerektiren bir çatlağın belirtisi olabilir. MR’ın, hastanın verdiği bilgiler doğrultusunda çok dikkatli okunması gerekir.” Prof. Sangeorzan, MR cihazlarının doktorların kullandığı birçok teknoloji gibi çok hassas olduğunu belirterek, “MR her zaman anormallikler saptar, ama bunların çoğu dikkate alınmaması gereken şeylerdir” görüşünü savundu. Konuyu Türk hekimleriyle tartışmaya açtık; MR gereksiz yere mi çekiliyor, sonuçlarını her zaman dikkate almamalı mıyız? İşte farklı görüşler...

‘MR, sağlam insanda hastalık çıkarmaz’

Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Serdar KAHRAMAN

MR çekimiyle yüzde yüz sağlam insanlarda her zaman bir anormallik çıkması söz konusu değil. Eğer bu olsaydı o zaman hiç normal MR olmamış olurdu. Her sağlıklı, şikâyeti olmayan insanın MR’ını çekmek, orada mutlaka bir patolojik bulgu çıkacağı anlamına gelmiyor. “MR her zaman bir anormallik bulur, dikkate alınmamalı” söylemi bu anlamda geçerli değildir. Kaldı ki özellikle şikâyeti olmayan ama belli bir problemi olma olasılığı olan seçilmiş bir popülasyonda çalışıyorsanız, yani sporcu gibi bir popülasyonda çalışıyorsanız, bunların geçmişte mutlaka spor yaralanmalarına maruz kalma olasılıkları vardır. Dolayısıyla klinik olarak şikâyetlerinin olmaması bu spor yaralanmalarına maruz kalmadıkları anlamını taşımıyor. Çekilen MR’da da en azından bu spor yaralanmalarının izini görüyorsunuz. Her zaman söylenen şey şudur: “Klinik birinci plandadır.”

Bunun içine radyoloji, MR, tomografi, düz röntgenler, hatta kan tahlilleri gibi birçok laboratuvar tetkiki girer. Bu tetkikler klinik tablo ile örtüşüyorsa ancak o zaman tedavi anlamında bir basamağa geçilir. Ama tek başına bir MR çekip, burada bir problem gördük diye bir tedavi ya da ameliyata yönlendirmek asla doğru değildir. Klinik tablo birinci plandadır, hafif derecede şikâyeti olan ya da özellikle seçilmiş bir popülasyonda belli bir tetkiki uygularsanız birtakım patolojik MR görüntüleri alma durumunuz var. Sonuç itibarıyla sübjektif şikâyetlerle kliniklere başvuran insanlara direkt MR gibi bir üst görüntüleme uygularsanız orada çıkacak olan küçük bir patolojik değişiklik sizi teşhis ve tedavide yanlış yönlendirebilir. Dolayısıyla algoritma dediğimiz, her yapılacak işin basamaklandırılması gibi bir kural çıkıyor karşınıza. Önce röntgeni, sonra tomografisi, sonra MR’ı gibi basamaklandırarak bu tetkikler yapılırsa bir anlam ifade ediyor.

Uluslararası Endokrin Cerrahlar Dernegi Yönetim Kurulu Üy., Beşiktaş Spor Kulübü Basın Sözcüsü Prof. Dr. Mete DÜREN

‘MR her zaman anormallik bulur, çoğu dikkate alınmamalı’

MR’ın her zaman bir anormallik bulduğu ve çoğunun dikkate alınmaması gerektiği düşüncesini doğru buluyorum. Biz zaten oradaki MR bulgusuna göre ameliyat önermek için değil de, bizim ön tanımızı doğrulamak amacıyla hastalarımızdan MR istiyoruz. Ön tanıdaki ortaya çıkan hadise ameliyat gerektiriyorsa o zaten başka bir meseledir. Ama ön tetkiklerde bulguya rastlanmadan sadece MR öyle gözüküyor diye ameliyat olmaz. Biz sonuçta hastayı tedavi ediyoruz görüntüyü değil. Hastanın şikâyeti yoksa MR’daki görüntüsü bozuk diye ameliyat olmasına gerek yok. Özellikle sporculara bakarsak geçmiş dönem yaralanmalarından kaynaklı olarak MR’larında neler neler çıkar o yüzden sadece görüntüyü değerlendirmemek lazım. Yani spor yapmayan biri ile spor yapan biri arasında çok büyük farklar vardır.

‘Biz hastaları tedavi ederiz MR’ları değil’

İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Spor Hekimliği Anabilim Dalı Öğr. Üy., Milli Takımlar Spor Hekimliği ve Atletik Performans Departmanı Üy. Doç. Dr. Bülent BAYRAKTAR

BİR hasta size geldiğinde, klinik değerlendirmesinin çok iyi yapılması gerekir. Klinik bulgular ve ön tanıya göre tetkik planları yapılır. Bu tetkiklerin de yine klinik değerlendirmeler ile verifiye edilmesi gerekir. Bazen, klinik açıdan hiç sorun çıkarmamış birtakım patolojik görüntüler ya da o görüntüleri anımsatacak izlenimler yakalanabilir MR’da. Söz konusu araştırmada bahsedilen de bu. Ancak Türkiye’de çok fazla MR çekiliyor.

Hatta ne yazık ki şöyle kötü bir durum da var: Hasta, klinik muayenesini yaptırmadan, hekimle görüşmeden konuyla ilgili tetkik yaptırıp hekimine bu tetkiklerle gidebiliyor. Ve genelde bu tetkik üzerinde yazan şeyleri internet üzerinden araştırıp, müthiş bir bilgi kirliliğiyle kendi kendine teşhis koyuyor, hatta kendi kendine tedavi yöntemleri araştırıyor. Hekim MR çektirmek istiyor emin olmak istiyor, bazen hekim MR istemediği için hasta şikâyet ediyor vb. Bu sürecin her aşamasında hekime de, hastaya da, sağlık kuruluşlarına da hatta medyaya da görev düşüyor. Hekimlikte bir söz vardır, biz hastaları tedavi ederiz, MR’ları değil. Bunu unutmamak ve MR’ı bunu düşünerek kullanmak gerekiyor.

Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mutlu CİHANGİROĞLU

‘Gereksiz yere MR çekiliyor, hastalar yanlış tedavilere yönlendiriliyor’

DÜNYADA olduğu gibi, Türkiye'de de MR konusunda aynı sıkıntılar var. Bir taraftan yoğun bir MR talebi var hastalardan gelen, diğer yandan sınırlı endikasyonlarla MR çekilmesi gerekliliği. MR çekildiğinde her şekilde bir yerden problem çıkıyor ve hasta kimi zaman gereksiz tedavilere yöneltilebiliyor. Burada temel nokta, hastanın net olarak şikâyetinin olması gerektiği. Hastanın şikâyeti olduktan sonra, doktor muayene bulgularıyla net tanıya gidemiyorsa o zaman MR çekilmesinde yarar var. Fakat yoğun bir MR talebi var. Tüm çalışmalar performans sistemi üzerinden gittiği için, MR ihtiyaçtan fazla kullanılıyor. Ama bu sayının net bir istatistiği yok. Peki hasta nasıl ayırt edecek sonuçların doğruluğunu ve gerekli olup olmadığını? Hasta bunu ayırt edemez, her şey hekimin vicdanına kalmış. Bu konularda Sağlık Bakanlığı'nın ciddi bir denetleme yapması gerekiyor.

GÜLİN YILDIRIMKAYA
[email protected]

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
    SON DAKİKA