23 Aralık 2024
  • Ankara2°C
  • İstanbul6°C
  • Bursa5°C
  • Antalya11°C
  • İzmir9°C

MEME KAYBI ARTIK YOK!

Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Sıdıka Kurul; meme kanseriyle ilgili soruları yanıtladı. "Ameliyat olurken bile aceleci bir milletiz" diyor ve ekliyor:

Meme kaybı artık yok!

10 Mayıs 2012 Perşembe 10:38

Prof. Dr. Sıdıka Kurul "Ameliyat olurken bile aceleci bir milletiz" diyor ve ekliyor: Kanser teşhisi konulduğunda, hasta hemen ameliyat oluyor ve memesi alınıyor. Oysa meme kaybı olmadan farklı tedaviler de uygulanabilir...

İLAÇLA TEDAVİ
Meme kanseri cerrahisinde yapılan en büyük hata nedir?

Tedavisi sürekli değişen kanser; meme kanseridir. Son zamanlarda Neoadjuvan tedavi uygulanıyor. Bu yaklaşımda; önce ilaç tedavisi yapılıyor, ardından cerrahi tedavi. Türkiye'de insanlar kanser lafını duyduklarında panik oluyorlar. 'Hastalık ilerler' diyerek apar topar ameliyat olmak gibi toplumsal bir refleksimiz var! Ama bu hastalıkta apandisit gibi acele edilmez. Doğru yaklaşım; hemen kitleyi almak yerine, kalın iğneyle memedeki kitleden parça almak ve onagöre tedaviyi planlamaktır. İlaç, ışın ve cerrahi tedavi modelleri sırasıyla kullanılmalı. Yeni ilaçlar ve ışın tedavisindeki gelişmelerle; ileri meme kanserli hastalarda, memeyi korumak veya korunamıyorsa, meme oluşturmak mümkün.

Meme kanseri cerrahisindeki yenilikler neler?
Artık hedef; memeyi koruyarak cerrahi yapmak. Koltuk altındaki lenf bezleri de körlemesine alınmıyor. Koltuk altı cerrahisi sınırlandırıldı. Nöbetçi lenf bezi biyopsisi yapılıyor, ardından koltuk altı için karar veriliyor. Memesi tamamen alınan hasta sayısı giderek azalıyor. Çok daha yeni olan bir yöntemde ise; kadının meme derisi korunuyor, sadece meme derisinin içindeki doku çıkarılıyor. Yerine protez, balon ya da hastanın kendi dokusu kullanılarak yeni meme yapılıyor. Buna 'meme derisi koruyucu cerrahi' deniliyor.
genetiği önemli

Meme boşaltılıp yerine yeni meme yapıldıktan sonra sıçrama olursa ne yapılıyor?
Uzak metastaz yaparsa; örneğin kemikte çıkarsa, tümör ilaçla tedavi ediliyor ya da kemik metastazı olan birime radyoterapi yapılır. Meme yapılan yerde tekrarlama varsa; nükseden yer çıkarılıp radyoterapi uygulanır.


Silikonların kanser yaptığı gerçek mi?
Literatürde böyle bir vaka yok! Ama meme protezi yapacağımız kişinin ailesinde kanserin olup olmadığını öğrenmek gerekir. Varsa meme büyütmek yerine; tam tersine meme derisinin içerisinin boşaltılıp yeniden meme yapılması şart! Bunun dışında protezi ya da silikonu olan kadının, diğer kadına göre kanseri olma riski fazla değildir.

YAĞ ENJEKSİYONU
Memedeki fibrokistler alındığı zaman, bölgede çökme olursa; yağ enjeksiyonu uyguluyoruz. Hastanın yağını birtakım işlemlerden geçirerek kendisine naklediyoruz. Bu işlem, ilk olarak insanın yüzünde yapıldı. Ama artık vücudun her tarafına uygulanıyor. Liposuction yapar gibi yağını alıyoruz ve memesine bu yağı ekliyoruz.

MEME KAYBI ARTIK YOK
Meme kanseri olanlar artık memelerini kaybetmek ya da deforme memeyle yaşamak zorunda değil!. Eğer isterlerse, ameliyat masasından, memelerini bırakmadan kalkabilirler.

ESTETİK CERRAHİ ŞART MI, LÜKS MÜ?
Memeyi koruyucu cerrahinin yapıldığı durumlarda; kadının memesi büyükse kanserli dokuyu alıyoruz, ardından büyük veya sarkık memeyi de düzeltiyoruz. Hasta hem kanserden, hem de memelerinin kötü görünümünden kurtulmuş oluyor.
Meme derisinin veya başının korunduğu durumlarda; plastik cerrahi, genel cerrahi ile eş zamanlı olarak yeni meme yapıyor.
Memesi alınacak hastalarda ise; eş zamanlı meme onarımı plastik cerrah tarafından gerçekleştiriliyor. Hasta, ameliyat sonrası radyoterapi alacaksa, kendi dokusu kullanılarak meme yapılıyor. Almayacaksa, silikon implantlarla meme onarılıyor.

KANSER TEŞHİSİNİ PROTEZ ENGELEMEZ
Protezlerin, meme kanseri teşhisini engellediği söyleniyor, doğru mu?
Meme protezlerinin, meme kanserinin teşhisini geciktirdiği yönünde endişelerimiz vardı. Sebebi; yukarıdan deri, alttan da protez bastırdığı için, meme dokusu arada sıkışıyordu. Bu sıkışıklık yüzünden; mamografi de meme kanserinin erken belirtisi olan mikrokalsifikasyonlar (meme dokusu içinde minik kireçlenmeler) görülemiyordu. Günümüzde ise mamografi tekniklerinde bazı değişiklikler yapıldı. Şimdi protezli memeleri çok rahat şekilde mamografi ile değerlendirebiliyoruz. Ayrıca artık radyologlar da meme MR'ı konusunda çok daha tecrübe sahibi...
 

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA