22 Aralık 2024
  • Ankara4°C
  • İstanbul7°C
  • Bursa5°C
  • Antalya13°C
  • İzmir9°C

LAPAROSKOPİK YÖNTEMLE 1 CM.’LİK KESİDEN AMELİYAT!

Gelişen teknolojinin tıp bilmine yaptığı katkılar, vücutta açılan 1 cm.’lik bir kesiden girilerek ameliyat yapmayı mümkün kılıyor. Uzmanlar, laparoskopinin,..

Laparoskopik yöntemle 1 cm.’lik kesiden ameliyat!

10 Mart 2011 Perşembe 21:05

Gelişen teknolojinin tıp bilmine yaptığı katkılar, vücutta açılan 1 cm.’lik bir kesiden girilerek ameliyat yapmayı mümkün kılıyor. Uzmanlar, laparoskopinin, cerrahi branşların son 20 yılına damga vurduğunu düşünüyor.

İlk uygulamaların üzerinden sadece 25 yıl geçse de, laparoskopik cerrahinin temeli 200 yıl öncesine dayanıyor. O günlerde yalnızca bir hayal olan laparoskopik yöntemde, ameliyatlar iki ya da üç delikten karnın içine sokulan kamera ve cerrahi aletler ile gerçekleştiriliyordu. İlk kez safra kesesi ameliyatlarında uygulanan laparoskopik yöntem, bugün karın bölgesindeki her türlü cerrahi işlemde kullanılabiliyor. Bu durum, gelişen teknolojinin tıp bilimine sağladığı katkıları da gösteriyor. Prof. Dr. Özgür Yağmur, laparoskopik yöntemi “Cerrahi branşların son 20 yılına vurulan damga” olarak nitelendiriyor.

ANAHTAR DELİĞİNDEN AMELİYAT
Açık cerrahi yöntemin dezavantajları olan, kimi zaman 25 cm.’i bulan kesiler ve ameliyattan kalan izler laparoskopik cerrahi sayesinde artık günümüzde yaşanmıyor. Çünkü laparoskopik cerrahi, en büyüğü 1 cm. genişliğindeki iki ya da üç delikten sokulan aletlerle bu organlara yönelik sorunların giderilmesini sağlıyor. Genel cerrahi uzmanlık eğitimine başladığı yıllarda bir hocasının, “Anahtar deliğinden ameliyat yapılabileceğine inanmıyor musunuz?” diye sorduğunu anlatan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Özgür Yağmur, son 20 yılda ulaşılan duruma dikkat çekiyor. Karın bölgesinde yapılan; apandisit, safra kesesi, fıtık, böbrek üstü bezlerinin tümörleri, reflü, dalak, karaciğer ameliyatlarının tümü laparoskopi yöntemi ile yapılıyor. Prof. Dr. Yağmur, “İzsiz ameliyatlar giderek hayatımıza daha fazla giriyor. Tüm bunlara rağmen laparoskopi henüz çocukluk dönemini yaşıyor; her alanda daha büyük gelişmeler yaşanacak” diyor.

LAPAROSKOPİYE UYGUNLUK
Hastanın kan değerleri ve yapılan tetkiklerde ortaya çıkan sağlık durumu laparoskopik cerrahiye uygunluk kararının verilmesinde önemli rol oynuyor. Özellikle diyabet gibi kanama riskinin bulunduğu ve yaraların zor iyileştiği durumlarda laparoskopi tercih ediliyor. Bir diğer mecburi grubu da obezler oluşturuyor. Prof. Dr. Yağmur obez hastaların durumunu, “130 kiloluk bir hastanın safra kesesinin alınması gerekiyor. Siz eğer bunu açık ameliyat yöntemi ile yaparsanız, karın bölgesinde 20 cm.’lik kesi olması şart. Üstelik kalın yağ tabakası ve geçilmesi gereken karın katmanlarının da unutulmaması gerekiyor. Kesi ne kadar büyükse, fıtıklaşma riski de o kadar artıyor. Obez hastalarda genellikle tansiyon, şeker gibi hastalıklar da oluyor. Eşlik eden bu hastalıklar normal bir ameliyattan sonra yaşanacak endikasyon riskini de artırıyor. Bu yüzden obez hastalarda laparoskopik cerrahiyi tercih etmek daha avantajlı oluyor” sözleriyle açıklıyor.

TABURCU OLMA SÜRESİ KISALIYOR
Hastanın daha az travmatize olduğu; küçük kesi nedeniyle kanama, enfeksiyon ya da endikasyon riskinin çok azaldığı laparoskopik yöntemin faydalarının başında ameliyat sonrası taburcu olma süresinin kısalmasının geldiğine de dikkat çeken Prof. Dr. Özgür Yağmur, “Bu yöntem sayesinde hastalar gündelik yaşamlarına ya da işlerine en kısa sürede dönebiliyorlar. Özellikle bir an önce iş hayatına dönmek isteyen hastaların cerrahilerinde laparoskopiyi tercih etme zorunluluğu doğuyor” diye konuştu.

Acıbadem Adana Hastanesi
Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Özgür Yağmur

Yorumlar
SON DAKİKA