23 Kasım 2024
  • Ankara16°C
  • İstanbul5°C
  • Bursa3°C
  • Antalya20°C
  • İzmir13°C

KOLESTEROL TARTIŞMASINDA İKİNCİ PERDE

Verdiği röportajda “Kolesterol hastalık değildir” demeci tıp dünyasını ikiye böldü. Konuyu enine boyuna inceledik. İşte dünyaca ünlü uzmanlar ve Türk akademisyenlerin söyledikleri...

Kolesterol tartışmasında ikinci perde

11 Aralık 2011 Pazar 13:09

Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay ile Prof. Dr. Ahmet Aydın’ın iki hafta önce STAR PAZAR’a verdiği röportajda “Kolesterol hastalık değildir” demeci tıp dünyasını ikiye böldü. Konuyu enine boyuna inceledik. İşte dünyaca ünlü uzmanlar ve Türk akademisyenlerin söyledikleri...

Her şey 27 Kasım 2011 tarihinde STAR PAZAR’da yayımlanan bir röportajla başladı... Karatay Diyeti’nin yazarı Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay ve Taş Devri kitabını yazan Prof. Dr. Ahmet Aydın ile bir kebapçıda buluştuk. Türkiye’nin en çok satan diyet kitabına imza atan iki profesör kolesterol diye bir hastalık olmadığını aksine ‘iki gözü olan her canlı’da bulunan kolesterolün yararlı olduğunu dile getirdi. Ve eklediler: “Kolesterol hastalığı uydurmadır.”

Bu röportajdan sonra tıp dünyası ikiye bölündü. Televizyon yayınlarına çıkan ve gazetelere demeç veren konunun uzmanı profesörlerden kimi Aydın ve Karatay’ın açıklamasını “İnsanların sağlığıyla oynuyorlar” diye değerlendirip sert tepki gösterdi, kimi ise iki bilimadamıyla hemfikir olduğunu söyledi. Kısaca STAR PAZAR’da yayımlanan röportajdan sonra adeta ‘kolesterol savaşı’ başladı.

Burgerin içine de koyalım

Aslında bu savaş, dünyada yıllardan beri sürüyor. The International Network of Cholesterol Skeptics (Uluslararası Kolesterol Skeptikleri Ağı) adlı platformda İsveç’ten ABD’ye, Hindistan’dan İngiltere’ye 94 biliminsanı kolesterolle ilgili tüm kuşkularını dile getiriyor. Bu grubun tek Türk üyesi ise bizdeki tartışmanın fitilini ateşleyen Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay. Kolesterol tartışmaları üç yıl önce en üst noktaya ulaştı. Bunun nedeni dünyada en çok satan ilacın kolesterol ilacı olmasıydı. Dünyanın saygın dergilerinden Business Week’in kapağına taşıdığı ve tıp literatüründe statinler olarak bilinen bu ilaçların kalp krizi riskini azaltmadığı aksine bu ilaçların ciddi yan etkileri olduğu belirtildi.

Kolesterol konusunda yapıyan tartışmalarda zaman zaman ilginç öneriler de sunuldu. Örneğin ‘McStatin’ olarak adlandırılan hamburger konusu... Amerikan Kardiyoloji Dergisi’nde yayımlanan bir makalede İngiliz biliminsanları burger, kızarmış patates gibi yağlı yiyeceklerin yanında veya içinde statin verilmesini önerdi. Bu öneri dünya kamuoyunda çok eleştirildi ve aptalca bulundu!

Hala bir sonuca ulaşılmadı

Tartışmayı başlatan Karatay ve Aydın, bilimsel araştırma ve kanıtlarını Sağlık Bakanlığı’na ve Sağlık Komisyonu’na sunacaklarını açıkladı. Türk Kardiyoloji Derneği bir basın toplantısı düzenleyerek kolesterolün hastalık olmadığını söyleyip ilaçlara karşı çıkan profesörler için “Onların hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz. Söyledikleri doğru değil” açıklamasını yaptı.

Dünyada hala bir sonuca ulaşılmayan tartışmada kim haklı kim haksız henüz belli değil. Bu tartışma çok su kaldırır ama konuyu gündeme getiren yayın olarak, bu sorunu bir de tıp etiği ve hastaların ne yapması gerektiği açısından masaya yatırdık. ABD’den dünyaca ünlü profesörlere, Türkiye’den uzmanlara sorduk. İşte kolesterolde ikinci perde...

Doktorlar ilaçların yan etkisini anlatmıyor

ABD’deki Teksas Üniversitesi’nden tıp etiği profesörü Howard Brody, yıllardır kolesterolün bir hastalık olmadığı konusunda açıklamalar yapan bir isim. Prof. Dr. Brody’e tıp etiği açısından ne yapılması ve hastaların nasıl davranması gerektiğini sorduk...

Kolesterol bir hastalık mı?

Hastalık değil. Kolesterolü yüksek olan birçok kişi kalp krizi geçirmedi. Bugünkü ilaç pazarındaki sistem, gerçek hastalıkların risk faktörleri konusunda kafa karıştırmak.

Neden?

Risk faktörlerini kontrol eden ilaçlar, ancak güvenli ve makul fiyatta olduklarında ve ileride ortaya çıkabilecek ciddi bir hastalık tehdidini azaltmaya yaradıkları gösterilebildiğinde yasaldır. Büyük bir ihtimalle bu konuda bugün verebileceğimiz en iyi örnek yüksek tansiyonu kontrol altına alan ilaçlar. Bunların en ucuz olanlarının nispeten daha güvenilir bulunduğu ve bilimsel araştırmalar sonucunda gelecekteki inme ve kalp krizi riskini azalttığı gösterildi. Bir ilacın fiyatı arttıkça daha güvensiz hale geldikçe bu ilacı kullanma ihtiyacı da azalır. Statinlerin, kalp-damar hastalığı, kalp krizi geçiren hastalar arasında gelecekteki ciddi hastalık riskini azaltmada çok etkili olduğu görüldü. Ama şu ana kadar damar hastalığı emaresi göstermemiş ve yüksek kolesterolü olan hastalar arasında sonraki riskleri düşürdüğüne ilişkin delil yok.

İlacın yan etkileri nedir?

Karaciğer ve kas için büyük risk taşıyor. En tehlikeli yan etkisi, neyse ki nadir, kas dokusunu bozması ve böbreklerde hastalığa yol açması. En yaygın yan etkisi kas ağrısı ve halsizlik. Çok yaygın olan bir durum var; birçok doktor bunun ilaçtan kaynaklandığını fark etmiyor.

Yıllardır bu konu tartışılıyor. Arada keskin bir çizgi var, hastalıktır ya da değildir diye. Hastalar kime inansın?

Bu noktada iki etik konu var. Birincisi hastaların tedavi yöntemleri konusunda nasıl bilgilendirilmesi gerektiği. Doktorların ‘Bu ilacı al kullan’ demesi yerine statinler gibi ilaçların yan etkileri ve yararlarını açıklaması, hastanın da buna göre bir karar vermesi daha doğru. Hastaların, araştırmaları bilseler, ilaçları almayacaklarını düşünüyorum. Bunlar ömür boyu kullanılan ilaçlar ve dolayısıyla doktorların yan etkilerini açıklamamasına anlam veremiyorum. İkinci etik konu ise hekimlere ilaç endüstrisi arasındaki ilişki. ABD’de yapılan son araştırmalara göre hekimlerin yüzde 85’i ilaç endüstrisiyle bir şekilde ilişki içinde. Eminim agresif bir ilaç pazarlaması olmasa statinleri daha az hasta kullanırdı.

Önce kitabını yazdım şimdi belgeselini yapıyorum

JUSTIN Smith, 29 Billion Dollars Reason To Lie About Cholesterol (Kolesterolle ilgili yalan söylemek için 29 milyar dolarlık neden) kitabanın yazarı. Son birkaç yıldır daha geniş kitlelere ulaşmak için 29 Billion (29 Milyar) adlı bir belgesel hazırlıyor. Yıllarca BBC’nin fitness merkezinde eğitmenlik yapan ve beslenme uzmanı olan Smith, kitabı ve belgeseliyle konuyla ilgili uğraşan kişilerin yakından takip ettiği bir isim. Smith ile kitap ve belgeseli için yaptığı araştırmaları konuştuk.

Neden kolesterole karşı mücadele ediyorsunuz?

Sekiz yıl önce kolesterolün kalp hastalıklarına yol açmadığını öğrendim. O zamanlar profesyonel fitness eğitmeniydim ve beslenmeyle ilgili araştırmalar yapıyordum. Konuyu araştırdım ve pek çok uzmanla görüşüp kitap hazırladım. Hazırlığını sürdürdüğüm belgeselimle daha geniş kitlelere bunu anlatacağım. Şimdi ABD’ye gidip orada da kardiyolog ve doktorlarla görüşeceğim.

Kitap ve belgeselinizin adı neden 29 milyar?

Kolesterol düşürücü ilaçlar global bir endüstri. Kolesterol düşürücüler ilaç şirketleri tarafından kar etmek için çıkarıldı. Bir rakam vermek zor ama her yıl 29 milyar dolarlık kolesterol düşürücü üretiliyor. 29 milyar aynı zamanda İngiltere’de de bir anlama sahip çünkü kalp krizleri ülke ekonomisine her yıl 29 milyar pounda mal oluyor. Kolesterole odaklanılmış, kalp hastalıklarının gerçek nedenleri araştırılmıyor. En büyük maliyet kayıplarından biri de kalp hastalıklarının nedenlerini çözmek için kaybedilen fırsat.

Kolesterolle ilgili araştırmalarınız sonucunda neler buldunuz?

Bir kişinin kolesterol seviyesinin o kişinin kalp hastası olma riski ve kalp krizi geçirme olasılığını söylemeyeceğini... Pek çok farklı ülkeden verilere baktığımızda da kolesterol seviyesiyle kalp hastalıkları arasında bir ilişki yok. Kalp krizi geçirenlerin kolesterol seviyesi toplumda pek çok kişininkiyle aynı. Hatta genelde insanlar düşük kolesterolle kalp hastalıklarından vefat ediyor.

İnsanlar yıllardır kolesterol hastalığıyla aldatılıyor mu?

Evet, yüksek kolesterol uyduruk bir hastalık. Bu hayali hastalık, ilaç endüstrisi tarafından insanlar korkutularak çok etkili bir şekilde pazarlanıyor. Bana göre pek çok doktor yanlış bilgilendirilmiş. Endişe verici olan nedir biliyor musunuz? ABD’de dokuz yaşındaki çocuklara yüksek kolesterol testi yapmayı dile getiriyorlar. Kolesterol beyin ve sinir sisteminin sağlıklı gelişimi için büyük önem taşıyor. Çocuklar üzerinde uyduruk bir test yapma fikri endişe verici.

Buna ‘Hastalık değildir’ demek ‘Dünya düzdür’ demek gibi bir şey

KOLESTEROL hastalık değildir” diyenleri bir basın toplantısı düzenleyerek yalanlayanların başında Türk Kardiyoloji Derneği geldi.

Derneğin Genel Sekreteri Prof. Dr. Mehmet Aksoy, tartışma kapsamında bundan sonra ne yapacaklarını anlattı...

Basın toplantınızda “Kolesterol bir hastalık değildir” diyenler hakkında suç duyurusunda bulundunuz. Nedir son gelişme?

Sağlık Bakanlığı’na müracaat ettik. Çünkü otorite olan bakanlığın bu konuda bir görüş bildirmesi lazım. Hekimlerin yüzde 99.9’u kılavuzlara göre tedavi uyguluyor. Uluslarası komiteler bu konuda 1988’de bir çalışma yayımladılar, kolesterol ilaçlarının kalp hastalıklarını azalttığı belirtiliyordu. Bu yıl Avrupa Kardiyoloji Derneği’nin çalışmasına göre kolesterol 40 mg düşürüldüğünde kalp hastalıkları riski yüzde 10, kalp krizi riski yüzde 20, inme riski yüzde 17 azalıyor. Yan etki sıklığı ise 10 binde birin altında. Toplumda öyle bir dezenformasyon başlatıldı ki yüzde 90’ı yalan.

Bu tartışma aslında yıllardır tüm dünyada yapılıyor. Karşı çıkanların hepsi mi yalan söylüyor?

Tabii ki bilimde her zaman şüpheci olmak lazım. Bilimsel araştırmalar yapılmalı, bunlar saygın dergilerde yayımlanmalı. Ahmet Aydın ve Ahmet Rasim Küçükusta, işin uzmanı değil, bir tane kalp krizi görmemişler, kalp hastalarını tedavi etmiyorlar. Bilimsel araştırmaları da yok. ‘Kolesterol hastalık değildir’ demek ‘Dünya düzdür’ demek gibi bir şey. Bilimadamı olarak tabii ki sorgulayacaklar ama bilimsel ortamda yapmalılar.

Peki siz karşı çıkan profesörleri çağırıp bu konuda bir kongre düzenlemeyi düşünüyor musunuz?

Bize gelip tebliğ sunma talebinde bulunurlarsa seve seve kabul ederiz.

Hekimlerin yüzde 99.9’u kılavuzlara göre tedavi uyguluyor, kolesterolün bir hastalık olduğunu kabul ediyorsa neden buna karşı çıkanları mahkemeye vermek istiyorsunuz?

Mahkemeye verme taraftarı değiliz. Burada bir vicdan durumu var. Hastalarda ciddi bir soru işareti oluşuyor. Ezcanelerden duyuyoruz, hastaların yanı sıra hekimler bile ilacını bırakma eğiliminde. İstiklal Caddesi’nde yürüyen birinin pantolonunda delik açılsa herkes dönüp bakar. Bu da onun gibi. Kolesterolle ilgili bir kişi aykırı bir şey söyledi, üyelerimizden hastalara herkes bizi arayıp soruyor. Mesleki kuruluş olarak tartışmaya müdahil olmamız gerekiyordu. Bunun vebali var. Yarın öbür gün ölümler yaşandığında ne olacak?

Reçeteye ilaç adı yazılmıyor

Yurtdışında bu konuda yapılan tartışmanın ekseninde ilaç firmaları da var. Hekimlerin kolesterol ilaçlarını ilaç firmalarının etkisinde kalarak yazdığı iddia ediliyor.

Her meslekte olduğu gibi bizim de aramızda çürük elmalar var ama hiçbir hekim arkadaşım bunu yapmaz. Bu ilaçlar raporla veriliyor, pratisyen hekim zaten yazamıyor. Reçeteye yazılan ilacın adı değil, etken maddesi. İlacı eczane satıyor. Dolayısıyla arada çıkar ilişkisi olamaz.

Sizin söylediğinize göre sadece üç profesör kolesterolün bir hastalık olmadığını söylüyorsa neden hastalar ilaçlarını kullanmayı bırakıyor?

Psikolojik olarak bir ilaca başlamak zordur ama bırakmak kolaydır. Aykırı sözler daha çok ilgi görüyor. Dediğim gibi iki hoca bu işin uzmanı değil, kardiyolog olan Canan Karatay ise uzun süredir hasta bakmıyor.

Geçen haftaki basın toplantınızda yanınızda yıllar önce “Yumurta kolesterolü yükseltiyor” deyip sonra yanlış yaptığını söyleyip özür dileyen Prof. Dr. Bingür Sönmez de vardı. Ona da tepki göstermiş miydiniz?

Bingür Hoca sevilen bir isim. Özür dilemek de bir erdemdir. O sözü söylediğinde kendisini aramıştık ve konunun abartıldığını söylemişti.

Kolesterolün iyisi kötüsü yok sizden iyi olmasınlar hepsi iyi!

STAR PAZAR’a iki hafta önce röportaj veren ve kolesterolün bir hastalık olmadığını hatta iki gözlü her canlıda bulunduğunu belirten İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Ahmet Aydın, söylemlerinden sonra ortaya çıkan tartışmayla kimin ak kimin kara olduğunun ortaya çıktığı görüşünde: “Bana karşı çıkanlar benden daha zeki. Onlara ‘Bilmiyorsanız cahilsiniz, bilip de yapmıyorsanız ahlaksızsınız’ dedim. Cevapları ‘Hık, mık’ oldu. Bu tartışma kolesterol lobisiyle karşıtları arasında yıllardır sürüyor. İlaçlar 1980’lerde kullanılmaya başlandı, son 10 yılda ayyuka çıktı! Bu ilaç erkeklik hormonunu azaltıyor. Söylesinler bir hastaya bunu, bakın bakalım o kişi ilacı kullanıyor mu? Doktorlar ilaçların yan etkileri konusunda hastalarını uyarmıyor! Kolesterolü yüksek olan da düşük olan da kalp hastalığı riskine sahip.”

Kongreler bayi toplantısı gibi

Türkiye’de her yıl yaklaşık 10 kardiyoloji kongresinin düzenlendiğini belirten Aydın, bunları ‘bayi toplantıları’na benzetiyor: “Türkiye’de bilimsel patlama mı yaşandı da bu kadar kongre yapılıyor! Yazın Antalya ve civarında, kışın Uludağ gibi yerlerde düzenleniyor. Bu, doktorlara rüşvet vermenin en kolay yolu!”

“Kolesterolü yüksek olan da düşük olan da ilaç kullanmasın” diyen Ahmet Aydın “İyi ve kötü kolesterol nedir sorumuza şu yanıtı veriyor: “Sizden iyi olmasınlar hepsi iyi! LDL ihtiyacımız olan kolesterolü çeşitli dokulara taşır, HDL ise kolesterol artıklarını toplayarak karaciğere taşır. Mühim olan bunların görevlerini doğru yapmaları, kötü yola düşmemeleridir. Bu da doğru beslenmeyle olur.”

Hastalar hekimine inanmalı

ULUDAĞ Üniversitesi Tıp Fakültesi Deontoloji Anabilim Dalı Başkanı ve Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği Başkanı Prof. Dr. Ayşegül Demirhan Erdemir, kolesterolle ilgili başlayan tartışma konusunda hastalara şu öneride bulunuyor: “Bir hasta, fenni açıdan doğru yanıt veren hekimine inanmalı.”

Peki televizyonda konuşan profesörken bir hasta aile hekimine inanabilir mi? Tıp otoritelerinin konuyla ilgili kongre, toplantı da düzenleyebileceğini belirten Erdemir bunun hastalar içinde yararlı olabileceğini savunuyor: “Konu masaya yatırılabilir. Çoğunluk ne ise gerçeklik odur. Böylece hastalar kendilerini aldatılmış hissetmezler. Konu televizyonda da tartışılabilir. Yıllardır doğru bilinen bir şeyin aksini söyleyenler çıkabilir. Hastalar kötü etki altında kalmasın, hekimine güvensin.”

Bazı kişilerde yararı tartışılmaz

İSTANBUL Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Kerim Güler kolesterol ilacının yararının bazı hasta gruplarında şart olduğunu söylüyor: “Eğer hasta diyabetik, hiper tansiyon hastası veya kalp rahatsızlığına sahipse, aynı zamanda kolesterolü de yüksekse ilaçla tedavi edilmeli. Kolesterolü yüksek olup hastalığı olmayanlara Akdeniz tipi beslenme ve egzersizi öneriyoruz. Eğer düşmezse ilaçla tedaviye başlanabilir.”

Kolesterol ilaçlarının yan etkilerini hatırlattığımız Güler “Hiçbir ilaç lüzumsuz kullanılmamalı. Hekim karar verir. Sonuçta kar-zarar hesabı yapmak lazım. İlaç uygun hastalarda kullanılmalı” yanıtını veriyor.

Profesör olmuşlar ama bilimadamı olamamışlar!

KLİNİK Farmakoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Cankat Tulunay, mesleği gereği yıllardır ilaçlar üzerine çalışan bir isim. Kolesterol ilaçlarının kullanılmasına tamamen karşı çünkü kolesterolün bir hastalık olmadığına inanıyor: “Bu, karaciğerde işlenen bir madde ve çoğunu vücudun kendisi yapar. Kolesterolün anormal artışı bazı hastalıkların belirtisi olabilir ama ne kadar artarsa? Bundan 30-40 yıl önce 260 mg/desilitre kolesterol normal kabul ediliyordu, şimdi bu rakam 200’e düşürüldü. Neden indirildi, neden kolesterolle hastalık ilişkisi kuruldu? Türkiye’de 2010’da statinlerin pazarı yaklaşık 300-400 milyon dolar. Kardiyovasküler hastalıklar için 1.8 milyar dolar harcanmış.”

Kanserde artış yaşanabilir

Pek çok profesör kolesterolün hastalık olduğunu söylerken bir grup ise bu fikre karşı çıkıyor. Tulunay “Kolesterol ilaçlarının pek çok yan etkisi var” diyerek bunların ilaçların prospektüsüne yazıldığını söylüyor: “Yan etkilerine baksınlar bakalım. Profesör olmuşlar ama bilimadamı olamamışlar! Bu ilaçlar karaciğer için toksik, katarakta neden oluyor, adele zafiyeti ve kas erimesine sebep. Bir de kolesterol seviyesi düşük olanlarda kanser riski daha yüksek. 130’a düşürülürse kanserde artış yaşanacaktır.” Tulunay’ın kolesterolle konusunda orta yolu bulma gibi bir önerisi de var: “Bu ilaçları sağlıklı insanda kullanmak cinayettir! Kolesterolü 300-400 olanlar, aynı zamanda şeker ve tansiyon gibi risk faktörü bulunanlar hekimlerine danışarak kullanabilir.”

İnci Döndaş/Star Gazete

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA