23 Aralık 2024
  • Ankara0°C
  • İstanbul8°C
  • Bursa3°C
  • Antalya11°C
  • İzmir9°C

KÖK HÜCREYLE MEME ESTETİĞİ

Kök hücre ile zenginleştirilmiş yağ transferinin 10 yıl içerisinde meme estetiğinde tek yöntem olacağı öngörülüyor. Tespit, Opr. Dr. Bülent Cihantimur’a ait. Cihantimur, ‘Yöntem özellikle meme kanserinde devrim niteliği taşıyacak’ yorumunu yapıyor.

Kök hücreyle meme estetiği

19 Ekim 2010 Salı 09:36

Sadece hastanın kendi yağı kullanılarak yapılan meme büyütme ameliyatları giderek yaygınlaşıyor. Bunun için hastanın kök hücresi kullanılıyor. Yani estetik meme operasyonlarında kök hücre ile zenginleştirilmiş yağ transferi yapılıyor.

Üstelik yağdaki kök hücreleri elde etmenin diğer alternatiflere göre daha kolay ve ucuz olduğunu söyleyen Estetik ve Plastik Cerrahı Opr. Dr. Bülent Cihantimur, “Kök hücre ile zenginleştirilmiş yağ transferini meme estetiğinde yeni bir devrin başlangıcı olarak görüyoruz” diyor.

Kök hücreden zenginleştirilmiş yağ transferi ile meme rekonstrüksiyonu, yani memenin yeniden şekillendirilmesi ameliyatları Amerika, İtalya, Almanya, Japonya ve Kore’de yapılıyor. Bu ülkelerde yapılan ameliyatlardan etkileyici sonuçlar alındığını belirten Dr. Cihantimur, yağ hücrelerinden kök hücre elde etmenin avantajlı olduğunu söylüyor ve o avantajları şöyle anlatıyor:

“Kök hücre, öncü yani ana hücre demek. Bu hücreler daha sonra aldıkları sinyaller ile ihtiyaç olan doku hücresine dönüşebiliyorlar. Bu, deri, kemik, kas veya kıkırdak hücresi olabilir. Kök hücre kavramı tıpta son 10 yılda çok önem kazandı. Çünkü iyileşmeyen yaralar, diyabet, Alzheimer, Parkinson gibi tedavisi olmayan birçok hastalığın kök hücre tedavileri ile iyileştirilebileceğine dair birçok çalışma var.

YAĞDAN KÖK HÜCRE ELDE ETMEK DAHA KOLAY VE UCUZ
Vücudumuzda kök hücre elde edeceğimiz birçok kaynak bulunuyor. Embriyo, kordon kanı, plasenta, kan, kemik iliği ve yağ dokusu gibi. Bunlardan yağ dokusu dışındakilerden kök hücre hazırlamak daha zor, daha zahmetli, daha pahalı ve elde edilen kök hücre sayısı çok daha azdır. Bu nedenle yağ dokusundan kök hücre elde etme fikri her gün daha fazla değer kazanıyor. Yağ dokusu her insanın vücudunda fazlasıyla mevcut ve yağ dokusu içerisinde milyonlarca kök hücre bulunuyor. Üstelik elde etmesi diğer alternatiflere göre çok daha kolay ve ucuz. Ben Kore’den getirdiğimiz bir teknoloji kullanıyorum. Tamamen kapalı bir sistemle 70 dakika içerisinde 1 ml’de 1.000.000’dan fazla kök hücre içeren ürüne sahip oluyorum. Üstelik oldukça makul bir maliyetle…”

Bu yöntemin en çok meme estetiğinde kullanıldığını belirten Opr. Dr. Cihantimur, kişinin kendi kök hücresinden zenginleştirilmiş yağ dokusunu meme estetiğinde kullanmadaki amacı ise şu şekilde açıklıyor:

“Yağ enjeksiyonu zaten estetik cerrahide yaklaşık 30 yıldır kullanılan bir yöntem. Klasik yağ enjeksiyonu da yıllardır memeplastide kullanılıyor. Ancak verilen yağ miktarının kısa sürede eriyerek, miktarın yüzde 20-30 düşmesi, yağın memede canlılığını kaybederek kiste veya kalsifikasyona dönüşmesi gibi sorunlarla sıklıkla karşılaşıldı. Bu da meme kanserinin tanısında zorluk ihtimalini gündeme getirdi. İşte kök hücre ile zenginleştirilmiş yağ transferini, bu sorunları azalttığı için meme estetiğinde yeni bir devir olarak görüyoruz."

Dr. Cihantimur’a göre yöntem, hastanede kalış süresi, iyileşme süreci ve hastaya sağladığı konfor açısından klasik yağ enjeksiyonuna üstünlük sağlıyor.

DOĞALA YAKIN SONUÇ ALINIYOR
“Klasik yağ enjeksiyonu ile 3 seansta elde edebileceğimiz sonucu, bu yöntemle tek seansta elde edebiliriz. Klasik yağ enjeksiyonunda en önemli sorun; verilen yağ volümünün 3 ile 6 ay gibi bir sürede yalnızca yüzde 25-30’unun kalıcı olması, diğer kısmının ise erimesidir. Kök hücreden zenginleştirilmiş yağ transferinde ise kalıcılık oranı yüzde 60 ile 80’dir. Klasik yağ enjeksiyonunda bir diğer önemli sorun; verilen yağ hücrelerinin ölmesi ve enjekte edilen bölgede kist ve kalsifikasyona, yani doku sertleşmesine neden olmasıdır. Oysa yağı kök hücre ile zenginleştirdiğimizde, kök hücreler yağın enjekte edilen bölgede kanlanmasını ve canlı kalmasını sağlıyor. Böylece kist ve sertlik gibi komplikasyonların oranı çok aza inmiş oluyor. Sonuç son derece doğal oluyor, meme dokusundan ayırt edilemiyor. Hastanın hiçbir yerinde kesi olmuyor ve hasta aynı gün taburcu olabiliyor.”

Kök hücreden estetik meme operasyonları kimlere uygulanıyor, örneğin kanser nedeniyle memesinin bir kısmı veya tamamı ameliyatla alınmış hastalar da endikasyon grubunda yer alıyor mu? Opr. Dr. Cihantimur bu soruya cevap verirken, özellikle meme kanseri nedeniyle lokal veya total mastektomi yapılmış yani, memesinin bir kısmı veya tamamı alınmış hastalar için yöntemin devrim niteliğinde olduğunu söylüyor.

KENDİ YAĞINDAN MEME BÜYÜTME
“En önemli endikasyon budur. Eğer bu gerçekleşirse estetik cerrahide devrim olacak. Yani meme kanseri nedeniyle memesi alınmış kadınlara kendi yağları kullanılarak yeniden meme yapılabilecek. Hem de hiçbir kesi yapmadan, büyük riskli ve zahmetli ameliyatlara gerek olmadan.

 

 

 
Şu anda meme kanseri nedeniyle
memesi alınmış kadınlara yeniden
meme yapma yani, meme
rekonstruksiyonu için kullanılan çeşitli ameliyat teknikleri var. Ancak bu
tekniklerin uygulanması zor ve riskli
olduğu için hem hasta hem de
onkologlar tarafından tercih edilmiyor.
Bu yüzden kanser nedeniyle memesini kaybetmiş birçok genç kadın hayatını bu şekilde sürdürmek zorunda kalıyor.
 
Op. Dr. Bülent Cihantimur

 


 

İşte kök hücreden zenginleştirilmiş yağ transferi bu kadınların umudu olacak. Bu hastalarımız, herhangi bir riskle karşı karşıya kalmadan meme rekonstruksiyonu yaptırabilecek. Kök hücreden zenginleştirilmiş yağ transferi ile meme rekonstrüksiyonu şu anda Amerika, İtalya, Almanya, Japonya ve Kore’de bazı cerrahlar tarafından uygulanıyor ve gerçekten etkileyici sonuçlar alınıyor. Hem meme ile aynı kıvamda ve doğal şekilli meme yapılmakta hem de kök hücreler sayesinde memenin derisi de yeniden eski sağlıklı görünümüne kavuşturulmaktadır. Ancak kök hücre hazırlama işleminin pahalı olması nedeniyle yöntem henüz çok yaygınlaşamamıştır. Ama gelecek 10 yılda yeni meme yapmak için tek yöntemin, kök hücreden zenginleştirilmiş yağ transferi olacağını düşünüyorum.”

DOĞUM SONRASI MEME HACMİ KAYIPLARINDA ETKİLİ
Estetik Plastik Cerrahi Derneği Üyesi de olan Opr. Dr. Bülent Cihantimur, kök hücreden meme estetiği ameliyatlarında silikon veya dolgu malzemelerine gerek kalmayacağını söylüyor ve şöyle devam ediyor:

“Elde ettiğimiz sonuçlara bakılırsa kısa sürede başka bir malzemeye gerek kalmadan meme büyütme mümkün olacak. Aslında şu anda dünyada birçok cerrah benim gibi memeyi hastanın kendi yağını kullanarak büyütebiliyor. Ancak silikondaki gibi istediğimiz kadar büyüklük sağlayamamak ve ikinci bir seansın gerekli olma ihtimali gibi dezavantajları var. Ben özellikle doğum sonrasında memede az miktarda hacim kaybı olanlarda ve daha önce silikon ameliyatı yaptırmış ama sonucu kötü olmuş vakaların düzeltilmesinde birinci seçenek olarak yağ transferini kullanıyorum. Ama gelecek 10 yılda silikonun ‘out’, kök hücreden zenginleştirilmiş yağ transferinin ‘in’ olacağına kesinlikle inanıyorum.

 


En fazla 10 yıllık bir geçmişi olan uygulama son beş yılda hızla yaygınlaştı, çünkü elde edilen ilk sonuçlar yüz güldürücü. Hatta sadece Avrupa’da bu konu ile ilgilenen doktorların üye olduğu iki ayrı dernek var. Bunun benzerleri Amerika, Güney Amerika ve Asya’da da var. Ben bu yıl sadece bu konu ile ilgili 3 kongreye katıldım. En son Almanya’da katıldığım bir kongrede verilen rakamlara göre son 5 yılda Avrupa’da 6000 vakaya uygulama yapılmış. Türkiye için çok yeni bir uygulama ancak bizim uygulama tekniğimiz ve elde ettiğimiz sonuçlar, katıldığımız her toplantıda hayranlık uyandırıyor.”

 

DAHA SOMUT BİLGİLERE İHTİYAÇ VAR
Yöntemin, yara iyileşmemesi, enfeksiyon gibi diğer cerrahi uygulamalarda görülen yan etkileri olabileceğini belirten Cihantimur, sonuçları umut verici ve etkileyici olsa da kök hücreden zenginleştirilmiş yağ transferinin meme estetiğinde yaygın olarak kullanılması için daha somut bilgi ve verilere ihtiyaç olduğunu da sözlerine ekliyor.

“Komplikasyonlardan ziyade hala bazı soru işaretleri var. Bunları cevaplamaya çalışıyoruz. Bu nedenle dünyanın değişik ülkelerinde sürekli kongrelere katılıyoruz, tecrübeli klinikleri ziyaret ediyoruz. Bu yıl ülkemizde de konuyla ilgili 2 toplantı düzenledik ve bu toplantılarda gördük ki şu anda çok iyi bir noktadayız. Kök hücre, bu alanda yeni bir konu olduğu için enjekte edildiği yerde nasıl bir davranış sergileyeceği ve meme dokusu üzerinde olumsuz bir etki yaratıp yaratmayacağı konusunda henüz somut bilgilere sahip değiliz. Bu nedenle konuya oldukça dikkatli yaklaşıyoruz ama kök hücreyle zenginleştirilmiş yağ transferinin geleceğin meme estetiğinde tek yöntem olacağı inancımızı da koruyoruz. Çalışmalar ve gelişmeler de bunu kanıtlıyor.”

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA