KİLO VEREMİYORSANIZ DEPRESYONDA OLABİLİRSİNİZ!
Çok kilolu birisini gördüğümde eğer bu kişinin kilosu genetik, hormonal, ilaç kullanımı veya başka bir fiziksel nedene bağlı değilse, bu kişinin yaşamında "öfke" nin çok belirgin bir duygu olduğunu düşünürüm.
20 Mart 2014 Perşembe 17:34
Duygularınızı yiyerek mi yönetiyorsunuz?
Çok kilolu birisini gördüğümde eğer bu kişinin kilosu genetik, hormonal, ilaç kullanımı veya başka bir fiziksel nedene bağlı değilse, bu kişinin yaşamında "öfke" nin çok belirgin bir duygu olduğunu düşünürüm.
Yemek yemek... Kişinin yemekle kurduğu ilişki onun hayatındaki belirleyici unsurlardan biri midir?
Duygusal durumunuza göre yemek yeme davranışınız değişiyor mu?
Mesela kızgınken sürekli birşeyler yeme isteği, özellikle karbonhidratlı yiyeceklere düşkünlük fazlasıyla artıyor mu?
Çocukluk döneminden itibaren edinilen beslenme alışkanlığımız, yetişkinliğe giden döneme kadar kendi kontrolümüzde bir düzene oturur ancak ergenlik döneminde çeşitli duygusal sebeplerle başlayan yeme bozuklukları vardır.
Aile içi iletişim çatışmaları mesela; olumsuz duyguları ebeveynleri tarafından uygun bir biçimde ele alınamayan ve kaygılandığında annenin de kendi duygusal zorlukları nedeniyle kaygısı yatıştırılamayan çocuk, aşırı müdahaleci ve koruyucu anne modeli gibi sorunlar kişilerde 15-30 yaş arası yeme bozukluğu dediğimiz durumun ortaya çıkmasına yol açabilir.
Bu durum genellikle aşırı yemek yeme-suçluluk-yediğini çıkarma döngüsünde ve sürekli kilo alma kaygısıyla ağır diyet yapma, kendini kilolu algılama, yemek konusunda takıntılar, fiziksel sağlığı bozacak düzeyde kilo verme çabasına girme ve kiloyu kontrolde tutmak için sürekli kalori hesabı yapma davranışları şeklinde kendini gösterir.
Burada ele almak istediğim konu 'duygusal bir düzenleyici olarak' yemek yemeği araç olarak kullanan kişilerle ilgilidir. Aynı zamanda aşırı kilolu olan bu kişlerde, duygularıyla başa çıkmanın bir yolu olarak 'yemek yemek' davranışı ikincil olarak yeni başka sorunların da ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir.
Kontrolsüz ve aşırı düzeyde yemeğe başlamanızın nedeni hissettiğiniz mutsuzlukla başa çıkmak olabilir. Ancak aşırı veya tıkınırcasına yemek yemenin sonunda duyulan suçluluk duygusu mutsuzluğu daha da artırdığından bu kısır döngü bir süre sonra içinden çıkılamaz hale gelir.
Bu kişiler genellikle olumsuz duygularını ifade etmekten kaçınan ve insanları memnun etmek için devamlı verici davranan kişilerdir.
Sürekli vererek yani ödünleyerek ilişki kuran kişide aynı zamanda öfkenin şiddeti de büyüktür. Ancak bir duygu olarak 'öfke' dışarıya değil kendine yöneltilmiştir. Yiyerek agresyonu içeri almaktadır.
Öfkeyi içeriye doğru yönelttikçe, patoloji daha fazla büyümektedir.
Kişi ne zaman yaşadığı öfkeyi ifade edecek uygun bir yol bulamazsa ki erken çocukluk döneminden itibaren öfkeyi ifade etmenin uygun yollarını öğrenememiştir. Tıkınırcasına yemek yeme, özellikle tatlı yiyeceklere yönelme şeklinde bir davranış gösterir.
Bu kişiler mutfakta uzun zaman geçirirler. Kendilerini sık sık buzdolabının önünde bulurlar. Gece özellikle evdekiler uyuduktan sonra yatmadan önce miktar olarak azımsanmayacak düzeyde yiyecek tüketirler. Kimi zaman bir kilo baklavayı ya da bir kavanoz krem çikolatayı bir seferde yedikleri olur. Bazı kişiler ise gece uykudan uyanıp birşeyler yiyip, tekrar uykuya dalarlar.
Başka bir dinamik ise kişiler arası ilişkilerde kırılmaktan kaygı duyan veya geçmişinde cinsel istismara uğrayan kişiler kilo ile diğer insanlarla arasına mesafe koyarak kendilerini korumaya çalışırlar. Giderek genişleyerek, insanların kendisine yaklaşamayacağı ve böylece zarar görmeyeceği düşüncesi bilinçdışı düzeyde gerçekleşir.
Hem duygu regülasyonunu sağlamak için hem de duygusal mesafeyi yaratmak adına aşırı yemek yemenin sonucunda alınan aşırı kilolar da kişinin beden algısını olumsuz yönde etkileyince, hem döngüsel olarak hem de katlanarak ruhsal sıkıntının derecesi artmaktadır.
Yapılan araştırmalarda, obez insanlarda depresyon görülme oranı oldukça yüksektir.
Öfkeyi dışa yönelttiğinde kontrolünü kaybedeceğini ya da ilişkilerinin bozulacağını ve yalnız kalacağını düşünüp agresyonlarını yiyerek kendilerine yöneltenler de, şişman olmayı hayatta kalmanın bir yolu olarak gören kişiler de hem ruhsal hem de fiziksel olarak bundan oldukça zarar görmektedirler.
"Yeme davranış bozukluğu" da denen kişinin kontrolsüz kilo aldığı bu durumdan çıkabilmesi ve sağlıklı ilişkiler kurabilmesi; psikoterapi ile bu konudaki içsel engellerini, duygularını anlama ve bilinçdışı çatışmalarını terapistle beraber çalışarak çözmekle mümkündür.
Bir atasözü vardır "yiyenler susar, yemeyenler konuşur" diye!
Susmayın, konuşun derim.
Uzman Psikolog - Psikoterapist Ruşen Nur Arıkan
- Beypazarı'nda belediye personeline ilk yardım eğitimiTürk Kızılay tarafından, Beypazarı Belediyesi personeline ilk yardım eğitimi verildi.12 Ocak 2025 Pazar 15:48BASIN HABERLERİ
- Sakarya Sağlık Çalışanları ve Emeklileri Derneği başkanlığına Mahmure Çolak seçildiSakarya Sağlık Çalışanları ve Emeklileri Derneği (SASÇED) Başkanı Mahmure Çolak, güven tazeledi.12 Ocak 2025 Pazar 15:23DERNEK VE ODALAR
- Eskişehir İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü, 411 bin 527 kişiye hizmet verdiEskişehir Valiliği, İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü tarafından 2024 yılında günlük ortalama 1660, toplamda ise 411 bin 527 kişiye hizmet verildiğini bildirdi.12 Ocak 2025 Pazar 14:43BASIN HABERLERİ
- "Yenidoğan çetesi" davasının ikinci duruşması yarın görülecekİstanbul'da bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları öne sürülen 47 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşması yarın görülecek.12 Ocak 2025 Pazar 14:03BASIN HABERLERİ
- Erzurum'da sağlık çalışanları soğuk havaya rağmen Gazze için yürüdüErzurum'da sağlık çalışanları, dondurucu soğuğa rağmen İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını protesto etmek amacıyla 61'inci haftasında da sessiz yürüyüşlerini sürdürdü.11 Ocak 2025 Cumartesi 15:08BASIN HABERLERİ
- Güney Kore, protestolara neden olan tıp fakültesi kontenjanlarını görüşmeye hazırGüney Kore devlet başkanlığına vekalet eden Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Choi Sang-mok, 2024'te doktorların protestolarına neden olan tıp fakültesi kontenjanlarının artırılması kararının müzakere edilmesine hazır olduklarını söyledi.11 Ocak 2025 Cumartesi 14:53DÜNYADA SAĞLIK
- Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesinde "ağrısız doğum" hizmeti başladıÇorum Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesinde "epidural anestezi" ile ağrısız doğum hizmetinin başladığı bildirildi.11 Ocak 2025 Cumartesi 13:13KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM
- Filistinli genç, İsrail askerlerinin Gazze'de alıkoyduğu kişileri canlı kalkan olarak kullandığını anlattı:"İsrail ordusu Cibaliya'da beni canlı kalkan olarak kullandı. Ev ve binalara yapılan baskınlarda askeri ekiplere eşlik etmek zorunda bırakıldım ve bu durum hayati tehlike oluşturdu"11 Ocak 2025 Cumartesi 12:03BASIN HABERLERİ
- Gebelikte tedavi edilmeyen depresyon, fetüsün gelişimini olumsuz etkiliyorKocaeli Üniversitesi (KOÜ) Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı birimi tarafından yapılan çalışmayla...11 Ocak 2025 Cumartesi 11:58RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI
- Turistik Tuz Ekspresi, Çankırı turizminin lokomotifi olduÇankırı'nın tarihi ve kültürel güzelliklerinin yerli ve yabancı ziyaretçilere tanıtılması amacıyla geçen yıl Ankara ile Çankırı arasında başlatılan Turistik Tuz Ekspresi, kentin tanınırlığına önemli katkı sağladı.11 Ocak 2025 Cumartesi 11:28SAĞLIK TURİZMİ
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2006 Sağlık Aktüel