Fazla kilolarınız ile akıl sağlığınız arasında sandığınızdan çok daha fazla derin bir ilişki vardır. Bu gerçeği göz aradı etmeden ilerlediğiniz takdirde başarısızlıkla sonuçlanacak girişimlerden de uzaklaşabilirsiniz.

Duygular ve Kilo Arasındaki İlişki

Diyete başlamadan önce kendinizi psikolojik açıdan hazır hissetmeniz son derece önemlidir. Bunun için sizleri fazla yemeye ve sürekli atıştırmaya iten sebepleri mümkün olduğu kadar ortadan kaldırmalısınız. Bu sebepler arasında ise ilk sırada duygularınız yer alır.

Diyet sürecini başarısızlık ile sonuçlandırabilecek en temel durumlar arasında öfke, endişe, korku, stres, sıkıntı, mutsuzluk ve suçluluk gibi hisler de yer alır. Olumsuz duygulardan kendinizi arındırmadığınız zaman kilo almanız fizyolojik olarak da mümkün hale gelebilir.

Hera Psikoloji (Pendik / İstanbul) uzmanları tarafından verilen bilgilere göre normalde vücudun korunma amaçlı olarak salgıladığı stres hormonu vardır. Bazı bünyeler günlük stres veya korkuları hayati öneme sahip gibi algılayabilirler. Bu hormon vücutta çoğalmaya başladıkça özellikle göbek bölgesinde yağlanma ortaya çıkabiliyor. Kortizol seviyesinin düşürülmesi için sevdiklerinizle daha fazla vakit geçirmeli, pilates ve yoga gibi stresi azaltabilecek sporlarla ilgilenmelisiniz.

Temel Psikolojik Faktörler ve Kilo Bağlantısı

Kilo verememenin bir diğer sebebi ise çocukluğunuzda yemek ile kurduğunuz ilişkiyle ilgili olabilir. Çocukken anne ve babaları tarafından çok fazla yemek yedirilen, yiyeceklerle sürekli ödüllendirilen çocuklar büyüdükleri zaman yiyerek mutlu olma eğilimi gösterebiliyorlar. Ağlayan çocuklara şeker vermek, mutlu bir anı pasta yiyerek kutlamak gibi davranışlar sürekli tekrar edildiği zaman çocuklar bunu içselleştirebilirler.

Çocukken nasıl beslendiğinizden bağımsız olarak, yiyecekleri bir duyguya tepki olarak tüketiyor olabilirsiniz. Örneğin, yoğun bir gün geçirmeyen kişiler akşam yemeğinde bu boşluğu doldurabilmek için çok fazla yemek yiyebilirler. Eve geldiği zaman kendisini duygusal, entelektüel ve manevi açıdan doyuracak bir sebep bulamayanlar hayatlarındaki bu eksiklikleri sebebiyle kısıtlayıcı diyetlerine devam etmek zorunda kalabiliyorlar. Bu durum sürecin çok fazla uzamasına da yol açabiliyor.

Kilo vermeyi zorlaştıran temel psikolojik faktörleri engelleyebilmek için gerektiği zaman psikolojik destek de almalısınız. Diyet programına uymak, yüksek kalorili yiyecek ve içeceklerden kaçınmakta sorun yaşıyorsanız durum kronik hale gelmiş olabilir. Kronikleşen kilo problemlerine karşı önlem almak isterseniz profesyonel destek almayı deneyebilirsiniz.

Profesyonel Destek Gerekli mi?

Tek başınıza tüm sorunları halledemeyeceğinizi asla unutmamalısınız. Bu durumda diyetisyene başvurmadan önce psikoloğa veya psikiyatra görünebilirsiniz. Fazla kilolarınızın sebebi olabilecek psikolojik nedenlerin bulunması başarılı bir sürece giriş yapabilmenizi sağlayabilir. Sürekli başarısızlık ile sonuçlanan diyetler uygulamanız, hassas ve kırılgan olan psikolojik durumunuzu daha kötü hale getirebilirsiniz. Bu sebeple, yeni bir diyete başlamadan önce işin psikolojik boyutlarında yaşanan temel sorunlar hallettiğinizden emin olmalısınız.

Bedeninizle mücadele etmek yerine ruhunuzun sesine kulak vermeniz daha başarılı olabilmenizi sağlayabilir. Psikolojik olarak size kendinizi daha iyi hissettirebilecek aktiviteleri de hayatınıza katabilirsiniz. Açık havada uzun bir yürüyüş, bisiklet ve pilates gibi sporlar da yaparak sağlıklı bir yaşama adım atmayı deneyebilirsiniz. Ruhsal dengenizi bir defa bulduktan sonra kilo vermeniz mümkün hale gelecektir.

Psikolojik sağlığınızı güven altında tutmanız sadece kilo vermeniz için değil, aynı zamanda hayatınızın farklı alanlarında da avantajlı duruma geçebilmenizi sağlar. Doğru yöntemlerden yararlandığınız takdirde kendinizi daha pozitif ve enerjik hissetmeye başlayabilirsiniz. Bu bağlamda Hera Psikoloji Psikolojik Danışmanlık Hizmetleri'nden faydalanabilmek için ilgili bağlantı üzerinden devam edebilirsiniz.