22 Aralık 2024
  • Ankara2°C
  • İstanbul7°C
  • Bursa5°C
  • Antalya12°C
  • İzmir9°C

"KATKI PAYININ SGK BÜTÇESİ İÇİNDEKİ PAYI 10 BİNDE 8"

"Katkı paylarının amacı gelir etmek değil. Böyle olsaydı katkı paylarının SGK bütçesi içerindeki payı 10 binde 8 değil yüzde 1, 2 olurdu. Amaç sağlık alanında yaşanabilecek suistimallerin önüne geçmek, gereksiz ilaç ve muayene işlemlerini ortadan kaldırma

"Katkı payının SGK bütçesi içindeki payı 10 binde 8"

24 Mart 2015 Salı 15:59

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, "Katkı paylarının amacı gelir etmek değil. Böyle olsaydı katkı paylarının SGK bütçesi içerindeki payı 10 binde 8 değil yüzde 1, 2 olurdu. Amaç sağlık alanında yaşanabilecek suistimallerin önüne geçmek, gereksiz ilaç ve muayene işlemlerini ortadan kaldırmak" dedi.

Bakan Çelik, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Konferans Salonunda yapılan 2015 yılı Sosyal Güvenlik Yüksek Danışma Kurulu toplantısına katıldı.

Burada yaptığı konuşmada, sigortalı çalışan sayısının 19 milyon 822 bine, dosya bazında emekli sayısının da 10 milyon 225 bine yükseldiğini belirten Çelik, 2014'de sağlığa 54 milyar lira harcandığını bildirdi.

Sosyal Güvenlik Kurumu açığının yüzde 2,27'den yüzde 1,14'e gerilediğine dikkati çeken Çelik, yıllık hasta müracaat sayının 450 milyon, yazılan reçete sayısının da 340 milyon civarında olduğunu kaydetti.

Çelik, SGK'nın 830 kamu hastanesi, 107 üniversite hastanesi ve bin 650 özel sağlık kuruluşuna yönelik hizmet sağladığına dikkati çekerek, bundan dolayı Kurum ile ilgili her türlü eleştiri, görüş ve önerinin çok önemli olduğunu söyledi.

Sosyal Güvenlik Yüksek Danışma Kurulu toplantısının farklı görüş ve önerileri de kapsayan bir rapora dönüştürülmesi gerektiğini isteyen Çelik, hazırlanacak söz konusu raporun da tekrar tarafların dikkatine sunulmasının faydalı olacağını dile getirdi.

Sosyal güvenlik hizmetlerinde teknolojinin kullanımının son derece önemli olduğunu ve SGK'nın teknolojiyi etkin bir şekilde kullandığını ifade eden Çelik, teknolojinin kullanılması sayesinde eczanedeki işlemlerin 2 kat, hastane işlemlerinin 10 kat, e-bildirge işlemlerinin ise 3 kat arttığına dikkati çekti.

- "Kişisel verilerin satılması kesinlikle söz konusu değil"

Çelik, kendisinden önce konuşan bazı katılımcıların kişisel verilerin kullanımıyla ilgili eleştirilerine de değinerek, şöyle konuştu:

"Sosyal Güvenlik Kurumu'ndaki kişisel verilerin satılması gibi bir durum kesinlikle söz konusu değil. Burada anonimleştirilmiş verilerden bahsediyoruz. Kamu kurumlarının bu konudaki taleplerinden bahsediyoruz. Bilimsel çalışmalardan kullanılması gereken verilerden bahsediyoruz. Kişinin kendisine ait bazı veriler varsa bu verileri konusunda muvafakat şartından bahsediyoruz. Yani kişinin muvafakati yoksa, 'bu veriler kullanılamaz' diyoruz. Bunları söyleyenlere sesleniyorum, varsa katkın gel buyur, öneride bulun. Bu verilere ihtiyaç var. Şu anda SGK, Çalışma Bakanlığına, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına veri veremiyor. Bu veriyi vermemiz gerekiyor, bu verinin de anonimleştirilmiş veri olası gerekiyor."

Çelik, "Genel Sağlık Sigortasının sürdürülebilirliği risk altında" yönündeki ifadelere katılmanın mümkün olmadığını belirterek, "Çünkü bizim genel sağlık sigortası primlerimiz şu anda yüzde 107 oranında. Kamu katkısını çıkartırsanız, bu oran yüzde 80 oluyor. Dolayısıyla böyle bir risk söz konusu değil. Bu tablo bizim savurgan olmamız anlamına da gelmiyor" dedi.

- "İlaca erişimin kolaylaşması gereksiz kullanımı getirdi"

Sağlıkta katkı paylarının vatandaşlara ciddi bir yük getirdiği yönündeki değerlendirmelere de katılmadığını ifade eden Çelik, SGK gelirleri içindeki katkı paylarının, sadece 10 binde 8 civarında olduğunu, bu oranın yapılan artışların gelir amaçlı yapılmadığını açık bir şekilde gösterdiğini kaydetti.

Çelik, "Katkı paylarının amacı gelir etmek değil. Böyle olsaydı katkı paylarının SGK bütçesi içerindeki payı 10 binde 8 değil yüzde 1, 2 olurdu. Amaç sağlık alanında yaşanabilecek suistimallerin önüne geçmek, gereksiz ilaç ve muayene işlemlerini ortadan kaldırmak" diyerek, sağlık kuruluşlarına ve ilaca erişimin kolaylaşmasının bu hizmetlerinin gereksiz kullanımını da beraberinde getirdiğini söyledi.

Katkı paylarındaki artışla sağlık alanın piyasalaştırılmasının ya da paralı hale dönüştürülmesinin söz konusu olmadığını vurgulayan Çelik, SGK'nın sağlık harcamalarını sadece yüzde 22'sinin özel sağlık kuruluşlarına verildiğini vurguladı.

- "İşçi kıdem tazminatı alamıyor"

Kıdem tazminatıyla ilgili yapılması planlanan düzenlemede, işçinin hiçbir kaybının olmayacağını vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:

"Şu an işçi kaybediyor, bütün işçiler. Gelin çözelim diyoruz, sendikalarımız konuşmaktan bile kaçınıyor. Bu sermayeden yana olmaktır, açık söylüyorum. Sermayeden yana olmak demek, işçinin kıdem tazminatını alamaması demektir. İşçi kıdem tazminatı alamıyor. Ben bu kadar işçiyi dinlemekten yorulmadım ama ruhum daraldı. Yüzde 85'e varan oranda kıdem tazminatını alamama riski altına olan işçilerimiz var. Bunun sürdürülebilirliği yok. Oturup konuşmamız ve bu işi işçinin lehine çözmemiz lazım."

Faruk Çelik, yerli ilaç üretiminin stratejik yatırım olarak değerlendirildiğini, bu yöndeki yatırımların devlet tarafından desteklendiğini ve yerli ilaç üretimine ağırlık verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Sosyal Güvenlik Yüksek Danışma Kurulu'nun 2015 yılı toplantısına, SGK Başkanvekili Murat Yazıcı, TESK Başkanı Pendevi Palandöken ve Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hacı Bayram Tonbul başta olmak üzere ilgili kurumların temsilcileri katıldı.

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA