25 Kasım 2024
  • Ankara2°C
  • İstanbul10°C
  • Bursa8°C
  • Antalya11°C
  • İzmir11°C

KATARAKT ‘YAŞLI HASTALIĞI’ OLMAKTAN ÇIKTI, GENÇLERİ DE TEHDİT EDİYOR !

Türkiye’de ‘yaşlı hastalığı’ olarak bilinen kataraktın güneş ve sıcak gibi dış etkenlerin tetiklemesi sonucu artık gençlerde de yoğun olarak görüldüğüne dikkat çeken Ankara Dünyagöz Hastanesi’nden ...

Katarakt ‘yaşlı hastalığı’ olmaktan çıktı, gençleri de tehdit ediyor !

20 Eylül 2010 Pazartesi 12:53

Türkiye’de ‘yaşlı hastalığı’ olarak bilinen kataraktın güneş ve sıcak gibi dış etkenlerin tetiklemesi sonucu artık gençlerde de yoğun olarak görüldüğüne dikkat çeken  Ankara Dünyagöz Hastanesi’nden Prof. Dr .  Merih Önol , hekim tecrübesinin yanısıra kaliteli malzeme kullanılmadan yapılabilecek bir cerrahi operasyonun hastaları  görme kaybına  uzanan bir yolculuğa çıkarabileceği uyarısında bulunuyor.

Türkiye’de 40’lı yaşlardan sonra genel halk sağlığı sorunu olarak kabul edilen katarakt, bebeklerde doğuştan görülebildiği gibi güneş ve sıcak gibi dış etkenlerle genç nufüsu da risk çemberine alabiliyor.  Ankara Dünyagöz Hastanesi’nden Prof. Dr Merih Önol kataraktta dikkat edilmesi gereken çok önemli  konulardan birinin göze yerleştirilen merceğin ve kullanılan malzemelerin kalitesi olduğunu söylüyor.

Gerekli kriterlere sahip olmayan merceğin, görme kaybına varan sorunlar doğurabileceği  konusunda uyarıyor. Ve katarakt ameliyatı olacakların göze yerleştirilecek merceğin kalitesini sorgulamaları yönünde tavsiyede bulunuyor.

İKİNCİL KATARAKT RİSKİNE DİKKAT

Kalitesiz merceklerle yapılan ameliyat sonrası gözde enfeksiyon ve farklı komplikasyonlar gelişebileceğini  anlatan   Prof Dr. Merih Önol , bu durumun  kısa bir süre sonra hastanın ikinci kez katarakt olma riskini beraberinde getirdiğini vurguluyor. Böyle durumda kalınlaşan katarakt zarının lazerle açılmasının gerektiğini bunun ise hasta için ayrı bir ameliyat riski ve maddi külfet anlamına geldiğini belirtiyor.

Katarakt ameliyatında ameliyatın başarısını, hekimin tecrübesi ve göz içine konulan merceğin kalitesinin doğrudan etkilediğini anlatan Prof Dr.  Önol , şunları kaydediyor; “Ben bir hekim olarak katarakt ameliyatı olacak hastalara  dünyaca kabul edilmiş sağlık normlarında göz içi merceklerinin gözlerine takılmasını tercih etmelerini tavsiye ederim. Göz içi lenslerinin doğru seçimi sayesinde görme düzeyi yüksek kalite ve kontrastta sahip olacak, gece görüşü diğer merceklere göre çok daha kaliteli olacaktır.

FAKO İLE GÖZE DİKİŞ ATMA DÖNEMİ BİTTİ

Günümüzde modern katarakt cerrahisinin sanıldığı veya söylendiği gibi lazerle yapılmadığını belirten   Prof Dr  Önol fako cerrahisi sayesinde gözdeki dokuların hasar görmeden lazer ameliyatı gibi dikiş konulmadan operasyonun yapıldığını kaydediyor. Ve şu bilgileri aktarıyor; “Fako cerrahisi cerrahın ustalığı geliştikçe hız ve mükemmellik kazanır. Bu ameliyat genellikle damla anestezisi altında yapılır, zor ve ileri vakalarda lokal, hatta genel anestezi de uygulanabilir. Genellikle çocuk ve gençlerde genel anestezi gerekir. Fako cerrahisinin başarısı küçük, yatık kesili bir ameliyat olmasından kaynaklanır. Göze küçük tüneller açılarak girilir ve merceğin ön kapsülü soyularak alınır. Gözü hem normal basınçta bırakabilmek hem de fako sırasında gözün iç dokularını koruyabilmek için gözün ön bölümü viscoelastik maddeyle doldurulur. Bu aşamada konulan viskoelastiğin kalitesi, korneayı koruması bakımından çok önemlidir. Fako ile ameliyat, merceğin çekirdeğinin küçük parçalara bölünmesi ve öğütülerek alınmasını sağlayan bir cihazın kullanılmasıyla yapılır. Bu sırada merceğin arka kapsülünün korunması buraya yeni bir mercek konulacağından çok önemlidir. Fako enerjisini en az ve kısa sürede kullanmak, göz içi dokularının zarar görmesini engeller. Kataraktın çekirdeği fakoyla tamamen temizlendiğinde kalan lifler de emilir ve merceğin kapsül kesesi berrak bir şekilde bırakılır. Bu kesenin sağlamlığından emin olununca katlanır bir göz içi merceği aynı tünelden göz içine yerleştirilir.”

UZAK VE YAKIN GÖZLÜKLERDEN KURTULMAK MÜMKÜN

Göz içi merceklerinin gözü mümkün olduğunca numarasız hale getirmek için konulduğunu anlatan  Prof Dr Önol, son yıllarda 2-3 numaraya kadar astigmatı düzeltebilen göz içi lensleri kullanılmaya başlandığına işaret ederek şöyle devam ediyor; “Modern cihazlarla yapılan mercek ölçümleri gözü numarasız bırakabilme imkanı veriyor. Multifokal lenslerle hem de uzak ve yakın gözlüklerden aynı anda kurtulmak mümkün.Multifokal mercekler çok odaklı göz içi mercekleridir. Hem yakını hem de uzağı net gösterir. Hastanın yaşı, uzak ve yakın gözlük dereceleri, mesleği gibi kriterlerin özel ve detaylı tetkiklerle belirlenen göz yapısından elde edilen sonuçların değerlendirilmesiyle uygun bulunan ve hastalara tavsiye edilen lenslerdir. Bu yeni jenerasyon lensleri rahatlıkla ve çok kısa sürede gerçekleştirilen bir operasyon ile acı –sızı olmadan hastaların göz içine yerleştirilir. Bu merceğin uygulandığı hastalarımızın ameliyat sonrasında tüm göz kırma kusurları ortadan kalkar. Hastalarımız hem yakını hem de uzağı rahatlıkla görür hale gelir. Cep telefonundaki küçük yazılar, sinemadaki alt yazılar, dizüstü bilgisayarların giderek küçülmesi, yazıların okunamaması gibi sorunlar ortadan kalkar. İyileşme süreci kısa olan bu tedavi yöntemi ile hastalar ameliyattan hemen birkaç gün sonra günlük yaşantılarına geri dönebilirler. “

Yorumlar
SON DAKİKA