KALP KRİZİ GEÇİREN HER ÜÇ KİŞİDEN BİRİ ÖLÜYOR

Dekan Prof. Dr. Mustafa Aydın, kalp krizi geçiren hastaların üçte birinin kalp krizi geçirdiği saatlerde hayatını kaybettiğini ifade ederek, kalp hastalarına uyarılarda bulundu. Kalp krizini atlatanların ise ileri safhalarda yeni bir kalp krizi ya da kalp yetmezliği gibi komplikasyonlarla birlikte daha ağır ve ciddi rahatsızlıklarla boğuştuğunu hatırlatan Aydın, kalp hastalıklarına yakalanmadan tedbirlerin alınabileceğini ifade etti. Aydın, toplumdaki en çok ölüm nedenleri arasında yer alan kalp hastalıklarının sebeplerini ise şöyle anlattı:

"Koroner kalp hastalıkları, toplumda, beslenme alışkanlıklarının bozulması, hızlı beslenme, kolesterollü ve yağlı yiyeceklerle beslenme alışkanlıkları, hareket, egzersiz azlığı, hareketli yaşantının giderek azalmış olması gibi nedenlerden çok sık görülüyor. İnsanların ölüm nedenleri arasında kalp ve damar hastalıkları en sık görülen hastalıklardır. Bu kalp hastalıkları içerisinde ise en ölümcülü kalp krizidir. Son dönemlerde, genç hastalarda bile kalp krizleri sıklaştı. Bunun sebepleri arasında ise sigara kullanımının aşırı artması, yüksek kolesterol, artan şeker hastalıkları, aşırı kilo, genetik yapıyı sayabiliriz."

Kalp hastalıklarının önceden hissedilebileceğini ifade eden Aydın, bu hastalığın hissedilebilmesi için insanların çok uyanık hareket etmesi gerektiği konusunda da ikazda bulundu. Özellikle, göğüs hastası olanların kendisine çok dikkat etmesi gerektiğini anlatan Aydın, kalp hastalıklarının belirtileri hakkında şu bilgileri verdi:

"Göğsün ön duvarında kollara yayılan bir göğüs ağrısı varsa, eforla yani hareketle özellikle merdiven ve yokuş çıkmakla gelen göğüste bir baskı hissi, sırta, kollara ve boyuna yayılan bir baskı hissi ve göğüs ağrısı varsa, ihmal etmeden bir doktora, sağlık merkezine başvurması gerekir. Kalp krizinin ön habercisi yada kalp krizinin başlangıcı olabilir. Kalp krizi geçiren hastaların neredeyse üçte biri, kalp krizi geçirdiği saatlerde, erken saatlerde hayatını kaybetmektedir. Kalp krizinde hayatını kaybetmeyen insanların ise ileriki safhada, kalp yetmezliği ve ilerleyen komplikasyonlarla birlikte kalp krizi ve kalp hastalığına bağlı sebeplerle ölümleri gerçekleşmektedir. Bu nedenle çok önem arz ediyor. Bu nedenle insanlarda bu işaretlerden, semptomlardan birisi varsa, bu hastaların kendisine özen göstermesi, hiç vakit kaybetmeden 112 ile irtibata geçmesi yada bir sağlık kuruluşa başvurması ve tedavisinin yapılması gerekiyor."

Kalp hastası olmamak için bazı tedbirlerin alınabileceğini kaydeden Aydın, kolay olarak nitelediği kalp diyetinin ise alınabilecek en önemli tedbir olduğunu söyledi. Kalp hastalıklarını tetikleyen obeziteye karşı Sağlık Bakanlığı'nın da bir savaş başlattığını hatırlatan Aydın, "Özellikle diyet alışkanlığı bulunmalı, insanların diyetine çok dikkat etmesi gerekmektedir. Düşük kolesterollü, sebze ve meyve ağırlıklı, beslenmesi, yağlı ve ağır yiyeceklerden uzak durması gerekir. Çok sıcak havalarda, 30-35 derecenin üstüne çıkan hava sıcaklıklarında, özellikle kalp hastaları olmak üzere tüm insanlar sağlığına dikkat etmesi, önlemleri alması gerekir. Genel olarak kalp hastaları için önerdiğimiz, kalp diyeti, uygulanması çok zor, uygulanamaz bir öneriler listesi değildir. Aksine çok basit bir diyet. Bu bir davranış modelidir. Bir sofra alışkanlığını değiştirmek anlamına gelir. Küçük ama önemli değişikliklerle, bu konuda ciddi bir yol kat edebiliriz" dedi.

Türk mutfağında etin önemli yer tuttuğunu anlatan Aydın, kırmızı et ve yağlı yiyeceklerden kaçınılması gerektiğini ısrarla vurguladı. Tüketilebilecek gıda ve tatlıları da sıralayan Aydın, "Sakatat ve ondan üretilen yiyecekler yağlı yiyecekler, koyun eti, sığır eti, margarinlerle ve katı yağlarla yapılan gıdalar sofralarımızda önemli yer tutar. Ama kalp hastalarının bunlardan uzak durması gerekir. Özellikle katı yağlardan yapılan kırmızı et ve türevleri de kalp hastalarının için büyük tehlike. Daha çok yağ içeren salam, sosis gibi hazır gıdaları da hastalarımıza önermiyoruz. Genel olarak tüm vakitlerde aşırı, kalorili yiyeceklerden kaçınmak gerekir. Mideyi çok yoracak, mide salgısını arttıracak, asit salgısını aşırı arttıracak, baharatlı gıdalarda alınmamalı. Gazlı içecekler tüketilmeli. Yüksek kolesterollü gıdalardan uzak durarak, daha çok sıvı yağların kullanıldığı gıdılar ve sebze ağırlıklı beslenme en sağlıklı yöntem. Geceleri sütlü tatlılar gibi hafif tatlılar, az miktarda tercih edilebilir. Meyveler de bol miktarda tüketilebilir" diye konuştu.