16 Kasım 2024
  • Ankara8°C
  • İstanbul10°C
  • Bursa11°C
  • Antalya14°C
  • İzmir14°C

KALBİ DURDURULMADAN "KALP KAPAĞI" TAMİR EDİLDİ

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Prof. Dr. Cengiz Bolcal ve ekibi tarafından, az sayıda merkezde yapılabilen, ciddi bir kalp kapağı hastalığı olan "Mitral kalp kapağı tamiri" gerçekleştirildi

Kalbi durdurulmadan "kalp kapağı" tamir edildi

24 Eylül 2018 Pazartesi 15:57


Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Prof. Dr. Cengiz Bolcal ve ekibi tarafından, az sayıda merkezde uygulanabilen önemli bir kalp kapağı hastalığı olan "Mitral kalp kapağı tamiri" operasyonu gerçekleştirildi.

Kapalı teknik uygulanarak, göğüs kafesi açılmadan, hastanın kalbi durdurulmadan ve kalp-akciğer makinesine bağlanmadan yapılan operasyonla, Bingöllü 85 yaşında ve 9 çocuk annesi Esma Gürcan sağlığına kavuşturuldu.

SBÜ Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bolcal, şiddetli nefes darlığı, çarpıntı ile kendini gösteren, yürüme ve günlük aktivitelerin yapılmasını zorlaştıran mitral kalp kapağında çökme sorununun, ciddi bir kalp hastalığı olduğu söyledi.

Bilimsel çalışmalarla, mitral kapaktaki çökmeye ilişkin yapısal anomalilerin özellikle kadınlarda daha fazla olduğuna dikkati çeken Bolcal, "Her on kadından 1-2'sinde mitral kapakla ilgili bir çökme söz konusu olabiliyor ama bu takip edilecek bir şey. Çünkü bu kişilerin yaklaşık yüzde 10'unda ilerleyen dönemde cerrahiye ihtiyaç duyuluyor" bilgisini verdi.

"AÇIK CERRAHİDE YAŞAMSAL FONKSİYONLAR DIŞARDAN DESTEKLENİYOR"

Prof. Dr. Bolcal, mevcut uygulamanın mitral kapak hastalığında açık kalp cerrahisi tekniğiyle yapıldığını belirterek, bunun da şu an gerçekleştiren uygulamayla kıyaslandığında önemli dezavantajları bulunduğuna dikkati çekti.

Açık kalp cerrahisinde, hastanın kalbinin durdurulduğunu anlatan Bolcal, "Ameliyat esnasında kalp durdurularak tamir yapılıyordu. Kalp durdurulduğunda hastanın yaşamsal fonksiyonları dışardan destekle sağlanıyordu. Hastanın kanı, kalp-akciğer makinesine devrediliyor ve suni solunum cihazı görevini yerine getirmesine imkan veriliyordu. Ameliyatın tamamlanmasıyla birlikte hastanın kalbi tekrar çalıştırılıyor, cihazdan ayrılıyor ve normal fonksiyonlar takip ediliyordu. Nakil sırasında da kan nakli gerekiyordu" diye konuştu.

Bolcal, açık cerrahide göğüs kafesinin yaklaşık 20 santimetre uzunluğunda bir kesi yapılarak ikiye ayrıldığını aktararak, bunun travma ve enfeksiyon gelişme riski çok yüksek ciddi bir ameliyat olduğunu bildirdi.

Prof. Dr. Bolcal, söz konusu kesinin özellikle ameliyat sonrasında hastanın solunum fonksiyonlarını ciddi şekilde etkilediğinin ve sosyal yaşama dönme sürecinin de uzun olduğunun altını çizdi.

YENİ TEKNİKLE 3 GÜNDE TABURCU OLMAK MÜMKÜN

"Transapikal Neokorda" olarak isimlendirilen yeni yöntemin ise açık kalp cerrahisine göre birçok avantaj sunduğuna değinen Bolcal, "Yeni uygulanan bu yöntemle hastanın mevcut uygulamada olduğu gibi kalp-akciğer cihazına bağlayarak kalbini durdurmuyoruz. Dolayısıyla kan ihtiyacımız olmuyor, göğüs kafesini ikiye ayıran uzun bir kesi yapmıyoruz. Enfeksiyon riski büyük ölçüde kalkıyor. Hastalar bir gün yoğun bakım ünitesinde ve iki gün de postoperatif bölümde takip edilerek taburcu olacak seviyeye geliyorlar" şeklinde konuştu.

Açık cerrahi tekniğinde ameliyatın en az 5 saat sürdüğünü, söz konusu yöntemle ise bu sürenin 2 saate düştüğünü belirten Bolcal, bu nedenle hastanın çok daha düşük doz anestezi aldığından uyanması ve yaşamsal fonksiyonlarını kazanmasının da daha hızlı olduğunu ayrıca açık cerrahi sonrası 7-10 gün süren hastanede kalış süresinin ise yeni uygulamada 3-4 güne indiğini bildirdi.

Ameliyat nasıl yapılıyor?

Genel anestezi sonrasında hastanın sol memesinin altından 3 santimetrelik bir kesi ile uygulama yapılacak alanın belirlendiğini anlatan Bolcal, "Kalbin apeks denilen tepe noktasından özel bir cihazla içeriye giriliyor. Bu cihaz, 15-20 santimetre uzunluğunda ve ucunda mitral kapağın kopan ipliksi yapılarını taşıyan bir sistem var. Ekokardiyografi ile kaçağın nerede olduğu belirleniyor ve cihazın ne şekilde ilerlediği takip ediliyor. Dışardan bu ipliksi yapı, mitral kapağa yerleştiriliyor ve bağlanıyor. Ameliyatın ekokardiyografik olarak sonuçları teyit edildikten sonra operasyon sonlandırılıyor" diye konuştu. 

Mitral kapakta çökme olan, ipliksi yapılarda kopma bulunan hastalara bu yöntemle tamirin yapılabileceğini ifade eden Bolcal, romatizmal kaynaklı kireçlenmiş tamiri mümkün olmayan kalp kapağına sahip hastalara uygulamanın tıbben mümkün olmadığına işaret etti.

Bolcal, Türkiye'de 4-5 merkezde gerçekleştirilen ameliyatın büyük ölçüde Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yapıldığını vurgulayarak, "Bu alanda çok başarılı sonuçlar alıyoruz" dedi.

"ANNEM ARTIK İYİLEŞECEK"

Bingöl'den kendilerine başvuran Esma Gürcan'ın da yerinden kalkmakta, nefes almakta büyük güçlük yaşadığına değinen Bolcal, yapılan tetkikler sonrasında hastanın kalbinin sol kulakçığı ile karıncığı arasında bulunan mitral kalp kapağında çökme olduğunun belirlendiğini ifade etti. 

Prof. Dr. Bolcal, ikinci baharını yaşayamaya hazırlanan Esma Gürcan'ın da bu yöntemle mitral kalp kapağı ameliyatı olduğunu, başarılı bir operasyon sonrasında üçüncü gününde yürüyebildiğini, genel sağlık durumunun gayet iyi olduğunu kaydetti.

Esma Gürcan'ın oğlu Zaid Gürcan da ameliyattan önce annesinin çok sıkıntı yaşadığına dikkati çekerek, "Aşırı öksürüyordu, nefes alamıyordu, biz kollarından tutarak yürütebiliyorduk, uyumakta güçlük çekiyordu, sabaha kadar oturuyordu. Buraya gelmeden önce bugün yarın bir şey olmasını bekliyorduk. Şu anda çok iyi, hiçbir sıkıntısı kalmadı. Annem, artık iyileşecek" değerlendirmesinde bulundu.

 

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA