26 Aralık 2024
  • Ankara4°C
  • İstanbul9°C
  • Bursa12°C
  • Antalya9°C
  • İzmir12°C

İZMİR'DE FİLM GİBİ OLAY!

İzmir'de 7 yıl önce madde bağımlılarının saldırısına uğradıktan sonra ağır yaralanan ve kaldırıldığı hastanede 78 gün yoğun bakımda yatan genç, yaşam mücadelesini kazanarak hayata yeniden başladı.

İzmir'de film gibi olay!

05 Aralık 2013 Perşembe 07:57

İzmir'de 7 yıl önce madde bağımlılarının saldırısına uğradıktan sonra ağır yaralanan ve kaldırıldığı hastanede 78 gün yoğun bakımda yatan genç, yaşam mücadelesini kazanarak hayata yeniden başladı. Aldığı darbeler sonucunda yüzde 44 bedensel ve zihinsel engeli olan 26 yaşındaki Emre Yıldız, yürümeden konuşmaya kadar her şeyi yeniden öğrendi ancak azmiyle hayata tutunmayı başardı.

Emre Yıldız, olayın meydana geldiği Karşıyaka ilçesindeki Zübeyde Hanım Parkı'nda yaptığı açıklamada, 7 yıl önce arkadaşıyla birlikte bulunduğu parkta madde bağımlısı kişilerin kendilerinden sigara istediğini, bittiğini söylediklerinde ise 9 kişinin saldırısına uğradığını anlattı.

Bilinci kapandığı için bundan sonraki kısmı hatırlamadığını, kaldırıldığı Karşıyaka Devlet Hastanesi yoğun bakımında 78 gün kaldığını dile getiren Yıldız, "Yaklaşık 2,5 ay bilincim kapalı şekilde yaşamışım. Annem bana tekrar yürümeyi, yiyip içmeyi, konuşmayı öğretti. Allah ondan bin kez razı olsun. İnsanlar sakın ümidini kesmesinler. Allah'tan istesinler. Doktorlar 'Yapılacak birşey yok' demişler. Ben tekrar kendime gelmişim ve gözümü açmışım. Allah bugünleri gösterdi, şükürler olsun. Askerliğimi yaptım, sonra çalışmaya başladım" diye konuştu.

Üvey babası Hüseyin Ertan'ın ikinci kez yürümesine, yaşama dönmesine büyük katkı sağladığını kaydeden Yıldız, Ertan'a teşekkür etti.

"CENAZESİNE GELMİŞLERDİ"

Anne Nesibe Ertan ise oğlunun yaklaşık 3 ay yaşam mücadelesi verdiğini, yoğun bakımda elini sürekli tuttuğu oğluna "Bunu da başaracağız, iyileşeceksin, umudunu kaybetme" dediğini belirtti.

Oğlunun başında sürekli dua okuduğunu ve inancını hiç kaybetmediğini dile getiren Ertan, şöyle konuştu:

"Umudumu hiç kaybetmedim. Yüzde 1 umutla yaşayacak dediler. Hep dua ettim. İnanan doktorlar saygı duydu, inanmayanlar 'Bu sadece Türk filmlerinde olur' dediler. Allah'tan istedim. Oğlumun elini tutup 'Bunu başaracağız' dediğimde oğlum kalp atışlarıyla bana cevap vermeye başladı. Doğum gününün bir gün öncesinde oğluma kutlama yapacağımı söyledim. Pasta yaptırdık, doktorların odalarına, yoğun bakıma oğlumun adıyla teşekkürlerimizi sunarak gönderdik. Oğlum o gün 3 saat sonra kendine geldi, bilinci açıldı. Beni tanıdı. Hastaneden eve ölü bedenini götürdük. Altına bez taktığımız, konuşamayan, saldıran birini eve götürdük. Çok şükür mücadele ettik. Kendini sıfırladı. Eline bez verip oturtuyordum ve kolu hareket etsin diye sehpa sildiriyordum. Yürüyebilsin diye iki koluna girip adım attırıyorduk. Bu mücadele birkaç yıl sürdü. Son zamanda kendini iyice toparladı. Elinde titreme kaldı, sol tarafında yürümede aksaklık kaldı. Kaslarda zayıflık var. Oğlumun ölü bedenine sürekli konuştum, dua ettim. Cenazesine gelmişlerdi ama yaşam mücadelesini kazandı ve bir ay önce evlendirdim. Çok şükür bugünlere geldik."

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA