25 Kasım 2024
  • Ankara-2°C
  • İstanbul3°C
  • Bursa0°C
  • Antalya6°C
  • İzmir6°C

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ, KARABURUN ILDIR KÖRFEZİ'NDE DENİZEL BİYOÇEŞİTLİLİĞİ ARAŞTIRIYOR

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Bilimleri Fakültesinde görev yapan bilim insanları, Cumhurbaşkanlığı kararıyla Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇKB) ilan edilen Karaburun Ildır Körfezi'nde denizel biyoçeşitliliği araştırıyor.

İstanbul Üniversitesi, Karaburun Ildır Körfezi'nde denizel biyoçeşitliliği araştırıyor

25 Kasım 2022 Cuma 11:13

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile üniversite arasındaki anlaşma kapsamında, insansız su araçlarının da kullanıldığı, 730 gün sürecek çalışma başlatıldı. İÜ Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bayram Öztürk: "Çalışma kapsamda belirlenen 7 istasyonda trol, 5 istasyonda ise algarna çekimleri yapıldı. Koruma altındaki türleri, özellikle kıkırdaklı balıkları güvertede sayıp tarttıktan sonra hemen denize bıraktık"

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü ile İÜ Su Bilimleri Fakültesi Deniz Biyolojisi Ana Bilim Dalı Başkanlığı arasında imzalanan sözleşmenin ardından bilim insanları tarafından 730 gün sürecek çalışma başlatıldı.

İÜ Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bayram Öztürk koordinesinde yürütülen proje kapsamında "R/V Yunus-S" araştırma gemisiyle bugüne kadar 2 sefer yapıldı.

Projeyle, Karaburun Ildır Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi'nde sürdürülebilir koruma ve kullanım kararlarına esas olmak üzere denizel biyolojik çeşitlilik (flora-fauna) tespiti, mevcut durumun ortaya konulması, endemik, nadir, nesli tehdit altında olan tür ve habitatların sınıflandırılması, haritalandırılması, tehditlerin ve korunmasına esas verilerin ortaya konulması, korumayla kullanma ilkelerinin belirlenmesi ile yönetilmesi hedefleniyor.

Prof. Dr. Öztürk, AA muhabirine, şimdiye kadar 2 sefer düzenlediklerini, 2023 yılında 2 sefer daha yapmayı planladıklarını söyledi.

Arazi çalışmaları kapsamında "R/V Yunus-S" gemisiyle ÖÇKB alanında incelemelerde bulunduklarını anlatan Öztürk, "Çalışma kapsamda belirlenen 7 istasyonda trol, 5 istasyonda ise algarna çekimleri yapıldı. Koruma altındaki türleri, özellikle kıkırdaklı balıkları (köpekbalıkları) güvertede sayıp tarttıktan sonra hemen denize bıraktık. Elde edilen tüm türler sayılıp tartılarak istasyon bazında biomas hesabı ve tür çeşitlilik indeksi hesaplandı. Ayrıca çıkan çöpler de sayılarak kategorilerine göre ayrılıp not edildi." diye konuştu.

Prof. Dr. Öztürk, projede habitat tipleri ile posidonya sınırlarını belirlemek üzere scuba dalışlar ve su altı ROV kullanıldığını anlatarak, şöyle devam etti:

"Çalışmalarda bölgedeki ada ve adacıklar dahil olmak üzere posidonyaların sınır derinlikleri, kapladıkları alan ve sağlık durumları belirlenmiştir. Bölgedeki belirlenen istasyonlarda su örnekleri de alındı, TOC (toplam organik karbon), granül analizi için grap örneklemeleri yaptık. Ayrıca çalışmalarda zoo ve fitoplankton ile ihtiyoplankton türlerinin belirlenmesi için kepçe çekimleri yapılmış, yine akıntı ölçümleri, setaselerin gözlemleri ve seslerinin kayıtları, kıyısal çöplerin belirlenmesi proje kapsamında gerçekleştirilmiştir. Öte yandan proje kapsamında balık çiftliklerine gidilip bölgede mavi büyümenin ve çiftliklerin kapasitelerinin belirlenmesi için hazırladığımız anketler yetkililerle konuşulup doldurulmuştur."

Prof. Dr. Öztürk, körfezde yaptıkları 2 bilimsel sefer kapsamında bazı tespitlerde bulunduklarını dile getirdi.

Şimdiye kadar gerçekleştirilen çalışmalarda bölgede yapılan denizel biyolojik çalışmaların oldukça yetersiz olduğu belirlediklerine dikkati çeken Öztürk, şunları kaydetti:

"Bu kapsamda eksik kısımların tamamlanması için bir çalışma planı hazırladık ve bu doğrultuda proje ekibinin her biri için iş tanımı ve çalışma günlerini kapsayan bir çalışma takvimi oluşturduk. Ayrıca kara kökenli kirlenmenin önlenmesi için arıtma tesislerinin bir an önce yapılması ve arıtılmamış suların denize deşarj edilmemesi gerekiyor. Mavi ekonomi ve mavi büyüme için önemli olan balık çiftliklerine de bundan sonra izin verilmemesi gerekiyor. Bölgede yoğun olarak bulunan deniz çayırlarının korunması için tedbir alınması lazım. Bilindiği gibi deniz çayırları hem oksijen üretmekte hem de iklim değişikliğinde karbondioksit tuttuğundan karbon depolamaktadır."

Öztürk, 2023'te de ilkbahar ve sonbahar olmak üzere "R/V Yunus-S" gemisiyle 2 arazi çalışması daha planladıklarını, ocakta ise 1 yıl boyunca yapılan çalışmaların konuşulacağı, Bakanlık yetkililerin de katılacağı bir toplantı planladıklarını sözlerine ekledi.

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA